Genelkurmay Başkanlığı, sözde İzmir Casusluk Davası’nın Cuma günü beraatle sonuçlanmasının ardından bugün bir açıklama yapıp, “sevincini” paylaştı.
Önce açıklamadaki şu ifadelerin altını çizelim:
– Sonrasında sahte delillerin kullanıldığı ortaya çıkan…
– TSK mensuplarını derinden üzen…
– Sözkonusu yargılamaların hakkaniyete uygun neticeleneceğine olan inancımız…
Sonra da bu davada neler olduğunu, Genelkurmay’ın nasıl bir yol izlediğini özetleyelim:
– Davada aralarında vali, kaymakam, Hazine ve Merkez Bankası bürokratları dahil binlerce kişinin adı geçtiği halde sadece TSK mensupları tutuklandı ve hapis yattı…
– Savcının “gizli belge” dediği “deliller” için Genelkurmay bünyesinde oluşturulan komisyonlar, İlker Başbuğ’un sempozyum kitabına, telefon rehberine ve ders notlarına dahi “gizli belge” dediği için çok sayıda muvazzaf subay yıllarca hapiste kaldı… Genelkurmay ancak 2 yıl sonra, “Pardon, bunlar gizli belge değil, ders notlarıymış” raporu verdi…
– Dava bitmeden tam 69 genç subay tamamen o iddianameye dayanılarak TSK’dan “ahlaksızlıktan” atıldı. Tüm itirazları reddedildi. Ta ki, 2 ay öncesine kadar. Ne olduysa bu subaylar hakkında ihraç kararı veren Askeri Yüksek İdare Mahkemesi kendi kararını bozup, 61 subayın TSK’ya dönmesini kararlaştırdı… Giden yıllar, yaşanan maddi ve manevi kayıplar yanlarına kâr kaldı….
– Diğer 8 subaydan 4’ünün kararı halen AYİM’de, 4’ününkü de Anayasa Mahkemesi’nde bekliyor… Onlardan biri de Astsubay Davut Yıldız. Yaşadıklarını, ihraç sürecini birkaç kez yazdık. Telefon rehberine “hizmete özel belge” ile ev arkadaşının hastaneye sevk kağıdına, “Devletin güvenliğine ilişkin gizli belge” dendiği, “sicili bozuk olduğu” ve Narin Korkmaz’la “ilişkisi” bulunduğu gerekçesiyle TSK’dan atılan Davut Yıldız, Genelkurmay’ın açıklamasını duyduktan sonra aynen şunu söyledi:
“Akıl tutulması mı bu? Çıldıracağım. Madem böyle ben neden hâlâ AYM’de hak arıyorum? Genelkurmay 1 yıldır benim sicil belgemi mahkemeye niye göndermiyor?”
– Ya bu soruşturmayı yürüten dönemin İzmir polisi ile Hava Kuvvetleri arasındaki hat sayesinde davaya, yargılamaya sokulmadan o sözde “dijital” delillerde adı geçiyor denilerek, binin üzerinde genç havacı HKK’lığı İstihbarat bünyesindeki sorgu odasında sorguya çekilip, atılmadı mı?
– Bu davada yanlışlık olduğunu söyleyenler yıllarca “bildiğiniz gibi değil” denilerek ve birtakım kasetlerin gösterimi yapılmak suretiyle susturulmadı mı?
– İlk defa bu davada Milli Savunma Bakanlığı müdahil olmadı mı?
– Askerlerin hapis yatmasına yol açan “gizli belgedir” raporlarından çark edilmesinin üzerinden 2 yıl geçtiği halde o raporlarda imzası olan Karargâhtakiler hakkında niye hiçbir işlem yapılmadı?
Demek, bu davada sahte delillerin kullanıldığı sonradan ortaya çıktı…
Demek, üzüldüler…
Demek, hep yargılamaların hakkaniyete uygun neticeleneceğine inandılar…
Bunlar neydi, öyleyse; Akıl tutulması mı?
Şimdi bu “özür” gibi açıklama, hayatı karartılan genç subayların, tasfiye edilen komutan ve askeri hakim-savcıların kayıplarını geri getirir mi? Ya da Donanma Komutanı Nusret Güner’e küçücük kızı üzerinden yapılmak istenen şantajın tahribatını giderir mi?
Sahi bu neyin “sevinç” açıklaması?
İzmir Casusluk davasında yargılananlar, TSK’daki birçok isim hakkında suç duyurusunda bulundu. “Kumpas” soruşturmasının Genelkurmay’a uzanacağı, ancak sürecin hassasiyeti nedeniyle ertelendiği de bilindiğine göre, bu açıklama ileriye yönelik bir ön alma çabası mıdır?
Genelkurmay’ın “sevincini” kursağında bırakacağız, ama sanıkların hiçbirinin açıklamayı “samimi ve inandırıcı” bulmadığını kaydedelim.
Müyesser Yıldız
Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/turkiye-ile-ilgili-oyle-kritik-bir-madde-var-ki-31102003.html