Tarihi Balyoz duruşması, sonuçları kadar günü yüzünden de anlamlı oldu.
Hep, “TSK’dan rövanş” deniyordu ya, bu kanaati güçlendiren bir tesadüfe(!) daha rastladık.
Tam 52 yıl önce, 21 Eylül 1960’ta, 27 Mayıs darbesinin “Milli Birlik ve Hürriyet Bayramı” olması kararlaştırılmıştı.
Keza bir başka 21 Eylül günü, 21 Eylül 1958’de, dönemin Başbakanı Adnan Menderes CHP’nin parti olmadığını, İsmet İnönü’nün siyaseti bırakması gerektiğini ve basının istediğini yazamayacağını söylemişti. Bugün Başbakan Erdoğan’ın CHP, İnönü ve basınla savaşına ne kadar benziyor değil mi?
Balyoz, 1960 darbesinin ve Menderes’in asılmasının intikamı mıdır? Görünüşte öyle; ancak dün de Silivri’den, sıcağı sıcağına belirttiğim gibi “darbelerle hesaplaşma” adı altında binlerce yıllık Türk Ordusu’nun hesabının görüldüğü görüşündeyim.
Tarihte 21 Eylül’e dair başka tesadüfler de var:
Başbakan Erdoğan’ın ‘örnek’ aldığı Sultan 2. Abdülhamid’in doğum günü,
Veya
Eski bir jandarma subayı olan Anzavur’un, Kuvay-i Milliye hareketine karşı harekete geçtiği,
Ya da
Milli Mücadele’nin başarıya ulaşması üzerine Damat Ferit’in Fransa’ya kaçtığı gün olması gibi.
Son yıllarda ülkemizde Cumhuriyet karşıtı “reformlar”ın genellikle Cumhuriyet reformlarına dair tarihlere denk getirildiğine tanık olmaya başladık. Oysa biliyoruz ki tarihi hesaplarda sembollerle mesaj verilmesi, özellikle de tarih ‘denklemi’ne dikkat edilmesi, İngiliz siyasetidir.
Bu benzeşmeyi hayra mı, şerre mi yoralım?!..
Silivri, Hasdal, Hadımköy ve Maltepe’ye kucak dolusu sevgiler…
Müyesser YILDIZ
22 Eylül 2012
Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/hangi-ulkede-asker-bu-kadar-hirpalanir-2609121200.html