27 Ekim 2021 gecesi karakola giden anne, eşinin de kendisinin de ikinci evlilikleri olduğunu, 2017’de doğan ilk çocukları M.’ye 2.5 yaşındayken hafif otizm teşhisi konduğunu anlattıktan sonra astsubay olan eşiyle ilgili şu iddialarda bulunur:
“Evimizin alt katında bize ait bodrum var. Eşim, M. 1.5 yaşlarındayken onu bir bahane ile bodruma indirir ve zaman geçirirlerdi. Kontrol etmek için bodruma indiğim bir gün eşimin pantolonu ve alt iç çamaşırı inik cinsel organı dışarda görünür vaziyette, oğlum M. ise önünde, arkası dönük ancak M.’nin altına taktığım bezi üzerinde idi. O şekilde gördüğümde ne yaptıklarını sordum bir şey yapmadıklarını ve çocuğu alıp götürmemi söyledi. O zaman bu duruma bir anlam veremedim ve çocuğu yanından alarak eve çıkarmıştım… Bir süre sonra başka bir ile tayini çıktı. İzne geldikçe yine M.’yi sürekli bodruma indirerek, orada oynattığını söylüyordu. İki defa bodruma indikten sonra çıktıklarında M. poposunun acıdığını söylemişti. Bir defasında da çocuğun göz altlarının mor bir şekilde yukarı çıktıklarını gördüm. O dönemde M.’nin sürekli olarak cinsel organı ile oynayıp sertleştirdiğini ve bana da zaman zaman ‘bak anne’ diyerek gösteriyordu. Ayrıca küçük kardeşine babasından gördüğü şekilde hareketler yapıyor, poposunu sallıyor, kardeşinin üzerine yatıyordu… Yine izinli geldiği bir dönemde birlikte yattıklarında eşimin elini M.’nin alt çamaşırının içine sokmuş, poposunu okşarken gördüm… Bir başkasında battaniyeyi kaldırdığımda eşim ve oğlumun belden alt kısımlarının tamamen çıplak vaziyette yattıklarını gördüm. Neden böyle yattıklarını sorduğumda beni tersleyerek, ‘git işine, senin işin yok mu’ diyerek beni başından savdı… Buraya döndükten sonra da eşim ve oğlumun sadece alt iç çamaşırlarıyla tren oyunu oynadıklarını, çocuğu o şekilde kucağına oturtarak cinsel organı ile M.’nin arkasına sürttüğünü, çocuğu kucağına oturtup kaldırdığını gördüm. Sorduğumda, yine tersledi… Oğlum bana telefonu göstererek, ‘Anna, popo aç. Babam açtı. Sen de aç’ deyince şüphelenerek, fırsat bulduğumda eşimin telefonunda geçmişe dönük +18 porno içerikli videoların bulunduğu siteleri ziyaret ettiğini gördüm.”
Devamında, çocuğun sık sık rahatsızlanıp kabızlık çekmeye başladığını, birkaç kez hastaneye götürüp lavman yaptırdıklarını, durumu oğlunun eğitim gördüğü özel merkezdeki yetkililere danıştığını, onların da, “Bu durum ciddi. Takip et, ispatlandır.” dediğini belirten anne, ifadesini şu sözlerle tamamlar:
“Yaşadığımız bu olaylar neticeside eşimin, çocuğumuza cinsel istismarda bulunduğu kanaati bende hasıl olduğundan, M’nin genital iç muayenesinin yapılmasına rıza gösteriyor ve talep ediyorum. Eşimden davacı ve şikayetçiyim. Ayrıca güvenliğimizin tehlikede olduğunu düşünerek, eşime uzaklaştırma tedbiri uygulanmasını istiyorum.”
Kronik Fiili Livata
İfade Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na intikal ettirilir. Aynı gece Savcılığın talimatı ile o sırada 5 yaşında olan M.’nin muayenesi yaptırılır. Raporda şu tespitler yer alır:
“Diz dirsek pozisyonunda yapılan anüs muayenesinde kronik fiili livata ile uyumlu maddi bulgular saptandığı… Olay üzerinden geçen zaman nedeniyle anal ve oral sürüntü örneği alınamadığı…”
Ertesi gün de Çocuk İzleme Merkezi’nde, Savcı camlı bölgenin diğer tarafında olmak üzere, adli görüşmeci tarafından Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı temsilcisi huzurunda çocuğun ifadesi alınır. Mağdurun yaşının küçük olması, otizm rahatsızlığının bulunması ve kendiliğinden bir şey anlatmaması nedeniyle soru-cevap şeklinde yapılan adli görüşmeden sonra hazırlanan değerlendirme raporunda şöyle denilir:
“M.’nin içinde bulunduğu yaş grubu itibarı ile kendisine yöneltilen eylemlerin amaç ve niteliğini kavrayamayacak düzeyde olduğu düşünülmüştür. Özel bölgelerine yönelik olarak açık bir beyanda bulunmamıştır. Psikiyatrik takip altına alınmasının yüksek menfaatine olacağı değerlendirilmiştir.”
