Erdoğan AKP’nin Pazar günü yapılan kongresinde; bir kez daha eski Türkiye’yi yerden yere vurup TÜSİAD ve muhalefeti, “Unutmayın, Türkiye değişmiştir. Siz de eskiyi hortlatmaya çalışmak yerine bu yeni Türkiye’ye alışmak, politikalarınızı buna göre belirlemek zorundasınız.” diye uyarmakla kalmadı; “Türkiye Yüzyılı’nı inşa ederken, muhalefeti dönüştürme görevini de adım adım yerine getirmekten kaçınmayacaklarını” açıkladı.
Cumhur İttifakı’nın ortağı MHP ve Bahçeli’yi ise şöyle övdü:
“MHP ve Sayın Bahçeli, Cumhur İttifakı çatısı altında, ülkemizin kronik tüm sorunlarının çözümünde ön açıcı, kolaylaştırıcı, destekleyici, yapıcı tavırlarıyla Türk siyasi tarihine isimlerini şimdiden yazdırmışlardır. Cumhur İttifakı sapasağlam olduğu sürece, Türkiye güvendedir, ülkemizin bekası, milletimizin kardeşliği güvence altındadır. Şehit kanlarıyla hamuru yoğrulan bu ittifak, inşallah uzun yıllar ülkemize ve milletimize çok daha büyük hizmetler kazandıracaktır.”
“Yeni Türkiye”de ne olmaz olmazları gördük görüyoruz, değil mi?
Düşünün; İmralı’daki teröristbaşını muhatap alma işi Bahçeli’ye düştü, daha ne olsun?!
O teröristbaşı ve örgütü ki; “yepyeni bir cumhuriyet”, yani “demokratik cumhuriyet”, yani önce Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne ortak olma, sonra devleti ve milleti bölme hedefinden asla vazgeçmiş değil.
MHP’nin “Yeni Türkiye” Tarifi
Erdoğan’ın son “yeni Türkiye” söylemleri ve muhalefeti “dönüştürme” mesajları; MHP’nin 11 yıl önce bu konularda gösterdiği tarihi bir tepkiyi hatırlattı.
Yıl 2014.
Dönemin Başbakanı Erdoğan’ın kendilerini hedef alması üzerine halen aynı görevi sürdüren MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman yazılı bir açıklama yaptı.
Açıklamanın ilk paragrafında; “Başbakan’a son zamanlarda ezberletilen ve ağzına pelesenk olan iki kavram vardır. Bunlar ‘Pensilvanya’ ve ‘Yeni Türkiye’ kavramlarıdır. Başbakan, kendisine karşı olan her şeyi ve herkesi ‘Pensilvanya’ ile açıklamakta; bölücülüğü, yolsuzluğu, arsızlığı ‘Yeni Türkiye’ ile maskelemeye çalışmaktadır.” denildi.
İkinci ve üçüncü paragrafta; “yeni Türkiye”nin ne anlama geldiği şöyle anlatıldı:
“Tayyip Erdoğan’ın ‘Yeni Türkiye’ hezeyanları, ilk Meclis’in aziz hatırlarını inkârdır. Yeni Türkiye çekilen çileleri yok saymak; şehidin, şühedanın kemiklerini sızlatmak, ruhlarını incitmektir. Yeni Türkiye, bir yanda Kuva-yi Milliye’yi hakir gören, diğer yanda Kuva-yi İnzibatiye’yi referans alan içimizdeki yabancı beslemelerinin icadıdır. Yeni Türkiye lafları; Çanakkale’de, Sakarya’da, Dumlupınar’da başı ezilen, İzmir’de denize süpürülen düşman emellerinin son kez dirilişi, son şanslarını kullanışıdır. Yeni Türkiye musibeti, numaralı Cumhuriyetçilerin içinde saklandığı ihanet projesidir. Birçok bakımdan ‘Yeni Türkiye’ söylemi ‘ikinci cumhuriyet’ söyleminin AKP’lileştirilmiş halidir. Bir devleti yenilemek, reforma tabi tutmak, eksik ve gediğini gidermek bir şey, yeni bir devlet tantanasını ayarı bozuk düdük gibi öttürmek başka bir şeydir.”
Dördüncü, beşinci ve altıncı paragraflarda; “yeni Türkiye” söyleminin hedefine ilişkin özetle şu tespitler yapıldı:
“Başbakanın ‘Yeni Türkiye’ söyleminin ardındaki en önemli hedefini PKK terör örgütüyle ve onların siyasi zemindeki uzantıları ile yapılan müzakereler oluşturmaktadır… İktidarın sistemle bu kadar oynamasının sebebi, Cumhuriyet’i dönüştürüp içinde Türk’e has ne varsa kaldırmaktır… AKP, Türk milletinin egemen olmadığı bir devlet kurmak için üç bin yıllık Türk devlet geleneğini ortadan kaldırmaya azmetmiştir. Erdoğan’ın ‘Yeni Türkiye’den kastı budur… ‘İstiklâl mücadelesi veriyorum, Yeni Türkiye’yi kuruyorum’ sözleri hem tarihe, hem millete, hem de geleceğimize en acımasız saldırı ve hazımsızlıktır.”
