Merhum Ecevit iktidarında yaşanan ağır ekonomik krizi yüzünden sadece Ankara’da esnaf mitingi yapıldı. Bir esnaf yazar kasasını getirip, Başbakanlığın önüne fırlattı. Bunun üzerine Başbakanlığın bulunduğu sokağa giriş çıkışlar bariyerlerle kesildi.
Dönemin muhalefet partileri bilhassa AKP’lilere göre, bu tedbir “halktan korkunun” göstergesiydi.
Bugün Bakanlıklar-Meclis bölgesiyle, AKP Genel Merkezinin bulunduğu çok geniş bir alan polis bariyerleri ve panzerleriyle koruma altına alınmış durumda.
-Milletle Kavga Edilmez-
O günlerin ekonomik krizi ve Başbakan merhum Ecevit’in tutumu hakkında Erdoğan öyle ağır konuşuyordu ki… İşte bunlardan bazıları:
“Ankara Tandoğan meydanında yapılan esnaf mitingine katılan o insanların hiç birisi terörist ya da serseri değil, rejimin bel kemiğini oluşturan esnaf kardeşlerimizdi. Özellikle Tandoğan mitinginde sonra, bu tür gösterilerin yasaklandığını veya gösterilerin şehir dışlarında yapılmasına müsaade edildiğini de unutmadık. İşçilerimiz ve memurlarımız ise çok uzun süredir, neredeyse her gün, her hafta, her ay sokakta. Hükümetin görmemesi onların ve olayların yok olması anlamına gelmiyor.”
“İstikrar adına siyasal ve toplumsal muhalefet sürekli kamu yönetiminin dışına itiliyor… İstikrar adına sürekli olarak demokrasi kısıtlanıyor… İstikrar adına milletin sürekli fakirleşmeyi bir kadermiş gibi kabullenmesi bekleniyor… İstikrar bozulacak iddiasıyla halkın talepleri görmezden geliniyor… Ve millete rağmen hükümet edilmeye çalışılıyor. Oysa herkes bilir ki; Millete rağmen siyaset yapılmaz, milletle kavga edilmez.”
-Gencecik Kızlarımız ve Delikanlılarımız Coplandı-
“Türkiye sosyal bir patlamanın eşiğine getirilmiştir… Demokratik yollardan haklarını aramaya çalışan gencecik kızlarımız ve delikanlılarımız bu dönemde coplanmıştır… Bu hükümet, ‘açız’ diyen vatandaşının haykırışına onları makamından kovarak cevap veriyor. Başbakanlık yaptığınız ülkede bugün insanlarımızın % 59’u yurtdışına gitmek, Türkiye’den başka birülkede yaşamak istediğini söylüyor, bundan haberiniz var mı? Bu oran 18-25 yaş arasındaki insanlarda ise % 70. Yani yönettiğiniz ülkede, bu hükümetin basiretsizliği, becereksizliği nedeniyle kişisel hırs ve sırf kendinizi ayakta tutmak adına sistemin önünü tıkamanız nedeniyle, insanlar bu ülkeden kaçmak istiyor.”
“Hırsınız bu kadar mı gözünüzü boyadı… İçerdeki kutuplaşmayı ve ayrışmayı artırıyor, gerginlikleri körüklüyorsunuz… Belki de gündemi, gerçek gündemi halktan saklamak için suni gerginlikler çıkarıp, ülkeye kötülük yapıyorsunuz.”
Devr-i iktidarında bunlar misli ve misliyle yaşanıyor. En tehlikelisi kutuplaşma, ayrışma her geçen gün artıp, gerginlikler körükleniyor. Hem de bizzet Başbakan Erdoğan eliyle. Terör örgütüyle dahi masaya oturabilmişken, sokaktaki milyonları bir kalemde “çapulcu” ilân ediyor. Birkaç cümleyle krizi bitirmek mümkünken, her gün ateşe benzin dökülüyor. Peki neden?
Kendisinin 10 yıl önce söylediği gibi, “Belki de gerçek gündemi halktan saklamak için suni gerginlikler çıkarılıyor” olabilir mi?
Akla üç ihtimal geliyor;
1-PKK’yla yoldaşlık iktidarı öylesine vurdu ki, hem bunu unutturmak, hem de açılan gediği kapatıp, yeniden safları sıklaştırmak üzere türban başta olmak üzere din ve mağduriyet ipine sarılıp, hasar onarımı yapılıyor.
2-Kendisine “Cumhurbaşkanlığından vazgeç” muhtırası verenler belli… ABD, İngiltere, Cemaat. Onlarla açıktan savaşmak yerine, öfkesini başka taleplerle sokağa çıkan milletten çıkarıyor. “Yüzde 50’yi zor zaptediyorum” tehdidiyle iç savaş imasında bulunup, malum cepheye, “Ben yoksam, siz de olamazsınız” mesajı gönderiyor.
3-Ekonomi masalında sona gelindi. Emperyalizm son olarak Petrol Kanunu’yla alacağını aldı… Sıcak para, kaynağı belirsiz döviz ve İran’dan altın girişleri kesildi. Türkiye’nin üzerine büyük bir çığ geliyor. Bir yandan bu ekonomik krizin “bahanesini” yaratılıyor.. Bir yandan da tehdit, gözaltı, baskılar ve olası geniş çaplı tutuklamalarla o zaman yaşanacak sosyal patlamayı bugünden bastırma stratejisi izleniyor.
Biri veya hepsi veya bilmediğimiz başka bir gündem; Erdoğan’ın sözleriyle soralım:
“Hırsınız bu kadar mı gözünüzü boyadı?.. İçerdeki kutuplaşma ve ayrışmayı artırıp, gerginlikleri körükleyerek, ülkeye bu kötülükleri neden yapıyorsunuz?”
Silivri, Hasdal, Hadımköy, Maltepe, Sincan, Mamak ve Şirinyer’e kucak dolusu sevgiler
Müyesser YILDIZ
10 Haziran 2013