Önceki gece yarısı Erdoğan’ın “Görevine son verdiği” Ulaştırma eski Bakanı Cahit Turhan’ın “Suçlarından” birisinin, Koronavirüse karşı alınan seferberlik önlemlerine yeterli desteği vermemesi olduğu ve Umrecilerin kontrolsüz gelişinin faturasının ona kesildiği öne sürülüyor.
Ankara, ilk tedbirleri resmen ne zaman duyurdu? İlk vakanın görüldüğü 10 Mart’ta. Nitekim Cahit Turhan da 14 Mart’ta gittiği Samsun’da şu açıklamayı yaptı:
“Şu anda dünyayı sarsan bir sağlık problemi var, koronavirüs problemi. Bütün dünya bununla ilgili olarak teyakkuz halinde acil durum ilan edilmiş durumda. Biz de hükümet olarak Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatları ve Sağlık Bilim Kurulu’nun tavsiyeleri, Sağlık Bakanlığımızın kararları doğrultusunda, ulaştırma alanındaki gerek yurt içi gerekse yurt dışı ulaştırma hizmetleri konusunda bazı tedbirler alma zorunluluğu hasıl olmuştur. Bildiğiniz gibi, şu anda hava yolu ulaşımında 14 ülkeyle hava yolu bağlantısını kestik. Yine özellikle doğu komşumuz İran’la olan demir yolu ve kara yolu ulaşımını da kesmiş bulunuyoruz. Yine hakeza Irak ile, yine Sofya demir yolu bağlantımızı da hizmetimizi de durdurduk.”
Görüldüğü üzere, o da “Erdoğan’ın talimatları, Sağlık Bilim Kurulu’nun tavsiyeleri ve Sağlık Bakanlığı’nın kararlarından” sonra harekete geçmiş!..
Umre meselesine gelince; Ulaştırma Bakanından evvel Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan hesap sorulması gerekmez mi?
-Ulusal Plana Kim Uydu?-
Hatırlanacaktır; 10 gün önce ülkemizin bir “Pandemik İnfluenza Ulusal Hazırlık Planı” olduğunu hatırlattık.
2019’da güncellenmiş bu planda, beklenen salgın hastalığın tüm özelliklerinin yanısıra, sonuçlarına ilişkin; kaç kişiyi etkileyebileceği, ölüm sayısı gibi olası senaryolara yer verildiğini aktardık.
Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü öncülüğünde ilgili tüm kurum ve kuruluşların katılımıyla hazırlanan yaklaşık 300 sayfalık planda, sadece bunlar yoktu. Salgın öncesi ve sonrasında tüm bakanlıkların, Kızılay, AFAD gibi kuruluşların ve valiliklerin yapması gerekenler de kalem kalem sayıldı.
Bu plandan sonra ise 13 Nisan 2019’da Erdoğan’ın imzasıyla “Küresel Grip Salgını (Pandemi)” başlıklı 2019/5 sayılı Cumhurbaşkanlığı genelgesi yayınlandı.
Genelgenin başlangıcında, “İnfluenza virüslerinin zaman zaman pek çok kişinin ölümüyle sonuçlanan salgınlara neden olduğu, zaman zaman da küresel çapta görülen ve pandemi olarak adlandırılan salgınlara yol açabildiği” belirtildi. Ardından nüfusun büyük çoğunluğunu etkileyebilecek “Yeni tipteki influenza virüsüne” karşı kamu kurum ve kuruluşlarınca alınması gereken tedbirler şöyle sıralandı:
1- Sağlık Bakanlığı koordinasyonunda hazırlanan ve bakanlıklar ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının pandemiye yönelik görev ve sorumluluklarının belirtildiği “Pandemik İnfluenza Ulusal Hazırlık Planı” (Plan) www.grip.gov.tr adresinde yayımlanacak, konu ile ilgili ayrıntılı bilgilendirmeler ve güncel duyurular bu adresten düzenli olarak yapılacaktır.
2. Pandemi sırasında yapılacak çalışmaların belirlenmesi ve pandeminin toplumdaki etkisinin azaltılması amacıyla valiliklerin koordinasyonunda, planda belirtilen usul ve esaslara uygun olarak “Pandemik İnfluenza İl Hazırlık ve Faaliyet Planı” hazırlanacak, sekretarya il sağlık müdürlüklerince yürütülecektir.
