İçeriğe geç

Erdoğan’ın ABD’deki Rum Lobisinin Başı Bu “Türk”e Bir Sözü Olmayacak mı?

Yunanistan’ın yeni Başbakanı Miçotakis’in Rum kesimine gidip, “Yunanistan dış politikasının en üst stratejik talebi, Türk işgâline son verilmesidir. Modası geçmiş garantiler kaldırılmadan, Kıbrıs sorununun çözümünün manası yok” demesinin üzerinden tam 57 gün geçti.

Ankara’dan, “Eyyy Miçotakis!..” diyen çıkmadığı gibi, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi yeni turlara başladı, KKTC Cumhurbaşkanı ve Rum kesimi lideri Anastasiadis yeniden masaya oturdu.

Herkes Erdoğan’ın New York seyahatinde Suriye’de güvenli bölge konusunda Trump’la yapması beklenen görüşmeye odaklanmış durumda, ancak en az onun kadar önemli olan Kıbrıs da gündemde. Taraflar, BM Genel Sekreteri hakemliğinde biraraya gelirken, muhtemelen Erdoğan ve Miçotakis arasında ilk görüşme de gerçekleşecek.

“Türkiye İçin Fırsatım” Dedi

Kıbrıs konusunda, bir gözümüzün önünde yaşananlar var. Dünya alem Rum kesimini destekliyor. Son olarak Rumların düzenlediği toplantıya, Ankara’nın “Dostu” Katar ile AKP’nin en “Kırmızı çizgisi” Filistin’in de katıldığı ortaya çıktı. Ankara ise sadece Rum kesimine “Şiddetli tepki” gösterme politikasını sürdürüyor.

Gözümüzün önünde olmayanlara gelirsek;

İstanbul seçim süreci, AKP’nin Ekrem İmamoğlu’na karşı, “İstanbul Konstantinopolis olmasın” mücadelesini verdiği günler hatırlanacaktır.

İşte tam o günlerde, “Konstantinopolis ve Yeni Roma Ekümenik Patriği” unvanını kullanan Fener Rum Patrikhanesi’nin, ABD Rum Ortodoks Başpiskoposluğu’na yaptığı atamayı gündeme getirdik.

Lozan müzakerelerinde, Rumların dini meseleleriyle ilgilenmek, siyasetle uğraşmamak şartıyla İstanbul’da kalmasına izin verilen ve Fatih Kaymakamlığı’na bağlı bir “Türk kurumu” olan Fener Rum Patrikhanesi’nin gerçekleştirdiği bu atama ile İstanbul doğumlu Türk vatandaşı Elpidophoros Lambriniadis, ABD Rum Ortodoks Başpiskoposluğu’na getirildi.

O güne kadar sözde “Bursa metropoliti” olan ve kapalı bulunan Heybeliada’daki Ruhban Okulu’nun Müdürlüğü görevini yürüten Lambriniadis, daha Türkiye’den ayrılmadan, “ABD Başpiskoposunun, Türkiye-Yunanistan ilişkilerinde ve Türkiye-Kıbrıs ilişkilerinde her zaman önemli bir rol oynadığına” dikkat çekip, kendisi gibi Türkiye’yi tanıyan, anlayan ve Türkçe konuşan bir din adamının ABD’deki Rum lobisinin başına geçmesinin, “Türkiye için büyük bir fırsat” olduğunu vurguladı.

Sonrasını anlattık.

Bu atama Ankara’nın bilgisi ve onayı dahilinde yapılmış olmalıydı ki, 22 Haziran’daki göreve başlama törenine Türkiye’yi temsilen BM Daimi Temsilcimiz Feridun Sinirlioğlu katıldı!..

Törende yaptığı konuşmada sık sık, “Ekümenik Patrik, Konstantinopolis” ifadelerini kullanıp, Ruhban Okulu’nun 1971’den beri haksız yere kapalı olduğunu söyleyen Lambriniadis, Trump’ı temsilen orada bulunan ABD Sağlık Bakanı Alex Azar’a hitaben de, “Hem Atina’ya hem de Kudüs’e olan bağlılığınız için teşekkür ederim, çünkü onlar uygarlığımızın temeli” dedi!..

Törenden sonra verilen yemekte Başpiskopos’un hemen sağına oturan dönemin Yunanistan Dışişleri Bakanı Katragolus, Lambriniadis’in seçiminin “Helenizm, Yunanistan ve Kıbrıs” açısından önemine işaret etti!..

Lambriniadis göreve başladıktan sonra ilk kutlama mesajı gönderen isim ise Rum kesimi Cumhurbaşkanı Anastasiades oldu. “Lambriniadis’in ulusal sorunlar ve homojen Kıbrıs konularında işbirliğini geliştireceğinden emin olduğunu” belirten Anastasiades, BM Genel Kurulu için New York’a gittiğinde kendisiyle görüşmek istediğini bildirdi!..

Lambriniadis, sadece 26 gün sonra Beyaz Saray’da Trump’la biraraya geldiğinde de, “Ekümenik Patrikliğe verdiği destek ve dünyadaki Hıristiyanların korunmasında gösterdiği hassasiyet” için ABD Başkanı’na teşekkürlerini iletti!..

