Türkçe adıyla Demokratik Gelişim Enstitüsü (DPI)’nün PKK’nın İngiltere Temsilciliği olduğunu Erdoğan’ın gazetesi Sabah’tan öğrendik.
Sabah Gazetesi Aralık 2017’de CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun İngiltere ziyaretini, “Kılıçdaroğlu’ndan Londra’da skandal görüşme” başlığıyla verirken, DPI hakkında şu ifadeleri kullandı:
“CHP’nin, kamuoyuna düşünce kuruluşu olarak göstermeye çalıştığı Democratic Progressive Institute (DPI), PKK’nın İngiltere Temsilciliği olarak bilinmesinin ötesinde başkanlığını PKK terör örgütü lideri, terör suçlusu, bebek katili A. Öcalan’ın yasal/avukat takım üyesi (Öcalan’s legal team member) olarak bilinen PKK’lı Kerim Yıldız başkanlığında faaliyet göstermektedir.”
DPI’nin adını daha sonra geçen Nisan’da duyduk. 25 Haziran seçimleri öncesi Mayıs’ta İngiltere’ye giden Erdoğan’dan evvel AKP’li üç isim, Efkan Ala, Mehdi Eker ve Taner Yıldız DPI’yi ziyaret etti. Bu ziyaretin hikmet-i sebebini de Erdoğan’ın Chatham House’daki toplantıda neler söylediğini de halen bilmiyoruz!..
Sadece DPI Başkanı Kerim Yıldız’ın, “Süreç başlamak zorunda. Birileri istediği için değil, Türkiye ve bölgenin içinde bulunduğu durumdan dolayı, bir süreç başlamak zorunda. Kim başlatır? Tabi ki çatışmada yer alanlar, özellikle hükümet kesimi. Mevcut durumda ise hala umudumu koruyorum çünkü bir temel var ve üzerinde gelişebilir” şeklindeki açıklamasından haberdarız.
MHP’yle “Cumhur İttifakı”nı kuran AKP’nin yeni bir “açılım” süreci başlatmasına ihtimal verilmezken, son 1 haftada iki önemli gelişme yaşandı.
Bir heyetle Almanya’yı ziyaret eden AKP İstanbul Milletvekili Ravza Kavakçı Kan twitter’dan, “AK Parti Genel Merkez heyetimizle gerçekleştirdiğimiz Almanya temasları kapsamında Alman Federal Konseyi Bundesrat’ı ziyaret ettik ve ayrıca Federal Sistem hakkında bilgi alışverişinde bulunduk” paylaşımını yaptı.
Dün de DPI’nın Oslo’da düzenlediği bir toplantıda, “Çözüm sürecinin artı ve eksilerinin masaya yatırıldığı”, toplantıya da o sürecin “akil adamları” Kadir İnanır ve Ali Bayramoğlu’nun yanısıra AKP Diyarbakır eski milletvekili Abdurrahman Kurt, Ufuk Uras ve Yıldıray Oğur gibi isimlerin katıldığı ortaya çıktı.
Haliyle herkesin aklına yeniden “çözüm süreci” geldi.
Oslo’da yabancı bir devletin yönetiminde kurulan, dönemin Başbakanı Erdoğan’ın özel temsilcisi Hakan Fidan ve MİT Müsteşar Yardımcısı Afet Güneş ile Kandil’deki teröristlerin oturduğu “müzakere masası” unutulmadığından, benim de ilk düşündüğüm şu oldu:
“Çözüm süreci düştüğü yerden mi kaldırılacak?!.”
Sadece Oslo’da Yapılmadı
Meğer toplantı Oslo’dan ibaret değilmiş.
DPI, “Türkiye’nin zorlu bir döneminde kapsayıcı diyaloğu desteklemek” başlıklı bir proje hazırlamış. Bu proje kapsamında da Mayıs ayından beri bir dizi toplantı yapılmış. Önce Oslo ve Londra, 16 Ağustos’ta Brüksel, 29 Eylül’de Ankara, 16-19 Ekim’de de Dublin ve Belfast’ta.
Toplantıların alt başlıkları ise şöyle; Çatışmalarda çözüm… Çatışmaların çözümünde medyanın rolü… Uluslararası çatışmaların çözümü deneyimlerinden öğrenilen dersler…
DPI’nin sözkonusu projesinin hamilerine gelince; AB, İrlanda, Hollanda ve Norveç hükümetlerince destekleniyor.
DPI’nin Uzmanlar Konseyi’nde Kimler Var?
“PKK’nın İngiltere Temsilciliği” denilen DPI’nin bir “Uzmanlar Konseyi” de var.
Bu konseyde tam 38 isim yer alıyor.
