İçeriğe geç

Bir Tatbikat “Alçaklığı” Daha… Nota Bile Veremedik!..

Bayram telaşı arasında gündem oldurulmayan, NATO ve Yunanistan’ın ülkemize “dostluğunun” güncel bir örneğini aktarmadan önce Savunma Bakanımız Hulusi Akar’ın, NATO ve Yunanistan’a hakkındaki bazı değerlendirmelerini hatırlatalım.

Akar, Mart ayında Brüksel’deki NATO Savunma Bakanları Toplantısı’nda Yunanlı mevkidaşı Nikolaos Panagiotopoulos’la görüştü. Milli Savunma Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, Erdoğan ile Yunanistan Başbakanı Miçotakis’in İstanbul’da biraraya gelmesinin ardından gerçekleştirilen bu görüşmede; “uluslararası hukukun önemi, diyalog kanallarının açık tutulmasının ve pozitif gündeme odaklanmanın iyi komşuluk ilişkileri ile ikili ve bölgesel iş birliğine katkısı” üzerinde durulduğu, “her iki tarafın, Güven Arttırıcı Önlemler Toplantısı’nın dördüncüsünün Ankara’da en kısa sürede yapılması konusunda mutabık kaldığı” bildirildi.

O zaman da yazdık; Miçotakis, Erdoğan’la görüşmek için değil, Fener Rum Patrikhanesi’ndeki ayine katılmak için gelmiş, bu arada Erdoğan’ın daveti üzerine de onunla öğle yemeği yemişti.

Nitekim Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias, “Gayriresmi bir toplantıydı…Gayriresmi bir toplantı olduğu için herhangi bir sonucu, gündemi ve tutanağı olamayacağı açıktır.” derken Erdoğan, Miçotakis’le “Yunanistan-Türkiye ilişkilerindeki malûm sıkıntıların ortadan kaldırılmasına yönelik ne gibi adımlar atabileceklerini görüşme imkânı olduğunu, bundan sonraki süreçte aracılarla değil, direkt olarak kendilerinin görüşmesini kararlaştırdıklarını” söylemişti.

Savunma Bakanı Akar’a dönelim. Brüksel’den döndükten 1 hafta sonra TCG Preveze Denizaltısı’nda gerçekleştirilen gerçek hedef atış programında, Yunanlı mevkidaşıyla görüşmesine ilişkin şunları anlattı:

Olayları, düşüncelerimizi olduğu gibi anlattık… ‘Ben sizi davet ediyorum. Buyurun gelin. Değilse, beni davet edin, ben geleyim’ dedim. Konuları biz kendimiz çözelim. Yani eğer kendiniz çözemezsiniz bir problemi, uluslararası ortamda başkaları sizin adınıza konuşmaya başlıyor. Güven Artırıcı Önlemler toplantılarının ikisini Atina’da, birini Ankara’da yaptık. Dördüncü toplantı için sıra bizde. Kendilerini bekliyoruz. Ege Denizi’nin zenginliklerinden en iyi şekilde yararlanmak için asıl bizim turizm ve enerji bakanlarımızın konuşması lâzım diyoruz. Onlar konuşsunlar. ‘En kısa zamanda buyurun’ dedik, ‘İstanbul’a siz gelin yahut beni çağırın, ben geleyim Atina’ya.’ Bize henüz dönüş olmadı.”

O programa katılan gazeteciler de şu bilgi ve izlenimleri paylaştı:

Akar’ın Yunanistan’a karşı diyalog elini ısrarla uzatmasının bir sebebi var. Genelkurmay Başkanı olduğu dönemde başlayan, ama ‘Siyasi irade karar verir, biz uygularız’ temasını şimdi siyasi iradenin bir parçası olarak barış noktasına vardırmaya çalışıyor.”

Aslında Bakan Akar ve Nikolaos Panagiotopoulos’un dostluğu var. Aralarında bir hukuk oluşmuş… Bana gelen bilgilere göre Bakan Akar Yunan meslektaşına adıyla hitap ediyor.”