Son paragraflarda ise Erdoğan’ın MHP’yi hedef almasının nedeni şöyle açıklandı:
“Bugün artık, ‘Yeni Türkiye’nin eksik kalan tek ayağı olan ‘Yeni MHP’yi oluşturmak için yola çıkıldığı ve MHP üzerinde de sosyal mühendislik ihtisasının icra edilmek istendiği Başbakan’ın konuşmasında açıkça görülmektedir… Türkiye’nin ve ülkücülüğün cenaze namazını kılmak isteyen karasinekler yeni bir MHP tasarlamak için canhıraş bir gayret içerisinde ellerinden geleni yapmakta olsalar da Türk milleti ve Ülkücüler bu oyunun farkındadır. Başbakan’ın yeni Türkiye ve yeni MHP hezeyanları sükut-u hayal ile neticelenecektir.”
Erdoğan’ın “İkinci Cumhuriyet”i
MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman’ın açıklamasında vurguladığı “AKP’nin ikinci cumhuriyet” söylemini hatırlatalım.
Erdoğan 1993’te Refah Partisi İstanbul İl Başkanıyken, “İkinci cumhuriyet tartışmaları” kapsamında yöneltilen soruları cevaplandırırken, Türkiye Cumhuriyeti’nin “katı üniter” yapısını eleştirip resmi ideolojinin “ırkçı” olduğunu öne sürmüş ve özetle şunları savunmuştu:
“Türkiye Cumhuriyeti’nde 27 etnik grup yaşamakta. Bu 27 etnik grubun da varlıklarının tanınması gerekmektedir. ‘Türkiye Türklerindir’ gibi tezler yanlıştır… Osmanlı eyaletler sistemi benzeri bir şey yapılabilir.”
MHP Lideri Bahçeli de 2015’te Erdoğan’ın bu görüşleri için, “Hiçbir vatan evladının onaylayamayacağı şekilde ve tıpkı PKK’lıların ağzıyla cevap vermiştir.” değerlendirmesini yapmıştı.
HÜDA-PAR Sessizliğine Devam
Bugüne gelirsek; Bahçeli, İmralı’nın kapısını sadece ve sadece PKK’ya silah bırakma çağrısı yapılması için açtı. Yani al-ver olmayacaktı.
Ama ne görüyoruz? “Kürt sorunu”, “Kürt barışı”, “demokratik Türkiye”, “Kürtlerin kendi dilini konuşması”, “tarihle yüzleşme” söylemlerinden giriliyor; “1921 Anayasası”, yani özerklikten çıkılıyor.
Beri yanda Cumhur İttifakı’nın diğer ortağı HÜDA-PAR Diyarbakır’da toplanıp Cumhuriyete savaş ilân ediyor…
Yetmiyor, “Kürt meselesinin” sebebi olarak gösterdikleri Kemalizm için, “zehir”, “illet” denip, Kemalistlerin de kendilerini “PKK gibi lağvetmesi” isteniyor…
Buna karşılık Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın’ın önceki günkü açıklamasını saymazsak, MHP’den hâlâ bir tepki yok.
Semih Yalçın ne dedi? Tam 72 satırda CHP ve TÜSAD’a çattıktan sonra son 6 satırda, adını adresini belirtmeden şunları:
“Söylenenlerden söylenmeyenlerin çıkarılmasını, siyasetteki yapıcı yorumların fırsata çevrilmeye kalkılmasını onaylamayız. Barış ve kardeşlik adı altında yeni bir çözüm süreci tesis etmeye çabalayanların ve demokratik özerklik hayalleri kuranların heveslerini kursaklarında bırakırız. Unutulmasın: Türkiye bir ve bütündür. Milletimiz, çeşitli siyasi bahaneler ve kurmacalarla egemenlik haklarının paylaşılmasına asla izin vermeyecektir.”
Oysa çok değil iki yıl önceki seçim üzeri MHP Lideri Bahçeli, Kılıçdaroğlu’nu “teröristlerle hedef birliği” içinde olmakla suçlamış ve “Kemalizm ırkçılıktır” diyen birisinin milletvekili adayı yapılmasını eleştirmişti.
Ez cümle; MHP’nin görüşleri değişti mi, bilinmez; ama “yeni Türkiye”den kastın ve hedefin “ikinci cumhuriyet” olduğu o kadar belli ki!..
Müyesser YILDIZ
27 Şubat 2025