İçeriğe geç

Herzog’a Madalya da Takılacak mı?

İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog yarın Erdoğan’ın davetlisi olarak Ankara’ya geliyor.

Erdoğan, “Sayın Herzog’un Türkiye ziyaretiyle Türkiye-İsrail arasında yeni bir dönem başlayacak.” demişti. Medya da 19 yıldan sonra ilk kez gerçekleşecek Cumhurbaşkanı düzeyindeki bu ziyaretle; “iki ülke ilişkilerinde yeni bir dönemin başlayacağını” belirtiyor, en önemli gündem maddesinin ise İsrail doğalgazının Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşınması projesi olduğunu bildiriyor.

Oysaki, sözkonusu ziyaretin gündeme gelmesinden bu yana, gerek bizzat İsrail gerekse dünya medyasında İsrail Cumhurbaşkanı’nın siyasi değil, sembolik bir işlevi olduğu vurgulanıyor. Keza, Türkiye’nin İsrail’e yaklaşımının değişmesi, ekonomik gerileme ve artan diplomatik alanda yalnızlaşmaya bağlanıyor.

Türkiye Öncesi İki Önemli Ziyaret

Herzog’un ziyareti öncesinde bir başka konu daha gündemdeydi. İsrail Cumhurbaşkanı’nın, Ankara’dan önce Yunanistan ve Rum kesimine gidip “Türkiye ziyaretim, sizlerle ilişkimizi asla etkilemeyecek” mesajı vereceği öngörüldü.

Aynen öyle oldu.

Herzog, 24 Şubat’ta gittiği Atina’da, bu konuda güvence verdi. Dahası, sadece Yunanistan Cumhurbaşkanı Katerina Sakellaropoulou ve Başbakan Miçotakis ile değil, muhalefet lideri olan eski Başbakan Çipras’la da görüştü.

3 Mart’ta ise Rum kesimine resmi bir ziyarette bulundu. Herzog’un ziyareti öncesi İsrail’in Rum kesimi Büyükelçisi Oran Anolik de Türkiye ile ilişkilerinin iyileşmesinin “Kıbrıs veya bölgedeki herhangi bir ülkenin zararına olmayacağını”, “bu konuda herkese net mesaj vermeye devam ettiklerini” açıkladı. Türkiye ile “gözlerini dört açarak”, dikkatlice görüştüklerini, “bölgedeki dostlarının ve arkadaşlarının kim olduğunu bildiklerini” ifade eden Anolik, Herzog’un dedesinin 1930’larda Kıbrıs’ta yaptığı yatırımın, iki ülke arasındaki ilişkinin, İsrail ve Kıbrıs’ta devlet kurulmasından öncesine uzanan tarihsel güçlü bağların göstergesi olduğunu söyledi. Anolik, Herzog ve Rum Lider Nikos Anastasiadis arasındaki görüşmede; İsrail-Yunanistan-Rum üçlü platformunun ABD ile, Mısır gibi ılımlı Arap ülkeleriyle ve İbrahim Anlaşması’nı imzalayan Birleşik Arap Emirlikleri ve Bahreyn gibi ülkelerle ilişkilerin geliştirilmesinin ele alınacağını da kaydetti.

Gelişinden Ne Diyeceği Belli

Herzog, Rum kesimine “Yakın komşumuz Kıbrıs’a, özel ilişkimizi teyit etmek için resmi ziyarete başlıyoruz… İsrail-Kıbrıs ilişkisi Akdeniz’de istikrarın bir çapasıdır.” şeklindeki Twitter paylaşımıyla gitti.

Rum Lider Anastasiadis’le görüşmesinde; Ukrayna’daki savaşa değinirken, bu savaşı “uluslararası düzene hakaret” diye nitelendirdi. Hemen ardından bunun Akdeniz ülkeleri için bir ders olduğunu belirtip şöyle konuştu:

Şu anda gözlerimizin önünde ortaya çıkan çatışma, en önemli değerlerimizi, ilkelerimizi ve çıkarlarımızı korumak için birlikte çalışma zorunluluğunun trajik bir hatırlatıcısıdır. Türkiye’deki tam mesajım bu; çünkü insanlığın refahı için insanların ve tüm inançların işbirliğine inanıyorum. Zorluk ve kargaşa zamanlarında bir arada durmalı ve uzun süredir devam eden tarihi ittifaklarımızı yeniden teyit etmeliyiz. Kıbrıs-İsrail ilişkisi şu anda Akdeniz istikrarının bir ayağı ve gelecekte sürdürülebilir, sağlıklı, zengin bir bölgenin anahtarıdır.”

Anadolu’muzda, “Ağzını büzüşünden Ömer diyeceği belliydi” şeklinde bir deyim vardır. Herzog’unki de öyle; Yunanistan’a ve Rum kesimine niye gittiği, Ankara’ya gelince neler söyleyeceği ayan beyan belli, ama gelecek işte!..

Makarios Nişanı Verildi

Durum bu olduğuna göre, şu ayrıntıyı aktaralım.

Rum kesimini ziyaretinde Herzog’a, “evrensel değerleri teşvik etmesi, iki ulus arasındaki bağların güçlendirilmesine katkıları ve gelecekteki çabaları” için “3. Makarios Nişanı” verildi.

İşte bu tören sırasında da Rum Lider Anastasiadis, “Kıbrıslılar olarak Ukrayna halkının içinde bulunduğu kötü durumu yakından hissettiklerini, çünkü kendilerinin de mağdur olduğunu ve 1974 Türk işgâlinin trajik sonuçlarının acısını hâlâ çektiklerini” söyledi. Ayrıca, Türkiye’ye karşı tutumu ve İsrail’in Kıbrıs’ı yeniden birleştirme taahhüdü için Herzog’a teşekkür etti.

3. Makarios kimdir; bilmeyenler için iki cümleyle hatırlatalım. Ortodoks Kilisesi’nin Başpiskoposu ve Kıbrıs’ın Yunanistan’la birleşmesini hedefleyen Enosis hareketinin önderleri arasındaydı. Türkiye, Yunanistan ve İngiltere’nin garantörlüğünde 1959’de imzalanan Garanti ve İttifak Anlaşmaları ile kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti’nin ilk Cumhurbaşkanı oldu; ancak anlaşmalara uymadı ve yönetimi Türklerle paylaşmamak için elinden geleni yaptı.

Böyle birisinin adını taşıyan nişanın Herzog’a verilmesi, Türkiye-İsrail ilişkilerinin geleceğine ilişkin başlı başına bir işaret değil mi?

Geçtiğimiz günlerde İsrail medyası, Herzog ve kurmaylarının, Türkiye ziyareti konusundaki çekincelerine değinirken, “İsrailli yetkililerin, Filistin’in sıkı bir destekçisi olan Türkiye’nin, Herzog’u hazırlıksız yakalayarak, bir şekilde onu utandırmaması için çalışacağı” yorumunu yaptı.

Ne utandırması!..

Herzog’un “dost” ilân edileceği belli de, dua edelim madalya takılmasın!..

Müyesser YILDIZ
8 Mart 2022

Kategori:Uncategorized