Irak’ın işgâlinde önemli rol oynayan ve burada işkenceleriyle ünlü Ebu Greyb Cezaevi’nin mimarı olan ABD’li Komutan Raymond Odierno 10 gün önce öldü. Odierno sadece Irak’ın işgâline değil, Kara Kuvvetleri Komutanı’yken Suriye’nin karıştırılmasına da öncülük yaptı, muhaliflerin “eğit-donat” programlarını planladı.
Ülkemizde nefretle tanınmasının sebebi ise bunlardan evvel “çuvalcı general” diye bilinmesiydi. 2003’te Irak’ın işgâlini öngören 1 Mart tezkeresinin TBMM’de kabul edilmemesinin ardından, TSK’nın kumpaslarla “kafeslenmesinin” miladı olan, Süleymaniye’deki askerlerimizin başına çuval geçirilerek, gözaltına alınması emrini veren oydu.
Ancak Odierno’nun “çuvalcı” olduğuna inanmayanlar da vardı.
“Çuval Geçiren Bu Değil” Diyen Kimdi?
Ne demek istiyoruz; TBMM’de 3 yıl önce, 17 Aralık 2018’de Milli Savunma Bakanlığı bütçesinin görüşmeleri sırasında yaşanan tartışmaya gidelim.
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, “1972 yılında orduya girdiğinde, ordunun tüm askerî öğrencilerinin hayali gibi, bir gün Genelkurmay başkanı olmak isteyen birisine 2015 yılında bu hayal nasip oldu. Ancak bu Genelkurmay Başkanı, şimdiki Bakanımız bugün bazı eleştirilere muhatap olacak. Mademki üniformayı çıkardı, mademki siyasileşti, mademki bir siyasi partiye hem de istifa etmeksizin girdi, bazı eleştirilere muhatap olacak.” diye söze başlayıp, önce Hulusi Akar’ın Balyoz kumpası dönemindeki tavrını gündeme getirdi. Ardından özetle şunları söyledi:
“TSK’nın atama ve terfi düzeninin tamamen FETÖ’nün eline geçtiği 2013; ki kanıtımız şudur: O YAŞ’ta beklenen, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Bekir Kalyoncu’dur, ama tüm beklentilerin ve teamüllerin aksine, şimdiki Millî Savunma Bakanı atanacaktır. ABD’nin aleni bir şekilde YPG’ye silah vermeye başlamasından birkaç ay sonra, 2003 yılında Mehmetçik’in kafasına Süleymaniye’de çuval geçiren Odierno’dan bugünkü Millî Savunma Bakanımız üstün liyakat lejyonu madalyasını almıştır. Bu, Mehmetçik’in kafasına çuval geçiren Amerikalı komutandan, o çuval olayından yıllar sonra ve YPG’ye silah sevkiyatı başladıktan haftalar sonra…”
Özel’in başka eleştirileri de oldu. AKP ve CHP’liler arasında sert tartışmalar yaşanınca, oturuma ara verildi. Sonrasında bu eleştirileri cevaplamak üzere söz alan Bakan Akar, “Tamamen önceden hazırlandığı belli olan, şahsiyet yapılan bu konuşmayı başlangıçta kınıyorum, sonunda kınıyorum, ortasında kınıyorum.” dedikten sonra “çuvalcı generalden madalya aldığı” suçlamasına şu karşılığı verdi:
“Önemli bir husus, bu madalya meselesi, dillere dolandı bu. Arkadaşlar, sayın milletvekilleri, bilmeyenler, lütfen açın, internete bakın, bu bir adet gibi, bu bir gelenek gibi, bu bir -efendime söyleyeyim- usul gibi olmuş, Amerika’ya varıldığında madalya almayan yok, bunun bir anlamı da yok. Gittik oraya, paldır küldür verdiler. Ne talebimiz var, ne şeyimiz var.”
Bunun üzerine şu diyaloglar yaşandı:
Özgür Özel: Askerin kafasına çuval geçiren adamdan, biliyor muydunuz?
Akar: Bir dakika, onu da söyleyeyim. Ben bunu… Şimdi, oradaki Odierno’yu korumuyorum; fakat bilginizi tazeleyin, çuval geçiren bu değil.
Özel: Bu, bu, bu!
Akar: Hayır, değil yahu!
Özel: Bu, bu.
Akar: Allah, Allah! Değil!
Özel: Bu, her yerde var, bu. Vallahi, billahi bu ya!
Sonrasını biliyorsunuz; Erdoğan, Özel’e, “Milli Savunma Bakanımıza yapılan hakaretler yenilir yutulur hakaretler değildir. Bunlara gerekli dersleri yargıda vermek zorundayız. Bunlar ancak o dilden anlarlar. Önce tazminat, ardından ceza.” sözleriyle tepki gösterdi.
Akar da bazı televizyon konuşmaları ve TBMM’deki bu eleştirilerinden dolayı, “kamu görevlisine görevinden dolayı alenen hakaret, iftira ve Türk Milleti’ni, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni, devletin kurum ve organlarını aşağılama” iddiasıyla, Özel hakkında suç duyurusunda bulunup 500 bin liralık tazminat davası açtı.
Sözkonusu davada, 221 emekli subayın “Akar aleyhinde tanıklık” için başvurduğunu kaydedip, “çuvalcı general” Odeirno’nun, o vakitler Kara Kuvvetleri Komutanı olan Akar’a madalya takmasının hikmet-i sebebini hatırlatalım.
