İçeriğe geç

Kim Olursan Ol Gel… KKTC Hariç!..

Hafta başında 2023 ve Ötesinde Akil ve Müşfik Türk Diplomasisi temasıyla 13’üncü Büyükelçiler Konferansı gerçekleştirildi.

Erdoğan, konferansın açılışında yaptığı konuşmada; çeşitli iç ve dış politika konularına değindi… Dünya çapında yerleşik 7 milyon Türk vatandaşının hak ve çıkarlarının öncelikli koruyucularının büyükelçiler olduğuna dikkat çekip, “Sizlerden insanımıza daha çok sahip çıkmanızı, vatandaşlarımızın hakkını, hukukunu, onurunu her şart altında kararlılıkla savunmanızı bekliyorum.” dedi… Büyükelçilere, 2023 seçimlerinin suhuletle ülkemize, milletimize ve demokrasimize yaraşır şekilde düzenlenmesi noktasında” görev bile verdi… Ancak en temel milli davamız olan KKTC konusuna hiç girmedi.

Bu arada şunu vurguladı:

BM, AGİT, NATO, İslâm İşbirliği Teşkilâtı ve Türk Devletleri Teşkilâtı gibi platformlarda sözünün ağırlığı olan bir ülkeyiz.”

Konferansta Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar da konuştu.

Bakan Çavuşoğlu, Kıbrıs Türk halkının gasp edilen hakkını savunduklarını belirterek şunları söyledi:

Bugüne kadar tüm olumlu yaklaşımımıza rağmen başta AB olmak üzere sözlerinde durmayarak KKTC’yi ve Kıbrıs Türk halkını izole etmeye çalışıyor. Ama bizler Türk hariciyesi, Türkiye Cumhuriyeti olarak Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın liderliğinde KKTC’nin haklarını tüm dünyada savunmak için çaba sarf ediyoruz. Aynı şekilde KKTC’nin daha fazla görünür olabilmesi, daha fazla misyon açabilmesi, uluslararası örgütlerde statü elde edebilmesi ve KKTC pasaportlarının da tanınması için çaba sarf ediyoruz. Her alanda, her platformda olumlu netice aldığımızı söyleyemeyiz. Zorluklarını biliyoruz ama bu mücadelemizi de sürdürüyoruz.”

Çavuşoğlu, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın Konya’da düzenlenen “5. İslami Dayanışma Oyunlarıiçin Türkiye’ye geldiğini, bir sürpriz yaparak bu vesileyle konferansta hitap ettiğini açıklarken de, Tatar’ın bu oyunlara katılmasının ve yıl sonunda Türk Devletleri Teşkilâtı’nda Gözlemci statüsü elde etmesinin, bundan sonra yapacakları çalışmalar için Hem umut hem ışık olacağını kaydetti.

Cumhurbaşkanı Tatar ise; “Silah zoru ile bizi dışarı atanlar, bilmelidirler ki; Kıbrıs halkı, zorunluluktan kendi devletini kurmuştur. O devleti aşama aşama geliştirmiştir. Şimdi KKTC olarak Kıbrıs halkı, kendi egemenliğinde ısrarlıdır. Egemenlik fevkalade önemlidir.” deyip şu mesajları verdi:

Rum tarafını sıkıştırmanın yolu; attığımız adımları daha büyük bir kararlılıkla ileriye taşımaktır. Maraş açılımını daha fazla geliştirmektir. Kendilerini gerektiğinde rahatsız etmektir. Çünkü onlar, bizi hep dar alana sıkıştırmaya çalışıyor. Biz de o dar alanı kırarak ileriye gitmek durumundayız.”

En Fazla Hangi Ülkenin Sporcuları Alkışlanırdı?

Tatar ve Çavuşoğlu’nun bu konuşmaları yaptığı günün akşamında Erdoğan, İslâmi Dayanışma Spor Federasyonu ve İslâm İşbirliği Teşkilatı (İİT) üyesi ülkelerin katılımıyla Konya’da düzenlenen “5. İslâmi Dayanışma Oyunları”nı başlattı.

56 ülkeden 4 bin 200 sporcunun katıldığı oyunların açılışı Kuran-ı Kerim’in okunmasıyla başladı. Protokol üyelerinin stada gelmesiyle İstiklâl Marşı okundu, Türk bayrağı göndere çekildi. Erdoğan ve Tatar başta olmak üzere protokoldekiler Türk Bayrağı salladı. Sporcuların geçişinde, Türk kafilesinden sonra en fazla alkışı Azerbaycan ve Filistin aldı.

Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, Türkiye’mize yaraşır bir şekilde tüm İslâm alemine layık bir şekilde mükemmel bir organizasyonu gerçekleştireceklerini anlattı, uluslararası spor organizasyonlarının sadece bir sportif etkinlik olmaktan öte ülkeler arasındaki bağın güçlendirilmesine vesile olduğuna dikkat çekti.

Törenden sonra Erdoğan’ın, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile görüştüğünü de kaydedip sadede gelelim.

Kıbrıs milli davamız ya; sözkonusu oyunlarda herhalde Türk kafilesinden sonra, belki ondan da fazla KKTC’li sporcuların alkış alması gerekirdi, değil mi?

Ama alkışlanamadılar; çünkü bu oyunlara KKTC’li sporcular katılamadı!..

Sebep; Erdoğan’ın, Sözünün ağırlığı olan bir ülkeyiz dediği platformlardan İİT üyesi ülkelerin de KKTC’ye yönelik ambargolarını sürdürmesi idi.

