Gündemimiz başta sona ABD’li Rahip Brunson krizi ve bu vesileyle verdiğimiz “milli mücadele”. Birkaç gün önce 2 Yunan askerinin sessiz sedasız tahliyesinin öncesini ve sonrasını ise konuşan yok.
Malûm 15 Temmuz’dan sonra Yunanistan’a kaçan 8 darbeci asker hâlâ Yunanistan’da. Ankara’nın Atina ile ilişkilerinde birinci gündem maddesi hep bu oldu. Ancak Atina, “Yargı bağımsızlığı” diyerek, Türkiye’nin iade talebini 3 kez reddetti. Darbeciler 18 aylık gözetim süresinin ardından Nisan ayında tutuldukları polis karakolundan çıkarılarak, yoğun güvenlik önlemleri altında gizli bir yere götürüldü. O günlerde Yunanistan Adalet Bakanı Stavros Kondonis, Türkiye’den darbecilerin Yunanistan’da yargılanmalarına yönelik bir talep gelmediğini belirtip, “18 aylık sürenin dolmasından sonra serbest bırakılmalarını engelleyen bir sebep bulunmuyor. Yunanistan’da yasal olarak bulunan herhangi biri için hiçbir tehlike yok” açıklamasını yaptı.
Ardından Yunan Danıştay’ı, darbecilerin iltica taleplerinin onaylanması yönünde karar aldı.
Temmuz sonunda Atina yakınlarında çıkan ve 88 kişinin hayatını kaybetmesine yol açan yangın sırasında ilk bu darbecilerin, kaldıkları askeri bölgeden tahliye edilip güvenli bir yere götürüldüğünü ve de onların “Güvenliğinden Yunan Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nın sorumlu olduğunu” Yunan basınından öğrendik!..
17 Kasım Örgütü ve DHKP-C’liler
Yunanistan sadece darbecileri himaye etmedi, etmiyor… 2 Yunan askerinin 1 Mart’ta sınırımızı geçip, tutuklanmasından sonra başka neler oldu, hatırlatalım.
29 Mart; 5 yıl önce AKP Genel Merkezi ile Adalet Bakanlığı’na lav silahlı ve bombalı saldırıda yer aldığı gerekçesiyle istediğimiz DHKP-C’li Hasan Biber’le ilgili iade talebimiz reddedildi. Böylece Türkiye’nin iadesini istediği, ancak Yunan mahkemelerinin reddettiği DHKP-C’li sayısı 4’e çıktı.
3 Nisan; Yunan Mahkemesi, tutuklu yargılanan DHKP-C’li Ali Ercan Gökoğlu hakkındaki iade talebimizi de reddetti.
3 Ağustos; Aralarında diplomatlarımızın da bulunduğu çok sayıda kişiyi katleden 17 Kasım terör örgütü üyesi Dimitris Kufodinas var. Yunanistan daha önce bu teröristin üç kez cezaevinden izinli çıkmasına izin vermişti. Son olarak bu tarihte açık cezavine nakledildi. Dışişleri Bakanlığımız bu karara şu açıklamayla tepki gösterdi:
“Bu şahıs, Atina Büyükelçiliğimiz Basın Ataşesi Çetin Görgü cinayetinin (1991) ve Atina Büyükelçiliğimiz Müsteşarı Deniz Bölükbaşı’na yönelik suikast girişiminin (1991) faili olduğu, ayrıca, Atina Büyükelçiliğimiz Müsteşarı Haluk Sipahioğlu cinayetinin (1994) failleri arasında yer aldığı için müebbet hapis cezasına çarptırılmıştır. Daha önce üç kere izin kullanma hakkı tanınan Kufodinas’ın, bu kere açık bir cezaevine nakledilmesinin hiçbir kabul edilebilir gerekçesi yoktur. Bir teröriste bu şekilde hoşgörü gösterilmesi, şehit diplomatlarımızın anısına ve ailelerine yapılan bir saygısızlıktır. Ülkemizin diplomatlarının canına kastetmiş bir teröristin bu tür düzenlemelerden yararlanması kabul edilemez. Yunan makamlarını, terörle mücadelede zafiyet yaratacak adımlar atmamaya ve teröristlerin cezalandırılmasında yükümlülüklerini yerine getirmeye davet ediyoruz.”
