“Herkese eşit mesafedeyiz” politikasıyla Irak Türkmenleri kurda-kuşa yem edildi.
“Gurur” duyulan Barzani, tarihi Türkmen şehirlerini “koparılmış Kürt toprakları” ilân etti. Ses çıkmadı. Barzani bu bölgeler için Irak Merkezi Hükümeti’ne “savaş” açarken “tarafsız” kalındı. “Savaş” şimdilik durdu, çünkü Barzani yönetimi, yıllardır gözümüze soktuğu iddiasını resmileştirip “tartışmalı bölgelerin bundan sonra Kürt bölgesinin dışındaki Kürt toprakları” şeklinde adlandırılacağını açıkladı. Karar doğrudan Kerkük, Selahaddin, Diyala ve Musul’la ilgili, ama Ankara oralı bile olmadı.
“Gurur” duyulan Barzani ile sözde PKK’nın Suriye’deki kolu PYD’ye karşı işbirliği ve mücadele anlaşması yapıldı. Bugün itibarıyla Suriye PKK’sının, Barzani’nin emriyle Esad’a karşı muhalif cepheye katıldığı açıklandı. Yani Türkiye ile PKK omuz omuza getirildi. Yetmedi, Davutoğlu Suriye Kürtlerine, “Özerklik veya federasyon, kendi geleceklerine karar vereceklerine” dair açık çek sundu.
( Söz konusu gelişmelerin anlam ve önemi bakımından 22 Temmuz’da bu sayfada, “Deliliğin Tarihine Katkımızdır”, Odatv’de de “PKK ile el ele verip Esad’a karşı mücadele mi edeceğiz” başlığıyla yayınlanan yazıyı yeniden dikkatlerinize sunuyorum:
https://www.facebook.com/notes/müyesser-yıldız/deliliğin-tarihine-katkımızdır/449267608447582 )
Tablo ortada; sadece İmralı’daki değil, Kandil ve Suriye’deki PKK’nın da “elini sıkmak” üzereler. Dışişleri Bakanı Davutoğlu ise: “Esad’ın elini sıkmam, istifayı tercih ederim.” noktasında!..
Irak Türkmenlerinin hali böyleyken Suriye Türkmenlerine olağanüstü “sevgi-muhabbet”… Devlet nezdinde Irak Türkmenleri ile Suriye Türkmenleri arasında bir fark olmalı… Acaba ne?
“İktidar” yerine “devlet” demem bilinçli; çünkü Irak Türkmenlerine “şöyle”, Suriye Türkmenlerine “böyle” politikasının başında doğrudan Cumhurbaşkanı Gül var.
Aralık başında Irak Türkmen heyetini kabul ettiği duyuruldu. Irak Türkmeni denilmesine bakmayın, sadece Erbil’deki, yani Barzani “başkenti”ndeki Türkmenlerdi. Gül, onlara yaşadıkları topraklarda birlik-beraberlik öğütleri verip Erbil Kalesi’nin önemini anlattı. Türkmen heyeti de Gül’ü Erbil’e, yani Barzani “başkenti”ne davet etti.
Bir türlü gerçekleşemeyen Erbil ziyaretinin yolu mu döşeniyor yoksa? Birkaç yıl önce gitmeye niyetlenmiş, ama kimilerine göre Genelkurmay’ın itirazı kimilerine göre “kulak rahatsızlığının nüksetmesi” üzerine program iptal edilmişti. Artık gider mi, gider!..
Tam bir hafta sonra İstanbul’da Esad’a karşı Suriyeli Türkmenler 1. Platformu’nun organize edilmesi. Gül ve Erdoğan’ın özel destek ve ilgisi… Kerkük ve diğer bölgelerdeki Irak Türkmenleri katliam tehdidi altındayken Gül’ün: “Suriye’de hangi etnik kökenden olursa olsun insanların zulüm altında olması bizim kabul edebileceğimiz bir şey değil. Türkmenler konusunda da soydaşlarımız olduğu için ayrı bir hassasiyetimiz var.” demesi…
İşte “Türkmen oyunu”, işte deliliğin tarihine bir büyük katkı daha!..
Silivri, Hasdal, Hadımköy ve Maltepe’ye kucak dolusu sevgiler…
Müyesser YILDIZ
16 Aralık 2012