20 yıl önce evinin önünde alçakça katledilen Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu cinayetinin en önemli sanığı Nuri Gökhan Bozkır’ın suçladığı isimlerden birisi olan Anayasa Mahkemesi Üyesi İrfan Fidan’ın, sözkonusu iddialar için “alçakça” dediği ortaya çıktı. Fidan’ın, hakkında “soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari yaptırım uygulanmasını sağlamak için kendisine hukuka aykırı bir fiil isnat edildiğini” vurgulaması da dikkat çekti.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı iken Yargıtay üyeliğine atanan, 1 ay sonra da AYM üyeliğine seçilen İrfan Fidan’ın bu ifadeleri kim veya kimler için kullandığını anlatmadan önce şunları hatırlatalım.
Hablemitoğlu cinayetinin en önemli isimlerinden olduğu belirtilen eski Özel Kuvvetler Komutanlığı mensubu Nuri Gökhan Bozkır’ın, Ukrayna’dan Türkiye’ye getirildikten sonra ifadesi alındı. Şubat ayından ibitaren de Emniyet ve Savcılık ifadeleri kısa sürede medyaya yansıdı.
Bozkır ifadelerinde, 2014 yılında İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı İrfan Fidan ve Emniyet Müdür Yardımcısı Mustafa Çalışkan’la Hablemitoğlu cinayetini görüştüğünü, ancak bir şey yapılmadığını anlatmıştı. Bunun üzerine her iki isime çeşitli eleştiriler yöneltildi; ama bugüne kadar sessiz kaldılar.
Bozkır’ın sözkonusu iddiaları, geçtiğimiz Kasım’da tamamlanıp Mahkeme’ye gönderilen iddianamede de aynen yer aldı.
Biz de 15 gün önce bu konuyu ele alıp Bozkır’ın ilk kez İrfan Fidan ve Mustafa Çalışkan isimlerini gündeme getirdiğine dikkat çektikten sonra şu kulis bilgisini paylaştık:
“Gerek Fidan gerekse Çalışkan’ın, Nuri Gökhan Bozkır’la görüştükleri iddiasını yalanlayıp, isimlerinin sözkonusu ifadeye özellikle eklendiğini düşündükleri, bu arada iddianamenin çıkmasından sonra haklarında yapılan kimi haberlerle ilgili suç duyurusunda bulundukları belirtiliyor. Dahası var; Bozkır’ın o ifadelerinin hemen ardından konunun Erdoğan’a iletilip Fidan ve Çalışkan hakkında işlem yapılması için izin istendiği, ancak Erdoğan’ın bunu kabul etmediği öne sürülüyor. Söylendiği gibi, İrfan Fidan ve Mustafa Çalışkan isimleri ifadeye özellikle mi eklendi, eklendiyse kim, neyi amaçlıyor bilmiyoruz; ama bu dosyada çok garip şeyler olduğu ortada.”
“En Büyük Arzum Hablemitoğlu’nun Faillerin Bulunmasıdır”
İşte o yazımızda bahsettiğimiz, Hablemitoğlu cinayeti davasının dosyasına da giren suç duyurusuna, dolayısıyla AYM Üyesi İrfan Fidan’ın bu konuda neler söylediğine ulaştık.