3. Küresel bir grip salgınında hizmet sunumunun aksamaması amacıyla il sağlık müdürlükleri ile işbirliği içinde pandemi hazırlık çalışmaları yapılarak hastaneler ve tedavi merkezlerinin yanı sıra kamu kurumlarında da sağlık hizmeti verilebilmesi için ilde ihtiyaç duyulan ek hizmet, birim, alan, araç ve malzemelerin tedariki ile bunların hizmete sunulması planlanacaktır.
4. Kamu kurum ve kuruluşlarının bilgilendirilmesi amacıyla merkezde Sağlık Bakanlığı, illerde ise valiliklerin koordinasyonunda il sağlık müdürlükleri tarafından bilgilendirme ve işbirliği toplantıları düzenlenecek, uygulamalar Sağlık Bakanlığınca takip edilecektir.
Sonunda da, “Pandemi döneminde kamu hizmetlerinde herhangi bir aksaklığa yol açmayacak şekilde gerekli tedbirler alınacak, ‘Pandemik İnfluenza Ulusal Hazırlık Planı’ ve ‘Pandemik İnfluenza İl Hazırlık ve Faaliyet Planı’nın uygulanması ve bu kapsamdaki görevlerin yerine getirilmesi konusunda Sağlık Bakanlığının merkez ve taşra teşkilatınca ihtiyaç duyulacak her türlü katkı ve destek bütün kamu kurum ve kuruluşlarınca ivedilikle sağlanacaktır. Bilgilerini ve gereğini rica ederim” denildi.
Bu genelgenin anlamı şu; “Pandemik İnfluenza Ulusal Hazırlık Planı”nda çizilen yol haritası tavsiye niteliğinde değil, Devletin en tepesi tarafından onaylanmış, uyulması zorunlu bir karardır.
-En Önce Bakanlık Uymadı-
Şimdi tam 1 yıl önce yapılmış bu planlamada, salgın öncesi ve sonrasında hangi kurumlara ne gibi görevler verilmiş; örneklerle anlatalım.
“Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü (HSGM) koordinatör birim olup, Dünya Sağlık Örgütü tarafından pandemide alarm evresi ilan edilmesini takiben Ulusal Koordinasyon Kurulu ve Bakanlık Operasyon Merkezi personelini göreve çağıracaktır. Ayrıca bir operasyon merkezi hazırlanarak operasyonel iletişimin bu merkezden yürütülmesi sağlanacaktır” denildi.
Bırakın HSGM’nün koordinatörlüğünü, Bilim Kurulu’nda bir tane Halk Sağlığı uzmanı yok. Peki Ulusal Koordinasyon Kurulu var mı?
Plan’da Adalet Bakanlığı ile ilgili bölüme bakalım; “Ceza infaz kurumları ve çocuk eğitim evleri vb. toplu yaşam alanları için pandemi planlarının hazırlanmasının sağlanması” görevi verildi.
Özellikle cezaevleriyle ilgili ancak salgından sonra harekete geçildiğini ve peyder pey tedbir alındığını görüyoruz.
Ya Milli Eğitim Bakanlığı’ndan istenenler? Birkaçını yazalım:
“Eğitim kurumlarında pandemi ve hastalıktan korunma yolları hakkında eğitim verilmesine destek olunması, yurt/pansiyon pandemi faaliyet planlarının hazırlanması, eğitim ve öğretime ara verilmesi durumunda uzaktan eğitimin sürdürülmesi için gerekli kararların alınması, eğitim ve öğretime ara verilmesi durumunda edinilmesi gereken kazanımların nasıl olacağının planlanması” istendi.
Peki zamanında bu hazırlıklar yapılmış olsa, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk EBA Tv’deki yanlışlıkları açıklamaya çalışırken, şu itiraflarda bulunmak zorunda kalır mıydı?
“Bir haftada 3 TV kanalı kurmak, 3 ayda bile yetiştiremezsiniz denilen bir teknik durum vardı. Bir haftada kurduk. İlk hafta test yayınıydı. İlk kez yapıyoruz. İlk kez TV’ye çıkacak öğretmenler var. Bazı sorunlar yaşadık… Akışta hangi videolar olacak. Hatalar yapıldı. Yanlış numaralı videolar girdi vs. Daha iyisini yapacağız. Çok güzel şeyler geliyor. Önümüzdeki hafta baksınlar.”
