İçeriğe geç

Avukatı: Kaçmadı…

Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu cinayetiyle ilgili olarak MİT operasyonuyla Ukrayna’dan getirilen ve bu davadan yaklaşık 1.5 yıl tutuklu kaldıktan sonra adli kontrolle tahliye edilen yüzbaşı Nuri Gökhan Bozkır’ın firar ettiğinin anlaşılması ortalığı karıştırdı. Ancak Avukatı Emrah Yücel, Bozkır’ın kaçmadığını iddia etti.

İki gündür bu konuda medyada yer alan haberler oldukça dikkat çekici. Bozkır’ın, yurtdışına kaçtığı; Meriç üzerinden Yunanistan’a, oradan ise Avrupa’ya geçtiği, güvenlik birimlerinin de sınır kapıları, deniz yolu ve gümrüklerde inceleme başlatıldığı öne sürülürken adli kontrol uygulamasına tabi birisinin bunu nasıl başardığı, eğer böyleyse yetkililerin ihmalinin olup olmadığı ise sorgulanmıyor.

Keza Bozkır’ın “Soğan TIR’ları davası” olarak bilinen davada 21 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırıldıktan sonra kaçtığı kaydediliyor; ama sonuçta olay Hablemitoğlu davasına bağlanıyor ve bir anlamda tahliyelere itiraz eden Savcı’nın haklı çıktığı ima ediliyor.

Öncelikle Ankara 28. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Hablemitoğlu davasındaki tahliye kararına değinelim. 18-19 Mayıs’taki duruşmada sadece Nuri Gökhan Bozkır değil, tüm sanıklar hakkında verilen bu kararının nasıl alındığını anlattık.

Mahkeme, Hablemitoğlu suikastının “tetikçisi” olduğu öne sürülen Ahmet Tarkan Mumcuoğlu’nun “olay tarihinde Türkiye’de olduğuna dair şüphelerin sanık lehine değiştiği, yani cinayet olayında tetiği çeken failin Mumcuoğlu olmayabileceğinin anlaşıldığı” tespitiyle tutuklu tüm sanıkların tahliye etmekle kalmadı; “cinayet olayında tetiği çeken asli failin kim olduğunun tespiti, bu fail tespit edilir ise dosyadaki sanıklar ile veya olayda başka şahıslar var ise bunların tespiti” için Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulmasını kararlaştırdı.

Beraberinde de, başka bir davadan tutuklu olan Enver Altaylı hariç, başta Nuri Gökhan Bozkır olmak üzere diğer tutuklu sanıklara yurt dışı yasağıyla birlikte her ayın birinci günü saat 09:00-21:00 saatleri arasında ikametlerine en yakın kolluk birimine imza atma yükümlülüğü koydu.

Firar Ne Zaman Anlaşıldı?

Bozkır’ın adli kontrol sürecinin detayalarına gelelim.

Ankara Denetimli Serbestlik Müdürlüğü, 24 Mayıs’ta Bozkır’ın evinin bulunduğu bölgedeki İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne, Bozkır’ın kendilerine başvurup başvurmadığını sordu.

İlçe Emniyet Müdürlüğü, 10 Haziran tarihli cevabında, “şahsın 24 Mayıs’ta polis merkezine başvurup imza atmaya başladığı” bilgisini verdi. Beraberinde imza çizelgesini gönderdi.

26 Haziran’da ise şu gelişme oldu: karakolda, Bozkır’ın 1 Haziran’da imza atmaya gelmediğine dair bir tutanak tutulup İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne gönderildi. İlçe Emniyet Müdürlüğü de bir gün sonra, “Nuri Gökhan Bozkır isimli şahsın imzalarında eksik-aksaklıklar tespit edilmiştir.” diyerek Ankara Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’nü haberdar etti.

Bu yazışmalardan, Bozkır’ın adli kontrol tedbirini ihlâl ettiğinin tam 25 gün sonra fark edildiği anlaşılıyor.

Devamında durum Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı İlamat İnfaz Bürosu’na, Savcılık tarafından ise 3 Temmuz Pazartesi günü 28. Ağır Ceza Mahkemesi’ne bildirildi.

Üç gün sonra, Perşembe günü de 28. Ağır Ceza Mahkemesi duruşma yapıp Nuri Gökhan Bozkır hakkında yakalama emri çıkardı.

İşte kamuoyu bu kararla birlikte Bozkır’ın firar ettiğini öğrendi.

