İçeriğe geç

Hablemitoğlu Suikastı Davası… “Bitecek İnşallah”!..

Soruşturma süreciyle birlikte yaklaşık 4 yılı bulan Akademisyen-Yazar Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu suikastı davasına devam edildi. Mahkeme, 2 Ocak’taki duruşmada Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan Hablemitoğlu’nu Eskişehir’deki konferansında ve öldürüldüğü gün Migros’taki alışverişi sırasında takip ettiği düşünülen şüpheli şahısların “ivedilikle” tespit edilmesini istediği halde Savcılık, soruşturmanın devam ettiğini bildirip süre istedi. Söz konusu şüphelilerle ilgili yeni bir soruşturma açılmış olmasına ilave bugünkü duruşmada da Mahkeme, 15 Temmuz darbe teşebbüsünden hemen önce Hablemitoğlu’na ilişkin verileri kaçırdığı öne sürülen Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı’ndaki iki mühendis hakkındaki dava dosyasının getirtilmesini kararlaştırdı. Ancak tüm bunlara rağmen, davanın tek tutuklu sanığı Nuri Gökhan Bozkır’ın tutukluluk halinin, diğer sanıkların ise il dışına çıkış yasağı adli kontrol tedbirinin devamına karar verildi. Bu arada bir sanığın, “Bu dava daha nereye kadar devam edecek?” sorusu üzerine Mahkeme Başkanı’nın, “Bitecek inşallah” demesi dikkat çekti.

Ankara 28. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın bugünkü celsesine Nuri Gökhan Bozkır ile başka davadan hükümlü Enver Altaylı, Sincan Cezavi’nden SEGBİS’le bağlanırken tutuksuz sanıklar Levent Göktaş, Tarkan Mumcuoğlu, Fikret Emek, Mehmet Narin ve Aydın Köstem duruşma salonunda hazır bulundu.

Duruşmanın başlangıcında Mahkeme Başkanı, Hablemitoğlu’nu Eskişehir’deki konferansta ve Migros’ta takip ettiği düşünülen kişilerin kimliklerinin tespitiyle ilgili soruşturma hakkında Savcılıktan henüz bir bilgi gelmediğini belirttikten sonra sanıklar ve avukatlarının taleplerini aldı.

Savcı, Abdurrahman Şimşek ve Zihni Çakır Suçlandı

Sanıklardan emekli Albay Levent Göktaş, adli kontrol tedbirinin hafifletilmesini isterken Aydın Köstem de, “1 yıldır ayağımda kelepçe var. Çok mağdurum.” dedi.

Sanık Fikret Emek de bu davanın daha nereye kadar devam edeceğini sordu. Mahkeme Başkanı, “Bitecek inşallah.” karşılığını verdi.

Tetikçi” olduğu öne sürülen Tarkan Mumcuoğlu’nun avukatı Mehmet Eren Turan ise özetle şunları söyledi:

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen yeni soruşturmanın sonucunu beklemek durumunda olduğumuz anlaşılıyor. Bizim açımızdan çok heyecan verici değil. Eskişehir ve Migros kamera kayıtları aslında dosyada vardı, Savcılık da bunun farkındaydı. Sanıklarla bir bağlantı tespit etmiş olsa, bunları hazırlık aşamasında dosyaya kazandırırdı. Ama sanıklar lehine olan hiçbir delili dosyaya koymadığı gibi, aleyhte delil arayışına girdi. Yıllardır KKTC’den beklenen uluslararası çağrı aktarma kayıtlarını da sanıkların aleyhine olsa dosyaya kazandırırdı. Eğer tanık olarak dinlenen H.Ş. poliste kendisine gösterilen fotoğrafları burada göstermeseydi, bu görüntüler hiçbir şekilde ortaya çıkmayacaktı. O görüntülerin araştırılması niye bugünlere kaldı? Yapılacak olan, görüntülerdeki bu kişilerin kimliklerinin tespit edilip kimlerle irtibatlarının olduğunun ortaya konulmasıydı. Savcıların 20 yılda toplayamadığı delilleri 15 günde topladık. Ama hala sanıkların adli kontrolü devam ediyor. Neyi ne kadar bekleyeceğimizi bilmiyoruz.”

