İçeriğe geç

O davada önemli karar

Ekim ayında Sincan Cezaevi’ndeyken, yine bu cezaevi içinde yaşanan bir olay nedeniyle açılan bir davayı yazdım. [1]

Davanın konusu şuydu:

Tecritte tutulan bir sanığa daha önce bir başka mahkûm tarafından kullanılmış çişli yatak verilir.

Sanık, önce cezaevi kantininden kendi parasıyla yeni bir nevresim takımı alarak, yataktaki ağır ve pis kokudan kurtulmaya çalışır. Olmayınca, yatağın kılıfını söküp, yıkar.

İşte bu yıkama faaliyeti üzerine sanık hakkında “kamu malına zarar vermekten”, hem idari soruşturma hem de ceza davası açılır.

İdari soruşturma kapsamında, yatağın parasını ödediği halde 11 gün hiç kimseyle görüştürülmeden hücrede tutulma şeklinde disiplin cezasına çarptırılır.

Ceza davası ise daha da ilginç seyreder.

Savcılık, ifadesini almadan iddianame düzenler.

Ankara Batı 10. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davada; cezaevi yönetimi sanığın idari soruşturmadaki ifadesinin tamamını değil, özetini gönderir. Sanık, ifadenin tamamının getirtilmesini, aldığı nevresimin faturası ile yatak bedelini ödediğine dair makbuzun getiriltilmesini, ayrıca yaşanan sürece tanık olan cezaevi yetkilisinin dinlenmesini ister. Hiçbir talebi kabul edilmez.

Avukatının, cezaevi yönetimi tarafından yatağı pisleten önceki mahkum hakkında herhangi bir işlem yaplıp yapılmadığının sorulması yönündeki talebi de dikkate alınmaz.

Nihayetinde, sanığın bir sonraki celsede hazır bulunması, aksi takdirde mevcut delillerle karar verileceği bildirilir.

Son celseye cezaevinden SEGBİS’le bağlanan sanık, dosyaya hiçbir delil kazandırılmadığı için savunma yapmaz, ancak karar verilir. Karar, “Kamu malına zarar vermekten” 1 yıl hapis cezasıdır.

Bu ceza, “sanığın soruşturma safhasında etkin pişmanlıkta bulunarak, kamu zararının tamamını giderdiği anlaşıldığı” gerekçesiyle önce 4 aya indirilir, ardından 2 bin lira adli para cezasına çevrilir.

Sanık ve avukatı hem karara itiraz eder hem de iddianameyi hazırlayan savcı ile karar veren hakim hakkında HSK’ya suç duyurusunda bulunur.

SEGBİS MADDESİNİ YANLIŞ YORUMLAMIŞSINIZ

Bu ilginç davada son durum mu?

Ankara İstinaf 5. Ceza Dairesi yaklaşık 1.5 yıl sonra davayı ele aldı ve geçtiğimiz günlerde kararını verdi.

Kararda, ceza yargılamasının temel ilkelerinden birisinin “doğrudan doğruyalık-vasıtasızlıktır” olduğu vurgulandı. Yargılamanın yüze karşı yapılmasının savunma hakkının kısıtlanamaması ve cezanın bireyselleştirilmesi ilkelerinin doğal bir sonucu olarak sanığın duruşmada hazır bulunması gerektiği belirtilip, “mahkemede hazır bulunmayan sanık hakkında duruşma yapılamayacağı, duruşmada hazır bulunmanın sanık açısından bir yükümlülüklük olmakla birlikte, öncelikle kendisini açısından bir hak olduğu kabul edilmiştir” denildi.

Davalarda Görüntülü ve Sesli İletişim Tekniğinin (SEGBİS) kullanımına ilişkin hukuki düzenlemelerin de hatırlatıldığı kararda, şu dikkat çekici değerlendirmeler yapıldı:

“Mala zarar verme suçundan dolayı yargılanan sanığın, mahkemenin yargı çevresi Sincan T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda tutuklu bulunduğu, sanığın bizzat mahkemeye getirilerek, duruşmalarda hazır bulundurulmasına engel olacak biçimde yargılamanın yapıldığı yerde yakın zamanlarda meydana gelen doğal veya toplumsal bir olay, salgın, bulaşıcı hastalık, sağlık sorunu, terör eylemi ve güvenlik problemi yaşandığının ifade edilmediği gibi, sanığın yüzüne karşı suç ortaklarından birinin veya bir tanığın gerçeği söylemeyeceği endişesi, sanığın davranışları nedeniyle, hazır bulunmasının duruşmanın düzenli olarak yürütülmesini tehlikeye sokacağı yönünde haklı bir gerekçe bulunduğu bildirilmediği ve duruşma tutanaklarına yansıtılmadığı halde, yerel mahkemece 15 Ocak 2019 günü yapılan oturumun 1 numaralı ara kararı ile sanığın 7 Mart 2019’da yapılacak bir sonraki duruşma gün ve saatinde SEGBİS odasında hazır edilmesi için Sincan 1 Nolu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna yazı yazılmasına karar verildiği, sanığın savunmasını yaptığı ve hükmün özünü oluşturan kısa kararın 4. celsede açıklandığı, 25 Haziran 2019 günü yapılan son oturuma, önceki ara kararlarda belirtildiği gibi sanık getirilmeden tutuklu bulunduğu cezaeviden SEGBİS ile bağlantı kurulmak suretiyle hükümlülüğüne karar verildiği görülmüştür. Kanunun ayrık tuttuğu istisnai haller saklı kalmak kaydıyla mahkemede hazır bulunmayan sanık hakkında duruşma yapılamayacağı, duruşmada hazır bulunmanın sanık açısından bir yükümlülük olmakla birlikte, öncelikle kendisi açısından bir hak olduğu gözetilerek; savunmanın yapıldığı oturuma sanığın SEGBİS yolu ile katılması, ‘Hakim veya mahkemenin zorunlu gördüğü durumlarda’ mümkün olabileceğinden; yargılandığı suçtan dolayı aynı mahkemenin yargı çevresi içinde tutuklu bulunan, duruşmalardan bağışık tutulmayı açıkça talep etmeyen ve bağışık tutulmasına dair zorunlu görülen nedenler gerekçelendirilerek alınmış bir karar da bulunmayan sanığın, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun kararlarında açıklandığı üzere duruşmada bizzat hazır bulundurulması ve savunma imkanı sağlandıktan sonra hüküm kurulması gerekirken, CMK’nın ilgili maddesine yanlış anlam verilerek, SEGBİS yoluyla yargılama yapılıp, cezalandırılmasına karar vermek suretiyle CMK’nın ilgili maddelerine aykırı davranıldığı… Ayrıca sanığın soruşturma aşamasında cezaevine hitaben yazdığı savunma dilekçesinde ve yargılama aşamasındaki savunmasında yatak yüzünde önceki kullanıcıdan kaynaklı ağır koku ve kir bulunması nedeniyle idareden değişiklik talep ettiğine ilişkin beyanlarının mahkemece araştırılmamış olmasının hukuka kesin aykırılık teşkil ettiği…”

İşte bu tespitlerin ardından, mahkumiyet hükmünün dosyadaki diğer hususlar incelenmeksizin, oybirliğiyle ve kesin olarak bozulmasına karar verildi.

Devletimiz keşke, kamu malına verilen zararların tümünün peşine böyle düşse!

Müyesser Yıldız

Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/turkiye-ile-ilgili-oyle-kritik-bir-madde-var-ki-31102003.html

Kategori:Uncategorized