Erdoğan’ın Gazetesi Sabah’ta Mahmut Övür’ün yazdığına göre, yeni sistemde Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’ın Cumhurbaşkanı Yardımcısı olma ihtimali varmış. Akar Saray’a geçtiği takdirde Genelkurmay Başkanlığı’na Orgeneral Yaşar Güler, Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na da Muharrem İnce’nin, “Apoletlerini sökeceğim” dediği 2. Ordu Komutanı İsmail Metin Temel atanacakmış.
15 Temmuz darbesinden sonra Erdoğan, Akar ve Hakan Fidan için, “Dere geçerken, at değiştirilmez” demişti. Akar’ın Cumhurbaşkanlığı Yardımcılığı kulislerde epeydir konuşuluyordu. Şayet gerçekleşirse, 24 Haziran’la “Dere geçildiğine” göre, Akar’la ilgili “Değişim” böyle olacak demektir.
Bekleyip, göreceğiz.
Yeni sistemde Genelkurmay Başkanlığı, Saray’a bağlanacak. Bu durumda Akar, Cumhurbaşkanı Yardımcısı yapılırsa doğaldır ki, TSK’dan sorumlu olur.
İşte bu ihtimal, darbeden önce yaşanan bir olayı, daha doğrusu Genelkurmay Çatı Davası sanıklarından dönemin Plan ve Prensipler Başkanı eski general Salih Ulusoy’un savunmasında gündeme getirdiği bir iddiayı hatırlattı.
Aralık ayındaki savunmasında Ulusoy, “Cumhurbaşkanlığının altında güzel bir karargâh kurulduğunu biliyorum. Ben de adam verdim oraya. Orayı kuranlara Genelkurmay Karargâhını gezdirdim” dedikten sonra, bugün darbeden tutuklu Mehmet Dişli hakkında şunları anlatmıştı:
“Mehmet Dişli 1 ay önce bana geldi, ‘Genelkurmay Başkanımızı ikna edemiyorum. Sayın Cumhurbaşkanımız beni yeni kurduğu karargâha istiyor. Genelkurmay Başkanımız izin vermiyor’ dedi. Ben de, ‘Bu seninle alakâlı değil. Genelkurmay Başkanımız açıkladı bunu. Eğer orada bir general olursa, Cumhurbaşkanımız onu Genelkurmay Başkanı gibi görmeye başlar. İki başlılık olur, onun için’ dedim. Gitti.”
Ulusoy’un bu iddiasından sonra yaptığımız araştırmada, Akar’ın, Dişli’nin Saray’daki karargâhta görevlendirilmesi konusunda dönemin J Başkanları ile bir toplantı yapıp, “İki başlılık olur” şeklindeki görüşünü açıkladığı, başkanların da bu görüşe katılması üzerine projenin yattığını öğrenmiştik.
-Hakan Fidan da Karşı Çıkmış-
Yakın zamanda, bu iddiayı üçüncü bir kaynaktan doğrulatma imkanımız oldu. Yıllarca AKP’de üst kademelerde görev yapan, Hulusi Akar’a da yakın olan bir siyasi, Mehmet Dişli’nin Saray’da görevlendirilmesi talebine sadece Akar’ın değil MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın da karşı çıktığını söyledi.
Sözkonusu siyasinin anlattığına göre, Erdoğan konuyu önce Akar’a açmış. Akar’ın itirazı üzerine Erdoğan, “O zaman üçünüz (Hulusi Akar-Hakan Fidan-Mehmet Dişli) biraraya gelip, halledin” demiş. Ancak Hakan Fidan da, “O FETÖ’cü. Biraraya gelip, neyi halledeceğiz?” şeklinde tepki göstermiş.
-Mehmet Dişli’nin Sicili-
Akar ve Dişli’nin geçmişte yaklaşık 15 yıl boyunca her yerde birlikte görev yaptıkları, 15 Temmuz gecesine kadar da Dişli’nin, Akar’ın en güvendiği, sağ kolu konumunda bir isim olduğu biliniyor.
Bu vesile ile Genelkurmay Çatı Davası İddianamesi ek klasörlerinde yer alan Mehmet Dişli’ye ait sicil notları ile amirlerinin kanaatlerini de aktaralım.
2 Mayıs 2013’te dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Hulusi Akar 100 tam puan verip, Dişli’yi şöyle anlatmış:
“Bilgili, dürüst ve güvenilir, geniş ve ileri görüşlü, kararlarında isabetli, proaktif düşünce sistemini benimsemiş, çalışkan ve başarılı bir generaldir.”
Dişli’nin sonraki sicillerini, dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Yaşar Güler doldurmuş ve yıl yıl şunları yazmış:
1 Nisan 2014: Öngörüsü ve yaratıcılığı, sevk ve idare yeteneği yüksek, çalışkan bir generaldir.
1 Nisan 2015 ve 2 Mayıs 2016: Problemlerin çözümünde proaktif yaklaşım yöntemlerini uygulayarak, olumlu tedbirler alır. Bir üst rütbedeki görevleri başarılı bir şekilde yerine getirmeye hazırdır.
Güler de her yıl Dişli’ye 100 puan vermiş.
Görüldüğü üzere, “TSK’da çift başlılık” yaşanmaması adına Akar, Dişli gibi en güvendiği ismin dahi Saray’da görevlendirilmesine karşı çıkmış.
-Çift Başlılıktan Çok Başlılığa-
Akar, darbeden sadece 1 ay önce bu çok haklı hassasiyeti gösterirken, 15 Temmuz’dan sonra KHK’larla gerçekleştirilen “Reformları” (Erdoğan, KHK’lar yayınlanmadan 3 gün önce bu düzenlemeleri komutanların da desteklediğini açıklamıştı) hatırlatalım.
– Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanlığı ile Harp Okulları Milli Savunma Bakanlığı’na, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı İçişleri Bakanlığı’na bağlandı.
– YAŞ’da sivillerin sayısı artırılarak, atama ve terfileri siyasilerin belirlemesinin önü açıldı.
– Cumhurbaşkanı ve Başbakana, Genelkurmay Başkanı veya Milli Savunma Bakanı devrede olmaksızın, kuvvet komutanları ve alt kademelerden bilgi alma ve onlara doğrudan emir verme yetkisi verildi. Verilen bu emirlerin de herhangi bir makamdan onay alınmadan derhal yerine getirilmesi öngörüldü.
– Siyasi iradenin, kuvvet komutanları dışında istediği orgenerali Genelkurmay Başkanlığı’na ataması imkânı sağlandı.
Özetle, TSK’da Genelkurmay Başkanlığı ile Milli Savunma Bakanlığı arasında “Çift başlılık” gerçekleşti. TSK’nın ana omurgası olan emir-komuta zinciri kırıldı!..
Akar’ın Başkan Yardımcılığı ihtimaline dönersek; Bu defa da TSK’da “Çok başlılık” dönemi başlamış olmaz mı?.. Akar, böyle bir tabloyu ister mi?..
Müyesser YILDIZ
7 Temmuz 2018
Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/tskda-cok-baslilik-donemi-mi-baslayacak-07071845.html