Bir diğer büyük kurum Milli Savunma Bakanlığı için de; “Askeri birliklerde pandemi faaliyet planlarının hazırlanmasının sağlanması” diye yazıldı.
Faaliyet planı hazır olsa, örneğin askeri fabrikalarda eldiven, maske üretimi bugüne mi kalırdı?
Kızılay’ın yapması gerekenler de şöyle sıralandı:
“Sağlık Bakanlığı’nın belirlediği standartlarda topluma verilecek eğitime destek sağlanması… Gerektiği hallerde gönüllü personel (sağlık personeli ve diğer personel) temininin sağlanması… Gerektiği hallerde, hastane olarak kullanılacak binalarda personel ve hasta beslenme ihtiyaçlarının karşılanmasının sağlanması… Gerektiği takdirde her türlü araç, gereç ve malzeme temininde destek olunması… Kızılay’ın hizmet verdiği özellikli hizmet verilen yerlerde (göç merkezleri, toplum merkezleri, geçici barınma merkezleri vb.) destek sağlanması…”
Salgından beri Kızılay’ı gören var mı?
-Valiler İl Kurullarını Ne Zaman Topladı?-
Planda sadece merkezi birimler değil, “İl Hazırlık ve Faaliyet Planı Hazırlama Komitesi’nin görev ve sorumlulukları” da madde madde belirlendi.
Örneğin, 68 maddelik bir “Kontrol edilmesi gerekenler” listesi çıkarıldı. İşte bu listede yer alan bazı hususlar:
“İl/ilçe pandemi senaryolarına göre tahmini sağlık kurumu iş yükü belirlendi mi?.. Senaryolara göre mevcut ve gereksinim duyulan ek yatak kapasitesi belirlendi mi?.. Kapasite artırımı yeterli değilse ek bina/hastane planlaması yapıldı mı?.. Hastaların hastane kabulu sırasında gerekli izolasyon önlem planları (cerrahi maske dağıtım alanları, alkol bazlı el antiseptiklerinin bulunma alanları vb.) yapıldı mı?.. İlaç ve koruyucu malzemeler için depo stok takibi planlaması mevcut mu?.. Planda söz edilen topluma yönelik cerrahi maske stok planlaması mevcut mu?.. Pandemi döneminde kullanılmak üzere gönderilebilecek malzemelerin depolanması ve taşınması esnasında gerekli olan güvenliğin sağlanması için planlama yapıldı mı?.. İhtiyaç halinde morg olarak kullanılabilecek soğuk hava depolarının listesi mevcut mu?.. Defin işlemlerine yönelik planlama yapıldı mı?.. Pandemi sonrası psikososyal destek planı hazır mı?”
Sadece bunlar değil, İl Komiteleri ve Valilere şu görevler de verildi:
“İhtiyaç halinde İl Hıfzıssıhha Kurulu kararlarının alınması ve uygulanmasının sağlanması… Kamu düzeninin sağlanması (kritik hizmetlerin yürütülmesi için gerekli tüm tedbirler), sağlık kuruluşlarında gerekli güvenlik önlemlerinin alınması… İl düzeyinde gerekli bilgilendirme ve basın açıklamalarının yapılması veya yapılmasının sağlanması.”
Peki tüm valiler, il idare ve pandemi kurullarını ne zaman toplandı? Ancak Erdoğan’ın önceki günkü talimat vermesinden sonra!..
-Almanya Farkı-
Koranavirüs’le mücadelede en hazırlıklı ve başarılı ülkenin Almanya olduğu söyleniyor. Nedeni belli.
Robert Koch Enstitüsü ile çok sayıda bilim kurulunun 2012’de hazırlayıp, Başbakan Merkel ve Alman Meclisi’ne sunduğu, bizim “Pandemik İnfluenza Ulusal Hazırlık Planı”na da çok benzeyen “Salgın-Pandemi ve Risk Analizi, MODİ-SARS’ın Mutasyona Uğramış Hali” başlıklı raporun ciddiye alınıp, gereğinin yapılmasıdır.
Bizde ise planın ne yazık ki, kağıt üzerinde kaldığı ortada!..
Silivri’deki Barış’lar, Hülya Kılınç ve Murat Ağırel’e kucak dolusu sevgiler.
Müyesser YILDIZ
30 Mart 2020
Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/hesabini-sorsa-bir-tane-bakan-ve-burokrat-kalmaz-30032032.html