Biliyorum, Hollanda-Almanya rezaletlerini yazmam gerekiyor…
Veya Yunan Cumhurbaşkanının Ege’deki adamıza yaptığı çıkarmayı…
Ya da “Sırada Menbiç var” denip, ABD ve Rusya’dan PYD’yi “Fırat’ın doğusuna” göndermesi beklenirken, terör örgütünün Menbiç’te sözde “sivil yönetim” ilân etmesini…
Ama yine 15 Temmuz’u yazacağım.
Çünkü 15 Temmuz’u çözmedikçe; Ne bunları, ne Türkiye’nin başına gelenleri anlayabiliriz.
8 aydır MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın 15 Temmuz günü Genelkurmay Başkanlığı’na gidişini, Orgeneral Akar’la yaptıkları görüşmeyi çözmeye çalışıyoruz.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Genelkurmay Çatı İddianamesi’nde yer alan bir ifade, Genelkurmay İdari Tahkikat Raporu’ndaki bir cümle ve Akar’ın itirafçı olan Emir Subayının HTS kaydı önümüze yepyeni bir bulmaca çıkardı.
15 Temmuz günü Akar’ın, Fidan’dan önce bir konuğu daha vardı.
O konuk; AKP İstanbul Milletvekili, emekli Tümgeneral Şirin Ünal’dı.
-Öğleden Sonra Saat 16.00’ya Kadar Karargâhtaydı-
Önce iddianameden bu çarpıcı bilgiyi aktaralım.
Akar’ın Özel Kalemi’nde, “Komutan’ın randevuları, telefon görüşmeleri, mektupları ve her türlü görüşme notlarının hazırlanmasını yürüten personelin başında bulunmakla görevli” olan ve darbeden sonra tutuklanan Yüzbaşı Oktay Felekoğlu ifadesinde, “15 Temmuz saat 09.00-12.00 arası Genelkurmay Başkanı’nın Başkanlığı’nda, Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Silahlı Kuvvetler Komuta Hereket Merkezi Amiri Tuğgeneral İlhan Kırtıl, Genelkurmay Genel Sekreterinin senelik izinli olmasından dolayı Genelkurmay Genel Sekreter Vekili Tuğgeneral Ertuğrulgazi Özkürkçü, ilgili J (Yani Daire) Başkanları, Özel Kalem Müdürü Albay Ramazan Gözel’in katılımıyla toplantı yapıldığını, bu toplantı gizli olduğu için içeriye ilgililerden başkasının giremediğini ve bilgi sahibi olmadığını” anlattıktan sonra şunları söyledi:
“Aynı gün öğleden sonra ilk önce Adalet ve Kalkınma Partisi Milletvekili Şirin Ünal, daha sonra Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Salih Zeki Çolak ve saat: 16.00 sıralarında MİT Müsteşarı Dr. Hakan Fidan Genelkurmay Başkanı ile görüşmeye geldiler. Ancak MİT Müsteşarı Komutanın yanında beklenenden çok uzun kaldı. MİT Müsteşarı saat 21.00’e doğru Genelkurmay Başkanı’yla yaptığı görüşmeden sonra odadan çıktı. MİT Müsteşarı odadan çıktıktan 5-10 dakika sonra koridordan bağırma sesleri geldi ve hareketlilik oldu.”
Felekoğlu’ndan sonra yine tutuklu olan Yüzbaşı Serdar Tekin’e geçelim. 1.5 yıldır Genelkurmay Başkanı’nın Özel Emir Subay Yardımcısı olarak görev yaptığını belirten Serdar Tekin’in ifadesinde Şirin Ünal’ın ziyaretine dair bir ibare yok.
Ancak Genelkurmay Başkanlığı’nca düzenlenen ve iddianameye konan tahkikat raporunda Serdar Tekin’le ilgili şu tespit yer aldı:
“15 Temmuz 2016 Cuma günü öğleden sonra 16.00 civarında karargâhtan ayrılan Milletvekili Şirin Ünal’ı tekrar çağırmak üzere 1A koridorunda görülmüştür. Serdar Tekin’in kamera kayıtları mevcuttur, ancak yansıları bulunmamaktadır.”
-Darbeden Üç Gün Sonraya Ait HTS Kaydı-
İddianamede Şirin Ünal adı bir yerde daha geçiyor.
