Ramazan ayını dinlemeyen İsrail polisi Mescid-i Aksa’ya baskın üstüne baskın düzenliyor.
Ki, Mescid-i Aksa ve Kudüs, bildik bileli Erdoğan’ın değişmez “kırmızı çizgisi”.
Sağolsun, AKP Grup Başkanvekili Cahit Özkan, “Son 10 yıldır her Ramazan ayında sistematik hale gelen bu saldırılarına karşı, elbette İsrail’den huzur, adalet ve barış beklentimiz yoktur.” diyerek “kırmızı çizginin” çiğnenmesinin nasıl olağanlaştığını ortaya koydu.
Geçen Ramazan’daki Saldırılar
Özkan’ın da vurguladığı gibi, İsrail’in her Ramazan’da saldırıları sistematik hale geldiği için, öncelikle Erdoğan’ın ve Bahçeli’nin geçen yıl gösterdiği tepkileri hatırlatalım.
Erdoğan dedi ki; “Zalim İsrail, terör devleti İsrail… Bu saldırının muhatabı, İstanbul’da, Diyarbakır’da, Bağdat’ta, Kahire’de, İslamabat’ta, Cakarta’da, Kuala Lumpur’da, Bakü’de, Saraybosna’da yaşayan Müslümanların her biridir.”
Bahçeli de dedi ki; “Filistin Siyonist kuşatma altındadır… İsrail yaptıklarının bedelini ödemelidir… İsrail hükümeti mukaddesatımıza ve Müslümanların ibadet haklarına saldıracak kadar barbardır, vandaldır, vahşidir. Mescid-i Aksa’ya yapılan saygısızlık kesif ve kategorik bir düşmanlıktır.”
Peki şimdilerde yaşanan saldırılar karşısında neler söylediler?
Erdoğan, önce gün AB ülkelerinin büyükelçilerine verdiği iftarda şöyle konuştu:
“Son olarak Mescid-i Aksa’da yapılanları gördünüz, gördük, görüyoruz. Ve bu bizler için gerçekten bir üzüntü kaynağıdır. Bunu yaşamak asla istemiyoruz. Ve bu konuda Sayın Cumhurbaşkanı ile de bunları Türkiye ziyaretinde konuşmuştum. Bundan sonraki süreçte temenni ederim ki, bunları bir daha yaşamayız.”
Devamında da Birleşik Arap Emirlikleri ve İsrail başta olmak üzere Orta Doğu ülkeleriyle ilişkilerde yakalanan ivmeyi korumakta kararlı olduklarını vurgulayıp, “Ümmetin kanayan yarası olan Filistin davasına sahip çıkmaya, Filistinli kardeşlerimizi tüm imkânlarımızla desteklemeye devam ediyoruz.” dedi.
Bahçeli ise dünkü MHP Grup Toplantısı’nda şu açıklamayı yaptı:
“Her Ramazan’da olduğu gibi, bu Ramazan’da da İsrail güvenlik güçlerinin Filistinli kardeşlerimize reva gördüğü orantısız saldırıları, şiddet sahnelerini, Mescid-i Aksa’ya yönelik mütecaviz eylemlerini kınıyorum. Unutmayınız, kutlu ceddimiz Filistin’i 400 yıl boyuna tek top mermisi atmadan huzur ve güven içinde yönetmiştir. Mescid-i Aksa’nın maneviyatına ve tarihi statüsüne zarar vermeye çalışmak kabul edilemez bir ilkelliktir, ateşle oynamaktır ve sadece bölgesel değil küresel bir felakete çağrıdır. İsrail’i haksız ve hukuksuz saldırılarından vazgeçmeye davet ediyor, çıkan olaylarda hayatlarını kaybeden Filistinli masumlara Allah’tan rahmet, yaralı kardeşlerimize de şifalar diliyorum.”
Geçen yıldan bu yıla iki liderin üslubundaki değişiklik fark ediliyor, değil mi? Sebebi malûm; çünkü Ankara’nın İsrail’le de ilişkilerini “normalleştirmesi” isteniyor!..
Üzücü olan şu:
Daha 20 gün önce İsrail Cumhurbaşkanı Herzog’la telefonda görüşen Erdoğan, “ikili ilişkilerde yakalanan ivmenin sürdürülmesini arzu ettiğini” belirtirken, “Filistinlilerin Ramazan’da Mescid-i Aksa’ya veya İsrail’e girmelerinin engellenmemesini” istemişti.
Ama bakın, dinlemediler!..
Tepki Furyası
Diğer yetkililerin İsrail saldırılarıyla ilgili sosyal medya paylaşımları ve demeçlerini de aktaralım.
