İçeriğe geç

1920 Ruhu mu?

1920 denince, akla Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ülkemizi işgâl eden İngiliz, Fransız, İtalyan, Yunan ve bunları destekleyen ABD emperyalizmine karşı verdiği tam bağımsızlık mücadelesi gelir. Bir de Osmanlı’yı parçalayan Sevr!.. Erdoğan da yakın zamana kadar önümüze Sevr’in konduğunu söylüyordu.

Hızlı bir haftaydı. Başkan olan Erdoğan yemin edip, Azerbaycan ve KKTC’ye gitti. Ardından Brüksel’deki NATO Zirvesi’ne katılıp, başta ABD, Fransa, Yunanistan, İtalya olmak üzere çok sayıda liderle görüşüp, samimi pozlar verdi. Sonuç?

-NATO Zirvesi Öncesi ve Sonrası-

Yunanistan’la başlayalım. Erdoğan’ın yemininden önce BM, Kıbrıs için özel bir temsilci atadı. KKTC ve Türkiye bu temsilciyle görüşüleceğini bildirirken, Rum Lider Nikos Anastasiadis, Kıbrıs’ta garantörlüğün kalkması konusunda KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’yla görüş birliğinde olduklarını öne sürdü.

Şimdi NATO Zirvesi’nde Erdoğan-Çipras arasında yapılan yaklaşık 2 saatlik görüşme ve buna ilişkin açıklamalara bakalım.

Çipras, “Ege’de Türk savaş uçaklarınca yapılan ihlallerin” arttığını Erdoğan’a ilettiğini belirterek, “Tansiyonu düşürmeye yönelik çabalarımıza önem verme konusunda anlaştık” dedi. Görüşmede, Türkiye’de tutuklu 2 Yunan askeri ile Yunanistan’daki “FETÖ”cüler konusunun da gündeme geldiğini anlatan Çipras, “Bir kez daha, Yunanistan’da yargının tamamen bağımsız olduğunu vurguladığını” kaydedip, şunları söyledi:

“İstikşafi görüşmelerin yeniden başlayabileceğine inanıyorum. Kıbrıs konusunda iki toplumu yeniden diyalog yörüngesine koyabiliriz. Kolay bir görüşme olduğunu söyleyemem, ama görüşmeden daha çok umutla çıktım. Türk Cumhurbaşkanı ile irtibat kanallarının açık kalması konusunda anlaştık. Ege’de gerginliğin azaltılmasının yolunu bulabilmemiz için çaba gösterilmesi konusunda iki taraf da mutabık kaldık.”

Erdoğan’ın, Brüksel’den dönerken yaptığı açıklamalara gelince; Yunanistan’daki darbeci askerler, Ege’deki güvenlik durumu, göç ve mülteciler konusundaki işbirliği, Atina’daki cami, Müslüman azınlık, Kıbrıs meselesi, Rum tarafının tek yanlı hidrokarbon arama faaliyetleri gibi konuları ele aldıklarını, Çipras’ın “İyi niyetle hareket ettiğini” bildirdi. Kıbrıs’la ilgili ise şöyle konuştu:

“Adanın kuzeyindeki güneyindeki gelişmeler noktasında Guterres çerçevesi diye anılan planı konuştuk. Guterres, bu konuda bölgeye bir kadın temsilcisini gönderecek. Çalışmaları olacak. Bu konuda da Çipras’la görüşmelerimizi gerçekleştirelim. Gerek Dışişleri Bakanım, gerek İstihbarat gerekse Genelkurmay Başkanlarımız karşılıklı olarak bir araya gelip bunları, Ege’yle ilgili konuları görüşecekler, olgunlaştıracaklar. Daha sonra biz de görüşeceğiz.”

İtalya; Rumlarla birlikte Doğu Akdeniz’de hidrokarbon arama faaliyetlerinde bulunduğunu biliyoruz. Ki, Erdoğan son İtalya ziyaretinde bu konuda uyarıda bulunmuş, işbirliğinin sonlandırılmasını istemişti. Bir gelişme olmadı.

Erdoğan, NATO Zirvesi’nde İtalya Başbakanı Conte ile de “Kapsamlı ve güzel bir görüşme” yapıp, “Öyle zannediyorum ki, İtalya ile bu dönem çok daha hareketli ve verimli bir süreci yaşayacağız. 2017’de İtalya ile ikili ticaretimiz 20 milyar dolara ulaştı. Savunma sanayi alanında önemli ortaklıklarımız var. Fransa’nın da katılımıyla Eurosam üzerinden uzun vadeli projeler yapacağız. Suriye ve Libya, terörle mücadele ve düzensiz göç konusunda İtalya ile birlikte çalışma ve yakın temasta olma kararı aldık” dedi.