NATO Ülkelerini Savunmaya Devam

Bakan Akar, 28 Mart’ta Katar’da Bloomberg Kanalı’nın sorularını cevaplandırırken de NATO ve AB’yle ilişkiler konusunda şunları anlattı:

NATO’nun, AB’nin ve bütün Avrupa’nın güneydoğu sınırını biz koruyoruz. Buradaki mülteci ve terör faaliyeti gibi sorunlarla hep beraber mücadele ediyoruz. Duruma hem NATO hem de Avrupa tarafından bakmak gerekiyor. Ancak neden maliyet ve harcamalardan şikâyet ediyoruz ki? Paramızı kaybetmemek için bir araya gelip, meseleye aynı bakış açısından bakmamız gerekiyor. Türkiye olarak kabiliyetli bir ülkeyiz ve 70 yılı aşkın bir süredir NATO’dayız. Tüm sorumluluklarımızı çok iyi ve eksiksiz bir şekilde yerine getirdik. NATO ve AB’deki müttefik ülkelerin omzuna yük değiliz. Müttefiklerimizin yükünü taşıyoruzNATO ülkelerini ve NATO sınırlarını savunmaya devam edeceğiz.”

Akar’ın bir başka açıklaması; 21 Nisan’daki Mavi Vatan Tatbikatı’nda şöyle konuştu:

Yunanistan’la olan ilişkilerimizde uluslararası hukuka saygılıyız ve daima iyi komşuluk ilişkilerinden yanayız. Mevcut sorunlarımızın barışçıl yol ve yöntemlerle çözülmesini arzu ediyoruz. Diyalog konusunda komşumuz biraz yavaş adım atıyor. Biraz daha aktif olmalarını bekliyoruz… Bazı Yunan yöneticilerin provokatif eylem ve söylemleri, aramızdaki ilişkiyi olumsuz yönde etkiliyor… Zaman zaman çok çelişkili ifadeler çıkıyor. Bir tarafta ‘NATO içinde müttefikiz, komşuyuz’ deniliyor, diğer taraftan da düşmanca tutum içinde Türkiye’ye bakış sergileniyor.”

Adaların İşgâli Tam Gaz Sürerken

Aynı konuşmasında Bakan Akar, Yunanistan’ın, uluslararası anlaşmalara aykırı olarak 23 adadan 16’sını silahlandırdığını vurgulayıp, Bu aleni bir ihlal, hukukun temelden, kökünden ihlali. ‘Bunu konuşmayalım’ diyorlar. Niye? Eğer uluslararası hukuka uyacaksak, buradan başlamak lâzım.” dedi. Ardından da şunları kaydetti:

Türkiye olarak biz barış için daima bir adım önde olacağız. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Amacımız Ege Denizi’nin tüm zenginliklerinin adil şekilde paylaşımı, Ege Denizi’nin bir dostluk denizi olması… Komşumuz Yunanistan’a, samimi olarak uzattığımız bu dostluk elini tutun diyoruz… Türkiye, kimse için tehdit değil… Ancak tüm iyi niyetimize rağmen şunu da herkes bilsin ki hiçbir oldubittiye izin vermeyiz. Hiçbir şekilde hakkımızı, hukukumuzu çiğnetmeyiz.”

Akar bunları söyledikten kısa bir süre sonra; Yunanistan’ın, Aydın Marathi ve Muğla Kalolimnoz adalarında yaptıkları Korkusuz’dan Ahmet Takan tarafından, İzmir Koyun Adası’nda neler yaptığı da Sözcü’den Saygı Öztürk tarafından fotoğraflarıyla yazıldı. Saygı Öztürk, MSB eski Genel Sekreteri Ümit Yalım’ın şu çarpıcı iddiasını da aktardı:

İşgâlin önlenmesi ve adaların boşaltılması için Türk Silahlı Kuvvetleri’mize direktif verilmiyor.”