O da “FETÖ”cü olduğunu kabul edip, önemli itiraflarda bulunan ve darbeden hemen sonra tutuklanan Akar’ın Emir Subayı Piyade Yarbay Levent Türkkan’ın HTS kayıtlarında.
Levent Türkkan’ın, “Şirin Ünal adına kayıtlı olan Sarıyer/İstanbul baz bilgisi bulunan ………. GSM hat numarası kullanıcısı ile 18.07.2016 tarihinde saat 11.58.11 sn’de 1 (bir) kez arama yönlendirme olarak irtibatının bulunduğu” tespit edilmiş.
Burada bahsedilen Şirin Ünal AKP milletvekili mi, bir başkası mıdır bilinmez, ama tarihe dikkat; Darbeden 3 gün sonrasına ait.
-Sıradan Biri Değil… Balyoz’un “Kara Kutusu” Deniyordu-
AKP Milletvekili Şirin Ünal’ın 15 Temmuz günü Genelkurmay’a yaptığı ziyarete gelirsek;
Bir milletvekilinin Akar’ı ziyareti doğaldır. Hele de emekli asker olunca.
Lâkin Şirin Ünal, özellikle Ergenekon ve Balyoz kumpaslarında çokça tartışılan, hakkında pek çok iddia ortaya atılan bir isim.
Kısaca özetleyelim:
2010 yılında emekli olduktan sonra 2011 seçimlerinde AKP milletvekili seçildi.
Hava Kuvvetleri Komutanı olması beklenirken, Eskişehir’de Menzil Tarikatına ait olduğu söylenen Bilvanis çiftliği üzerinde keşif yaptırdığı iddiasıyla Balyoz’dan tutuklanan Bilgin Balanlı’yla Eskişehir’de birlikte çalıştı. Yardımcısı olduğu Balanlı için, “Suçlamalar konusunda bilgim ya da sezgim yok. İddiayı basından duydum. Şimdi komutanlar yaptıklarını veya yapacaklarını isterlerse paylaşırlar, istemezlerse paylaşmazlar” dedi.
Kendisine Ergenekon ve Balyoz çokça soruldu. Her defasında, şunları söyledi:
“Savcıların elinde hangi bilgi ve belgeler olduğunu ben bilmiyorum. Yargı süreci de devam ediyor. Ben de bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak bağımsız Türk adaletinin en doğru kararı vereceğine inanıyorum. Mahkeme belli bir karar verir ama Sn. Başbakanımızın da söylediği gibi bunun temyiz süreci de var. Sonra belki bazı sanıklar Anayasa Mahkemesine gidebilirler. Dolayısıyla bu konuda konuşmak bizim haddimize değil. Süreç sonuçlanıncaya kadar konuşmuyoruz, konuşmayacağız da… Türkiye Cumhuriyeti’nin iyi yetiştirdiği aydın insanların, yargı süreci devam eden bir konuda konuşması uygun düşmez. Benim temennim, bu davaların en kısa zamanda tamanlanmasıdır. Ayrıca, Türkiye’de özgürlükler, tarihinde olmadığı kadar ilerledi. İktidarın özgürlükleri kısıtladığına dair eleştirilere ise kesinlikle katılmıyorum.”
Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ’un tutuklanmasına yol açan ve Dursun Çiçek tarafından hazırlandığı öne sürülen “İrticayla Mücadele Eylem Planı” gündeme düştüğünde Şirin Ünal Genelkurmay Harekat Başkan Vekiliydi. Askeri Savcılara verdiği ifadede, “İlgim yok. Genelkurmay Harekat Başkanı ve 2. Başkan daha bilgilidir” diyen Ünal, Dursun Çiçek’in talebi üzerine Silivri’de tanıklık yaptığında, astlarını politikadan uzak tutmaya çalıştığını vurguladı. Sanıkların bazı sorularını cevaplandırırken de şu dikkat çekici ifadeleri kullandı:
“İddianameye konu belge ile komutanlığını yürüttüğüm Komuta Kontrol Daire Başkanlığı’nın bir ilgisi yok. Bizim ilgimizin bulunmaması, bu çalışmanın olduğu anlamına da gelmez, olmadığı anlamına da gelmez… Yasadışı faaliyetler herkese ilân edilerek yapılmaz.”