TBMM Başkanı Şentop: “Masum sivillere karşı yapılan bu eylemleri şiddetle kınıyorum. İsrail, dostumuz ve kardeşimiz Filistin halkına saldırılarına derhal son vermelidir.”
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay: “İsrail’in mübarek ramazan ayında Mescid-i Aksa’da ibadet eden Müslümanlara yönelik müdahalesini ve çeşitli şehirlerde 7 masum sivilin yaşamını yitirmesine yol açan şiddeti kınıyoruz.”
Adalet Bakanı Bozdağ: “İsrail’in, ramazan-ı şerif ayında Müslümanların mukaddesi Mescid-i Aksa’ya baskınını şiddetle kınıyorum. Mescid-i Aksa’nın uluslararası statüsüne ve maneviyatına yönelik saldırılar, hiçbir şekilde kabul edilemez. İsrail, haksız ve hukuksuz saldırılarına derhal son vermelidir. Türkiye, haksıza haksız, zulme zulüm, zalime zalim demeye ve mazlumun yanında durmaya devam edecektir.”
Savunma Bakanı Akar: “Filistin’de son dönemde yaşanan gerilimden endişe duyuyoruz. Özelikle bu hassas dönemde Mescid-i Aksa’nın statüsü ve maneviyatı ile Müslümanlara yönelik tahrik ve müdahaleleri kabul edilemez buluyor, kınıyoruz. Filistin’in ve Filistinlilerin haklı davalarında yanlarındayız.”
Dışişleri Bakanlığı: “Filistin’de, başta Cenin olmak üzere farklı şehirlerde İsrail güvenlik güçleri tarafından biri çocuk olmak üzere toplam 7 Filistinlinin ölümüne sebebiyet verilmesini ve bu sabah ibadet için Mescid-i Aksa’da bulunan Müslümanlara müdahale ederek yaralanmalara yol açılmasını kabul edilemez buluyor ve şiddetle kınıyoruz.”
AKP Genel Başkanvekili Kurtulmuş: “Maalesef her sene olduğu gibi, işgâlci siyonist rejim bu sene de Mescid-i Aksa’ya saldırmayı kendisi için bir hedef olarak seçmiştir… İnsanı kahredense, bu zulümler karşısında hem İslâm dünyasının sessizliği hem de dünyanın ikiyüzlü tarafgirliğidir.”
AKP Sözcüsü Çelik: “İsrail güvenlik güçlerinin Mescid-i Aksa’da Müslümanlara müdahalesi kabul edilemez. Biri çocuk 7 Filistinlinin ölmesine yol açan bu eylemleri şiddetle kınıyoruz… Cumhurbaşkanımızın her zaman vurguladığı gibi, Mecid-i Aksa’nın statüsünün, ruhaniyetinin ve maneviyatının korunması konusundaki hassasiyetimizi her zaman ve her zeminde sürdürmeye devam edeceğiz.”
Hemen burada bir parantez açıp, Numan Kurtulmuş’un, Erdoğan’ın “küresel liderlik fonksiyonunun” öneminden söz ettiğini, Ömer Çelik’in de, “Cumhurbaşkanımız Türkiye’nin tüm blokların üzerinde tek başına herkesin yapması gereken diplomasiyi tek başına güçlü bir şekilde yönetiyor, sevk ve idare ediyor… Cumhurbaşkanımız güçlü bir lider ve Türkiye herkesin güvendiği, masaları kuran, insanlığın, çevremizin, dostlarımızın, kardeşlerimiz barışı için gayret eden, barış ve istikrar üreten bir ülke olarak yoluna devam ediyor.” dediğini hatırlatıp kınama mesajlarına devam edelim.
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş: “Filistin’in çeşitli şehirlerinde ve müminlerin ilk kıblesi Mescid-i Aksa’da ibadet edenlere yönelik İsrail tarafından sürdürülen saldırıları şiddetle kınıyorum. Her yıl özellikle ramazan ayında Müslümanlara yönelik saldırılarını artıran İsrail, kardeşlerimizin ibadet özgürlüğünü engellemekte, Müslümanların yaşadığı bölgelerde saldırılarını sürdürmekte ve şüphesiz tüm İslam alemini ve insanlığın evrensel değerlerini hedef almaktadır.”
Emine Erdoğan: “Müslümanlar için mübarek olan Ramazan-ı Şerif ayı içerisinde, Filistin’de kutsal ibadet yerimiz Mescid-i Aksa’ya yapılan saldırılar, her birimizin kalbini paramparça etti. Kadın ve çocuklar başta olmak üzere sivillere yönelik yapılan hukuksuz saldırıları şiddetle kınıyorum. Uluslararası toplumu sorumluluk almaya ve din, dil, ırk ayırt etmeksizin dünya barışı için harekete geçmeye çağırıyorum.”