Bu arada 26-28 Nisan’da Türkiye-Yunanistan arasında hava sahası ihlali krizi yaşandığını; Ankara’nın, “Angajman kuralları gereği karşılık verildi” demesine karşın Yunanistan’ın, Türk adalarını kendisine aitmiş gibi tepki göstererek Atina Büyükelçimizi Dışişleri Bakanlığı’na çağırıp protesto ettiğini, ayrıca ülkemizi NATO’ya ve BM’ye şikâyet ettiğini belirtelim.

NATO’nun Patronu ABD Kimin Yanında?

NATO’nun patronu ABD’nin, Yunanistan hamiliğine ilişkin son bir açıklamayı da paylaşalım.

Görev süresi dolan ABD’nin Atina Büyükelçisi Geoffrey Pyatt, Yunanistan’dan ayrılmadan önce verdiği bir röportajda; Türkiye’ye karşı Yunanistan’ı nasıl desteklediklerini anlattı… ABD’nin, Ege Adaları’nı Yunanistan’ın bir parçası olarak gördüğünü söyledi… Ve NATO’nun 5. maddesi, Türkiye konusunda, ABD tarafından Yunanistan’a güvenlik garantisi işlevi görüyor. dedi.

Ankara’nın tepkisi mi? Sadece Atina Büyükelçiliğimizin sosyal medya hesabından, isim verilmeden, şu paylaşım yapıldı:

Diplomasi pratiğinde, talihsiz kabahatlerden birisine ‘yerlileşmek’ denir. Bu, kendi ülkenizin pozisyonlarını unutup ev sahiplerinizin pozisyonlarını benimsediğinizde olur.”

NATO Tatbikatında “Provokasyon”

NATO ve Yunanistan’ın Türkiye’ye “dostluğunun” ispatı niteliğindeki son olaya gelirsek;

NATO Hava Kuvvetleri filolarının 1972’den beri gerçekleştirdiği, “Tiger Meet- Kaplan Buluşması” adlı planlı bir tatbikatı var. Sözkonusu tatbikat, bu yıl 9-20 Mayıs’ta Yunanistan’ın ev sahipliğinde yapılacak.

İşte bu tatbikat öncesinde neler olduğunu, önce ABD merkezli Voice of America’dan duyduk. Voice of America; Yunanistan’ın, hava sahası ihlallerini gerekçe gösterip “Türkiye ne müttefik ne de dost” diyerek Türkiye’nin tatbikata katılımını iptal ettiğini, ayrıca iki ülke diplomatları arasında başlayacak müzakereleri askıya aldığını bildirdi.

Bu haberin ardından olayı gündeme getiren iktidar medyası ise “NATO’da Yunan tezgâhı… Yunan tezgâhına rest”, “Ankara’dan Atina’ya tatbikat yanıtı”, “Provokasyona geçit verilmedi”, “Çirkin senaryoya Türkiye tepkisi” başlıklarıyla şu perde arkası bilgileri aktardı:

Yunanistan’ın, Ege’de yapılacak NATO tatbikatında “ev sahibi olma” pozisyonunu istismar ederek hava sahasını 10 mil olarak belirlediği, ayrıca Lozan ve Paris Antlaşmaları’yla “gayrı-askeri” statüye alınmış 23 adanın da tatbikat alanına dahil edildiği ortaya çıktı.

Türkiye’nin rahatsızlığı ve itirazları, Hava Kuvvetleri Komutanlığı tarafından Yunan ve NATO müttefiklerine bildirildi. Ancak Yunanistan hazırladığı programda ısrar etti. Bunun üzerine 22 Nisan’da gönderilen bir yazıyla TSK uçaklarının tatbikata katılmayacağı bildirildi.

Askeri kaynaklar, Türkiye’nin NATO müttefiklerini ve özellikle ABD’yi “Yunan şımarıklığı” konusunda uyardığını, Atina’nın bu tutumunun arkasındaki asıl nedenin, Türkiye’nin bölgesindeki normalleşme süreci ve Rusya-Ukrayna savaşında oynadığı kritik rolle güç kazanması olduğunu vurguladılar.