Mumcuoğlu’nun diğer avukatı Enes Taner de sanıklar hakkında derhal beraat kararı verilmesi gerekirken adli kontrole tabi tutulmalarını eleştirdi.

Levent Göktaş’ın avukatı Ali Soykan, tanık olarak dinlenen gazeteci Abdurrahman Şimşek’in yalan beyanda bulunduğunun ortaya çıktığını, suç duyurusunda bulunduklarını ancak savcılığın hiçbir araştırma yapmadan takipsizlik kararı verdiğini belirtip Mahkemenin Şimşek hakkında suç duyurusunda bulunmasını istedikten sonra Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı’ndaki Hablemitoğlu ile ilgili verilerin çalındığı iddiasını gündeme getirerek şöyle konuştu:

Evet dosyada FETÖ parmağı var. Hablemitoğlu dosyasına bakan önceki savcılar soruşturmada polise yöneldi. Ancak bu son soruşturmada Nuri Gökhan Bozkır’ın yemek yediği lokantadaki garsonların tümünün ifadesi alınırken, tek bir polisin ifadesi alınmadı. Dosyadaki dijitaller kayboldu. İddianame ve duruşma savcısı, adli emanetten kimi delilleri alıp, mühürlerini kırıp inceledi. Hiç işi gücü olmayan spor yorumcusu Ahmet Çakar bile, ‘Hablemitoğlu’nu öldüren Levent Göktaş’tır’ diyor. Bunun sebebi, iddianamenin çok kötü olmasıdır.”

Sanık Mehmet Narin’in avukatı Hülya Elmadağ da Mahkemeden Abdurrahman Şimşek hakkında suç duyurusunda bulunmasını isterken Aydın Köstem’in avukatı Emre Tekin, İstihbarat Daire Başkanlığı’ndan veri çalınması iddiasında isimleri geçen Hamdi Özdere ve Haşim Türker hakkında Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen dava dosyasının getirtilmesini talep etti.

Nuri Gökhan Bozkır’ın avukatı Hacer Ural ise şunları kaydetti:

KKTC’den istenen yazının gelmemesi düşündürücü. Özellikle getirtilmediği kanaatindeyim. Yürüyerek gidip, alınır getirilirdi. Abdurrahman Şimşek’in beyanları yalancı tanıklıkla sınırlı değil, ayrıca adil yargılamayı etkileme var. Mahkeme suç duyurusunda bulunsun. Adlarının önüne öyle bir sıfat koysalar da Şimşek ve Zihni Çakır için gazeteci demeyeceğim. Zekeriya Öz’ün odasından çıkmayan, operasyonel davalarda dosyayı manipüle eden kişiler şimdi de bu dosyayı manipüle ettiler. Dosyayı sulandırmak için her şey yapılmış. İddia makamıyla çalışarak dosyanın bu hale gelmesine yol açtılar. Aslında cinayet çözülmüş, biz burada figüranlık yapıyoruz. Sanıkların bu suçu işlediğini varsaysak, Nuri Gökhan Bozkır alacağı en fazla cezanın yatarını bitirdi. Tutukluluğunun devamı kararlarında ‘kaçma ihtimali var’ deseniz tamam, ama ‘kuvvetli suç şüphesi’ deniyor. Bunun gerekçesi ne? Bu cinayetle hiçbir bağlantısının olmadığı ortaya çıktı.”

Enver Altaylı’nın avukatı Dilara Yılmaz da Abdurrahman Şimşek hakkındaki suç duyurusu talebinin hükümle birlikte değerlendirilmesi kararı alındığını hatırlatarak, “Bu, hükme kadar bekletilecek bir mesele değil.” dedi.

Taleplerin ardından mütalaası alınan Savcı Zafer Ergün, Eskişehir ve Migros görüntülerindeki şahısların tespitine ilişkin soruşturma işlemlerinin sürdüğünü belirtip tamamlanması için süre talebinde bulunurken, tanık dinlenmesi ve İstihbarat Daire Başkanlığı ile ilgili dava dosyasının getirtilmesi taleplerinin reddine, Nuri Gökhan Bozkır’ın tutukluluk halinin, diğer sanıkların da adli kontrol tedbirlerinin devamına karar verilmesini istedi.