Düşünebiliyor musunuz; ev sahibiyiz ve yavru vatanımızın sporcularını ülkemize getirmeyi başaramıyoruz!..

Alkışlar Gültekin Uysal’a

Peki bu vahim tablo kaç kişiyi rahatsız etti? Yazarlardan başlayalım.

Takip edebildiğimiz kadarıyla; sadece Yeniçağ’dan Hüseyin Macit Yusuf, Konya skandalı konusunda Ankara’yı değil KKTC yönetimini eleştirdi.

Karar’dan, eski Gençlik ve Spor Genel Müdürlerinden Mehmet Atalay da, “Kim olursan ol Konya’ya gel” başlıklı yazısında, uzun uzun sözkonusu oyunların anlam ve önemine değinip bir cümleyle şu dilekte bulundu:

Sadece KKTC’yi üye yapmak ve organizasyonun bir parçası haline getirmek için sempatik bir diplomasi uygulanmalı…”

İktidar yazarlarından kimileri ise sadece sporcuların kıyafetleri ve açılış danslarına odaklanıp bu oyunların ne kadar İslâmi olduğunu sorguladı.

Muhalefet partilerine gelince; yine görebildiğimiz kadarıyla, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, oyunlarda KKTC’den sporcuların olmamasına dair işin esasına girip şu sözlerle tepki gösterdi:

Ağustos 1991’de İslâm İşbirliği Teşkilatı’nda ‘gözlemci üye’ statüsü kazanan Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, teşkilata üye ülkelerin dahil olduğu, bizim ev sahipliği yaptığımız ve 1980’de İzmir’de temsil edildiği İslâmi Dayanışma Oyunları’nda bugün tek bir sporcu ile temsil edilmiyor. AKP iktidarı, devletimiz ve milletimiz nazarında ‘milli meseleolarak görülen bir varlık, hak ve adalet sorununu, ‘Kıbrıs Sorunu’nu yine bir iç politik malzeme olarak değerlendiriyor. İktidara geldiği gün ‘toprak vermeyi dahi düşünebilirizdiyen AKP, 2003-2004’te olduğuna benzer şekilde Kıbrıs Türklüğünün hak ve varlık mücadelesini bir taraftan AB ile ilişkilerine bir taraftan da Türkiye kamuoyunda başlattığı sözdeyerli millipolitikaya araç ediyor. Bugün başta Kapalımaraş’ın açılması meselesi olmak üzere Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile ilgili her sorunuyerli ve millisöylemlere malzeme ediyor. Neticede bugün en temeldetanınmasorunu yaşayan Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, ev sahibi olduğumuz ve Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin gözlemci üye olduğu bir birliğin organizasyonunda temsil edilmiyor. Sormazlar mı; sen tanımıyorken kim tanısın?

Din Adamı” Farkı

Konya’daki oyunları kimi dindarlar ve din adamları da eleştirdi.

Ancak tahmin edileceği üzere, KKTC’nin temsil edilmemesi değil, sporcuların kıyafetleri ve dans gösterileri sebebiyle. İşin KKTC boyutunun adını dahi anmadılar.

Milli mesele ve dindarlık anlamında bir zihniyet farkını göstermesi açısından şu örneği vermekle yetinelim:

Yunanistan isyanını papazlar başlattı… Rum-Yunan ikilisinin Megali İdea davasının öncülüğünü de yine papazlar yapıyor!..

Aliyev-Tatar Bir Araya Gelmişken

Kendi ülkemizde, gözümüzün içine baka baka KKTC yok sayılırken, bakın Rumlar Kıbrıs konusunda ne gibi detaylarla uğraşıyor.

Erdoğan’ın Konya’da Tatar ve Aliyev’le görüştüğünü belirtmiştik ya; işte adamlar bundan bile rahatsızlık duydu. Yazılı bir açıklama yapan Rum kesimi Dışişleri Bakanlığı, “Bakü yönetiminin bu davranışıyla, kurumsal ilişki kurmaya çalıştığı AB’nin kurumsal çerçevesini görmezden geldiğini” öne sürdü. Yani Azerbaycan’ı AB ile tehdit etti.

Hazır Tatar ile Aliyev’i bir araya getirmişken, Erdoğan, Aliyev’den KKTC’yi tanımalarını isteseydi.” dememizin bir anlamı var mı yok mu; yazısını, KKTC’de iktidarda olan Ulusal Birlik Partisi (UBP) Milletvekili ve Genel Sekreteri Oğuzhan Hasipoğlu’nun sözleriyle sonlandıran Huseyin Macit Yusuf’a kulak verelim:

Bu kafayla KKTC’yi tanıtmak mümkün değildir. Ya kafalar değişecek, ya da görev ihmali olanlar değişecektir. Hasipoğlu açıklamasını şu şekilde tamamlamıştır: ‘9 Ağustos Konya trajedisi bize, temenniden öteye gitmeyen beyanatlar vermek yerine, ülkemizin gençlerine uygulanan spor ambargolarına son vermek için sistemli, proaktif, çözüm yaratıcı resmî bir politikanın ve buna bağlı olarak da bir eylem planının oluşması gerektiğini gösteriyor.’”

Ez cümle; bari açılış töreninde KKTC bayrağı da sallansaydı!..

Yine de vakit çok geç değil; Konya’daki oyunlar 18 Ağustos’a kadar devam edecek. En azından kapanış törenine KKTC’li sporcuların gelmesi ve KKTC bayrağının dalgalanması sağlanmalı.

Tabii, Kıbrıs gerçekten milli davamız ise!..

Müyesser YILDIZ
12 Ağustos 2022

Kategori:Uncategorized