– Güvenlik kaynakları, “Türkiye’nin tüm girişimleri ve uzlaşmacı çabalarına rağmen, komşusunun ülkesindeki bir tatbikata katılmasına dahi tahammül edemeyen Yunanistan, tatbikatı hem dostluk ve birlikte çalışabilirlik amacından uzaklaştırmış hem de Türkiye’nin hak, alâka ve menfaatlerine karşı kullanmaya çalışmıştır.” değerlendirmesinde bulundu.

Sadece Akar Konuştu

Bakar mısınız, neler olmuş!.. Ancak ne Erdoğan ne de Dışişleri Bakanlığı herhangi bir tepki gösterdi.

Sadece Savunma Bakanı Akar, bayramın birinci günü gittiği Şanlıurfa’da, yine Yunanistan’ın Ege ve Akdeniz’de “inatla sürdürdüğü provokatif eylem ve söylemlerine” karşın Türkiye’nin, “Problemleri diyalogla çözelim.” anlayışından söz ettikten sonra o tatbikata değindi.

Yunanistan’ın, tatbikatın icrasına yönelik hazırladığı belgeye, Türkiye’yi hedef alan ve iki ülke arasındaki anlaşmazlık konularını istismar eden bir yaklaşımla ilaveler yaptığını belirten Akar, “Tiger Meet Tatbikatı’ndan çekildik, ‘Bu tatbikata gelmiyoruz.’ dedik. İstismara yönelik girişimlere müsaade etmeyeceğimizi söyledik.” dedi.

Hepsi bu!..

Yunanistan böyle bir belgeyi NATO’nun bilgisi olmadan hazırlayabilir mi? Veya acaba bu cüreti kim/kimlerden alıyor?

Erdoğan “Alçaklar” Demişti

NATO demişken; hatırlar mısınız, 8-17 Kasım 2017’de Norveç’teki NATO Müşterek Harp Merkezinde düzenlenen “Trident Javelin 2017” isimli masa üstü tatbikatta bir skandal yaşanmış ve bunu ilk duyuran Erdoğan olmuştu.

Ana hatlarıyla özetleyelim; Erdoğan şunları söyledi:

Norveç’te düşman tablosu diye bir tablo koymuşlar. Bu tabloda Atatürk’ün resmi ve bir tarafta da şahsımın ismi var. Hedefte bunlar. Bu haber gelince, Genelkurmay Başkanımız ve AB’den sorumlu Bakan’ımız, onlar da Kanada yolundaydı, bizi aradılar. ‘Böyle böyle bir durum var. Bu tatbikat da NATO tatbikatı. 40 tane askerimiz var, biz şimdi bu askerimizi çekme kararı verdik, çekiyoruz.’ dediler. Dedik ki ‘Tabii, hiç durmayın hemen. Velev ki, o hedefler kaldırılsa dahi 40 askerimizi süratle oradan çekin.’ Böyle bir ittifak, böyle bir müttefiklik olamaz.

Hem Dışişleri Bakanlığı’mız hem de TSK açıklama yaptı… NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, ve Norveç Savunma Bakanı Frank Bakke-Jensen Türkiye’den özür diledi… Stoltenberg, “yaşananların bireysel eylemlerin bir sonucu olduğunu ve NATO’nun görüşlerini yansıtmadığını” bildirdi.

Ancak Erdoğan’ın tepkisi sürdü; NATO’nun bunu kuru bir özürle geçiştiremeyeceğini ve olayın üstünün kapatılamayacağını belirtip, “NATO’nun güvenilirliğinin sorgulanır hale geldiğini” söyledi. Ayrıca, “Hem içeriden hem dışarıdan saldırılara maruz kalıyoruz. Biliyoruz ki, bu saldırılar şahsımıza ve partimize değil, ülkemize, milletimizedir… Bazı yanlışlar vardır ki, onu aptallar değil, ancak alçaklar yapar.” dedi.

Buyurun, NATO merkezli bir “alçaklık” daha…

Güya artık dünyanın “küresel gücüyüz”; ama bu defa ne özür dileyen var ne de Yunanistan’a bir nota vermeyi düşünen!..

Acaba neden?..

Müyesser YILDIZ
5 Mayıs 2022

Kategori:Uncategorized