ABD Genelkurmay Başkanlığı, Akar’a madalyanın, “Türk Kara Kuvvetleri’nin başarılı bir şekilde yeniden yapılandırmasını sağladığı, Türk ve Amerikan kuvvetleri arasında bir koordinasyon oluşturduğu, Suriye konusunda sergilediği tutum, Türk ve Amerikan özel kuvvetleri arasında daha geniş bir işbirliği geliştirilmesine katkı sunduğu için verildiğini” açıkladı.
O günlerde Al Jazeera, madalya konusunu Genelkurmay’a da sordu; ancak Genelkurmay İletişim Başkanlığı, ayrıntılı bilgi verilmeyeceğini bildirdi.
O Zamanki Özel Kalem Müdürü Neler Anlattı?
Çuvalcı generalden madalya alma meselesi, darbe davalarında da gündeme geldi.
Örneğin, 15 Temmuz döneminde Genelkurmay Başkanı Akar’ın Özel Kalem Müdürü olan Ramazan Gözel, 10 Nisan 2019’da esas hakkında mütalaaya karşı yaptığı savunmasında; son 3 yılı Akar’la olmak üzere 2011’den itibaren yaşadığı, bildiği ve o zamanlar anlamlandıramadığı gerçekleri anlatacağını belirtip, “Amacım, Hulusi Akar’ın şahsını hedef almak değil, 15 Temmuz’un, Hulusi Akar’ın anlaşılmasını sağlamaktır. Devletin itibarını korumaya dikkat edeceğim. Çünkü bu şahıslar gidici, makamlar bakidir.” dedikten sonra şu iddialarda bulundu:
“5 Şubat 2014’te Odierno ziyaret etmek istedi, Hulusi Akar ‘evet’ dedi. İlk ziyarete gelen yabancı mevkidaşı oydu. O zaman madalya konusu yoktu. Buna rağmen Odierno’ya büyük tepki vardı. Tepkileri azaltmak için Necdet Özel’i ikna edip, kandırmak demek istemiyorum, sorumluluğu paylaşmak adına onunla görüşmesini sağladı. Biz Kuvvet olarak görüşmeleri basına vermeyiz, Genelkurmay paylaşır. Çuvalcı General Akar’ı ziyaret ediyor; ama haberi yapılan Necdet Özel. Bunun anlamı var mı? Hulusi Akar açısından elbette var. Hulusi Akar doğruları söylemiyor, herkesi kandırmaya devam ediyor. Onun için çuvalcı olayını anlatıyorum. Dillere dolanan madalya olayına gelelim. Bu olayda gelen tepkileri azaltmak için yapılan çalışmalarda ben de yer aldım. Ziyaret öncesinde Kuvvet Karargâhı ilgilileri, ‘Odierno’ya bu dönemde gitmeyin, zamana yayalım’ dedi. Dinlemedi, ısrarla gitti. Mesela bundan önce Işık Koşaner Kuvvet Komutanı iken Amerika’ya davet edilmişti. 6-7 ay sonra Genelkurmay Başkanı olacaktı. Karargah, ‘Gitmeyin, icazet alma anlamına gelir’ dedi; ortak aklı dinledi, gitmedi. Madalya olayına dönersek; Meclis’te, ‘Herkese veriliyor, bize de paldır küldür verildi.’ dedi. Böyle paldır küldür olmaz. Genelkurmay’a bildirilir. Onay verilirse alınır, bu işler de gitmeden ayarlanır. ABD’ye gitmeden önce 2 gün İstanbul’da kaldı. ABD’liler madalya vereceklerini söyledi. Özel’e arz ettirdi. Ayak basmadan önce tören alanı vs. hepsi biliniyordu. Bize, ‘NATO’cu ABD’ci’ diyenler, ABD’nin madalya veriş gerekçelerine baksınlar. Herkese veriyorlarsa Necdet Özel, Işık Koşaner aldı mı? Çok büyük tepki geldi, bu kadarı beklenmiyordu. ‘Nasıl savunacağız?’ diye düşünüyoruz. Şöyle bir şey oldu, Özel Kalemi, ‘Bu olay sizi mezara kadar takip edecek, eleştirilere alışmanız lazım.’ dedi.”
Gözel’in işaret ettiği 5 Şubat 2014’teki açıklamalara baktığımızda ne görüyoruz? Gerçekten de Odierno’nun, sadece dönemin Genelkurmay Başkanı Özel’le görüştüğüne ilişkin, “Necdet Özel Çuvalcı Generali Kabul Etti” başlıklı haberleri.
Yani daha 2014’te, Odierno’nun “çuvalcı general” olduğu vurgulanmışken, Akar 4 yıl sonra TBMM’de, “Allah, Allah, çuvalı geçiren bu değil.” demişti.
Bilmiyorsa da, bildiği halde böyle söylediyse de vahim bir durumdu!..
Sonuç?
Odeirno’nun ölüm haberini iktidar medyası bile “Çuvalcı general kanserden öldü” manşetiyle duyurarak, bir anlamda Akar’ı yalanlamış olmadı mı?
TBMM’de 2022 bütçe maratonu başlıyor. Savunma Bakanlığı bütçesinin görüşmeleri sırasında belki bu konu yine tartışılır diye hatırlatalım istedik.
Ez cümle; Odierno’yu hiç, ama hiç iyi bilmeyiz… Ve dahi Odierno-çuval-madalya denklemini çözemezsek, TSK’nın kafeslenip “yeniden yapılandırılmasını” da Kerkük ve Suriye’deki durumumuzu da anlayamayız!..
Müyesser YILDIZ
18 Ekim 2021