Balyoz kumpas davası bitti, ama artçı davaları sürüyor.
O süreçte çoğunluğu emekli olan bazı subay ve astsubaylar Genelkurmay Başkanlığı’nı sessiz kaldığı, askerlerine sahip çıkmadığı için eleştirdi.
Genelkurmay Başkanlığı bu eleştirilerin, “TSK’yı itibarsızlaştırma ve muvazzaf personelin, komutanlarına karşı duyduğu güven hissini zedeleme” amaçlı olduğu sonucuna varıp, çok sayıda isme, hatta eşlerine “askeri tesislere giriş yasağı” koydu.
Yasağa maruz kalan isimlerin büyük bölümü Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’ne dava açtı. Birkaç istisna hariç, davalar çoğunlukla reddedildi.
Davayı kaybedenlerden emekli Kıdemli Albay Hüsnü Şimşek ise pes etmeyip, konuyu Anayasa Mahkemesi’ne taşıdı.
Kasım 2013’te Orduevi’ne gittiğinde, içeri alınmayan Şimşek, Genelkurmay Başkanlığı’na müracaat edip, bunun sebebini sordu. Genelkurmay Başkanlığı’ndan, “TSK İç Hizmet Yönetmeliğinin 664. Maddesi uyarınca Genelkurmay Başkanı tarafından oluşturulan bir kurul tarafından TSK Sosyal Tesislerine girişinin 6 ay süreyle yasaklandığı” şeklinde bir cevap geldi.
Genelkurmay’a ikinci bir müracaatta bulunan Şimşek, yasağın sebebini sordu ve kaldırılmasını talep etti. Ancak Genelkurmay bu defa yasal zorunluluk olan 60 gün içinde Şimşek’e herhangi bir cevap vermedi.
Şimşek de Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’ne yürütmenin durdurulması ve kararın iptali için dava açtı.
Mahkemeye “gizli” ibareli “bilgi ve belgeler” gönderen Genelkurmay, Şimşek’in, “Görsel basına açıklamada bulunarak, muvazzaf personelin, amir ve komutanlarına karşı duyduğu güven hissini zedelemeye yönelik beyanatta bulunduğunun çeşitli kaynaklardan intikal eden bilgi ve belgelerden tespit edildiğini”, bu yüzden Kurul Kararı ile TSK Sosyal Tesislerine girişinin yasaklandığını bildirdi.
“Gizli” ibareli bu “bilgi ve belgeler” ise sadece Şimşek’in, “Genelkurmay Başkanı’nın Balyoz açıklamasından sonra o koltukta bir gün, bir dakika daha oturmaması lâzım” şeklinde bir internet sitesinde yayınlanmış sözleriydi.
Avukatları AYİM’deki davada, yasaklamaya dayanak gösterilen TSK İç Hizmet Yönetmeliği’nin ilgili maddesinde, “… açıkça aşağılayıcı söz ve davranışta bulundukları çeşitli komutanlık ve resmi kaynaklardan intikal eden bilgi ve belgelerden tespit edilenlerin…” denildiğini, bu şekli ile yasak kararının yönetmeliğe aykırı olduğunu söyleyip, aşağılama veya hakaret olduysa neden suç duyurusunda bulunulmadığını sordu.
Şimşek’in o eleştirisiyle ilgili olarak da şu savunma yapıldı:
“Açıklamanın yer aldığı dönem dikkatle incelendiğinde; Türk Silahlı Kuvvetleri’ni itibarsızlaştırmak, silah arkadaşlığının gerektirdiği dayanışma duygularını yok edecek asgari insani anlamda bile yardımlaşmayı ortadan kaldırmak amacıyla daha sonradan en üst siyasi makamlarca ‘Milli Orduya kumpas kurulduğu’ açıklanan, sahte delillere dayalı binlerce farklı rütbede askere karşı yapılan operasyonlar karşısında müvekkilimiz ‘her askerin esas vazifesi’ kapsamında ilgili makamlara görevlerini hatırlatacak eleştiride bulunmuştur. Bu eleştirinin idarenin organik kuruluşunda ve eleştirilen makamın sicil amiri olduğu bir birim tarafından suç kapsamına sokulması, idareye şirin görünme maksatlı yapılmış, tamamen dayanaksız ve hukuken hatalı bir değerlendirmedir. Müvekkilimiz genel ve özel hukuk kuralları içine, en temel hak olan sadece eleştiri hakkını, silah arkadaşlığı dayanışması kapsamında kullanmıştır.”
Ancak dava Şimşek’in aleyhine sonuçlandı.
-Hakimlerin Terfisi Genelkurmay Başkanı’nın Elinde-
Bunun üzerine Şimşek ve avukatları geçen hafta Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulundu.
Başvuruda, Şimşek’in “Sanki sosyal tesisler içinde siyasi faaliyet yürütmüş, laf atma, sarkıntılık gibi yüz kızartıcı suçlar işlemiş gibi devre arkadaşları, meslektaşları ve ailesi nezdinde küçük düşürüldüğü” vurgulandı. Şu hususlara da dikkat çekildi:
“Giriş yasağı, Askeri Gazinolar ve Sosyal Tesisler Yönergesi’ne göre verilmiştir. Bu şekli ile yönerge, cezaların ancak kanunla verilebileceği hükmüne aykırıdır. Kaldı ki, emekli personel olduğu için ceza hükümlerine tabi olması da mümkün değildir. Hüküm veren mahkeme hakimlerinden ikisi kurmay albay olup, terfi sırasında olmaları sebebiyle de Genelkurmay Başkanı’nın tasarrufunda bir idari işleme karşı aksi hüküm vermeleri durumunda terfi etmeleri mümkün değildir. Bu sebeple mahkemenin bağımsız hüküm verdiği de söylenemez.”
Milli Savunma Bakanlığı’ndan maddi ve manevi tazminat talebinde bulunan Şimşek, davayı kazanır mı, kazanmaz mı bilinmez, ama Türkiye bunu da gördü, Genelkurmay AYM’lik oldu.
Müyesser YILDIZ
16 Haziran 2015
Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/necdet-pasa-izin-vermedi-iceri-giremezsiniz–1606151200.html