Önceki gün TBMM’de Milli Savunma Bakanlığı bütçesi üzerindeki görüşmeler sırasında Bakan Hulusi Akar ile CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel arasında yaşanan sert tartışmanın yankıları sürüyor.
Akar, kumpas mağduru silah arkadaşlarına sahip çıktı mı, çıkmadı mı; Baransu’nun bavulundan çıkan sözde belgeler için, “Bu bir darbe planıdır” diyen bilirkişi Ahmet Erdoğan’ı kim görevlendirdi; O süreci yaşayanlar, Akar’a cevap verdi, veriyor.
Biz, o tartışmalar sırasındaki farklı iki detaya dikkat çekmek istiyoruz.
İlki Akar’ın, “Arkadaşlarını ziyaret etmeyen alçaktır. Hasdal’dan çıkmadım ben. Arkadaşlarımın hayatını kolaylaştırmak için her türlü riski aldım. Savcıya, adli müşavire, hapishane müdürüne rağmen, her türlü riski aldım” şeklindeki sözleri.
O dönemde Hasdal Savcısı Hayrettin Kaldırımcı’ydı.
Kaldırımcı’yı Ankara’ya getirip, önce Genelkurmay Askeri Savcısı, ardından Genelkurmay Adli Müşaviri yapan kimdi dersiniz? Tabii ki, Hulusi Akar.
Halen 15 Temmuz darbe teşebbüsünden tutuklu olan Kaldırımcı’nın, Hasdal’dayken Balyoz tutuklularına nasıl sahip çıktığına ilişkin ifadelerini geçelim.
Daha geçen ay Balyoz sanıklarından “Yörük Ali Paşa” lakaplı emekli Tuğgeneral Ali Aydın, mahkemede Kaldırımcı lehine tanıklık yaparken, şunları anlattı:
“Hasdal’da tutukluyken bize tek tip elbise giydirildi. Hastaneye muhafızlarla götürüldük. Bizlere kötü muamele yapıldı. O dönem savcı olarak görevli Hayrettin Kaldırımcı’nın inisiyatif kullanması sonucu açık görüş yapabildik, kötü muamelenin önüne geçildi. Savcı Zekeriya Öz, bize nefes aldıran Kaldırımcı’yı tehdit edip, ‘Siz bir de bunlara yüzme havuzu yapın da yüzsünler’ dediğini öğrendik.”
Şimdi gel de Akar’ın, arkadaşlarının hayatını kolaylaştırmak için ona rağmen “risk” aldığını söylediği Savcı’nın kim olduğunu sorma!..
-Yine Emeklilik Meselesi-
TBMM’deki tartışmalarda dikkat çekmek istediğimiz ikinci detaya gelince;
Akar, 15 Temmuz gecesi kafasına silah dayandığını anlatıp, Özgür Özel’le tartışırken, şöyle bir cümle kurdu:
“Bir Genelkurmay Başkanının istifa ettiğinden haberi yok. Haberiniz olur veya olmaz o benim derdim değil. Emekli oldum ben.”
Veli Ağbaba, “Emekli olmadın”, Özgür Özel de, “Emekli olmadın sen. Sen önce Bakan oldun, sonra formaliteyle…” diye tepki gösterdi.
Bunun üzerine Akar şu cevabı verdi:
“Emekli oldum, emeklilikten sonra da… Demokrasinin böyle gelişmesi, Atatürk ideallerinin gerçekleşmesi, muasır medeniyete gitmemiz sizi niye bu kadar rahatsız ediyor ve ben bunu kınıyorum. Keşke sizin gibi Atatürk’ümüzün partisinde bir grup başkan vekili olmasaydı.”
Hatırlanacağı üzere Eylül ayında Akar’ın TSK’dan emekli olup, olmadığını gündeme getirip, Milli Savunma Bakanlığı internet sitesindeki özgeçmişinde, “Orgeneral” yazdığını vurgulamıştık. Bu yazımızın hemen ardından ise Akar’ın özgeçmişi değiştirilip, “Orgeneral” ifadesi çıkarılmıştı.
