AKP’ye muhalefet edip, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne sahip çıkanlar, “Hükümete darbe yapacaklardı” iddiasıyla Silivri’ye tıkıldı…
CHP milletvekillerinin Meclis’te verdiği soru önergeleri Odatv iddianamesine “suç” delili olarak kondu…
PKK’nın terör örgütleri listesinden çıkartılması, teröristlerin “aktivist” sayılması kampanyasının sürdüğü bu dönemdeyiz.
Erdoğan’ın hedefinde ise tamamen CHP ve MHP var. Bir “bunlar terör örgütü” demediği kaldı…
İki kişi biraraya gelecek olsa hopluyor, “sandığı bekleyin” diyorlar…
Kısacası gölgelerin hareketi dahi iktidara “darbe” sayılmaya başlandı.
HEPİMİZ DARBECİ OLDUK
Tam bu esnada iki önemli gelişme oldu. Bilmiyorum ne zaman yazıldı ama Türk Dil Kurumu Sözlüğü’nde “darbe” şöyle tarif ediliyor:
“Bir ülkede baskı kurarak, zor kullanarak veya demokratik yollardan yararlanarak hükûmeti istifa ettirme veya rejimi değiştirecek biçimde yönetimi devirme işi…”
Diğerleri tamam da, “demokratik yollardan yararlanarak, hükümeti istifa ettirme” nasıl darbe oluyor? Birçok ülkede muhalefet partileri veya halk mitingleri sonucu hükümetler istifa etmek zorunda kalmadı mı? Mesela Bulgaristan; Daha bir iki ay önce elektriğe yüzde 7 zam yapıldığı için halk sokağa döküldü, bu arada polis göstericilere şiddet uyguladı. Sonuçta Başbakan, polisin davranışı için özür dileyerek, istifa etti. Geçtik, AKP kurulduğu dönemde Erdoğan meydan meydan dolaşarak, çıkan ekonomik kriz ve merhum Ecevit’in sağlığı gerekçesiyle hükümetin istifasını istemedi mi? Neticede hükümet erken seçim kararı almak zorunda kalmadı mı?
BALYOZ DAVASI
Ya, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Balyoz davasına ilişkin değerlendirmesindeki şu detaylar?
“Darbe suçunun işlenmesi için terör örgütünün varlığına ihtiyaç yok. Sonucu elde etmeye elverişli yapıdaki tüm oluşumlar; askeri cunta, sendika, kulüp ve dernek gibi oluşumlarda yer alan tüm kişiler diğer koşulları sağlamak kaydı ile bu suçun faili olabilirler.”
“Bu yapılanmalar, kendilerinin yönetip yönlendirmedikleri siyasi iktidarı kullananların iradelerini cebir ve şiddet ile bir şekilde zorlamak suretiyle ifsat ederek, görevlerini yapmalarına kısmen veya tamamen engel olmak amacıyla mevcut hükümeti zora sokacak eylem planlarını hazırlarlar, kadroları oluştururlar ve ortam oluştuğunda da cebir ve şiddet kullanarak siyasi iktidarın görevi bırakmasını sağlayıp, kendileri yönetmeye başlarlar.”
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın sadece “darbe” değil, Terörle Mücadele Kanunu’nun da yeniden yazıp, bu kanunu fiilen ortadan kaldırdığı, yeni bir “terör örgütü” tarifi yapmak suretiyle sendika, dernek, kulüpleri dahi “terörist” kapsamına almanın önünü açtığı ortada değil mi?
Açık açık, “AKP iktidarına karşı her söz ve eylem terör ve darbe faaliyeti sayılacaktır” dense ve -şayet yapılacaksa- seçime kadar sokağa çıkma yasağı ilân edilse daha pratik olmaz mı?
Müyesser Yıldız
Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/turkiye-ile-ilgili-oyle-kritik-bir-madde-var-ki-31102003.html