Bu gelişmelerle ilgili olarak; “Bozkır’ın 1 Haziran’da niye imzaya gelmediği araştırıldı mı? Adli kontrolün ihlâli niye bu kadar geç farkedildi?” diye sormakla yetinip Bozkır’ın firar etmesinin asıl sebebi olan dava ile adeta göz göre göre yaşanan süreci anlatalım.

26 Mayıs’ta Ne Oldu?

Nuri Gökhan Bozkır’ın 24 Mayıs’ta karakola gidip imza verdiğini belirttik. Yani Hablemitoğlu davasından dolayı kaçmamıştı. Peki sonrasında ne oldu?

Olanı, ülke iki gün sonra yapılacak Cumhurbaşkanlığı 2. tur seçimiyle meşgûlken, 26 Mayıs akşamı ilk olarak biz şöyle duyurduk:

Kamuoyunda ‘Soğan TIR’ları davası’ olarak bilinen, sanıkları arasında Ukrayna’dan getirilen Nuri Gökhan Bozkır’ın da bulunduğu davada sıcak gelişme: Kilis’te görülen davada Bozkır’a en üst sınırdan 21 yıl 9 ay hapis cezası verildi, hükümle beraber tutuklanması kararlaştırıldı. ‘Soğan TIR’ları’ davasında tutuksuz yargılanan ve Ukrayna’dan getirildikten sonra da hakkında tutuklama kararı verilmeyen Bozkır, geçtiğimiz Cuma günü Hablemitoğlu davasında adli kontrol şartıyla tahliye edilmişti.”

Bozkır’ın firarının da işte bu karar üzerine hemen o günlerde gerçekleştiği tahmin ediliyor.

Bu sürece ilişkin dikkat çekici detaylardan evvel, ana hatlarıyla “Soğan TIR’ları” davasını özetleyelim.

Eylül 2015’te Şanlıurfa’da durdurulan bir TIR dorsesinde, soğan çuvallarına gizlenmiş tonlarca patlacı madde ele geçirildiği bildirildi. Sözkonusu sevkiyatın, bu olaydan sadece dört gün sonra yasal yollardan Ukrayna’ya gitmiş olan Nuri Gökhan Bozkır liderliğindeki bir örgüt tarafından gerçekleştirildiği belirtilerek soruşturma açıldı.

Firari bazı sanıklarla birlikte Bozkır’ın da dosyası ayrılırken, yargılanan sanıklardan birisi hariç hepsi 15 yıl hapis cezasına çarptırıldı. O bir kişiye ise ayrıca “FETÖ üyesi” olduğu gerekçesiyle 18 yıl ceza verildi. Ancak İstinaf aşamasında bu tutukluların tamamı tahliye edildi. Dosya halen Yargıtay’da görüşülmeyi bekliyor.

Soğan TIR’ları” davasında en çok gündeme gelen konulardan birisi de, sevkiyatı gerçekleştirdiği söylenen isimler arasında yer alan eski üsteğmen Ahmet Yasin Güneş’in, dönemin İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı, şimdinin Anayasa Mahkemesi Üyesi İrfan Fidan’la irtibatı olduğu iddiasıydı. Güneş hakkında neden işlem yapılmadığı sorgulandı. Nihayetinde, 5 yıl sonra Güneş’in, Bozkır’ın da yer aldığı ikinci dosya kapsamında tutuksuz olarak yargılanmasına başlandı.

Bu davada iddia, o patlayıcıların IŞİD’e götürüldüğüydü.

Birincisi; sanık avukatları TIR’da ele geçirilenlerin patlayıcı değil, patlayıcı madde yapımında kullanılan fitil olduğunu, yani patlayıcı madde veya silah özelliği bulunmadığını öne sürüp buna ilişkin Adli Tıp Kurumu’ndan rapor alınmasını istedi, ancak bu kabul edilmedi.

İkincisi; sanıklardan sadece birisi, sözkonusu “patlayıcıların” IŞİD’e götürüldüğünü iddia etti. Etkin pişmanlık hükümlerinden yararlandırılan bu isim de duruşmada, “Kendi aralarında IŞİD hakkında konuştular, ben kulak misafiri oldum. Ben bu yükün IŞİD’e gideceğini duymadım. Emniyette verdiğim ifademde bu şekildeydi, ama ben IŞİD’e gittiğini bildiğimi duyduğumu açıkça söylemedim.” dedi.

