10-14 Şubat tarihleri arasında gerçekleştirilen Gara operasyonu sırasında bölücü terör örgütü PKK’nın, rehin aldığı 12 polis ve askerimiz ile 1 Irak vatandaşını katletmesi epeyce tartışıldı.
Ancak Erdoğan ve iktidar, sadece PKK’nın partisi HDP değil, olayı sorgulayan tüm kesimleri, “terör örgütünün propagandasını yapma ve teröre hizmet etmekle” suçladı.
Geçmişte, “Sayın Öcalan demek suç olmaktan çıktı. PKK’nın kendine ait bayrağını elinde taşımak, Öcalan’ın posterini taşımak suç olmaktan çıktı. Hatta Türkiye’de eyaletler, demokratik özerklikler falan filan, bunların hiçbirisi artık suç değil.” diye övünen kendileri değilmiş gibi!..
Bahçeli Daha Ağır Konuşmuştu
İktidar ve muhalefetin Gara üzerinden siyasi düellosu sözde kalmayıp, “13 şehidimizin sorumlusu Erdoğan’dır.” ifadesinden dolayı Kılıçdaroğlu hakkında 500 bin liralık manevi tazminat davası açıldı ya, artık Cumhur İttifakı’nın ortağı olan MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin, 15 Eylül 2015’te yaptığı açıklamayı hatırlayıverdim.
7 Haziran seçimlerinin ardından, Bahçeli’nin konuştuğu tarihe kadar 71’i asker, 53’ü polis, 3’ü korucu olmak üzere tam 127 şehit vermiştik. İşte Bahçeli, “127 şehidimizin kanının AKP’nin alnına yapıştığını” belirtip, şunları söyledi:
“‘PKK bırakınız geri çekilmeyi, iyi konuşlanıyor.’ dedim, şehitleri istismar etmekle suçlandım. ‘Şehitler ölmez vatan bölünmez.’ dedim, ‘Edepsiz.’ dediler. ‘PKK bombaları şehirlere taşıyor.’ dedim, ‘Korkarak, kendine güven duymayarak bir yere varılmaz; ecdada bak.’ dediler… Kimin zemin kaybettiği artık nettir. Kaybeden sadece AKP değil, Türkiye’dir… Terör eylemlerinin bir numaralı sorumlusu Erdoğan, AKP-PKK hükümetidir… Bu zillete daha fazla katlanmak istemiyorsak, bağımsız bir siyasi iradeyi, bir yandan teröristlerle görüşüp diğer taraftan birlikleri kışlaya hapsetmeyen ilkeli kadroları, milli ve ahlaklı hükümeti işbaşına getirmek mecburiyet haline gelmiştir.”
Görüldüğü üzere; Bahçeli’nin sözleri, Kılıçdaroğlu’nunkilerden daha ağır. Dava konusu oldu mu, olduysa nasıl sonuçlandı; maalesef bilemiyorum.
İçimizdeki Gafil Ve Hainler
Gara’ya dönersek; sorgulanan ve tartışılan ne?
Harekâtın öncelikli amacının PKK’nın belini kırmak ve yeni karargâhını yerle bir etmek mi, yoksa polis ve askerlerimizi kurtarmak mı olduğu?
Birincisi ise; sadece muhalefet partileri değil, emekli komutanlar da harekâtı başarılı buldu.
İkincisi ise; Erdoğan dahi, “Başaramadık.” dedi.
Ve hemen herkes, terör harekâtı ile rehine kurtarmanın aynı anda yapılamayacağına dikkat çekti.
Durum bu olduğu halde hafta sonu Kayseri’ye giden Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, mesele “açılım süreci” dahil, ezelden beri böyle olan “PKK’nın caniliğini, alçaklığını” görmemekmiş gibi, şöyle konuştu:
“Son örneği Gara’da olan PKK’nın caniliğini, alçaklığını herkes görmeli. Fakat içimizdeki ve dışarıdaki bazı gafil ve hainler bu gerçeği görmemekte ısrar ediyor.”
Akar, onlara “dost ve müttefik” demeye devam etse bile dışarıdaki gafil ve hainleri biliyoruz; ama içimizdekiler gafil ve hainler tam olarak kim? Daha açıkçası; HDP ve uzantıları dışında kast edilen var mı? Örneğin, operasyonun rehine kurtarma bölümünü eleştiren muhalefet partileri ve emekli komutanlar da bu listeye dahil mi?
O Katliam Ne Zaman Ve Nasıl Oldu?
Bakan Akar’ın yine hafta sonu yaptığı bir başka açıklamaya dikkat çekmek istiyorum.
Konu; PKK’nın, 13 kişiyi ne zaman ve nasıl katlettiği.
Bugüne kadar verilen bilgilerin özeti şu: 10 Şubat gecesi 02.55’te Harekâtı başladıktan sonra aynı gün saat 05.45’te PKK, rehineleri öldürdü. 12 Şubat akşamı Özel Harekât birliklerimiz mağara önüne indiğinde, teslim olan bir terörist, 12 kişinin katledildiğini söyledi. İçeri girildiğinde de naaşlarına ulaşıldı.
