Akademisyen-Yazar Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu suikastı davasına devam edildi. Ankara 28. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın bugünkü celsesi, Hablemitoğlu suikastı sırasında ABD Büyükelçiliği’nde güvenlik görevlisi olarak çalışan Aslıhan Uslu Yıldız’ın tanık olarak dinlenmesiyle başladı.
Aslıhan Uslu Yıldız, Mahkeme Başkanı’nın sorularını cevaplandırırken, olay günü Büyükelçilik lojmanlarının ve Hablemitoğlu’nun evinin bulunduğu Portakal Çiçeği Sokak’ta görevli olduğunu, gözüne ekstra bir seyin çarpmadığını söyledi.Bugünkü celsede dinlenecek başka tanık kalmadığı için sanıklar ve avukatlarının taleplerinin alınmasına geçildi.
Mütalaasını veren Savcı, Nuri Gökhan Bozkır’ın tutukluluk halinin, diğer sanıkların ise adli kontrolünün devamını isterken, davanın ölen 1 numaralı sanığı Fetullah Gülen’in nüfus kayıt durumunun Adalet Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı aracılığıyla yabancı ülke makamlarına sorulmasını talep etti.
Öldürülmeden önce Eskişehir’deki konferansta ve Migros’ta Hablemitoğlu’nu izlediğinden şüphelenilen şahıslar ile sanıklar arasında benzerlik olup olmadığına ilişkin bilirkişi raporu geçen hafta Mahkeme’ye geldiği halde Savcı’nın, bilirkişi raporunun beklenmesini istemesi dikkat çekti.
Savcı KÖZ’ü Korudu
Savcıdan sonra taleplerı sorulan Nuri Gökhan Bozkır, iddianame ve duruşma savcısı Zafer Ergün’ü şu ifadelerle suçladı:
“Bu bir cinayet davası. Tek somut delil olan görüntüleri Savcı Bey’in saklamasına rağmen mahkemeniz buldu, teşekkür ediyorum. Benim bu görüntülerdeki şahıslar arasında olmadığım net olarak anlaşılmıştır. Bir gün bile tutuklu kalmamam lazım. Dün emniyet imamı olduğu söylenen ve KÖZ olarak bilinen Kemalettin Özdemir dinlendi. Çok ilginç, Tarkan Mumcuoğlu’nun yurtdışında olduğuna inanmayan Sayın Savcı, KÖZ’e, ‘2002-2008 arasında yurtdışındaydınız, değil mi?’ gibi koruyucu soru soruyor.”
Nuri Gökhan Bozkır, gazeteci Zihni Çakır’ın kendisine gönderdiği WhatsApp mesajına dayanarak Savcı’nın Bylock kullanıcısı olduğunu öne sürerken, Savcı’yı gerçek failleri aramamakla da suçladı.
Bedduaya Cevap
Sanıklardan Enver Altaylı da Savcı Zafer Ergün va Gazeteci Abdurrahman Şimşek hakkında şunları söyledi:
“Bu savcının bu makamda oturmasına milletim adına üzülüyorum. Savcı kanunsuzluk yapıyor, bu makama layık değil. Savcıyı Rabbime havale ediyorum. Rabbimin sillesini elbette yiyecek. Elinden geleni ardına koyma Sayın Savcı… Abdurrahman Şimşek devamlı yalan söyleyen çirkin bir insan.”
Altaylı’nın bedduaları üzerine Mahkeme Başkanı, “Yaradan var. Ayrıca herkes bilfiil hesaba çekilecektir. Tamam. Bir daha bunlara girmeyin.” dedi.
Sanıklardan emekli albay Levent Göktaş ise il dışına çıkış yasağının kaldırılmasını istedikten sonra Hablemitoğlu’nu takip eden şüphelilerin fotoğraflarının Kapan sistemine gönderilip kimliklerinin tespit edilebileceğini söyledi. HTS kayıtlarıyla ilgili olarak aldıkları uzman raporu hakkında bilgi de veren Göktaş, Savcı’nın esas aldığı verilerde sayısal imza, zaman damgası ve hash değeri bulunmadığına dikkat çekti.
