İçeriğe geç

ABD’nin 19 Mayıs Rövanşı!..

“Dost ve müttefik” dediğimiz ABD kısa bir süre öncesine kadar en azından “miş” gibi yapar, yalanlarını diplomatik kılıfa sokardı.

Özellikle 15 Temmuz’dan sonra o kadar pervasızlar ki!.. Vazgeçtik “müttefikliği”, ne kural, ne nezaket tanıyorlar.

Türkiye’yi, “eyyyy”leme dışında bir şey yapamayacak kadar kuşattıklarını mı düşünüyorlar nedir?

Trump’ın “Uzun ve zorlu geçecek” dediği görüşmenin 20 dakika sürmesi… Suriye PKK’sı PYD/YPG konusundaki tercüme skandalı ve 4 gün geçtiği halde buna dair herhangi bir açıklama yapılmaması…

Bunları geçtik.

Ne aldık, ne verdik? Erdoğan’ın açıklamalarından kaba bir bilanço çıkaralım:

– ABD, Rakka operasyonunu PYD ile yapma kararını Erdoğan’a bildirdi. Yani emperyalizmin 100 yıllık Sevr planlarının taşeronu olan bu terör örgütünü TSK’ya, Türkiye’ye tercih etti.

Karşılığında ne söyledik? Şunu:

“YPG ve PYD’den Türkiye’ye olabilecek herhangi bir saldırı olursa hiç kimseye sormadan angajman kurallarını uygularız.”

ABD’nin bu tercihini kabullenmemize mi yanalım, “angajman” ifadesiyle terör örgütünü “muhatap” saydığımızın duyurulmasına mı? Ya da “sormasak” bile, “müttefiklerimize” haber vermek zorunda olduğumuzun; Çünkü teröristlerin yanında hem ABD, hem Rus askerlerinin bulunduğu gerçeğinin gizlenmesine mi?

– ABD, YPG konusunda Türkiye’ye güvence verdi.

Nedir bu? Verdikleri silahların PKK’ya geçmeyeceği güvencesi… Sanki PKK’yı silahlandıran ABD değil… Ayrıca bugüne kadar hangi sözlerini tuttukları görüldü ki, bunu tutsunlar?

Bilmem bu “güvenceyi” kabul ederken, gerçekte “dost ve müttefikimiz”in PYD/YPG’yi silahlandırmasını da hazmettiğimizin farkında mıyız?

– Erdoğan-Trump görüşmesinde biz Fetullah Gülen, Rıza Sarraf ve tutuklu Halk Bankası Genel Müdür Yardımcısını, o da Amerikalı rahip Andrew Brunson’u gündeme getirdi.

Sonuç? ABD, taleplerimizi “kayıtlara aldı”… Yasal sürece işaret etti… Biz rahibin “FETÖ’ye iltisaktan” yargılandığını anlatıp, ilgili bakanların bu konularda çalışmasında mutabık kaldık.

Resmi bilanço böyle.

-Salih Müslim’in Daveti Yakındır-

Bir de adı konmamış, gayrı resmi bilanço var.

ABD, aynen Irak’ta Barzani hazmettirdiği gibi, Suriye’de de PYD’yi hazmettirmek istiyor. Nitekim Erdoğan ABD’ye gitmeden, liberal kesimden PYD ile PYG’nin ayrı görülmesi, PYD ile Barzani gibi temas kurulması talepleri geldi.

Erdoğan medyası buna kızdı, ama Yeni Şafak’tan Mehmet Acet ziyaretten 1 gün önce bizzat “Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde görev yapan Erdoğan’ın yakın kurmaylarından birine” dayanarak, Trump’ın, “PYD’nin PKK ile irtibatını kesmesi için çaba harcayalım. Bunu sağladıktan sonra arabuluculuk yapalım, Türkiye PYD ile temasa geçsin” teklifinde bulunmasının beklendiğini, PYD eşbaşkanı Salih Müslim’in son açıklamalarının arkasında da bunun olduğunu yazdı.