Ya Eylem?
“Başka bir şey olmadı mı?” diye soracak olursanız; yok, oldu.
Erdoğan, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ve Ürdün Kralı 2. Abdullah’la telefonda görüştü. Abbas’la görüşmesinde, “müdahaleleri şiddetle kınadığını”, “Türkiye’nin her daim Filistin’in yanında olduğunu” ve “Abbas’a itidal telkinleri ve sağduyulu liderliği için şükranlarını sunduğunu” bildirdi. Guterres’le görüşmesinde, “İsrail’in Mescid-i Aksa’ya yönelik müdahalelerini şiddetle kınadığını” ifade edip, “bölgenin barışa kavuşması için atılabilecek müşterek adımları değerlendirdiklerini” açıkladı. Kral Abdullah’la görüşmesine dair de “Filistin’de yaşanan olaylar bizi üzüntü ve endişeye sevk etti.” dedi ve “bölgenin barışa kavuşması için atılacak adımlar noktasında yakın işbirliği içinde olma hususunda mutabık kaldıklarını” duyurdu.
Hakkını teslim edelim; TÜGVA Ankara İl Temsilcisi, Tacettin Dergâhı önünde teravih namazı öncesi toplanan grup adına bir açıklama yapıp İsrail’e tepki gösterdi. Grup da “Müslümanlar için Mescid-i Aksa huduttur” yazılı dövizler taşıyıp slogan attı.
ABD’den “Alışıldık” Değerlendirme
İsrail’in hamisi ABD’nin tavrına da bakalım. Dışişleri Sözcüsü Ned Price, gerilimin düşmesi için taraflara çağrıda bulunup, “ABD, Kudüs’te Harem-i Şerif’te yaşanan şiddetten derin endişe duymaktadır.” dedi.
Ve iktidarı destekleyen Yeni Şafak, bu açıklama için “ABD’den Mescid-i Aksa’da yaşanan saldırılarla ilgili alışıldık değerlendirme” başlığını kullandı, iyi mi?
“Kırmızı Çizgimiz” Dedi mi?
Ankara’nın “kınama furyası” arasında “normalleşme” faaliyetlerine ilişkin girişimlerinin tam gaz sürdüğünü, Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ile Enerji Bakanı Fatih Dönmez veya Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın bu ay yapılacağı söylenen İsrail ziyaretlerinin önümüzdeki ay gerçekleşeceğinden söz edildiğini belirtip son duruma gelelim.
İktidar medyası dün; Erdoğan’ın AKP MYK toplantısında şöyle konuştuğunu aktardı:
“Her zaman olduğu gibi, Filistin, Kudüs ve Mescid-i Aksa bizim kırmızı çizgimizdir. Sayın Herzog’la da bu çerçevede konuşacağız. Türkiye ile ilişkilerin gerçekten güzel olmasını, iyiye gitmesini istiyorsanız kırmızı çizgimize saygı göstermelisiniz.”
Dün akşam saatlerinde de o görüşme gerçekleşti. Peki Erdoğan, Herzog’a neler söyledi?
Meydana gelen olaylar ve Mescid-i Aksa’nın fanatik grupların baskınına uğramasından duyduğu üzüntüyü ifade edip, “Bayramların bayram havasında yaşanması gerekirken, bazı radikaller yüzünden her sene karşılaşılan bu görüntüler vicdanları yaralamakta, tüm İslam âleminde haklı tepkilere neden olmaktadır. Bu hassas dönemde, Mescid-i Aksa’nın statü ve maneviyatına yönelik tahrik ve tehditlere izin verilmemesinin zaruretini bir kez daha vurgulamak istiyorum. Herkesin bu mübarek mekânın ve günlerin maneviyatı ve kutsiyetini korumak için azami gayret göstermesiçağrımı yineliyorum. Türkiye olarak her hâlükârda barış ve huzurun temini yönünde çalışmaya devam edeceğiz.” dedi.
Ankara’nın “kırmızı çizgi”sindeki durum bu. Seneye ramazanda da aynen bu tablonun veya daha beterinin yaşanacağı gün gibi ortada.
Öyleyse ben de İsrail’i en şiddetli şekilde kınıyorum!.. Çünkü, sıradan bir vatandaş olduğumdan, elimden başka bir şey gelmiyor!..
Müyesser YILDIZ
20 Nisan 2022