Odatv ekibi olarak 2011 yılının Şubat-Mart aylarında iki operasyon dalgasıyla tutuklandıktan 7 ay sonra iddianamemiz çıktı.
İddianameyle ilgili olarak ilk duruşmada, heyete şunu söyledim:
“Bu iftiranameye göre, polis savcı, savcı hakim olmuş. Hakimin ne iş yaptığını anlayamadım!..”
Şimdiki iddianamelere bakınca, medya başta olmak üzere kim kimin görevini yapıyor içinden çıkılmaz haldeyken, bilirkişinin de savcı veya hakimliğe soyunduğunu gördük, iyi mi?!.
Bu vahim olayı aktarmadan önce yasa ve yönetmeliğe göre, “Bilirkişi” kimdir, ne iş yapar, neleri yapamaz, onu özetleyelim:
Bilirkişi, “Çözümü uzmanlığı, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde oy ve görüşünü sözlü veya yazılı olarak vermesi için başvurulan gerçek veya özel hukuk tüzel kişisi”dir.
Görevini, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayrım yapmaksızın dürüstlük ve tarafsızlık ilkeleri doğrultusunda yerine getirir.
Görevinin saygınlığını ve kişilerin adalete olan güvenini zedeleyen veya şüpheye düşüren her türlü tavır ve davranıştan kaçınır.
Raporunda, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hususlar dışında açıklama yapamaz, hukuki nitelendirme ve değerlendirmelerde bulunamaz.
-Polis Memurunun Şahsi Kanaati mi?-
İstanbul’da yaşanan olayımıza geçersek;
Mahkeme, bir şüphelinin dijital materyallerini incelemek üzere asıl mesleği polislik olan bilirkişiyi seçer.
Bu kişi, şüphelinin dizüstü bilgisayarı, cep telefonu ve SIM kartını inceledikten sonra hazırladığı raporu bir üst yazıyla Mahkemeye gönderir.
Mahkemeye gönderilen üst yazı şöyledir:
“İstanbul .. Ağır Ceza Mahkemesinin talimatları ile 2018/… esas numaralı soruşturma evrakları ekinde, içerisinde şüpheli …… …… isimli şahsa ait materyallerin imaj dosyaları içerisindeki mevcut/silinmiş alanlarda ‘FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü ilgili bulunabilecek olan verilerin tespiti, cihazlarda bylock, kakao ve Eagle gibi FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü tarafından gizli haberleşme programlarının kullanılıp kullanılmadığı, bu programların kalıntılarının bulunup bulunmadığı, FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü ile ilgili dokümanların bulunup bulunmadığı’ hususlarında gerekli incelemelerinin yapılarak, bu tespitleri rapor halinde tarafınıza bildirmek üzere; Tarafıma tevdi edilen şüpheli ….. …..’a ait sıralı materyaller üzerinde öncelikle imaj alma işlemi yapılarak inceleme işlemleri tamamlanmış ve tespit edilen hususlar doğrultusunda inceleme raporu (3 suret) tanzim edilerek ekte sunulmuştur. Bahse konu materyallere ilişkin; İmaj alma, inceleme ve raporlama işlemleri esnasında tarafımca sarf edilen emek karşılığı gelir vergisi ve damga vergisi dahil olmak üzere 800 TL olarak hesaplanmıştır. İmaj alma ve inceleme işlemlerinde tarafımca tespit edilen hususların ve ücret taktiri Sayın Mahkemenize ait olmak üzere saygılarımla arz ederim.”
Bilirkişinin hazırladığı rapora gelince;
İlk bölümde, “İmaj üzerinden incelemelere devam edildiğinde, Google Chrome isimli tarayıcı üzerinde ………. uzantılı e-posta adresinin tanımlı olduğu görülmüştür. Tespite ilişkin ekran görüntüsü aşağıya eklenmiştir” dedikten sonra aynen şunları yazar:
“Bahse konu imajın internet geçmişi incelendiğinde; FETÖ/PDY terör örgütüne yakınlığı ile bilinen Odatv isimli haber sitesine ait birçok kaydın bulunduğu tespit edilmiştir. Tespite ilişin ekran görüntüsü aşağıya eklenmiştir.”
“Suç delili” olarak mesela neler mi sıralanmış?
Tahşiye kumpasıyla ilgili olarak Tahşiye Yayınevi’nin yaptığı açıklamanın haberi…
Yazar Ahmet Ümit’le ilgili 2 haber…
Küba İstihbaratı’nın bir numaralı ismi Escalante’nin, kitabını ve Mustafa Kemal Atatürk’ü anlattığı söyleşi…
Dönemin Milli Savunma Bakanı Nurettin Canikli’nin S-400 füzeleriyle ilgili açıklaması…
Denizli’nin Beylerbeyi Köyü’nde yaşayan yaşlı bir vatandaşımızın, Atatürk büstüne gösterdiği saygıyı anlatan haber…
CHP’li Umut Oran’ın, GAP’ın ihmal edildiği açıklaması…
O dönem Aydınlık’ta yazan Sabahattin Önkibar’ın, Karar Gazetesi’nden Hakan Albayrak’ın ve Sözcü’den Nedim Türkmen’in Odatv’de de yayınlanan makaleleri…
Star Gazetesi Yazarı Ahmet Kekeç’in Cumhuriyet Apartmanı adlı kitabında yer alan ve Erdoğan’la aralarında geçen bir konuşmanın anlatıldığı, Fransa’da Cuma namazının protesto edildiği gibi haberler…
Görüyor musunuz; Hep haber, söyleşi, kitap, makale…
Hatırlatalım; 134 sayfalık Odatv iddianamesinde de tam 361 kez “haber”, 280 kez “kitap”, 53 kez “yazı/köşe yazısı”, 26 kez “röportaj”, 5 kez “makale” denmişti!..
Odatv operasyonunun sebebi neydi; Sürekli olarak Fetullah Gülen tehlikesine dikkat çekmesi!..
Onun için o iddianamede tam 111 kez de Fetullah Gülen adı geçmişti.
Şimdi soralım;
Bu polis bilirkişi, şu haber, röportaj veya makalelerden, “Odatv’nin FETÖ/PDY terör örgütüne yakın” olduğu sonucunu nasıl çıkardı?
Devletin bilirkişisinin şahsi görüşü mü?.. “FETÖ/PDY terör örgütüne yakınlığı ile bilinen” dediğine göre, değil!..
Peki, öyle “bilenler” kimler?
2012 yılında;
Birileri Pensilvanya’ya gidip, Gülen’den takke alırken, biz Silivri’de yatıyorduk.
Takke alanlar bugün “kahraman”, bedel ödeyen bizler ise “FETÖ”cüyüz, öyle mi?
“FETÖ’yle mücadelenizde” hayırlı muvaffakiyetler dileğiyle!..
Müyesser YILDIZ
10 Mayıs 2019
Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/suleyman-soyluyu-aciklamaya-davet-ediyoruz-boyle-polis-olur-mu-10051926.html