Fidan’ın 12 Ağustos’ta, yani iddianame tamamlanmadan 3 ay önce, avukatları kanalıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na yaptığı bu suç duyurusunda kimlerin, neyle suçlandığını aktarmadan önce Nuri Gökhan Bozkır’ın iddialarının nasıl reddedildiğine bakalım. Şunlar anlatıldı:
“Müvekkilimiz İrfan Fidan göreve başladığı 1999 tarihinden bu yana sadece adalete hizmet eden, görevini lâyıkıyla yerine getiren, görev bilinci ile hareket ederek üstlendiği en zor soruşturmalar ve davalarda dahi hukukun üstünlüğünden vazgeçmeyen bir yargı mensubudur. Özellikle son yıllarda oldukça zorlu görevler üstlenmiş, ulusal güvenliği tehdit eden terör ve suç örgütleri ile mücadele etmiştir. Bu başarılı yargı faaliyetleri sebebiyle şu anda Anayasa Mahkemesi üyesi olarak görevini başarıyla ifa etmeye devam etmektedir… Müvekkilimizin ismi geçen Nuri Gökhan Bozkır isimli şahısla Hablemitoğlu cinayeti konusunda ne resmi ne de gayrı resmi görüşmesi olmamıştır. İsmi geçen şahıs müvekkilimize Hablemitoğlu cinayeti konusunda sözlü ya da yazılı beyanda bulunmamıştır… Müvekkilimiz özel yetkili mahkemeler kaldırıldıktan sonra 2012 yılında Terörle Mücadele Kanunu’nun 10. Maddesi ile Yetkili Terör Savcılığı görevine, 2016 yılının Ocak ayında terörden sorumlu başsavcı vekilliğine, darbe girişiminden sonra da 2016 yılının Temmuz ayında İstanbul Başsavcılığı görevine atanmıştır. Görev süresi boyunca da her türlü terör örgütü ile mücadele etmiştir. Başta Hrant Dink olmak üzere terör örgütlerinin katlettiği aydın cinayetlerinin faillerinin bulunması için olağanüstü gayret göstermiştir. Büyük Türk Milletine ve Türkiye Cumhuriyeti’ne yönelik FETÖ tehdidini kitapları ve televizyon yayınlarıyla ilk defa gündeme getiren aydınlardan merhum Necip Hablemitoğlu’nun alçakça katledilmesi eyleminin faillerinin bulunması ve yargı önüne çıkartılması müvekkilimizin en büyük arzusudur.”
Söyleyeni Değil Yazanları Suçladı
AYM Üyesi Fidan’ın bu konuda kimler hakkında suç duyurusunda bulunduğuna gelince;
Nuri Gökhan Bozkır’ın Emniyet ve Savcılık ifadelerini haberleştiren T24 yazarları Tolga Şardan, Gökçer Tahincioğlu ve Asuman Aranca hakkında, “hakaret, iftira, terör örgütlerine hedef gösterme ve sair suçlardan” suç duyurusunda bulunup cezalandırılmalarını istedi.
Sözkonusu dilekçede; T24’te 11 Ağustos’ta yayımlanan ve halen de yayımda olan “Hablemitoğlu Dosyası / Eski ÖKK subayı Nuri Gökhan Bozkır: 2015’te dönemin İstanbul Başsavcısı İrfan Fidan’a bildiklerimi anlatmama rağmen resmi ifadem alınmadı” başlıklı haberin, tümüyle Bozkır’ın ifadelerinin yer aldığı ilgili bölümüne yer verildikten sonra şöyle denildi:
“Söz konusu bu haberdeki asılsız iddialarla müvekilimiz İrfan Fidan hedef alınmıştır. Sözkonusu haber gerçeğe aykırı, asılsız iddialar üzerine kurgulanmış durumdadır. Hiçbir şekilde gerçekliği bulunmayan olgular üzerinden haber yapılmıştır… Haberde, yazı başlığına ve içeriğinde, ‘İrfan Fidan’a Hablemitoğlu cinayeti hakkında bildiklerimi anlatmama rağmen resmi ifadem alınmadı’ şeklinde ifadeler yer almakta olup, yazı içeriğinde de müvekkilimizin fotoğrafına yer verilmiştir. Yine yazıda, ‘Nuri Gökhan Bozkır’ın ifadesinde dikkat çekici bir diğer detay da, 2014 ve 2015 yıllarında İstanbul’a giderek ifade vermek istediğini söylemesine karşın, Necip Hablemitoğlu konusunda resmi bir ifadesinin alınmadığını açıklamasıydı. Şu anda Anayasa Mahkemesi üyesi olan eski İstanbul Başsavcısı İrfan Fidan’ın bu iddiaya karşılık ne yanıt vereceği merak konusu. Zira Bozkır, 8 yıl önce aslında bugün verdiği isimlerden söz ettiğini açık açık söylüyor.’ şeklinde gerçek dışı bilgilere yer verilmiştir… Bu haberlerde müvekkilimize iftira atılarak müvekkilimiz kamuoyu nezdinde küçük düşürülmeye çalışılmıştır. İlgili haberi hazırlayan kişilerin eylemleri TCK’da şüphesiz ki suç teşkil etmektedir. Söz konusu gönderiye konu müvekkilimiz ile ilgili olan kısım bakımından yer verilen bilgilerin, itham ve alçakça iddialarıın hiçbir aslı, kaynağı, gerçekliği bulunmamaktadır. Bu haberde yer alan hukuka aykırı ve müvekkilimiz nezdinde suç teşkil eden iddiaların gerçek olup olmadığı araştırılmadan sırf müvekkilimizi küçük düşürme ve onur, şeref ve saygınlığını zedeleme amaçlı olarak yayınlanmıştır. Basın Meslek İlkelerine aykırı hareket edilerek, soruşturulmaksızın ve doğruluğuna emin olunmaksızın yayınlanan bu haber için basın ve ifade özgürlüğünden bahsedilemeyeceği gibi haber verme hakkının hukuka uygun olarak kullanıldığının da söylenmesi mümkün değildir. Sözkonusu haberde habere konu olan müvekkilimizden yapması beklenmeyen ve toplumun değerleri karşısında kınanan bir eylem isnadı, görevini yerine getirmediğine dair iftira, terör örgütlerine hedef gösterme ve kişinin toplum içinde sahip olduğu kimliğini sarsacak, kişiyi açıkça küçük dürüşücü ifadeler kullanıldığı ortadadır. Bu şekilde müvekkilimizin kişisel kimliğinin ve manevi bütünlüğünün bir parçasını oluşturan, Anayasa’nın 17. maddesinin korumasında bulunan şeref ve itibarına şüpheliler tarafından saldırı yapılmıştır. Bu itfira ve hakaret içerikli hukuka aykırı ve suç teşkil eden saldırının düşünce özgürlüğü veya basın özgürlüğü sınırları içerisinde değerlendirilmesi asla mümkün değildir. Pervasızca ve sırf sansasyon yaratmak amacıyla hiç var olmayan bir şeyin kamuoyuna bu şekilde aksettirilmesi Basın Meslek İlkelerine aykırılık teşkil etmekte olup, kabul edilemez niteliktedir.”
Kimler Erdoğan’a Şikâyet Etti?
Dilekçenin son bölümünde ise şu çok dikkat çekici değerlendirme yapıldı:
“Müvekkilimize asılsız iddialarla hakaret edilmiş, lekelenmeme hakkı zedelenmiş, basın ve yayın yoluyla, işlemediği bilindiği halde hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari yaptırım uygulanmasını sağlamak için müvekilimize hukuka aykırı bir fiil isnat edilmiştir.”
Bir kez daha altını çizelim; iddiaların sahibi, Hablemitoğlu cinayeti sanıklarından Nuri Gökhan Bozkır. Onun iddiası ve medyanın da bunları yazmasından İrfan Fidan hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılması ya da Fidan’a idari yaptırım uygulanması gibi bir sonuç çıkmasını kim, nasıl umabilir ki?!
Yegâne açıklaması var; demek ki, Bozkır’ın o ifadelerinden sonra birilerinin gerek İrfan Fidan’ı gerekse Mustafa Çalışkan’ı Erdoğan’a şikâyet ettiği, haklarında işlem yapılması için izin istediği söylentileri doğruymuş.s
T24 yazarları olamayacağına göre; acaba buna niyetlenen kimdir, kimlerdir?!
Peki Bozkır’ın o beyanlarını iddianameye aynen aktaran Savcı’ya ne diyeceğiz?.. Acaba Fidan, Nuri Gökhan Bozkır ve Savcı hakkında da suç duyurusunda bulundu mu veya bulunacak mı?
T24 yazarları hakkındaki suç duyurusunun akıbetiyle bitirelim.
Fidan’ın dilekçesinden üç gün sonra, 15 Ağustos’ta İstanbul Basın Savcılığı soruşturma işlemlerini başlatıp bir bütün halinde değerlendirme yapılması için soruşturma evrakını Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu’na tevdi etti.
Terör Savcılığı da şüphelilerin ifadeleri alınmak üzere Başsavcılık’ta hazır edilmeleri ve ilgili haber içeriklerine ulaşılarak tutanağa bağlanması için İstanbul TEM’e 22 Ağustos’ta yazı gönderdi.
Bu gidişle Hablemitoğlu cinayeti davasının içinden hiç ummadık başka davalar çıkarsa hiç şaşırmayalım!..
Müyesser YILDIZ
20 Ocak 2023