Akademisyen-Yazar Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu suikastı davasına devam edildi.
Ankara 28. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın bugünkü 11. celsesinde “tetikçi” olduğu öne sürülen Tarkan Mumcuoğlu’nun avukatı Enes Taner, 3-23 Aralık 2002 tarıhleri arasında Kazakistan’da Mumcuoğlu’nun kurs verdiği emekli bir Kazak askerini duruşma salonu dışında hazır ettiklerini belirterek kendisinin tanık olarak dinlenmesini talep etti. Savcı Zafer Ergün’ün, “Uygundur.” mütalaasından sonra Mahkeme oybirliğiyle Kazak tanığın dinlenmesine karar verdi.
Bugün ilk dinlenen tanık, sözde Türkiye imamı olduğu belirtilen Mustafa Özcan’ın 1998-2008 yılları arasında şoförlüğünü yapan Memiş Aytekin oldu. Mahkeme Başkanı’nın soruları üzerine, Mustafa Özcan’ın kendisinin yanında hiçbir şey konuşmadığını anlatırken, “Onun yanındayken özgüvenimi bile yitirdim.” dedi. Aytekin, eski Sağlık Bakanı Halil Şıvgın’ın, “Mustafa Özcan Ankara’ya geldiğinde Enver Altaylı ile buluşur, onun arabasıyla ofisime gelirler, Özcan’ın şoförü arkadan araçla takip ederdi.” şeklindeki ifadesi sorulduğunda ise Halil Şıvgın’ı hiç tanımadığinı, ofisinin nerede olduğunu da bilmedığini söyledi.
Sanıklardan Enver Altaylı, Mustafa Özcan’ın Sema Hastanesi Yönetim Kurulu Başkanı olduğunu, kendisinin İstanbul ziyaretlerinin ana sebebinin de sağlık olduğunu bildirirken şöyle konuştu:
“Mustafa Özcan o zaman itibarlı biriydi. Araştırın, Memiş Aytekin’e sorun; her ay bir, iki kez Cumhurbaşkanı, TBMM Başkanı Bülent Arınç ile görüşürdü.”
Başkan’ın bu konudaki sorusu üzerine Memiş Aytekin, Mustafa Özcan’ın zaman zaman Arınç’la görüştüğünü söyledi.
Memiş Aytekin’den sonra Kazakistanlı emekli albay tanık olarak dinlendi. Türkiye’de Harp Okulu’ndan mezun olduğu için Türkçe bilen tanık, kendisinin Türkiye’den gelen tüm timlere tercümanlık yaptığını, ayrıca kendisinin de bu kurslarda eğitim aldığını anlattı.
O dönemde Tarkan Mumcuoğlu ile görev yaptığını kaydeden tanık, Mumcuoğlu’nun avukatlarının gösterdiği fotoğrafları tarihleriyle teşhis etti.
Kazak İstihbaratının Takibi
Tarkan Mumcuoğlu’nun avukatı Enes Taner’in o dönemde Kazakistan’a kayıtdışı, kaçak giriş-çıkışın mümkün olup olmadığını sorması üzerine şu konuşma yaşandı:
Başkan: Kazakistan istihbaratı bizim bu askerleri takip eder miydi?
Tanık: Tüm yabancılar takip edilirdi.
Başkan: Bizi yabancı mı görüyordunuz?
Tanık: Tabii yabancı değiliz, Türküz; ama başka ülke olduğu için giriş-çıkıslar tabii ki takip ediliyordu, ilgili birlikler tarafından. Kontrolsüz geçiş olmaz.
Başkan: Rus istihbaratının etkisi devam ediyor muydu?
Tanık: Rus istihbaratı şu anda da her yerde etkili.
20 Aralık 2002’de Pazarda Tatbikat Yapıldı
Kazak tanık, Levent Göktaş’ın soruları üzerine 23 Aralık 2002’de VIP kursunun bittiğini ve diploma töreni yapıldığını, bundan iki gün önce ise Almatı pazar yerinde VIP tatbikatını yaptıklarını, VIP personel rolünü de Tarkan Mumcuoğlu’nun oynadığını kaydetti.
Savcı Zafer Ergün, Kazak tanığın 2002-2004 yıllarında görev yapan ÖKK mensuplarını ismen tanımasına dikkat çekip 2008, 2009, 2010 yıllarında görev yapanların adını sordu. Tanık çok sayıda isim saydı, ama bu yıllarda terfi ettiği için görev yerlerinin değiştiğini de vurgulayıp, “2002-2004’ü net hatırlıyorum. Çünkü birebir çalıştım.” dedi. Savcı’nın bu sorusu üzerine Mumcuoğlu’nun avukatı Enes Taner, tanığa kendilerinin fotoğraf sunup teşhis yaptırdıklarını hatırlatıp, “Diğer yıllardakilerin fotoğrafları da gösterilse teşhiş eder miydiniz?” sorusunu yöneltti. Tanık, “Evet.“ karşılığını verdi.
Savcı Ergün’ün, ifadesini aldığı bazı astsubayların Tarkan Mumcuoğlu’nu her gün görmediklerini söylediğini belirtmesi üzerine de Av. Ali Soykan, “Karısı değil ki, her gün görsün.“ sözleriyle tepki gösterdi.
