İçeriğe geç

Belediye Başkanları Macron’dan Daha mı Kötü?

Fransa yönetimlerinin ülkemizi ne kadar sevdiği malûm!.. PKK-YPG hamisi onlar… Soykırım iftiralarının sözcüsü onlar… Doğu Akdeniz’de, Libya’da, Suriye’de karşımızda duran yine onlar…

Şimdiki Başkan Macron döneminden birkaç örnek hatırlatalım.

Mart 2018’de başını YPG’nin çektiği sözde Suriye Demokratik Güçleri (SGD)’nden bir heyeti Elysee Sarayı’nda ağırladı. Ağırlamakla kalmadı, Türkiye ile SGD arasında arabuluculuk teklif edeceğini belirtip, Fransa’nın YPG’yi desteklediğini açıkladı.

Erdoğan şöyle tepki gösterdi:

“Bunu söyleyen kişinin haddini ve boyunu çok aşan bir beyandır bu. Bizde söz var ya, ‘gelin güvey olmak’ diye. Boyunu aşan işlere girme. Bizim arabulucu ihtiyacımız yok. Türkiye’nin ne zamandan beri terör örgütleriyle bir masaya oturmak gibi sorunu var? Türkiye terör örgütleriyle mücadelesini Afrin’de olduğu gibi yapar. Ha, siz yine aynen devam edin… 7 tane teröristi Elysee Sarayı’nda ağırlıyorsun da Türkiye 3.5 milyon Suriyeliyi ağırlarken, ‘ben ne yapabilirim’ diye sorununuz oldu mu?”

Macron Şubat 2019’da 24 Nisan’ı “Ermeni soykırımını anma günü” ilân etti.

Erdoğan bu defa da Fransız tarihinden soykırım örnekleri verip, “Macron’a ben söyledim, ‘Sen daha siyasette yenisin, önce bunun tarihini bir öğren’. ‘Bizim tarihimizde yok’ diyor. Bak şimdi ben sana tarih dersi veriyorum. Bunları bir defa iyi öğrenmesi lâzım… Bizim tarihimizde soykırım yoktur. Ermeni soykırımı diye sözde bu ifadeyi dikkatli kullan… Nereden çıktıysa; bayram değil, seyran değil eniştem beni niye öptü? Macron çıktı, Ermenileri öptü. Hayırlı olsun” dedi.

Ekim’de Suriye’de Barış Pınarı Harekâtı başladığında Macron, Türkiye’yi “sivil katliamı” yapmakla suçladı. Buna tepki göstermediği gerekçesiyle NATO için de, “beyin ölümü gerçekleşmiştir” ifadesini kullandı.

Türkiye’nin tarihinin hiçbir döneminde sivil katliamı yapmadığını Erdoğan, şu karşılığı verdi:

“Bizim ne inancımız, ne kültürümüz, ne ahlâkımız buna izin vermez. Buna karşılık, bize bu ithamı yöneltenlerin geçmişleri sivil katliamlarıyla doludur… Sayın Macron bak, önce sen kendi beyin ölümünü bir kontrol ettir. Çünkü bu ifadeler ancak senin türündeki beyin ölümü gerçekleşmiş olanlara yakışır.”

Fransa’nın, Libya’da da karşımızda olduğunu belirttik. Evet, 2011’de Kaddafi’ye karşı “Haçlı savaşını” başlatıp, Libya’yı bu hale getiren Fransa oldu. Macron neler yaptı?

Libya’nın meşru hükümeti ile imzaladığımız anlaşmayı “Endişe verici” bulduğunu söyledi… Darbeci general Hafter’i destekledi… Türkiye’nin bu ülkeye asker göndermesi üzerine, “Erdoğan’ın Suriyeli paralı askerleri Libya’ya taşıdığını” iddia etti.