Nuri Gökhan Bozkır’ın bu davadaki konumu ise şöyleydi:

Verilen yakalama kararına rağmen hakkında kırmızı bülten çıkarılmadı. İstinabeyle ifadesinin alınması yoluna da gidilmedi.

Ne zaman ki Hablemitoğlu suikastıyla ilgili olarak yakalanıp Türkiye’ye getirildi, işte bundan sonra “Soğan TIR’ları” davasına da SEGBİS yoluyla 5-6 celse katıldı.

Katıldığı, 3 Mart 2022’deki ilk celsede, Ukrayna’nın sadece Hablemitoğlu davasında yargılanmak üzere iadesini kabul ettiğini hatırlattıktan sonra yine de savunma yaptı, hakkındaki suçlamaları kabul etmediğini söyledi.

En ilginci; bu celsede Bozkır’ın yakalama kararı kaldırılmadı, ama tutuklanmasına da karar verilmedi.

Dahası, ikinci celsede yakalama kararı da kaldırıldı.

Hablemitoğlu davasında gerçekleşen tahliyelerden sadece bir hafta sonra, 26 Mayıs’ta sonuçlanan davada Nuri Gökhan Bozkır’ın silahlı terör örgütüne üye olma ve silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte yardım” suçlamalarından beraatine, “silah sağlama” suçundan ise 21 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırılmasına karar verildi.

Aynı durumdaki Ahmet Yasin Güneş’in cezası indirimle 15 yıla düşürülür ve hakkında tutuklama kararı verilmezken Bozkır’ın cezasında indirime gidilmedi ve hükümle birlikte tutuklanmak üzere hakkında yakalama kararı çıkarılmasına karar verildi.

İndirim yapılmamasının gerekçesi de, “Kovuşturmayı akim bırakmak maksadıyla, 4 Aralık 2015 ve 16 Temmuz 2020 tarihlerinde çıkartılmış yakalama emirlerine rağmen 2 Mart 2022 tarihine kadar yakalanmamış olması ve suç teşkil eden fiilden sonraki davranış tarzları” diye açıklandı.

Medyaya yansıyan haberlerden ve Bozkır’a atfen aktarılan iddialardan, Bozkır’ın işte bu kararı “haksız ve hukuksuz” bulduğu için firar ettiği anlaşılıyor.

İhmal mi Kaçması mı İstendi?

Edindiğimiz kulis bilgilerini de aktaralım.

26 Mayıs’taki tutuklama karardan bugüne kadar, bırakın tutuklama işleminin gerçekleştirilmesini, Bozkır’ın ne eşinin ne de annesinin evine gidip onu arayan soran olmuş.

Bir başka ayrıntı; Hablemitoğlu davasında tahliye olduktan sonra işlerini toparlamak ve ailesinin güvenliğini sağlamak isteyen Bozkır’ın, çeşitli kişilerden yüklü miktarda alacağının olduğu ve bunların verilmesini talep ettiği, “Soğan TIR’ları” davasındaki kararın bundan sonra geldiği konuşuluyor.

Bunlar da demektir ki; ya çok büyük bir ihmal var ya da adeta kaçması istendi!..

Sözü burada avukatı Emrah Yücel’e bırakalım.

Öncelikle Nuri Gökhan Bozkır’ın kaçmadığını iddia eden Av. Yücel şunları söyledi:

Pazartesi günü Hablemitoğlu suikastı davası başlıyor. Belki duruşmaya gelecek, soğan TIR’ları davasında nasıl haksızlığa uğradığını anlatıp tutuklanacaksa ondan sonra tutuklanacaktı. Ancak fırsat vermediler; hemen Hablemitoğlu davasından da tutuklama kararı çıkardılar. Nuri Gökhan Bozkır hukuktan kaçmadı, ama şimdi hukuki güvenliği yok. Öte yandan Hablemitoğlu davası bu haliyle çökmüştü; ama bu sayede yeniden gündem yapılmış oldu.”

Evet, Pazartesi günü Hablemitoğlu davasına devam edilecek. Nuri Gökhan Bozkır duruşmaya gelir mi gelmez mi, bilinmez; ama Savcı, Bozkır’ın firarı üzerinden diğer sanıkların yeniden tutuklanmasını isterse hiç şaşırmayalım!..

Müyesser YILDIZ
8 Temmuz 2023

Kategori:Uncategorized