Bozkır: “İş İntikam Aracı Haline Geldi”

Mütalaaya karşı diyecekleri sorulan tutuklu sanık Nuri Gökhan Bozkır, daha önce tahliyesine karar verildiğini hatırlatıp, “Bundan sonra aleyhime ne değişti? Aksine lehime deliller geldiği halde tutukluluğuma devam kararı veriliyor. Bu kadar tanık dinlendiği, cinayetle alâkam olmadığı ortaya çıktığı halde ben hala niye tutukluyum? İstenen cezanın yatarını yattım, 4.5 sene oldu. İş intikam aracı haline geldi.” dedi.

Avukat Mehmet Eren Turan da, devam eden soruşturmanın sonucunun beklenmesi ile adli kontrol tedbirinin devamının istenmesinin çelişki olduğuna dikkat çekerken, Av. Ali Soykan, İstihbarat Daire Başkanlığı dosyasında somut veriler bulunduğunu vurguladı.

Altaylı: “Hablemitoğlu Alman Vakıfları Konusunda Yanıltıldı”

Sanık Enver Altaylı ise şu değerlendirmeyi yaptı:

Merhum Necip Hablemitoğlu Alman vakıflarıyla ilgili kitabında merhum Muhsin Yazıcıoğlu’nun kurduğu Alperen Ocakları ile merhum Erbakan’ın kurduğu Milli Görüş teşkilatının Alman istihbaratının kontrolünde olduğunu iddia ediyor. Bu iddialar bilimsel değil, istihbari nitelikte. Milli Görüş teşkilatının başkanları Erbakan ve Erdoğan tarafından milletvekili yapıldı. Demek ki, Necip Hablemitoğlu’nun bilgileri doğru değil. Acaba o bilgileri kim verdi? Eskişehir’deki konferansını izlemeye gelenler kimdi, o bilgileri verenlerle ilgileri var mıydı? Bunlar araştırılırsa, Hablemitoğlu’nu yanıltanların kim olduğu ortaya çıkacaktır. Ben şöyle düşünüyorum; bunlar Hablemitoğlu’nu kullandı, o da kullanıldığını anladı ve aralarında anlaşmazlığa düştüler. Eskişehir konferansına gelenler önemli. MİT’in çok bilgisi vardır, olmaması mümkün değil. Ki, Mehmet Eymür de teşkilatta bazılarının bilgisi olduğunu söylemişti. O yüzden dönemin MİT Müsteşarının dinlenmesi önemli.”

Bozkır’ın avukatlarından Hacer Ural, “Bozkır’ın gördüğü işkence yanına kâr kaldı. Bu dosyada hukuka uygun hangi işlem var? Yeniden soruşturma açılırken tutuklu olması çelişkilidir.” derken Av. Emrah Yücel de Abdurrahman Şimşek, Zihni Çakır ve Savcıyı şöyle suçladı:

Abdurrahman Şimşek ve Zihni Çakır her türlü gizliliği ihlal edip, manipülatif yönlendirme yaptı. Nuri Gökhan Bozkır üzerinden bir dosya oluşturulmaya çalışıldı. Bunun için bazı vaatlerde bulunuldu, olmayınca tehdit edildi. Bozkır’ın soğan TIR’ları davasında tutuklanmasının müsebbibi savcılık makamında oturuyor.”

Verilen aranın ardından Mahkeme Başkanı, Nuri Gökhan Bozkır’ın tutukluluk halinin, diğer sanıklar hakkındaki adli kontrol uygulamasının devamıyla birlikte dönemin MİT Müsteşarı ile diğer tanık dinlenmesi taleplerinin reddine karar verilirken, İstihbarat Daire Başkanlığı ile ilgili dava dosyasının getirtilmesinin kararlaştırıldığını açıkladı.

Duruşmanın bir sonraki celsesi de 27 Haziran’a bırakıldı.

Müyesser YILDIZ
21 Nisan 2025

Kategori:Uncategorized