4 Ağustos; TKP/ML üyesi Turgut Kaya, arananlar listesinde yer alan, İnterpol tarafından da hakkında tutuklama kararı çıkarılan bir isim. Şubat ayında Yunanistan’a giriş yaparken yakalandı. Yunanistan Yüksek Mahkemesi, Haziran’da Türkiye’ye iadesini kararlaştırdı. Kaya, sığınma talebinde bulundu. Talebi, 21 Temmuz’da kabul edildi. Ve Yunan Adalet Bakanı Stavros Kontonis, Kaya’nın iadesini durdurdu.
Erdoğan: Sizin Yargınız Var da Bizim Yargımız Yok mu?
Üç gün önce sessiz sedasız tahliye edilen 2 Yunan askeriyle ilgili sürece gelince;
Yunan Başbakanı Çipras, meseleyi AB, NATO, hatta BM’ye taşıdı.
1 Nisan’da Başbakanlık Sözcüsü, “Türkiye, askerleri siyasi amaç için kullanmak istiyor” iddiasında bulundu. Aynı gün Yunan Savunma Bakanı Kammenos, Erdoğan için “deli” ifadesini kullandı.
Başbakanlık Sözcüsünün açıklaması üzerine Erdoğan, “Geçen, sınır ihlali yapan subayı biz yakaladık, Batı ayağa kalktı. Kusura bakmayın, biz yargı devletiyiz. Sizin yargınız var da bizim yargımız yok mu?” dedi.
Dışişleri Bakanlığımız da Yunan makamlarının ülkemize karşı seviyesi giderek düşen bir üslup kullanmaya başladığına dikkat çekip, “Yunanistan’ın işine geldiği zaman hukuk devleti ilkesini öne çıkardığını, işine gelmediği zaman ise bu ilkeyi rahatlıkla yok sayarak uluslararası mahkemelerce aleyhinde alınan kararları uygulamadığını yakın tarihimizden bilindiğini” hatırlattı.
Kammenos’un Erdoğan için kullandığı ifadeye ise ülkesinde kendi partisi dahil tüm partilerden tepki geldi, ama Ankara sessiz kaldı.
Devam edelim;
Birkaç gün sonra Çipras, “İnsan hayatı ve insan özgürlüğü, güç mücadelesinin piyonu ve şantaj aracı değildir ve olmamalıdır” açıklamasını yaptı.
20 Mayıs’ta Yunan gazetesine demeç veren dönemin Başbakanı Binali Yıldırım, şunları söyledi:
“Yunan askerleri, Meriç Nehri’nde Türk askeri bölgesinde yakalandılar. Türk tarafına yasadışı giriş yaptılar. Onlara uygulanan adli işlemler, Türk yasalarını çiğneyen herhangi bir kimse ile aynı. Bu askerlere imtiyazlı davranılmasını beklemek mantıklı değildir. İlgili birimler, askerlerin üzerlerinde bulunan 3 telefondan, kriptolu olan askeri telefonu inceliyorlar. Tutuklulukları sırasında kendilerinde adil davranılıyor.”
Daha önce Yunan askerlerinin “rehin” alındığını savunan Yunan Savunma Bakanı Panos Kammenos 9 Ağustos’ta, bunların 8 darbeci askerle takas edilmesi amacıyla Erdoğan’ın talimatıyla tutuklandığını öne sürdü. Dışişleri Sözcümüz Hami Aksoy bu iddiayı şöyle cevapladı:
“Bu iddia, sözkonusu şahsın sorumsuz ve ciddiyetsiz davranışlarının son örneğini oluşturmaktadır. 2 Yunanlı askerin tutuklanma gerekçeleri ve hukuki süreç konusunda zamanında Yunan tarafına gerekli bilgiler verilmiştir. Buna rağmen sürekli anlamsız ve mesnetsiz iddialarla gündem olmaya çalışmak, halen ülkesinde bulunan 15 Temmuz hain darbe girişiminin failleri konusundaki haklı ve hukuki beklentilerimizi yerine getirmeyen Yunanistan açısından kamuoyunun dikkatini başka yöne çevirmeye matuf bir çaba olarak düşünülmektedir.”