Sanıklar Fikret Emek, Tarkan Mumcuoğlu, Mehmet Narin ve Aydın Köstem de maddi delillerle böyle bir örgüt olmadığının ortaya çıktığını belirterek adli kontrollerinin kaldırılması talebinde bulundu.
Sanıklardan Aydın Köstem, 1.5 yıldır elektronik kelepçeli olduğunu, bu yüzden görevliler tarafindan olur olmaz arandığını anlatıp CİMER’e şikayette bulunduğunu söyleyince Mahkeme Başkanı, “Oradan da bize gelir.” dedikten sonra elektronik kelepçenin neden sadece Köstem’e uygulanıp diğer sanıklara uygulanmadığını soracağını bildirdi.
Şimşek Hakkında Suç Duyurusu Talebi
Sanıklardan sonra avukatlarının talepleri alındı.
Av. Hülya Elmadağ, gazeteci Abdurrahman Şimşek’in mahkemede yalan ifade verdiğinin ortaya çıktığını vurgulayarak Şimşek hakkında yalancı tanıklıktan suç duyurusunda bulunulmasını istedi.
3 Gazeteci Savcının Kolluk Gücü gibi
Nuri Gökhan Bozkır’ın avukatlarından Hacer Ural da Savcı Zafer Ergün’ün yanı sıra gazeteciler Zihni Çakır, Abdurrahman Şimşek ve İbrahim Evrim Ayral’ı suçladı. Bu isimler için, “gazeteci olduğunu iddia eden, ama Savcının kolluk gücü gibi çalıştıkları görülen” ifadesini kullanan Av. Ural şöyle konuştu:
“Bir gazeteci, röportajını yayınlamak için mi savcılığa vermek için mi yapar? Kendilerini gazeteci olarak tanımlayan, ama ne oldukları belli olan bu kişiler Savcıyla hareket edip dosyayı manipüle etmişler, kurgulamayı birlikte yapmışlardır. Şu iddianame bir senaryo olsa 5’inci dakikasından sonra kimse izlemezdi.”
Av. Emrah Yücel ise “Zihni Çakır, Abdurrahman Şimşek ve benzeri, gazeteci kisvesi altında neye hizmet ettikleri belli olmayan kişilerin” Savcıyı da manipüle ettiğini düşündüğünü bildirip Savcı Zafer Ergün’e, “Zihni Çakır ilk ifadesinde sizi sattı, ama siz ona hukuka aykırı şekilde kolluk görevi verdiniz. Zihni Çakır hakkında suç duyurusunda bulunmanız gerekirken bulunmadınız.” diye seslendi.
Av. Yücel, iddianame ve yargılama için, “Başlangıcı fecaat, ortası vahamet, son aşaması hıyanettir.” benzetmesini de yaptı.
Yapay Zekalı Savunma
Enver Altaylı’nın avukatı Dilara Yılmaz da savcı-gazeteci ilişkilerini eleştirip şunları söyledi:
“Durumu yapay zekaya sordum. Gazetecilerin dosyalara müdahalesi için, ‘Etik değil. Soruşturmalara dahil olmamalı.’ dedi. Savcı’nın gazeteciyi görevlendirmesini ise ‘çok sıra dışı’ olarak nitelendirdi. Yapay zekanın insan zekasını geçtiği konuşuluyordu, doğruymuş.”
Av. Yılmaz bunları anlatırken Mahkeme Başkanı’nın dönüp Savcı’ya baktığı, Savcı’nın ise öbür tarafa dönüp uyuduğu görüldü.
Av. Ali Soykan’ın beyanı sırasında da Savcı Zafer Ergün’ün bu durumu tartışıldı. Av. Soykan, “Savcı konuşurken veya mütalaada bulunurken biz arkamızı dönmüyoruz. Böyle devam ederse ben de bundan sonra arkamı döneceğim.” deyince Mahkeme Başkanı kollarını açıp, “Kişilerin oturmasına da… Biz de öyle dönsün demiyoruz.” karşılığını verdi.