“Bunlar geride kaldı. Artık tüm dünyada tek bir düşman var: koronavirüs” diyecek olursanız;

Daha 10 gün önce Fransa’nın Avrupa ve Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian; Libya, Doğu Akdeniz, sığınmacı krizi ve NATO’daki varlığı konularında yine Türkiye’yi eleştirdi. Le Drian’a, Dışişleri Bakalığı Sözcüsü Hami Aksoy cevap verdi. Fransa’nın Suriye’de terör örgütlerini desteklediğini, Libya’da meşru rejim karşıtı güçleri kışkırttığını, Kıbrıs Türklerinin haklarını ısrarla görmezden geldiğini vurgulayan Aksoy, “Fransa, en sıkıntılı günlerinde Avrupalı komşularına yardım eli uzatamazken, Türkiye’nin kara gün dostu olarak imdada koşmasının bu ülkede rahatsızlık yarattığı anlaşılmaktadır. Fransa’ya tavsiyemiz, başta Fransızların ve Avrupalıların Kovid-19 salgını karşısında sağlıklarını korumaya ve yaralarını sarmaya odaklanmasıdır” dedi.

Aksoy’un bu açıklamayı yaptığı gün Erdoğan ve Macron’un telefonla görüşüp, “Kovid-19 salgınına karşı küresel mücadele, ikili ilişkiler ve bölgesel gelişmeleri ele aldıkları” bildirildi.

27 Nisan’da bu defa Macron’un eşi Brigitte Macron’un, “Kovid-19 mücadelesinde dayanışma mesajlarını paylaşmak üzere Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ı aradığı” duyuruldu. Görüşmeyle ilgili olarak yapılan açıklamada; “İki first lady’nin, Kovid-19 sürecinde ülkelerinde yaşanan gelişmeleri paylaştığı, Brigitte Macron’un Türkiye-Fransa arasındaki iş birliğinden duyduğu memnuniyeti dile getirdiği, Emine Erdoğan’ın ise Türkiye’nin, erken alınan tedbirler ve sağlık alanındaki güçlü altyapı sayesinde proaktif bir mücadele sergilediğini, ancak Kovid-19 sebebiyle hayatını kaybedenler dolayısıyla büyük üzüntü duyduklarını ifade ettiği” anlatıldı. Ayrıca Brigitte Macron’un, Emine Erdoğan’ın sohbetlerini özlediğini söylediği, Erdoğan’ın da daha önce İstanbul’u ziyaret etmemiş olan Macron’u salgın sonrasında İstanbul’a davet ettiği belirtildi.

Aynı gün Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın Fransız mevkidaşı Florence Parly ile görüştüğü, iki bakanın “Kovid-19 ile mücadelede iş birliği ve dayanışmanın önemi, ikili ilişkiler ve bölgesel gelişmeler hakkında bilgi alışverişinde bulunduğu” kaydedildi.

-Macron 24 Nisan’da Ne Yaptı?-

Macron ve eşinin, 11 Ekim 2018’de Ermenistan’a gidip, sözde soykırım anıtını ziyaret ettiğini hatırlattıktan sonra, yukarıdaki görüşmeleri aktarmamızın sebebine gelelim. Malûm günde, yani soykırım iftirasının gündeme getirildiği 24 Nisan’da Trump’ın ne söyleyeceğine odaklanıldı. “Soykırım” demeyip, yine “Büyük felaket” ifadesini kullanmasına sevinildi!..

Peki Macron ne yaptı; ilgilendik mi, biliyor muyuz?

Önce, “Bu 24 Nisan’da Ermeni soykırımını anma gününde anılar ve adalet için savaşan herkesin yanındayız. Asla unutmayacağız” şeklinde bir tweet attı.

