Üzerinden 15 ay geçtiği, davalar hızlı bir şekilde ilerlediği halde 15 Temmuz darbe teşebbüsündeki karanlık noktalar azalacağı yerde artıyor.
Mesela Akıncı davasında, darbeden 2-3 ay önce MİT’ten bir heyetin Akıncı’ya gidip, tüm stratejik birimlerde “keşif ve inceleme” yaptığı öne sürüldü. Akıncı eski harekat komutanı Ahmet Özçetin’in ifadesine göre, 45-50, eski üs komutanı Hakan Evrim’in ifadesine göre ise 100 kişiden oluşan MİT heyetinin ziyareti Akıncı tarihinde görülmeyen bu olaydı ve TSK üst yönetiminin emriyle gerçekleşmişti. Avukatlar, Mahkemeden böyle bir ziyaret yapılıp yapılmadığının MİT’e sorulmasını isterken, şu ana kadar bu iddiayı yalanlayan çıkmadı.
Benzer bir iddia da geçen hafta sonuçlanan TÜRKSAT davası ile halen devam eden Özel Kuvvetler Komutanlığı davasında gündeme geldi.
15 Temmuz darbe girişimi sırasında Gölbaşı’ndaki TÜRKSAT yerleşkesinde yayınları kesmeye çalışan 5’i sivil, 17 kişinin yargılandığı dava geçen hafta sonuçlandı ve tüm sanıklara ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Askeri sanıkların tamamının Özel Kuvvetler Komutanlığı eski personeli olduğunu belirterek, sözkonusu iddiaya geçelim.
-Bir Grup Teğmene Verilen Görev-
Her iki davada da darbeden 3 ay önce Özel Kuvvetler Komutanlığı’ndan bir grup teğmenin eğitim kursu kapsamında TÜRKSAT’a “keşif ve inceleme” için gönderildiği öne sürüldü.
İddialar özetle şöyle:
Dönemin Özel Kuvvetler Komutanı Zekai Aksakallı ve Okul Komutanı Ömer Faruk Bozdemir’in emriyle TÜRSAT’a giden teğmenler yetkililerden çeşitli konularda bilgi alırken, elektriklerin kesilmesiyle yayınların sonlanıp, sonlanmayacağını sordu. Yetkililerin, jeneratörlerin devreye gireceğini söylemesi üzerine jeneratörlerin de devre dışı kalması halinde ne olacağı sorusu yöneltildi. Yetkililer, “Alternatif planlarımız var, bunları anlatamayız” cevabını verdi.
Sonrasında bu “keşif ve inceleme”, bir tür ev ödevi gibi rapora dönüştürüldü.
Sözkonusu raporun anlamını da Özel Kuvvetler Komutanlığı davasında bir avukatın soruları üzerine bir sanığın verdiği cevaplarla anlatalım.
Avukat, ÖKK’daki kurs döneminde kendilerine bir görev verip verilmediğini, mesela “okul gezisi” şeklinde TÜRKSAT’a gidilip gidilmediğini, gidenlerden rapor yazmalarının istenip istenmediğini sordu.
Sanık, “Evet keşif ve inceleme için gidildi. Hedef analizi denen bir madde var. Bu maddeye göre, inceleme yaptığınız konuyu askeri açıdan analiz edersiniz” dedi.
Avukat bu defa, “Hedef analiz nedir?” sorusunu yöneltti.
Sanık, “Düşman hattındaki bir bölge veya kritik bir hedefin en kısa ve verimli şekilde etkisiz hale getirilmesi ya da imha edilmesidir” karşılığını verdi.
Avukatın, “Ne yani TÜRKSAT’ın yok edilmesi mi amaçlandı?” şeklindeki sorusu üzerine sanık, hedefin ne olduğunu bilmediğini, bunu yorumlayamayacağını belirtirken, her iki davaya da bakın 14. Ağır Ceza Mahkemesinin Başkanı Bayram Kantık, TÜRKSAT’ta karar verildiğini hatırlatıp, “Orada sorarsınız” diye tepki gösterdi ve konu kapandı.
-Ergenekon ve Balyoz’dan Sonra Vazgeçilmiş-
ÖKK’da bu eğitimden geçmiş olanlara konuyu sordum.
Geçmişte sabotaj veya saldırılara karşı ülkenin stratejik kuruluşlarını koruma amaçlı bu tür eğitimlerin yapıldığını, ancak Ergenekon ve Balyoz süreçlerinden sonra sivil stratejik kuruluşlarda bu eğitimden vazgeçildiğini, sadece askeri kuruluşlarda çalışma yapıldığını anlattılar.
Şayet bu karar yürürlükte ise ve buna rağmen darbeden sadece 3 ay önce TÜRKSAT’a gerçekten bir grup ÖKK personeli gönderilip, böyle bir çalışma yapılmışsa hem çok ilginç, hem çok garip değil mi?
Müyesser YILDIZ
29 Ekim 2017
Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/darbeden-3-ay-once-turksatta-oyle-bir-sey-oldu-ki…-2910171200.html