Bu tartışmalara rağmen Savcı uzun süre aynı pozisyonda oturmaya devam etti.
Av. Ali Soykan da Savcı’ya özetle şu eleştirileri yöneltti:
“En önemli delil olduğunu söylediği HTS’ler ilgili kurumlarda olmadığına göre kendisi de yazmış olabilir. Mahkemenin Emniyete yazdığı müzekkerelere nedense Savcı cevap veriyor. Son olarak Eskişehir ve Migros görüntülerinin ABD’ye gönderilip gönderilmediğini sormuşsunuz. Böyle bir şey olmadığını bildirmiş. Doğru söylemiyor, suç işliyor. Belgesi var, gönderilmiş. Suç işleyen bu Savcı hakkında suç duyurusunda bulunuyorum… Sadece bu değil. Hablemitoğlu’nun evini gören apartmanın kamera kayıtlarını da delil listesinden çıkarmış. Akıbeti belli değil. Biliyorsunuz, uzun süre Eskisehir ve Migros görüntülerini de gizledi. Emin olun, görüntülerde müvekkilim çıksa asla gizlemezdi. Savcı, Adli Emanete gidip delilleri alıp mühürlerini kırıyor. Aynı şeyi ben yapsam anında tutuklanırdım.”
Hablemitoğlu suikastının tetikçisi olduğu iddia edilen Tarkan Mumcuoğlu’nun avukatı Eren Turan, Mumcuoğlu’nun cinayet günü Kazakistan’da olduğunu ispatlayınca tahliye kararı verildiğini, ancak Hablemitoğlu’nu Eskişehir ve Migros’ta takip eden kişiler arasında olabileceği gerekçesiyle adli kontrol uygulandığını hatırlatıp, görüntülerle ilgili bilirkişi raporuyla Mumcuoğlu’nun Hablemitoğlu’nu takip etmediğinin de kesinleştiğini söyledi.
Av. Turan, “katılan tarafın sırasının boş olduğu, Savcı’nın arkasını döndüğü yerde” sanıkların adli kontrolünün kaldırılması gerektiğini belirtirken, en azından il dışına çıkma yasağının yurt dışına çıkış yasağı olarak uygulanmasını istedi.
İddianamenin Hablemitoğlu’nun Köstebek kitabından dolayı katledildiği tezine dayandırıldığını, ancak dün dinlenen Kemalettin Özdemir’in anlattıklarının, Hablemitoğlu’nun Alman vakıflarıyla ilgili çalışmalarından dolayı hedef alındığı iddialarını gùçlendirdiğine dikkat çeken Av. Eren Turan; Zihni Çakır, Abdurrahman Şimşek ve İbrahim Evrim Ayral’ın ifade ve röportajının bu isimler ile Savcı’nın yan yana veya müstakil bir soruşturma yürüttüğünü ortaya koyduğunu belirterek, “Gazeteciler sıkıştıkları noktada kaynağı açıklamamaya sığındılar. Evet, bu hak var. Ama bu, soruşturmanın gizliliğini ihlal yetkisi vermez.” dedi.
Avukatların beyanlarının tamamlanmasının ardından karar için duruşmaya karar verildi. Kararın saat 17.00’de açıklanması bekleniyor.
Verilen aranın ardından Mahkeme Başkanı, Nuri Gökhan Bozkır’ın tutukluluk halinin, tutuksuz sanıkların da adli kontrolünün devamının; Abdurrahman Şimşek ve İbrahim Evrim Ayral hakkında suc duyurusunda bulunulması ve HTS kayıtlarının dosyadan çıkarılması taleplerinin gerekçeli kararla birlikte değerlendirilmesinin kararlaştırıldığını; avukatların, Savcının HSK’ya şikayet edilmesi ve değiştirilmesi talebinin reddedildiğini ve duruşmanın 2 Ocak’a bırakıldığını açıkladı.
Müyesser YILDIZ
31 Ekim 2024