İçeriğe geç

Genelkurmay Çatı Davasında 2 Sürpriz Tahliye!..

15 Temmuz darbe teşebbüsünün en önemli davası olan Genelkurmay Çatı Davası’nda sona gelindi.

Aralarında sözde Yurtta Sulh Konseyi üyesi olduğu belirtilen isimlerin de yer aldığı 221 sanıklı davada 9 Mayıs 2018’de esas hakkındaki mütalaasını açıklayan Savcı, Konsey üyeleri hakkında 252’şer kez, 153 sanık için ise 1 ilâ 13 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemişti. Mütalaada, sadece 9 sanık hakkında 15 yıla kadar hapis cezası talep edilirken, 13 sanığın da delil yetersizliğinden beraati yönünde görüş bildirilmişti.

Mütalaanın ardından sanıkların savunmalarına geçildi. Diğer tüm sanıkların savunmaları birkaç ay önce tamamlandı ve sona bırakılan sözde Yurtta Sulh Konseyi üyeleri savunma yapmaya başladı.

20 Mayıs’ta bitmesi planlanan davanın bundan sonraki bölümünde, aralarında Ömer Faruk Harmancık, Gökhan Şahin Sönmezateş, Mehmet Dişli, Ramazan Gözel ve Orhan Yıkılkan’ın da bulunduğu 15 sanık savunma yapacak.

-General Seviyesinde İlk Tahliye-

Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın Cuma günkü celsesinde, duruşmalara 1 hafta ara verilirken, sürpriz bir ara karar çıktı.

Bugüne kadar hep alt rütbelerdeki isimlerin tahliyesi yönünde kararı veren Mahkeme, ilk kez iki eski generalin tahliyesini kararlaştırdı.

Yaklaşık 3 yıldır hapiste olan ve Savcının her ikisi hakkında da ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istediği isimlerden birisi dönemin Genelkurmay Yunanistan Denizcilik ve Havacılık Dairesi Başkanı eski Tuğamiral Mustafa Sözer oldu.

15 Temmuz’da Genelkurmay’da değil, evinde olan ancak sözde atama listesinde “Göreve devam” dendiği ve Dışişleri Bakanlığı Müsteşarlığı’na atandığı iddiasıyla tutuklanan Sözer savunmasında, görevi gereği Dışişleri Bakanlığı ile koordineli çalıştıklarını belirtip, şunları söylemişti:

“Darbe girişiminden önceki herhangi bir zamanda, mekanda, herhangi bir kişi tarafından sözde atama listesindeki görevlendirme hakkında bana teklifte bulunulmamış, bilgilendirme yapılmamış, talimat verilmemiştir. Buna ilişkin tek bir delil gösterilebilmesi mümkün değildir. Çünkü yoktur. Darbecilerin niyeti ne olursa olsun ve bu niyet ne kadar mantıklı veya mantıksız olursa olsun bu görevlendirme benim bilgim ve iradem dışında yapılmıştır. Faturasının bana kesilmesi adil değildir.”

Sözer, Mahkeme Başkanı Oğuz Dik’in, “Size bu kötülüğü kim yaptı?” sorusuna da, “Bu darbeyi kim organize etti, kim hazırladıysa, onun yaptığını düşünüyorum. İddianamede bu darbenin FETÖ tarafından yapıldığı söyleniyor, benim de bundan daha makul bir cevabım yok” karşılığını vermişti.

Genelkurmay Çatı Davası’nda tahliyesine karar verilen ikinci üst düzey isim ise dönemin Genelkurmay Kuvvet Geliştirme ve Kaynak Yönetimi Daire Başkanı eski Tümgeneral Oğuz Serhad Habiboğlu oldu.

15 Temmuz’da ailesiyle Marmaris Aksaz Deniz Üssü’ndeki kampta bulunan Habipoğlu da sözde atama listesinde Dış Ticaret Müsteşarlığı görevi verildiği gerekçesiyle tutuklanmıştı. Savunmasında, listede adının yazılmasının kendi iradesi ve bilgisi dışında gerçekleştiğini kaydeden Habipoğlu, “İsmim oraya kasıtlı olarak yazıldı. Sivil, asker herkes beni tanır. Benden zarar gelmeyeceği düşüncesiyle listeye adımı yazmış olabilirler. Tehlike arz etmeyeceğimi düşündüler. İsmimi yazarak, benim üzerimden meşruiyet sağlamaya, insanları mümkün olduğu kadar çekmeye çalışıyor, itibarımı kullanıyorlar” demişti.

Sona gelindiği için hiçbir sanığın tahliye talebinde bulunmadığı davada, bu son dakika tahliyeleri herkeste şaşkınlık yaratırken, Başkan Oğuz Dik’in de, “Kimse tahliye talebinde bulunmayacak mı?” dedikten sonra kararı açıkladığı ve her iki ismin avukatlarının dahi salonda olmadığı öğrenildi.

Görünen o ki, sözde atama listeleri artık bu ana davada da tek başına delil sayılmıyor!..

Müyesser YILDIZ

31 Mart 2019

Kategori:Uncategorized