Devam edelim. ABD gezisinden iki gün sonra televizyona çıkan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, PYD’nin adını anmaksızın özetle şunları anlattı:

“YPG dahil hiçbir unsurun Türkiye’ye yönelik tehdit oluşturmasına müsaade etmeyeceklerini söylediler… YPG’ye verilen silahlar bize karşı kullanılmayacak… PKK’yı YPG’den ayrı görüyorlar. Bize göre YPG eşittir PKK… ABD tarafı, Suriye’nin sınır ve toprak bütünlüğünü desteklediğini, YPG’ye devlet vaadinde bulunmadığını söyledi…”

Yaa… Irak’ın işgâli öncesi de Türkiye’ye, “No Kurdish State” sözü vermişlerdi… Barzani şimdi “bağımsızlık referandumuna”, peşmergenin “ordulaşmasına” hazırlanıyor!..

Diyeceğim; Salih Müslim’in yeniden Türkiye’de ağırlanması yakındır!..

-Dunford da McGurk da Kaldı-

Bilançonun diğer kalemleri;

Trump, Erdoğan’ın “öncü kuvveti” Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’ı kapıda selamladıktan sonra onlar daha Beyaz Saray’dan ayrılmadan Suriye PKK’sına silah yardımı kararını imzaladı…

Heyetimiz Beyaz Saray’da “tarihi zirve”yi gerçekleştirirken, hem Obama’nın hem de şimdi Trump’ın IŞİD’le mücadele özel temsilcisi McGurk, Suriye’de teröristlerle masaya oturdu… Ki Erdoğan, 8 ay önce New York’ta dönemin Başkan Yardımcısı Joe Biden’la görüşmesinde McGurk’un yüzüne, “Bir daha yapma” demişti.

Son gelişme üzerine Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, McGurk’un PKK ve YPG’ye açıkça destek verdiğini hatırlatarak, “Bu kişinin değişmesinde fayda olduğunu” açıkladı.

ABD Dışişleri Sözcüsü Heather Nauert’un cevabı, “ABD yönetimi McGurk’a tam destek veriyor” oldu.

Erdoğan ABD’ye gitmeden önce defalarca, “Obama dönemi kalıntısı askerlerin Trump’ı yanılttığını, kandırdığını” söyledi.

Hulusi Akar olduğu halde ABD Genelkurmay Başkanı Dunford, heyetlerarası görüşmeye katılmadığı gibi, bugün Trump’ın Dunford’un bir dönem daha Genelkurmay Başkanlığında kalmasına karar verdiği duyuruldu.

-Üçlünün Açıklama Yaptığı Gün-

Dün Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin en önemli günüydü…

Mustafa Kemal Atatürk’ün Sevr’i parçalamak üzere yola çıktığı günün 98. yıldönümüydü.

Biz bugünü coşkuyla kutlarken, Pentagon’da bir basın toplantısı yapıldı.

Başbakan Binali Yıldırım’ın İngiltere’de görüştüğü, heyetimizin masada karşısına oturduğu ABD Savunma Bakanı Jim Mattis, yanına Genelkurmay Başkanı Dunford ve McGurk’ı alıp, “IŞİD’le mücadeleyi” anlattı.

IŞİD’le mücadele değil, adeta PKK/PYG hamiliği özel temsilcisi olan McGurk, Türkiye’nin tepkilerine alay edercesine cevaplar verip, “Türkiye kritik bir ortağımız, Türkiye olmadan IŞİD’i yenemeyiz” dedi.

Ama asıl önemlisi Hulusi Akar’ın “yakın arkadaşı” Dunford’un sözleriydi.

Ana gövdesini YPG’nin oluşturduğu “Suriye Demokratik Güçleri”ni henüz silahlandırmadıklarını, ama “çok yakında başlayacaklarını” açıklayan Dunford, şöyle devam etti:

“Sahada Türkiye’nin endişelerini ortadan kaldırmak için önlemler alıyoruz, örneğin silahların PKK’nın eline geçmemesi ya da Türkiye’ye gitmemesi gibi…. Silahların dağıtımı konusunda Türkiye’ye karşı şeffaf olacağız.”

Hasılı ABD’ye “nokta” koymaya gitmiştik… Adamlar, 19 Mayıs’ta bir “nokta” daha koydu.

Bu gidişata konacak tek işaret ise “ÜNLEM” olsa gerek!..

Müyesser YILDIZ

20 Mayıs 2017

Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/abdnin-19-mayis-rovansi-2005171200.html

Kategori:Uncategorized