Mahkeme Başkanı, Kazak tanığa son olarak o dönem kurs belgelerini Kazakistan makamlarından temin edip edemeyeceklerini sordu. Tanık, askeri arşivlerde bulunabileceğini kaydetti.
Daha sonra, aynı dönemde Kazakistan’a Tim Komutan Yardımcısı olarak giden Metin Gürcan tanık olarak SEGBİS’le dinlendi. Kazak tanığı tanıyan Gürcan kurs süreci, pazar yerindeki VIP tatbikatı, kurs diploma töreni hakkında bilgi vererek böyle kritik bir dönemde Tim Komutanı olan Tarkan Mumcuoğlu’nun günlerce ortadan kaybolmasının mümkün olmadığını söyledi. Aynı konudaki ısrarlı sorulara Av. Ali Soykan, “TCK’daki, CMK’daki yükümlülükler tersine döndü; Mumcuoğlu’nun olay tarihinde Kazakistan’da olduğunu ispatlamaya çalışıyoruz ya.” diye tepki gösterdi.
Metin Gürcan bir kez daha kurs mezuniyet töreninin 23 Aralık Pazartesi günü yapıldığını, diplomaları kendisinin hazırladığını, bunları törenden evvel, en geç Perşembe veya Cuma günü Tarkan Mumcuoğlu’nun Askeri Ataşe’ye götürüp imzalatmış olması gerektiğini vurguladı.
Savcı Zafer Ergün de şunu sordu:
“Tören sabahı imzalatmış olamaz mı?”
Metin Gürcan, “O risk. Tören sabah saat 10.00-11.00 gibiydi. Bizim karargahtan Almatı 40 kilometre. Perşembe veya Cuma imzalatıp sağlama almışızdır.” karşılığını verdi. Sonrasında şu diyalog yaşandı:
Başkan: 17-20 Aralık tarihleri arasında Tarkan Mumcuoğlu’nu gördünüz mü?
Gürcan: 21 veya 22 Aralık’ta pazardaki VIP tatbikatına gittiğini net olarak hatırlıyorum. Diploma töreninden çıkarım yapıyorum; bunun öncesinde diplomaları Askeri Ataşe’ye imzalatmıştır. Tam ona ihtiyaç duyduğumuz hafta. 2-3 gün ortadan kaybolsa fark ederdik.
Av. Eren Turan: Diplomaları Ataşe’ye siz mi sundunuz?
Gürcan: Hayır, Tarkan Mumcuoğlu.
Başkan: Tarkan Mumcuoğlu bir astsubaya, “Al götür, imzalat.” demiş olabilir mi?
Gürcan: Hayır, kural olarak o götürmese benim götürmem gerekir.
Metin Gürcan’dan sonra dinlenen, Mumcuoğlu ile Kazakistan’da görev yapan astsubaylar Olgun Yılmaz ve Efkan Aktaş da Mumcuoğlu’nun bir gece bile birlikte kaldıkları eve gelmemezlik yapmadığını söyledi.
Cinayet tarihinde Gökhan Nuri Bozkır’la birlikte nöbetçi olan ve Bozkır’ın telefonu arızalandığı veya şarjı bittiği için kendi SIM kartını takarak telefonunu kullandığı nöbetçi Başçavuş Cengiz Çınar tanık olarak dinlenirken avukatlar, Savcı ve Mahkeme Başkanı arasında tartışmalar yaşandı.
Bu tartışmalar sırasında Bozkır’ın avukatı Emrah Yücel, “Biz niye hep olmayan şeyleri ispat etmeye çalışıyoruz? Sorduğunuz konu iddianamede var mı? Yok.” deyince Başkan, “İddianameye bağlı değiliz.” cevabını verdi. Av. Ali Soykan da, “Nasıl bağlı değiliz?” şeklinde tepki gösterince Başkan şunu söyledi:
“Kadastro mahkemesi miyiz?”
Bir tartışma da Nuri Gökhan Bozkır’ın cinayetten sonra telefonunu kullanmadığı iddiasına ilişkin yaşandı. Avukatları Bozkır’ın sadece telefonunu değiştirdiğini, numarasını kullanmaya devam ettiğini söyleyince Savcı Zafer Ergün, iddianameyi iyice okumadıklarını belirtti. Devamında şunlar konuşuldu:
Av. Ali Soykan: Bir okumayan biziz zaten.
N. G. Bozkır: [Savcı’ya hitaben] Algı operasyonu yapmayın lütfen.
Savcı: Telefonu değiştirmek başka, GSM hattını değiştirmek başka.
Av. Emrah Yücel: Biz de sadece telefonunu değiştirdiğini anlatıyoruz.
Başkan: Arkadaşlar, konuşacak bir şey yok. BTK kayıtları açık. Savcı’nın şeyi dışında biz de BTK’dan kayıt aldık.
Bugün için planlanan tüm tanıkların dinlenmesi tamamlandıktan sonra, saat 20.30’da yarın devam etmek üzere duruşmaya ara verildi.
Müyesser YILDIZ
17 Mayıs 2023