İçeriğe geç

Yok Mu Arttıran?..

Resmin bütününe bakalım:

Türkiye’den Uludere’nin hesabını soran, “Kürt’ün, Kürt’le savaşması haramdır.” deyip PKK’ya “babalık” yapan Barzani’yi kırmızı halıyla karşıladık. PKK ile aynı masalları anlatırken Kerkük’ü hallettiği, Suriye Kürtleri için “özerklik” istediği anlaşıldı. Sağa sola “özerklik” dağıtıyormuşuz da haberimiz yokmuş!..

Başbakan Erdoğan Barzani ile görüşmesinden sonra, “PKK silah bırakırsa, Türkiye’nin de operasyonları durduracağını” söyledi. “Terör örgütü ile görüşme yok. Bunu söylemek şerefsizliktir… Hükümetim değil, devlet görüşüyor.” noktasından, “AKP olarak, siyasi parti olarak terör örgütü ile görüşmemiz olmamıştır.” noktasına geldi. Belli ki yine bir şeyler oluyor!..

Cumhurbaşkanı Gül, Hollanda’dan yeni anayasaya ilişkin “çağdaş” görüşlerini anlattı. T.C. Cumhurbaşkanı’nın “Türk Milleti”nden sonra “üniter” yapı ve “Atatürk Milliyetçiliği”nden vazgeçtiği anlaşıldı!..

Ne mi oluyor?

Sıcak bahar-yaz kapıda. PKK azacak diye korkuluyor, ön alınıyor.

Daha önemlisi, Anayasa Mahkemesi’nin iki yasa ile ilgili kararı… Cumhurbaşkanlığı, belki de erken genel seçim ihtimali giderek artıyor. Böylesi kritik bir süreçte sadece PKK değil, Yeni Anayasa adı altında Türkiye’ye “demokratik-demokratik bölünmeyi” dayatanların rızasını kazanmak lâzım değil mi?

* * * *

İzliyor musunuz bilmiyorum; KCK’nın neredeyse yarısının MİT’çi olduğu ortaya çıktı. Devrimci Karargâh’ın 2 numarası da MİT’in elemanıymış!.. Acaba başka hangi organizasyonlarda varlar ki?

“Ergenekon” operasyonlarının polis kökenli isimlerinden Emrullah Uslu cenahında da önemli gelişmeler var. MİT krizinin ardında neler olduğunu yazıp AKP’den bir kanadın Oslo Müzakereleri’ni yeniden başlatmak istediğini yazınca bir haller oldu. O da hedefe oturtuldu, “kötü” adam ilan edildi. Evine girilmiş, özel fotoğrafları alınmış falan… Açıktan Başbakan’ın eski danışmanı Akif Beki’yi suçluyor.

Emrullah Uslu MİT krizi günlerinde Öcalan’la anlaşmanın 3 maddesini yazmıştı. Bunlar “operasyonların durması, PKK’lıların sınır dışına çekilmeleri” ile ilgiliydi. Bir madde daha vardı: Kandil’den birisinin İmralı’ya gelip Öcalan’la görüşmesinin sağlanması!..

Doğru, yanlış bilemem; şunu söylemek istiyorum: biz de Oda TV’de İmralı pazarlıklarını yazdık, Hakan Fidan ve diğer bürokratların geliş-gidişlerini haberleştirdik. Polis ve savcı en çok bu haberlerin üzerinde durmuştu. “Kara propaganda suçu” işlemişim. Demem o ki, Emrullah Uslu da “kara propaganda suçu” işledi anlaşılan. Başımıza gelenlere baksın da kendine dikkat etsin bence.

Kandil’den İmralı’ya konuk deyince, Barzani’nin gazetecilerle sohbetinden bir ayrıntıya takıldım. Kandil’le nasıl temas kurduğu sorulmuş; o da gülerek: “Telefonla.” cevabını vermiş. Acaba İmralı ile de telefon bağlantısı var mıdır?

* * * *

Telefon işi önemli!.. Malûm PKK’nın önemli ismi Sabri Ok’un daha Bursa Cezaevi’ndeyken, Şam’daki Öcalan’la görüştüğü anlatılıyor yıllardır. İkinci KCK İddianamesi’nde gördük ki bu iddia yine var. Anlatan da MİT muhbiri olduğu öne sürülen, Öcalan’ın avukatı İrfan Dündar. Anlattıklarının neredeyse tamamı Şamil Tayyar’ın Kürt Ergenekonu adlı son kitabında da var. Bir anlamda Şamil Tayyar, KCK İddianamesi’ni aylar önce yazmış!.. Neyse… Şimdi bu “itiraflardan” hareketle deniyor ki: “KCK-Ergenekon bağlantısı ortaya çıktı!”.. Bağlantı noktası Sabri Ok’muş.

Çok basit bir soru: Oslo’da Hakan Fidan ve Afet Güneş’in karşısında oturanlardan biri de Sabri Ok değil miydi? Bu resim KCK-Ergenekon bağlantısının mı, KCK-MİT bağlantısının mı belgesidir?!.

Silivri’den kucak dolusu sevgiler…

Müyesser YILDIZ

22 Nisan 2012

Kategori:Uncategorized