Hemen Fransa’ya geçelim. Cumhurbaşkanı Macron, PYD/YPG’li teröristleri Sarayında ağırladı… Türkiye ile terör örgütü arasında arabuluculuk teklifinde bulundu… Suriye’deki teröristlere silah ve asker yardımı yaptı… NATO Zirvesi’nden kısa bir süre önce de Rum kesimi ile “Türkiye ve KKTC’nin olası müdahalesine karşı”, askeri işbirliği anlaşmasının kapsamını genişletti. Böylece Fransa, Rum kesimindeki hava ve deniz üslerini daimi kullanma hakkı kazanırken, Rumların sondaj ve deniz trafiğinin güvenliğini de üstlendi.

Tablo bu iken Erdoğan, Macron’la yaptığı samimi, uzun ve kapsamlı görüşme hakkında şunları anlattı:

“Savunma sanayi alanındaki işbirliğimizi güçlendiriyoruz. Sinop’taki nükleer santrali, Japonya-Fransa-Türkiye olarak ortak inşa ediyoruz. Zaman kaybını telafi etmek, santralin bir an önce kurulmasını temin etmek için görüşmeleri artıracağız. Terörle mücadele konusunda Fransa’dan beklentimiz, kararlı ve tutarlı olmasıdır. PYD ve YPG gibi örgütlerin korunmasının ve kollanmasının kabul edilemeyeceğini belirttik. İran nükleer programını, ABD’nin muhtemel yaptırım sürecini, Libya’daki gelişmeleri ve Bosna’nın NATO’ya katılımını ele aldık. Türk vatandaşlarının Schengen bölgesine seyahatlerinde vize muafiyeti sürecini de gündeme getirdik.”

-Adil Öksüz Meselesi Önemsiz mi?-

1. Dünya Savaşı paylaşımı sırasında sözde müttefikimiz olan Almanya’yla bugünkü ilişkilerimiz malûm… Yunanistan’ın ve Rum kesiminin hamisi… Soykırım iftirasını tanıyor… Türkiye’ye silah ambargosu uyguluyor… Türkiye’nin AB üyeliğine karşı çıkıyor… PKK’lılar ile Zekeriya Öz, Adil Öksüz gibi baş “FETÖ”cülerin yeni üssü vs.

Erdoğan’ın, Brüksel’de Şansöyle Merkel’le de uzun bir görüşmesi oldu; “Sayın Merkel ile ikili ilişkilerimizi, AB sürecini ve bölgesel konuları ele aldık. Bunların başında Almanlarla yaptığımız savunma sanayii işleri var. Görüşmemizde, 18 Mart Mülteci Anlaşması gereği Türkiye’ye aktarılması gereken fonlar da gündeme geldi. Bunun birinci dilimiyle ilgili verilen söz maalesef henüz yerine getirilmedi. Özellikle Almanya’daki FETÖ ve PKK mevcudiyeti konusundaki endişelerimiz devam ediyor. Merkel’e terörle mücadelede daha kararlı ve tutarlı tavır takınması gerektiğini de belirttim” dedi.

Merkel’le görüşmede, “Adil Öksüz meselesinin de gündeme gelip gelmediği” soruldu. Erdoğan, şu karşılığı verdi:

“Hayır gelmedi. İnşallah bu yıl Almanya’ya yapacağım ziyarette tüm konuları daha kapsamlı biçimde konuşma fırsatımız olacaktır.”

Diğerlerini geçtik de Adil Öksüz konusu; Yurdun dört bir yayında görkemli 15 Temmuz anmasına hazırlanırken, ne hazin bir cevap!..

Ve ABD; Erdoğan Başkan seçildiğinde kutlamak için arayan Trump, Brüksel’de görüşeceklerini söylemişti. Ancak heyecanla beklenen o görüşme gerçekleşmedi. Sadece ayak üstü ve yemeklerde sohbet oldu.

Öncesinde; Yapılan anlaşmaya göre, teröristler 4 Temmuz’da Münbiç’ten çekilmeye başlayacaktı, çekilmediler… Washington, Suriye’deki teröristlere 200 TIR daha silah gönderdi, böylece gönderilen silah miktarı 5 bin TIR oldu… Erdoğan’ın, “Bir daha olmasın” diye uyardığı Trump’ın IŞİD’le Mücadele Özel Temsilcisi McGurk, NATO Zirvesi’nden 1 gün önce Rakka’ya gidip, teröristlerle toplantı yaptı… Menbiç konusunda Türkiye’ye, “Karşılık veririz” tehdidi savuran ABD’li General Funk da yine teröristlerle pozlar verdi… Keza Irak’ta, PKK’nın Sincar’a yerleştiği, Barzani’nin Irak eski Başbakanı Nuri El Maliki ile Kerkük’ün güvenliği ve petroller konusunda anlaşma yaptığı duyuruldu… Erdoğan’ın yemin töreni için Ankara’ya gelen Neçirvan Barzani de “İlişkilerin düzeleceğini” müjdeledi!..