Yabancıların büyük bölümünün; Güney Afrika, Güney Amerika, Yemen, Sri Lanka, Kuzey İrlanda, Ruanda, Burundi, Irak, Kosova, Bolivya, Kenya gibi “çatışmalı bölgelerde” görev yapmış siyasetçi, akademisyen, BM veya hükümetlerin özel temsilcilerinden oluştuğunu belirtmekle yetinip, bunların isimlerini geçelim.
Ancak konseyde, 2009-2014 yılları arasında yani “açılım” sürecinde Türkiye Büyükelçisi olan ve halen büyük İngiliz Şirketi Goldsmith’in yöneticiliğini yapan Sir David Reddaway’in bulunduğunu özellikle kaydedelim.
Konseyin Türk isimlerine gelince;
Şimdilerde iktidarla mesafeli olan ve Taraf, Radikal, IMC televizyonu, Zaman veya Today’s Zaman gazetelerinden hatırladığımız Ali Bayramoğlu, Cengiz Çandar, Ayşegül Doğan, Prof. Dr. Ahmet İnsel’in yanısıra Prof. Erol Katırcıoğlu, Prof. Dr. Sevtap Yokuş, Bejan Matur ve HDP’li Mithat Sancar ile Ufuk Uras isimlerini görüyoruz.
Bunlar değil, ama şaşılacak başkaları da var.
Erdoğan’ın Ergun Özbudun başkanlığında hazırlattığı yeni anayasa çalışmasında yer alan, 2013’te “akil adam” seçilen, 2015’te AKP Diyarbakır milletvekili adayı yapılan Prof. Dr. Fazıl Hüsnü Erdem…
Diğer “akiller”den; Doç. Dr. Vahap Coşkun, Kadir İnanır…
Hem “akil”, hem her daim Erdoğan’a çok yakın bir isimler olan Kezban Hatemi ile Avni Özgürel de bu konseyde.
En “Sürpriz” İsim
Bunları da geçelim.
Uzmanlar Konseyi’nde yer alan ve de 16 Ağustos’ta Brüksel’de DPI’nin Başkanı Kerim Yıldız başkanlığında “Türkiye merkezli uzmanlarla” yapılan “Ülke değerlendirmesi” konulu toplantıya katılan öyle bir isim var ki!..
Önce bu toplantıda nelerin görüşüldüğünü aktaralım.
Başta “demokratikleşme ve çözüm süreçleri” olmak üzere Türkiye’nin durumu görüşülmüş. Ayrıca seçim sonrası siyasi manzara, özellikle parlamenter sistemden başkanlık sistemine geçiş, mevcut ekonomik politika ve eğilimler ile dış politikadaki gelişmeler ele alınmış.
Dün gündeme düşen Oslo toplantısı gibi, Brüksel toplantısında da fotoğraflar çekilmiş. Yine yabancıları geçelim, Türkiye’den kimler katılmış; Ufuk Uras, Ali Bayramoğlu, Prof. Fuat Keyman, Kadir İnanır, Prof. Dr. Sevtap Yokuş, Esra Elmas, Prof. Fazıl Hüsnü Erdem ve Kezban Hatemi.
Toplantının “sürpriz ismi” mi?
Prof. Dr. Aşkın Asan.
Kim mi, Prof. Asan?
Önce AKP milletvekili. Sonra 2011-2014 yılları arasında Aile ve Sosyal Politikalar Bakan Yardımcısı. Ardından Trabzon Avrasya Üniversitesi Rektörü. Ayrıca Maarif Vakfı Yönetim Kurulu üyesi.
Son görevi mi?
Erdoğan’ın, “Bazı profesörlerimiz çıksın, ‘Ben İmam-Hatip okullarında yöneticilik yapmaya varım’ desin. İşte reform budur” çağrısından sonra geçen yıl Erdoğan’ın annesinin adını taşıyan Üsküdar’daki Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi’nin Müdürü oldu. Bu görevlendirmenin de bizzat Erdoğan’ın isteğiyle gerçekleştiği bildirildi.
Böylesine AKP’li bir ismin “PKK temsilciliği konseyinde” yer alması, “çözüm süreci” bittiği halde burada olmaya devam etmesi ve dahi “Cumhur İttifakı” kurulup, PKK ve uzantılarına karşı amansız bir savaş verilirken, sadece 3 ay önce “çözüm” toplantısına katılması çok garip değil mi?
Acaba MHP, bu toplantılara ve ilişkilere ne der?
Teröristbaşı, MHP’nin yer aldığı bir iktidar döneminde idamdan kurtulmuştu.
Yoksa şimdi de birilerinin, önce MHP’yle 31 Mart seçimi ittifakında “başarı”, ardından yeni “açılım ve çözüm” planları mı var?
Müyesser YILDIZ
27 Kasım 2018
Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/muzakere-sureci-toplantisina-oyle-bir-isim-katildi-ki-27111840.html
Odatv yeni link: https://odatv4.com/makale/muzakere-sureci-toplantisina-oyle-bir-isim-katildi-ki-27111840-151031