İçeriğe geç

Dün: “Densiz Terbiyesiz”… Bugün: Resmi Tören…

Bugün Erdoğan’ın yine önemli bir konuğu var. İtalya Başbakanı Mario Draghi geliyor.

Draghi için düzenlenen program şöyle: Saray’da resmi törenle karşılanacak… Erdoğan’la baş başa görüşecek… Hükümetlerarası zirve oturumu yapılacak… Anlaşmalar imzalanıp ortak basın toplantısı düzenlenecek… Nihayetinde, onuruna resmi akşam yemeği verilecek.

Aynen Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan Prensleri gibi; ne yazık ki iktidarın, bu önemli konukla da yaşadığı tatsızlıklar, kendisi hakkında kullanılan ağır ifadeler var.

Draghi Denilen Adam”

Sadece 15 ay önceydi; Erdoğan’ın AB yetkililerini kabulünde, Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in bir süre yer gösterilmeyerek ayakta kalması olayı üzerine İtalya Başbakanı Draghi, Erdoğan için resmen “diktatör” ifadesini kullandı. Ancak şunu da ekledi:

Burada üzerinde durmamız gereken bir şey var: Adını koyalım, bu ‘diktatör’ diyebileceğimiz kişilere ihtiyacımız da var. Görüş, fikir, davranış ve toplum vizyonu açısından farklılıklarımızı dile getirmekte açık olmalıyız, ama ülkemizin çıkarları için iş birliğine de hazır olmalıyız. Doğru dengeyi bulmalıyız.”

Haliyle Ankara’da adeta kıyamet koptu. İtalya’nın Ankara Büyükelçisi Massimo Gaiani derhal Dışişleri Bakanlığı’na çağrıldı. Bakan Mevlüt Çavuşoğlu, Atanmış İtalya Başbakanı Draghi’nin… Cumhurbaşkanımız hakkındaki çirkin ve hadsiz ifadelerini kuvvetle kınıyor, kendisine iade ediyoruz.” dedi.

Tepkilerin devamı şöyle geldi:

İtalya’nın çaresizlikten başbakan yaptığı zatın Türkiye’ye ve Cumhurbaşkanımıza yönelik çirkin sözlerini red ve iade ediyoruz. Acemi ve seviyesiz siyasetçi ülkesinin sırtında ağır ve talihsiz bir yüktür.”

TBMM Başkanı Mustafa Şentop – 9 Nisan 2021

Hayatı boyunca ülkesinin ve milletinin menfaatlerini düşünen, her türlü faşizm ve vesayete karşı çıkan, girdiği her seçimi halkının yüksek teveccühü ile kazanan Sayın Cumhurbaşkanımız hakkında Başbakan Draghi’nin hadsiz ve edep dışı ifadelerini kınıyor, özür dilemeye davet ediyorum.”

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay – 9 Nisan 2021

İtalya’nın atanmış Başbakanı Draghi’nin Cumhurbaşkanımıza yönelik sözleri hadsiz ve mesnetsizdir. Bu ifadeyi kınıyor ve behemehal düzeltmesini bekliyoruz.”

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın – 8 Nisan 2021

İtalya’nın atanmış Başbakanı, Türk halkının yüzde 52 oy oranıyla Cumhurbaşkanı olarak seçtiği sayın Recep Tayyip Erdoğan’a ‘diktatör’ diyerek haddini aşmıştır. Diplomaside yeri olmayan bu üslubu şiddetle kınıyoruz. Diktatör arayan İtalya tarihine baksın.”

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun – 9 Nisan 2021

İtalya Başbakanı Mario Draghi’yi Sayın Cumhurbaşkanımızı kastederek söylediği talihsiz sözlerinden dolayı kınıyoruz. Sayın Draghi, bizden diktatör çıkmaz. Eğer diktatör görmek istiyorsanız tarihinize bakın, Mussolini’ye bakın.”

AKP Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş – 8 Nisan 2021

Diktatörlük ve faşizm bizim kültürümüze ait kavramlar değildir. Bizden çıkmamıştır. Kendi tarihini unutanlar başkalarını tarif etmeye kalkmasınlar. Cumhurbaşkanımız hakkında kullanılan ifadeleri aynen iade ediyoruz.”

AKP Sözcüsü Ömer Çelik – 8 Nisan 2021

Evet, o günlerde herkes konuşurken Erdoğan 1 hafta sustu. İtalyan basınının iddiasına göre Ankara “düzeltme yapması”nı istemiş, ama Draghi bunu reddedip geri adım atmamıştı.

Nihayetinde Erdoğan da Draghi hakkında şunları söyledi:

İtalya Başbakanı’nın yapmış olduğu açıklama tam bir densizliktir. Tam bir terbiyesizliktir. Türkiye-İtalya ilişkilerinin tam iyi bir noktaya geleceğini umduğumuz bir dönemde bu Draghi denilen adam bu açıklamayı yapmak suretiyle, aramızdaki münasebetlere maalesef baltayı vurmuştur. Zaten sen atanarak oraya gelmiş birisin, seçimle gelmiş bir kişi değilsin. Tayyip Erdoğan’a böyle bir ifadeyi kullanabilmen için senin tarihinden haberinin olması lazım. Ama gördük ki haberin yok. Biz milletimizden aldığımız güçle, milletimizin bize vermiş olduğu o irade teslimiyetiyle milletimize hizmette yolumuza devam edeceğiz.”