ABD ve Turmp’ın Türkiye’ye karşı tavrı ve bölgedeki hesapları bu iken, Brüksel’de ne oldu? Erdoğan, Trump’la samimi bir şekilde tokalaştı. Medyamızın aktardığına göre de Erdoğan’ı işaret eden Trump, “İşte kazanan adam. Onu seviyorum. En iyi ve en kolay anlaştığım adam” ifadelerini kullandı.

Peki neler konuştular; Erdoğan’dan dinleyelim:

“Münbiç ve F-35’ler konusunu ele aldık. Münbiç anlaşması şu anda planlandığı şekilde ilerliyor. Tabii ki asıl hedefimiz, ABD’nin PYD ve YPG ile bütün ilişkisini kesmesi. Şu anda öyle bir görüntü yok. Münbiç konusunda şu an gündemde olan şey PYD-YPG’nin Fırat’ın doğusuna gitmesi, ayrıca yüzde 90’ı Arap olan Münbiç’e oranın gerçek sakinlerinin yerleşmesini sağlamak. Geçen ayın 4’ünde Mevlüt Çavuşoğlu Bey’in ABD Dışişleri Bakanı Pompeo ile yaptığı görüşmede belirlenen takvim çalıştığı sürece, temennimiz odur ki, Münbiç asıl sahiplerine terk edilmiş, bırakılmış olacaktır. Şu anda bu yönde bir gayret var. F- 35’lere son taksitle birlikte toplam 900 milyon doları ödemiş olacağız. 800 milyon doları zaten ödemiştik. 100 milyon dolar daha ödenecek birkaç gün içinde. Sayın Trump, bu anlaşmanın aynen uygulanacağını söyledi. ‘Konuyla ilgili olarak gerekli talimatları verdim’ dedi. Beyaz Saray, Kongre’ye mektup gönderdi. Yaptırıma karşı olduğunu bildirdi.”

Zirve sırasında Trump’ın Barzani peşmergelerini övmekle kalmayıp, terör örgütü YPG için, “Harika insanlar, inanılmaz savaşçılar, zeki müttefikler” dediğini kaydedelim.

Onlarda böylesi açık düşmanlık; Bizde samimiyet, yeni proje ve ortaklıklar, ticaret hacminin artırılması, çözüm temennileri!..

-Atatürk Brüksel’den Gelmedi-

Tercih meselesi, olabilir, ancak Yunanistan’a Ege ve Kıbrıs konularında haddini bildirmiş, Fransa, İtalya ve Almanya’yla ticari-siyasi ilişkilerimizde ayar çekmiş, terör örgütlerinden vazgeçmeyen ABD’ye tepki için İncirlik ve Kürecik’i kapatacağımızı tebliğ etmiş gibi, Brüksel’den gelip, önce Hacıbayram’da Cuma namazı, ardından 1. Meclis’te toplantı ve “Kabine 1920 ruhuyla göreve başladı” mesajları neyin nesidir?

Mustafa Kemal Atatürk, Samsun, Amasya, Erzurum ve Sivas’tan gelip, 1. Meclis’i toplamıştı. Brüksel’den emperyalistlerle o samimi pozlardan, muhabbetlerden çıkıp gelip, 1. Meclis’e gitmek, 1920 ruhunun neresine benziyor?

Ya Erdoğan’ın buradaki konuşmasında, “Ecdadımızın emanetini yere düşürmemek, ezanlarımı susturtmamak, bayrağı indirtmemek için alın terimizle ve gerektiğinde canımızı ortaya koyarak mücadelemizi sürdürüyoruz” demesi?

Kimlerdir, “Ecdadımızın emanetini yere düşürmek, ezanlarımızı susturmak, bayrağımızı indirtmek” isteyenler ve maşaları?

Atatürk’ün şu sözünü hatırlatmakla yetinelim:

“Biz, Batı emperyalistlerine karşı yalnız kurtuluş ve bağımsızlığımızı korumakla yetinmiyoruz. Aynı zamanda batı emperyalistlerinin kuvvetleri ve bilinen her imkânlarıyla, Türk Milleti’ni emperyalizme araç yapmak istemelerine engel oluyoruz.”

Ya, şimdiki durum ve duruşumuz?

Müyesser YILDIZ

14 Temmuz 2018

Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/brukselde-emperyalistlerle-kolkola-girip-1.meclise-gitmek-1920-ruhunun-neresine-benziyor-14071802.html

Kategori:Uncategorized