Başbakan Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı “vizyonunu” açıkladı. “Milletin adamı” şarkısını ve toplantıya katılan sanatçıları konuşmaktan, “Yeni Türkiye, değişim-dönüşüm” vaadinin ne olduğunu pek de anlayamadık.
Bir vakitler Anayasa Mahkemesi raportörlüğü yapan, 2010 Anayasa referandumunda YARSAV’a karşı “Demokrat Yargı”yı kurup, “Yetmez ama evet” diyen, şimdilerde Akşam Gazetesi’nde yazan Prof. Dr. Osman Can vizyon belgesini analize başladı da bir miktar öğrendik.
Erdoğan’ın vizyon belgesinde, “Anayasa başlığı” altında şu varmış:
“23 Nisan 1920 Meclisi bu toprakların ilk demokratik, katılımcı, ademi merkeziyetçi anayasal düzenini inşa etmişti. Hiçbir etnik ayrıma dayanmayan, ideoloji barındırmayan, milletin iradesini siyasal işleyişin merkezine yerleştiren, merkez ile yerel arasında demokratik bir denge kuran bu anayasa, tam anlamıyla bir toplum sözleşmesi mahiyetindeydi.”
1920’ye bu atıftan sonra da şöyle deniyormuş:
“Yeni anayasa yeni bir gelecek demektir. 77 milyonun tamamının özgürce paydaşı olacağı bir anayasa demektir. Geçmiş deneyimlerden sonuçlar çıkarmalı ve olumlu kazanımları muhafaza etmelidir. Millet siyaset kurumuna inşa emri verirken, 21. yüzyılı doğru okumamızı ve ona hazırlıklı bir inşa gerçekleştirmemizi beklemektedir.”
Yeni Şafak Ankara Temsilcisi Abdülkadir Selvi’nin yazdığına göre, Erdoğan’ın “vizyon belgesinin” mimarlarından birisi de Osman Can’mış.
Bu durumda Can’ın mutluluğuna, coşkusuna, kendi “eserini” övmesine şaşılmaz. Nasıl sevinmesin; Demokrat Yargı kurulduğunda da tüzüğe şöyle bir madde konulmasını istemişti:
“Türkiye toplumunun tek demokratik Anayasası olan 1921 Anayasasını saygın bir tarihi referans olarak kabul eder. 1924 Anayasasını dikkate değer bulur. Bunun dışında darbe ürünü tüm Anayasaları ve bu anayasaların ardında yatan demokrasi karşıtı mirasın reddini, Türkiye toplumuna saygısının gereği görür.”
“Yeni Türkiye” için 1921 Anayasası referans gösterildiğine göre, önce bu anayasadaki temel özellikleri hatırlayalım:
– Türkiye devleti deniyor.
– Kuvvetler birliği var.
– Vilayetlere “muhtariyet”, yani özerklik veriliyor.
Peki 1921 Anayasasına hayran olan sadece Osman Can mı?
Başbakan Erdoğan’ın daha 1990’larda, “Osmanlı benzeri eyaletler sistemi olabilir” dediğini biliyoruz.
Başka?
Uzun yıllar AKP’nin 2 numaralı koltuğunda oturan Dengir Mir Mehmet Fırat 2006’da, “AK Parti her ne kadar resmen 14 Ağustos 2001 tarihinde kurulmuş gibi gözüküyorsa da aslında AK Parti felsefesi, 1921’deki Birinci TBMM’ndeki felsefenin bire bir aynısıdır” dedi.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısıyken, “Türkiye’nin en özgürlükçü Anayasası 1921 Anayasasıdır” dedi.
Başka?
Teröristbaşı Abdullah Öcalan, “1921 Anayasası, o dönemin ilerici bir anayasası olup, Cumhuriyeti kuran anayasadır. Biz bu anayasanın bugün tekrar uygulanmasını istiyoruz” dedi.
2014 yılında Samsun’dan yola çıkan Erdoğan’ın, “Yeni Türkiye”yi nerede aradığını, kimlerle nereye yürüdüğünü ve gerçekte kimlere hangi “vizyonu” sunduğunu anladınız mı?
Silivri, Mamak, Şirinyer, Eskişehir ve Malatya’ya kucak dolusu sevgiler
Müyesser YILDIZ
13 Temmuz 2014
Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/apoyla-yuz-yil-geriye-gidis-1307141200.html