6 Ay Sonra: “Gayet İyi”

Sonrasında tüm dış güçlerle mücadelenin aynısı yaşandı!

Eylül ayında Erdoğan ile Draghi arasında bir telefon görüşmesi gerçekleşti. İtalya Başbakanlığı, görüşmenin “verimli ve dostane” geçtiğini açıkladı.

İki lider Ekim sonunda da İtalya’da yapılan G20 Liderler Zirvesi’nde bir araya geldi, pozlar verildi. Burada düzenlediği basın toplantısında Erdoğan, Draghi ile görüşmesi hakkında şöyle konuştu:

Yani İtalya ile iyi şeyler düşünüyorum. Bundan sonraki süreçte de başta savunma sanayi olmak üzere SAMP-T konusunda Fransa, İtalya, Türkiye üçlüsü olarak bu konuda olumlu adımlar atacağız ve bu olumlu adımlarla birlikte de aramızda şu andaki ticaret hacmini çok daha yukarılara çıkartmak durumundayız. En az bir 30 milyar dolar gibi bir rakama ulaştırmayı hedefliyoruz.”

Draghi ile kişisel ilişkiniz nasıl, en son ikili görüşmenizin sonrasında ne diyebilirsiniz?” sorusuna da, gayet iyi karşılığını verdi.

Kıbrıs “Yük”ü!

Draghi’nin ziyaretine dönelim.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, ilgili bakanların katılımıyla yapılacak zirvede, Türkiye-İtalya ilişkileri tüm boyutlarıyla gözden geçirilip ikili işbirliğinin derinleştirilerek geliştirilmesi için atılabilecek adımlar ele alınacakmış. stratejik ortak ve NATO müttefiki İtalya ile ikili ilişkilerin yanı sıra Türkiye-AB ilişkileri, bölgesel ve küresel sorunlar hakkında da görüş alışverişinde bulunulacakmış.

İktidarın gazetesi Sabah, bu önemli ziyaret vesilesiyle, geçen yıl yaşananlara hiç değinmeden, bazı uzmanların görüşlerine başvurmuş. Bunların birisi, 2004-2010 yılları arasında İtalya’nın Ankara Büyükelçisi olan Carlo Marsili, iki ülkenin birlikte ele alması gereken bazı siyasi konular olduğunu belirtip, Libya’da; Türkiye de İtalya da aynı hükümeti, Trablus’u destekliyor, Libya’daki durum son derece belirsiz ve bloke olmuş vaziyette. Bir şekilde bu blokajın kaldırılması gerekecek. Türkiye ve İtalya’nın, bu konuda çok şey yapabileceğine inanıyorum ki, Türkiye’nin güçlü bir mevcudiyeti de bulunuyor şu anda.” demiş. Devamında ise İtalya ve Türkiye’nin çıkarlarının büyük ölçüde Doğu Akdeniz’e odaklandığını, burada enerji sektöründe arama faaliyetlerini düzenlemenin söz konusu olduğunu, Türkiye ve İtalya’nın enerji aramada işbirliği yapabileceğini vurgulayıp şu minicik (!) ayrıntıya değinmiş:

Ancak Kıbrıs sorunu bu noktada bir yük.”

O Yüzden Kılıçdaroğlu’na Dava Açmıştı

İtalya’nın gerek Libya gerekse Kıbrıs konusunda nerede durduğunu anlatmayıp şuraya geleceğiz:

Görüldüğü üzere, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan kadar vahim olmasa da yine iktidarın dış politikadaki meşhur U dönüşlerinden birisini yaşıyoruz.

Zaten Erdoğan da yaşanan gerilimlerden sonra geçen hafta Madrid’de Biden’la görüşmesi hakkında; Siyasette dün dündür, bugün bugündür. Bunu bu şekilde bilmemiz lâzım. Onun için de 24 saatte siyasette çok şey değişir. Bu anlayışla siyaseti yürüteceğiz ama dimdik de duracağız.” deyip, yeni diplomasi anlayışını ise şöyle açıklamamış mıydı:

Belediye başkanlığından Başbakanlık, Cumhurbaşkanlığı’na kadar bu süreci yaşadım. Siyasette parti teşkilâtlarının en alt tabanından tırmanarak bu makamlara geldim. Dolayısıyla bir şey öğrendim; siyaset, kavga gürültü işi değildir. Siyaset, daha çok eğer barışa endeksliyse, burada dost kazanmanın gayreti içerisinde olacaksınız. Ne kadar düşman kazanırsanız, siyasette o kadar kayıpsınız.

Ekleyecek bir şey yok, sadece şunu hatırlatalım:

Erdoğan, 2018’de kendisi için diktatör, “zorba”, “kibir abidesi ifadelerini kullandığı için CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında 250 bin liralık tazminat davası açmamış mıydı?

Davanın akıbeti mi? Kılıçdaroğlu 15 bin lira tazminata mahkûm edildi, ancak İstinaf reddetti. Bu kararı veren dairenin başkanı, son kararnamede görevden alınıp Ankara’ya düz hakim olarak verildi, o da ayrı!

Ez cümle; diktatör dediği için seçilmiş bir lidere 250 bin liralık dava, atanmış bir Başbakan’a ise resmi tören… Veya içeride başka dışarıda başka… Bu ne çifte standarttır?!

Müyesser YILDIZ
5 Temmuz 2022

Kategori:Uncategorized