Babaya Tutuklama İstemi
Suçlanan babayla ilgili işlemlere gelince; aynı gece, aynı karakolda onun da ifadesi alınır. Hakkındaki suçlamaları reddedip eşinin psikolojik sorunları olduğunu söyler.
Ardından Ankara Müraacat ve Suçüstü Savcılığı’nca tutuklama istemiyle Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk edilir. Buradaki savunmasında yine eşini suçlayıp şu savunmayı yapar:
“Sadece bir baba evladına sevgisiyle nasıl davranırsa öyle davrandım. Bu suçlamayı kabullenemiyorum. Bir baba bu suçlamayı ne kadar kaldırabilir, nasıl yaşayabilir. Çocuğuma herhangi bir istismarda bulunmadım. Kendisinin yanında hiç iç çamaşırıyla dolaşmadım. Yapmadığım bir şey için karşınızdayım. Suçsuzum, serbest bırakılmamı istiyorum.”
Avukatı da, “Müvekkil astsubay olarak görev yapmaktadır. Hakkında ifade veren tanıklara bakıldığında sevilen birisidir. Müvekkilin homoseksüel bir arzusu olsaydı, yıllarca görev yaptığı yerlerde bir olay yaşanması gerekirdi. Müşteki ile çocuğun beyanları çelişmektedir.” der.
Neticede Sulh Ceza Hakimi, “savunmasının içeriği, bilgi alma tutanakları, mağdurun beyanı, mevcut delil durumu, soruşturmanın devam ediyor oluşu dikkate alındığında, bu aşamada tutuklamadan beklenen faydanın adli kontrolle de sağlanabileceğinin anlaşıldığını” belirterek haftada iki gün karakola imza şeklinde adli kontrol uygulanması, ayrıca eşinin ve çocuklarının bulunduğu yer ve bölgelere gidememesi şartıyla babayı serbest bırakır.
Şüpheli baba ve avukatı, daha sonra Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na verdikleri bir dilekçeyle de annenin psikoloğunun dinlenmesini isteyip, “çocuk için alınan adli raporun, çocuğun hastalıkları ve kabızlık sorunu bilinmeden hazırlandığını, bulunan bulguların daha önce gerçekleştirilen lavman işleminden kaynaklandığını” öne sürerken, “maddi gerçeğin ortaya çıkması için mağdurun iyileşmeden önce Adli Tıp veya bir üniversite hastanesinden rapor alınmasını” talep eder.
Sonuçta da Adli Tıp’tan rapor alınmasına karar verilir.
Boşanma ve Uzaklaştırma Kararı Davası
Cinsel istismar iddiasıyla ilgili soruşturma bu aşamadayken, anne şimdilerde çokça tartışılan ve Cumhur İttifakı’nın bazı ortaklarının kaldırılmasını istediği Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun kapsamında boşanma, çocuklarının velayetini alma ve baba hakkında uzaklaştırma kararı verilmesi amacıyla dava açar.
Davaya bakan Aile Mahkemesi’nin talebi üzerine Ankara Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Müdürlüğü önce baba, ardından anne ve çocuklarla görüşür, sosyal inceleme raporu hazırlanır. Raporda, “adli süreç tamamlanana kadar babanın çocuklardan uzak tutulması ve çocukların velayetinin anneye verilmesi” yönünde görüş bildirilir.
Mahkeme de her 3 ayda bir anne ve çocuklarıyla ilgili koruma kararı verir.
Ancak aynı mahkeme geçtiğimiz 11 Nisan’da, birdenbire bu koruma kararını kaldırır.
Annenin avukatı Tülay Bekar hemen itirazda bulunur. İtiraz üzerine Mahkeme, bir hafta sonra o kararından dönüp koruma tedbirlerinin devamını kararlaştırır.
Cinsel istismar iddiasıyla ilgili soruşturmanın akıbeti mi?
Üzerinden bunca zaman geçtiği halde henüz iddianame bile hazırlanmadı; çünkü Adli Tıp’tan istenen rapor bir türlü gelmedi!..
İşte böylesine önemli ve vahim bir durumda bile yargının hâl-i pür melâli!..
Müyesser YILDIZ
21 Nisan 2023