Balyoz’dan tutuklanan Havacı Tuğgeneral Mehmet Eldem’in cezaevindeyken, “Seminerin yapıldığı dönemde Ankara Akıncılar’da Öncel Filo Komutanıydım. AKP Milletvekili Şirin Ünal ise üs komutanıydı. Orada görev yapan tüm sıralı komutanlar Ünal dışında şu anda Balyoz’dan tutuklu bulunuyor” dediğini ekleyip, Ünal’la ilgili başka iddialara geçelim.
-Hazırladığı Cerideyi Baransu Yayınladı-
Şirin Ünal hakkındaki en çarpıcı iddiaları gündeme getiren isim, son olarak 2009-2010 yıllarında Milli Savunma Bakanlığı Genel Sekreterlığı görevinde bulunan emekli Albay Ümit Yalım oldu. Yalım 28 Şubat 2013’te Yeniçağ Gazetesi Ankara Temsilcisi Ahmet Takan’a yaptığı açıklamada, “Ünal’ın, TSK’da koyu bir AKP karşıtı olarak tanınan ve Tayyip Erdoğan’ı çok ağır ve sert dille eleştiren bir general” olduğunu belirtip, özetle şunları anlattı:
“İlk icraatına Yunan askeri helikopterinin, 31 Aralık 2008 tarihinde yaptığı hava sahası ihlalini, Genelkurmay internet sitesinden kaldırmakla başladı. Yunanistan Genelkurmay Başkanı ve Kara Kuvvetleri Komutanı, Didim açıklarındaki Bulamaç Adası’na helikopterle giderek, adadaki Yunan askerlerini ziyaret etmişti. Türkiye Cumhuriyeti’ne ait olan Bulamaç Adası’nın Yunan işgali altında olduğu ortaya çıkıyordu. Ünal, AKP’nin foyası meydana çıkmasın diye, Dışişleri Bakanlığı’nda görevli Büyükelçi Haydar Berk ile görüşerek haberi siteden kaldırdı.
İkinci icraatı; Aktütün karakoluna PKK’lı teröristler tarafından yapılan saldırı sonrasında yaşandı. Ünal, saldırı sonrasında Ankara’ya dönen Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanları hakkında çetele tutmuş ve komutanların uçağa biniş saatleri ile Ankara’ya iniş saatlerini ceride haline getirmişti. Ünal’ın hazırladığı ceride Taraf Gazetesi’nde, Baransu’nun imzasıyla, noktasına ve virgülüne kadar aynı şekilde manşetten yayımlandı. Bilgisayardan iki suret renkli çıktı alan Ünal, ceridenin bir suretini gösterebildi, ancak ikinci suretinin nerede olduğunu açıklayamadı. Ünal’ın elinde bulunan ikinci suret nasıl olmuşsa Baransu’ya ulaşmış ve Taraf’a manşet olmuştu.
Ünal’ın üçüncü ve en ilginç icraatı; Anlaşmalara aykırı bir şekilde Amerikan Silahlı Kuvvetleri’ne destek vermesi idi. Ünal, emrindeki subaylar üzerinde baskı kurarak, Amerikan Büyükelçiliği’nin, ikili anlaşmalara aykırı taleplerinin süratle karşılanmasını sağlıyordu. Ankara üzerinde uçarken, teknik arıza gerekçesiyle iniş izni isteyen Amerikan uçakları, Ankara yerine Adana/İncirlik Üssüne iniyordu. Amerika, Şirin Ünal sayesinde, Adana İncirlik Üssü’nü Sam Amca’nın çiftliğine çevirmişti. Şirin Ünal, Amerika’ya ve AKP’ye olan hizmetlerinin karşılığını almış ve AKP milletvekili yapılarak ödüllendirilmişti. Büyükelçi Haydar Berk de NATO Daimi Temsilcisi sıfatıyla Brüksel’e atanarak ödüllendirildi.
Ünal, Silahlı Kuvvetlerin içinde Truva Atı gibiydi. Şimdi de AKP’nin içinde Truva Atı gibi görev yaparsa hiç şaşmamak lazım.”