Netice-i kelam; “Askeri casusluğa teşebbüs ve askeri yasak bölgeye girmek” suçlarından 5 aydır tutuklu olan 2 Yunan askeri 14 Ağustos’ta herhangi bir adli kontrol hükmü konmaksızın tahliye edildi ve adeta törenle Yunanistan’a uğurlandı.
Karar üzerine Çipras’ın, “Yunan askerlerinin serbest bırakılması, bölgedeki dostluk, iyi komşuluk ve istikrarı güçlendirmeye yardımcı olacak bir adalet eylemidir” dediğini, AB’nin Türkiye’yi alkışladığını, Yunanistan Dışişleri Bakanlığı’nın, “Diplomasi bir kez daha kazandı” yorumunu yaptığını, Yunan diplomatik kaynaklarının da olayı, “Erdoğan’ın, Atina’ya bir iyi niyet jesti” olarak değerlendirdiklerini kaydedip Yunan Savunma Bakanı Kammenos’a geçelim.
Niye Akar’ı Aradı?
Kammenos, Türkiye’ye husumeti meşhur bir bakan. Sadece üç vukuatını hatırlatalım.
Erdoğan’ın Aralık 2017’deki Atina ziyareti sırasında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 18 adamızın Yunanistan tarafından işgâl edildiğini hatırlatıp, “İktidara gldiğimizde bu adaları geri alacağız” dediğinde, “Gel de al” karşılığını verdi.
Nisan ayı başında Kuşadası’nın karşısında yer alan Samos’un hemen yanındaki İkarya adasından, Türkiye’yi “kışkırtamaya devam eden düşman” olarak nitelendirip şöyle meydan okudu:
“Ege Denizi’nin Türkiye’ye yakın kısmındaki adalarda daha fazla askeri personelin görevlendirilmesini emrettim. 7 bin asker, adalara ve Batı Trakya’daki bir sınır bölgesine taşındı. Cesaretleri varsa, topraklarımızın bir santimini zorlasınlar. Birleşmiş Yunanlılar onları ezecekler. Biz onların provokasyonları, tehditleri ve hakaretlerinden korkmadık, dize getirilmedik. Bizi daha da güçlendiriyorlar. ”
Nisan sonunda da; Yunanistan’daki darbeci askerlerin güvenliğinden sorumlu olduğunu öğrendiğimiz Kara Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Stefanis’le Aydın ilimize bağlı Eşek Adası’na gitti. Türk hava sahasında uçtukları uyarısında bulunan hava kontrolörümüze, “Yunan hava sahasındayız. Yunan Savunma Bakanı’yım.” diye cevap verdi. Kontrolörümüzün ısrarlı uyarısı üzerine de Türkçe küfretti. Ardından bu adamızda Belediye Başkanı, kilise papazı ve Yunan askerleriyle sazlı-sözlü eğlence düzenleyip kuzu çevirdi, kadeh kaldırdı.
Bu Kammenos’un, 2 Yunan askerinin tahliyesinden sonraki tavrı mı?
Tümüyle “Diplomasinin zaferiyken”, ne alakaysa Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ı telefonla arayıp, memnuniyetini dile getirdi ve Akar’ı resmi ziyaret için Yunanistan’a davet etti.
Buna da şükür!.. Ya bir de Eşek Adası’nda “kuzu çevirme” teklifinde bulunsaydı?!
Müyesser YILDIZ
17 Ağustos 2018
Odatv yeni link: https://www.odatv.com/yazarlar/muyesser-yildiz/ya-hulusi-akara-esek-adasinda-kuzu-cevirme-teklifinde-bulunsaydi-144792