“Türk vatandaşı” Lambriniadis, 20 Temmuz Kıbrıs Barış Harekâtı’nın 45’inci yıldönünümünü de unutmadı ve Başpiskoposluk adına, “Kıbrıs İşgâlinin 45’inci yıldönümü” başlıklı bir açıklama yayınladı!..

Erdoğan David Harris’i Hatırlıyor mu?

Doğu Akdeniz’de İsrail-Rum kesimi işbirliği malûm. Bu yüzden Lambriniadis’in, özellikle BM Genel Kurul toplantıları öncesindeki dikkat çekici görüşmelerine geçmeden önce Amerikan Yahudi Komitesi (AJC)’nin Başkanı David Harris’ten söz edelim.

2009’da Davos’ta Erdoğan ile İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Perez arasında yaşanan “One minute” krizinden hemen sonra bir açıklama yapan Harris, Erdoğan’ın tavrının, “İsrail ve Yahudilere karşı yeni tepkiler doğurabilecek bir kepazelik” olduğunu söyledi.

Türkiye’nin Gazze olaylarına tepkisini eleştirdiği bir yazısında ise, “Aynı şey Türkiye’nin başına gelseydi, bakın neler yaparlardı?” diyerek, şu iddialarda bulundu:

“Türkiye Kıbrıs’taki soydaşlarının zulme ve saldırıya uğradığını söyleyerek, Kıbrıs’ın kuzeyini işgâl etti. Üstelik bunu yaparken uluslararası kamuoyunun itirazlarını, BM Güvenlik Konseyi’nin kınama kararını hiçe sayarak yaptı ve yapıyor. Aynı Türkiye, İsrail’in BM kararlarını dinlemediğini söylüyor.”

Eylül 2015’te Rum kesimi ile İsrail’in işbirliğini öven Harris, Şubat 2017’de önce İsrail’e gidip, Netanyahu ile ardından Rum kesimine gidip, Cumhurbaşkanı Anastasiades ile görüştü ve “Kıbrıs sorununun, yeni ABD yönetiminin dikkatini gerektireceğine inandığını” bildirdi.

İşte 8 Ağustos’ta bu isimle de biraraya gelen Lambriniadis, “Ekümenik Patrikhaneye sınırsız destekleri ve Başpiskoposluk’la olan derin bağları” için AJC’ye teşekkür ederken, görüşmede, “Doğu Akdeniz’de yaşanan zorluklar ile İsrail, Yunanistan ve Kıbrıs arasındaki güçlü işbirliğinin” de ele alındığı duyuruldu!..

ABD Hazine Bakanı Nereye Gitti?

Devamı var.

Bilindiği gibi bu ayın başında ABD Hazine Bakanı Wilbur Ross, Türkiye’ye geldi ve “100 milyar dolarlık ticaret hacminin” hedeflendiği müjdelendi!..

Ancak o müjdeden çok 81 yaşındaki bu Bakanın, Türkiye’ye 5 günlük bir çalışma ziyaretinde bulunması dikkat çekti. Soner Yalçın da Ross’un, “Paranın patronu” Rothschild Ailesinin adamı olduğunu yazdı.

Bakan Ross’un, Türkiye’de üzerinde durulmayan bir görüşmesi daha oldu. 8 Eylül’de, eşinin yanısıra ABD’nin yeni Ankara Büyükelçisi David Satterfield ile Hazine Bakanlığı yetkilileri ve siyasetçilerle birlikte Fener Rum Patriği Bartholomeos’u ziyaret etti.

Bu ziyaretin ABD Rum Ortodoks Başpiskoposluğu ile ilgisine gelince;

Tam bir hafta sonra Rum kesimi ile ABD Ticaret Odası başkanları Lambriniadis’le görüştü.

Lambriniadis’in başka ziyaretçileri de oldu; 20 Eylül’de önce Yunanistan’ın Dışişleri Bakan Yardımcısı Antonis Diamataris, ardından İçişleri Bakanı Takis Theodorikakos ve son olarak Kültür Bakanı Lina Mendoni, Başpiskoposluk’taydı.

Kılıçdaroğlu’na “Rum Ağzıyla Konuşuyor” Demişti

Tekrar tekrar altını çizelim; Lambriniadis bir Türk vatandaşı ve bir Türk kurumu olan Patrikhane tarafından Lozan’a aykırı bir şekilde bu göreve atandı.

Özellikle Kıbrıs konusunda, Türkiye karşıtı faaliyetleri de ayan beyan ortada.

Lambriniadis’in muhtemelen BM Genel Kurulu için New York’ta bulunan Rum Lider Anastasiades’le de biraraya geleceğini kaydedip, soralım.

Ankara’nın Doğu Akdeniz politikasını eleştiren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu “Rum ağzıyla” konuşmakla suçlayan Erdoğan’ın, bu isme veya onu ABD’ye gönderen Patrik Bartholomeos’a da bir şeyler söylemesi gerekmiyor mu?

Müyesser YILDIZ
23 Eylül 2019

Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/erdoganin-soyleyecek-bir-sozu-olmayacak-mi-23091950.html

Odatv yeni link: https://www.odatv4.com/yazarlar/muyesser-yildiz/erdoganin-soyleyecek-bir-sozu-olmayacak-mi-169194

Kategori:Uncategorized