-15 Temmuz Sonrası “Reformları” 35 Yıldır Düşünüyordu-
Şirin Ünal için “Sıradan bir milletvekili değil” dedik, devam edelim:
15 Temmuz darbesinden sonra TSK’da yapılan “reformlar” malûm.
İşte Ünal daha milletvekili adayıyken ve milletvekili olduktan hemen sonra;
Milli Savunma Bakanlığı ile TSK’nın yeniden yapılandırılmasını, Genelkurmay Başkanlığı ve Kuvvet Komutanlıklarının MSB’ye bağlanmasını savunup, “Asker milletiz modelinin devam etmesi doğru değil… 1984’ten beri bunu düşünüyorum” dedi.
28 Ağustos 2012’de de Star Gazetesi’nden Elif Çakır’a verdiği röportajda şunları söyledi:
“İmam Hatip Liselerimiz de diğer kurumlarımız gibi Türkiye Cumhuriyetimizin resmi kurumudur. Düz liseden mezun olan kardeşimizle İmam Hatip Lisesinden mezun olan kardeşimiz arasında hiç bir fark kimse gütmemeli.”
“Günün birinde İmam Hatip mezunlarına askeri akademiler açılabilir mi ve İmam Hatip mezunu bir Genelkurmay Başkanı olabilir mi bu ülkede?” sorusuna ise şu karşılığı verdi:
“Evet bunlar olabilir, neden olmasın. Benim arkadaşım var hem İmam Hatip mezunu hem de askeri okul okumuş ve rütbeli. Kim yetenekliyse, kim hak ediyorsa o olsun ayrımcılık yapılmaması gerekiyor.”
-TSK’yla İlgili Kanunlardaki Rolü-
Genelkurmay Çatı İddianamesinde, dikkat çekici bir tespit vardı. O da, “FETÖ’nün TSK ile ilgili kanunları siyasi iradeye çıkarttırdığı” idi.
Bu konuda da Şirin Ünal’la ilgili iki notu aktaralım.
Mayıs 2012’de Askerlik Kanunu’nda değişiklik yapıldı ve askeri personelin 15 yıllık mecburi hizmet süresi 10 yıla indirildı.
Bu yasadan sonra özellikle Hava Kuvvetleri büyük darbe yedi, 10 yılını dolduran pilotların ayrılmasıyla büyük pilot açığı yaşandı.
İşte o yasa tasarısının Meclis’teki görüşmeleri sırasında, “Bu yasa askerî personelin 15 yıllık mecburi hizmet sürelerinin 10 yıla indirilerek, Batı dünyasıyla standartlaşmayı amaçlamaktadır” sözleriyle AKP adına tasarıyı savunan Şirin Ünal’dı.
İddianamede “FETÖ yapılanmasıyla” ilgili olarak, “Son olarak kendisine müzahir elemanların en az bulunduğu 1988 ve daha önceki yıllarda mezun olmuş subayları TSK’den tasfiye etmek için üç devreyi birden toplu olarak emekli edecek ve hizmet süresini 28 yıla indirecek kanuni düzenlemeleri siyasi otoriteye yaptırabilmiştir” denilen, darbeden hemen öncesine ait bir kanuna daha atıf yapıldı.
Sözkonusu kanun; Darbeciler Mehmet Dişli ile Mehmet Partigöç’ün hazırladığı, Hulusi Akar’ın da “arkasında durduğu” 6722 sayılı Türk Silâhlı Kuvvetleri Personel Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’du.
Tasarıda bir madde hariç tümünün yasa kabul edilir edilmez yürürlüğe girmesi öngörülüyordu. Ağustos Şurası’ndan sonra yürürlüğe girmesi öngörülen ise üç devrenin emekliliği ile ilgili maddeydi.
23 Haziran 2016 gecesi TBMM’deki görüşmeler sırasında AKP Grubu’nun verdiği bir önergeyle, o maddenin de kanun çıktığı anda yürürlüğe girmesi sağlandı. Kulislerde, bu son dakika değişikliğini Şirin Ünal’ın yaptırdığı konuşuldu.
Şirin Ünal belki de 15 Temmuz günü Genelkurmay’a, Karargahı çok rahatsız ettiği söylenen bu değişikliği izah için gitmiştir!.. Kimbilir?!.
Müyesser YILDIZ
13 Mart 2017
Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/15-temmuzda-fidandan-once-hangi-akp-milletvekili-genelkurmaydaydi-1303171200.html