Libya’da “Birkaç tane şehidimiz” olduğunu İzmir’de otoyol açılış töreninde açıkladı…
Önceki gün öğlen saatlerinde İdlib’de “3 tane” daha şehit verdiğimizi AKP’nin Siyaset Akademisi’nde söyledi…
Gece İdlib’de 33 askerimizin şehit edildiğini ise Hatay Valisi duyurdu…
İdlib’de 33 değil, 36 şehidimizin olduğunu da bugün İstanbul’da “AKP milletvekilleriyle buluşması” vesilesiyle öğrendik!..
Bu ülkede kimler için ulusal yas ilan edilmedi ki!.. Ama 2 gün geçtiği halde 36 şehidimiz adına yas ilân etme gereği duyulmadı…
Millet, 2 gün suskun kalan Erdoğan’ın ne söyleyeceğini merakla beklerken, muhalefet de TBMM’nin olağanüstü toplanıp, Suriye’de neler olduğunun, İdlib’de nasıl bir saldırıya uğradığımızın, daha önemlisi bundan sonra neler yapılacağının konuşulmasını talep etti…
Ancak AKP, “3-5 Mehmet” değil, 36 Mehmet için bile Meclis’i toplama gereği duymadı… Olağan güne, Salı’ya bıraktı… O güne ülkede ne ola ne bite?.. Nasılsa günlük yaşamaya alıştık, bakarsınız 36 şehit de unutulur, Meclis’te konuşmanın anlam ve önemi kalmaz!..
Ya Erdoğan? Acı ve ağır tablonun gereği, Meclis Genel Kurulu’nda veya en azından Saray’da şehitlerimizin hatırına özel bir toplantı yapılması değil miydi? Olmadı. Bunun yerine İstanbul’da AKP milletvekillerini toplayıp, kaç şehit verdiğimizi, neden Suriye’de olduğumuzu ve olmamız gerektiğini, onlara anlattı.
Şehitler sadece AKP’nin şehitleri midir?.. Suriye politikası sadece AKP’nin meselesi midir?..
-Suriye’yi Bölüp Namluyu Türkiye’ye Çevirecek Olan Kim?-
Erdoğan’ın, “Neden Suriye’de olduğumuza” ilişkin bazı ifadelerinin de altını çizelim.
Dedi ki;
– Karşımızdaki senaryonun asıl hedefi Suriye değil, Türkiye’dir. Suriye’de istediklerini alanlar, namluları hemen Türkiye’ye çevirecektir.
– Bugün Suriye’yi fiilen 3’e bölenlerin Türkiye’nin bütünlüğüne saygı göstereceğini düşünmek gafletten öte bir durumdur.
Suriye’yi fiilen 3’e bölenler, sonrasında namlularını hemen Türkiye’ye çevirecek olan kimler?
Rusya, İran ve Esad mı, IŞİD’i yaratıp, PKK/YPG’ye 32 bin TIR silah veren, oradaki teröristbaşı Mazlum Kobani ile ortak çalışmamız için tehdit mektubu yazanlar mı?
-Rusya’nın Suriye’deki Menfaati mi?-
“Biz oraya Esed’in davetlisi olarak değil, Suriye halkının davetlisi olarak gittik. Ve Suriye halkı ‘Bu iş bitti’ demeden oradan çıkma niyetimiz yok” açıklamasını yapan Erdoğan’ın Putin ve Rusya ile ilgili değerlendirmelerine geçelim.
Dün telefonla görüştüğü Putin’e, “Üs kuracaksanız, yine kurun. Ama bizim önümüzden çekilin. Bizi rejimle baş başa bırakın” dediğini söyledi.
Peki Putin’in cevabı? Örneğin, “Biz oraya BM’nin meşru hükümet olarak tanıdığı Esad’ın davetlisi olarak gittik. Suriye yönetimi, ‘Bu iş bitti’ demeden oradan çıkma niyetimiz yok” demiş olabilir mi?!..
Ya, “Rusya’nın Suriye’de menfaatleri nedir, inanın bunu çözebilmiş değiliz” ifadesi?
Rusya’nın 300 yıllık “Sıcak denizlere inme” hayalini de mi hiç duymadılar acaba?
Ve Erdoğan’ın şu sözleri:
“Rejime de onları destekleyenlere de kararlığımızı göstereceğiz… Suriye’de 30 kilometre derinliğinde güvenli bölge oluşturmak için çalışıyoruz…”
Görünen o ki, Rusya ve İran’la vedalaşıp, namlularını alenen Türkiye’ye çevirmiş olan ABD-AB-NATO’ya yeniden sarılınacak…
Öyleyse, Montrö değişikliğinden Ege’de kıpırdamamaya, Mazlum Kobani’yle ittifaktan Kıbrıs’ta yeni “Açılımlara”, bir dizi taviz listesinin önümüze konmasına, yani kafamızı namluya dayamaya da hazırlanalım!..
Müyesser YILDIZ
29 Şubat 2020
Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/kafamizi-namluya-dayamaya-hazirlanalim-29022021.html