Ardından Ermenistan Cumhurbaşkanı Sarkisyan’a bir mektup gönderdi. Mektupta, şunları yazdı:

“Bu 24 Nisan’da Fransa, Konstantinopol’deki 600 Ermeni entellektüelin, soykırımın başlangıcını işaretleyen suikastlarını hatırlıyor. Fransa, kurbanların hatıralarını savunmaya, soykırımın inkârıyla mücadeleye ve tarihin bu trajik sayfasının evrensel derslerini taşımaya bugün her zamankinden fazla bağlıdır. Tarafımdan yapılan taahhütlerle uyumlu olarak, ülkem geçen yıl 24 Nisan gününü Ermeni soykırımını anma günü ilân etti. Şu anki sağlık durumunun neden olduğu sınırlamalara sıkı bir uyum sağlarken, bu yıl da bugünün, Fransız hükümeti temsilcilerinin katılımıyla Paris’te yapılacak sınırlı bir törenle işaretlenmesine karar verdim.”

Koronavirüs salgınına da değinip, “Bu zorluklara birlikte karşı koyacağız ve Fransa ile Ermenistan’ın, uluslararası forumlarda daha etkin bir çok taraflılık ve dayanışmanın yeni biçimleri yararına birlikte çalışacağını biliyorum” diyen Macron, mektubunu, “Çileler ne olursa olsun, Ermeniler Fransa’nın dostluğuna güvenebilir” sözleriyle bitirdi.

Macron’un söz ettiği o tören ne miydi? 24 Nisan günü Adalet Bakanı Nicole Belloubet başkanlığında bir heyetin Ermeni anıtına çelenk koymasıydı!..

-Bu Macron “Dost” Ama Başkanlar?-

Trump’ından Merkel’ine, Miçotakis’inden Macron’una; Türkiye karşıtı ne yaparlarsa yapsınlar, Ankara’nın onları her daim “Dost” saymasına alıştık.

Hele bu koronavirüs günlerinde daha bir can ciğer olduklarını gördük. Ama bakın, ülkesi salgını en yoğun şekilde yaşadığı halde Macron, düşmanlığından milim vazgeçmiyor.

Mesele şu:

Erdoğan, korona günlerinde tüm bu liderlerle görüşüp işbirliği yapıyor, onlara yardımlar gönderiyor; ama muhalefet belediye başkanlarının birini bile muhatap almıyor.

Bugün Yeniçağ Gazetesi’nde Ankara Temsilcisi Orhan Uğuroğlu’nun İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’yla yaptığı röportaj var.

“Sayın Cumhurbaşkanı sizi aradı mı telefonla, ‘Ekrem Başkan, bir şeye ihtiyacınız var mı’ diye?… Sayın Erdoğan’dan bir talebiniz var mı?” soruları üzerine İmamoğlu, özetle şunları söylemiş:

“Keşke arasa, insan o kadar mutlu olur ki! Dünyanın birçok şehriyle görüşmeler yapıyorum. Bunların birçoğu büyük kentler. Birçoğu da ülke yönetimiyle farklı siyasi partilerden olmasına rağmen büyük bir çoğunluğu uyumlu bir çalışmadan bahsediyor. Biz boynumuzu büküyoruz, hoş bir durum değil… Beklentim uzlaşı. Beklentim 16 milyonluk kent başta olmak üzere yerel yönetimlerin güçlendirilmesi; maddi olarak ek ödeme ihtiyacı var belediyelerin. Acil bir ulaşım şurası toplayarak, yeni dönemde alınacak tedbirlerin nasıl bir ekonomik karşılığı var, nasıl bir merkezi desteğe ihtiyaç duyulabilir noktasında belediyeler olarak müşterek bir çalışma talebimiz var.”

Anlaşılan o ki, bu belediye başkanları Türkiye’nin hak ve çıkarları açısından Macron’dan daha kötü, daha tehlikeli!..

Silivri’deki Barış’lara, Hülya Kılınç’a ve Murat Ağırel’e kucak dolusu sevgiler.

Müyesser YILDIZ

30 Nisan 2020

Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/belediye-baskanlari-macrondan-daha-mi-kotu-30042055.html

Kategori:Uncategorized