Özgür Özel’in yarım kalan, “Sen önce Bakan oldun, sonra formaliteyle” sözünün devamı neydi bilmiyoruz, ama o yazımızdan sonra kulislerde, “Akar emekli olmadan Milli Savunma Bakanı yapıldı. Yanlışlık daha sonra fark edildi ve emekli oldu” iddiası dillendirilmişti.
Ancak hâlâ tereddütler vardı.
Bu konuları bilen askeri yetkililer, daha önceki Genelkurmay Başkanlarının emeklilik işlemine bakmamızı önerince, Resmi Gazete’yi taradık.
Mesela 9 Ağustos 2010 tarihinde Cumhurbaşkanı Gül, Başbakan Erdoğan ve Bakanlar Kurulu üyelerinin imzasını taşıyan şu kararı gördük:
“Genelkurmay Başkanı Orgeneral Mehmet İlker Başbuğ’un görev süresi emeklilik nedeniyle 30 Ağustos 2010 tarihinde sona ereceğinden, 30 Ağustos 2010 tarihinden geçerli olmak üzere, Genelkurmay Başkanlığına Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Sebahattin Işık Koşaner’in atanmasının, 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununun 49 uncu maddesinin (h) bendine göre Cumhurbaşkanlığı Yüce Katına arzı; Bakanlar Kurulu’nca 8/8/2010 tarihinde kararlaştırılmıştır.”
Hasdal’daki arkadaşlarının “Hukukunu koruyamadığı” için görevini bırakın Işık Koşaner’le ilgili olarak da 29 Temmuz 2011 tarihli Resmi Gazete’nin mükerrer sayısında şu karar yayınlandı:
“Genelkurmay Başkanı Orgeneral Sebahattin Işık Koşaner’in emeklilik talebi üzerine, 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununun 49 uncu maddesinin (h) bendi gereğince 29/7/2011 tarihinden geçerli olmak üzere emekliye ayrılmasının Cumhurbaşkanlığı Yüce Katına arzı; Bakanlar Kurulunca 29/7/2011 tarihinde kararlaştırılmıştır.”
Devam edelim.
6 Ağustos 2015 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan kararnamede Necdet Özel’in emekliliği ve yerine Hulusi Akar’ın atandığı kararı birlikte yer aldı.
10 Ağustos 2015’te “Türkiye Cumhuriyetinin bekası, ülkenin ve milletin bölünmez bütünlüğü, toplumun huzuru, birlik ve beraberliği için gösterdiği üstün feragat, fedakarlık, başarı ve yararlık sebebiyle Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel’e Devlet Şeref Madalyası verilmesi” kararı da yine Resmi Gazete’de duyuruldu.
15 Temmuz sonrasına gelelim;
Malûm Hulusi Akar darbeciler tarafından derdest edildiği için Genelkurmay Başkanlığına vekaleten 1. Ordu Komutanı Ümit Dündar atanmıştı.
19 Temmuz’da, Akar’ın görevine başlaması nedeniyle bu vekalet işleminin iptal edildiği de Resmi Gazete’de yayınlanan kararla duyuruldu.
Cumhurbaşkanlığı sisteminde görev alan Bakanlar Kurulu üyelerinin atama kararnamesinin Resmi Gazete’de yayınlanma tarihi 10 Temmuz 2018.
Aynı tarihli Resmi Gazete’de, Genelkurmay Başkanlığı’na Yaşar Güler’in atandığına dair kararname de yayınlandı, ancak kararnamede Akar’ın emekli olduğuna dair bir ibare yoktu. Erdoğan imzalı kararname tam olarak şöyleydi:
“Genelkurmay Başkanlığına üst kademe kamu yöneticileri ile kamu kurum ve kuruluşlarında atama ve usullerine dair Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin 9’uncu maddesinin üçüncü fıkrası gereğince Kara Kuvvet Komutanı Orgeneral Yaşar Güler’in atanmasına karar verilmiştir.”
Örneklerini aktardığımız usul ve teamüllere göre, Hulusi Akar’ın emeklilik kararının da sonradan bile olsa Resmi Gazete’de yayınlanması gerekmez miydi?
Acaba neden yayınlanmadı?
Müyesser YILDIZ
19 Aralık 2018
Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/hulusi-akarin-emeklilik-karari-neden-resmi-gazetede-yayinlanmadi-19121841.html