Nereden biliyoruz? Sırasıyla hatırlatalım.
Olayın kamuoyuna duyurulduğu 14 Şubat’ta Bakan Akar, şunları anlattı:
“Sağ olarak ele geçirilen iki teröristin verdiği ilk bilgilerde, vatandaşlarımızın mağaraya yönelik harekâtın başlangıcında sözde mağara sorumlusu terörist tarafından şehit edildikleri ifade edilmiştir… Keşke 13 vatandaşımızı oradan sağ salim çıkarabilseydik. Ancak alçaklar, caniler, bu silahsız masumları yaptıkları katliamla şehit ettiler.”
16 Şubat’ta TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada da şunları:
“10 Şubat saat 02.55’te uluslararası hukuktan doğan meşru müdafaa haklarımız doğrultusunda Hava Kuvvetlerine ait uçaklar ile İHA ve SİHA’ların desteğinde harekât başlatılmıştır. Planın 50’den fazla hedefinden 48’i vurulmuştur. Hedeflerin vurulmasını müteakip saat 05.45’te Hava Hücum Harekâtı başlatılmış ve belirlediğimiz çeşitli bölgelere özel kuvvet unsurlarımız helikopterlerle inmeye başlamışlardır. İlk temasta, bölgelerden birinde yani bu olayların gerçekleştiği yere ilk inildiğinde, bu bölgede 2 şehit ve 1 yaralımız olmuştur. Yaralanan subayımız, yüzbaşımız daha sonra hastanede şehit olmuştur… Bu uygulamalar sırasında teröristlere teslim olmaları yönünde sürekli çağrıda bulunuldu… Uzun süren bu çalışmalar sonunda Cuma günü akşam saatlerine doğru birinci terörist Osman Acer -Şervan Korkmaz, kod- ‘Ateş etmeyin, teslim olmak istiyorum.’ diye dışarı çıktı ve oradaki unsurlarımız tarafından teslim alındı. Teslim alınan birinci terörist tarafından, içeride 7 terörist ve alıkonulan 12’si Türk vatandaşı, 1’isi yabancı olmak üzere toplam 13 kişinin olduğu; alıkonulan 13 kişinin, sözde mağara sorumlusu Sorej kod tarafından hava hücum harekâtının başlangıcında yani 5.45 civarında başlarına 1’er kurşun sıkılarak şehit edildikleri ifade edildi… Ertesi gün sabah saatlerinde ikinci bir terörist mağaradan çıkıp kaçmaya çalışırken, askerlerimiz tarafından yakalandı. İkinci terörist Merkaz Botan kod Doğan Geçgel’in ifadesinde, alıkonulan 13 kişinin Sorej kod tarafından başlarından vurularak şehit edildiği tekraren ve teyiden ifade edildi… Ve hakikaten oraya girildiğinde vatandaşlarımızın naaşları yerde görüldü.”
Yakalanan Teröristler Ne Anlattı?
23 Şubat’a ilginç bir şey oldu: yakalanan iki teröristin ifadesi Milli Savunma Bakanlığı internet sitesinde yayımlandı.
Neler mi anlatmışlardı? Bakan Akar’ın Meclis’te verdiği bilgilerin benzerini. Yani polis ve askerlerimizin 10 Şubat’ta katledildiğini.
Son Açıklama
Akar’ın konuyla ilgili son açıklamasına gelelim.
Bu açıklama, hafta sonu Akar’la Kayseri’ye giden ve bir söyleşi yapan Hürriyet Yazarı Fatih Çekirge’nin önceki günkü yazısında yer aldı. Akar’ın sözleri şöyleydi:
“Şehitlerimizin olduğu mağaradaki alçak, vahşi, hain terörist, ateş açtıktan sonra hiçbir konuşma yapmadan, ‘Teslim ol’ çağrısına uymadan koşarak içeri gidip, evlatlarımızı şehit etmiştir. Böylesine vahşi bir hareketi bütün dünya PKK’nın içyüzü olarak görmelidir.”
Şimdiye kadar söylenenler ortadayken, bu anlatıma haliyle şaşırdım, “Acaba yanlış mı anladım?” diye düşündüm. Sadece ben değil, Fatih Çekirge de yanlış anlamamış olmalı ki, devamında şunları vurguladı:
“Bakan Akar’ın bu sözlerinden anlıyorum ki, mağarada iki terörist teslim olunca, doğal olarak kıstırılmış olan diğerlerinin de teslim olması beklenmiş. Ancak bu sırada o alçak hain koşarak gidip, rehineleri şehit etmiş.”
Buyurun Gara ile ilgili bir soru daha: Polis ve askerlerimiz ne zaman şehit edildi? 10 Şubat’ta mı, 12 Şubat’ta mı?!
“Ne önemi var?” denecek olursa; en azından ne kadar doğru ve sağlıklı bilgilendirildiğimizi göstermesi açısından bir kıymet-i harbiyesi yok mu?!
Müyesser YILDIZ
1 Mart 2021
Odatv link: https://odatv4.com/garada-yeni-celiski-01032108.html