Yıl 2008, aylardan Temmuz.
Gündemde; Rusya’nın, Gürcistan’a müdahalesi nedeniyle yaşanan kriz ve Türkiye’ye uyguladığı gümrük ambargosu, bir de Antalya’ya gönderilen 120 Rus çocuğun aç-susuz kaldığı iddiası var.
Putin, 19 Temmuz’da dönemin Başbakanı Erdoğan’ı arayıp, “İnsani bir konuda özel bir ricasını iletmek üzere” Yardımcısı Victor Zubkov’u Ankara’ya göndereceğini söyler. Bu ziyaretin gizli tutulmasını da özellikle rica eder.
Erdoğan, bunun Antalya’daki çocuklarla ilgili olduğu düşüncesiyle, dönemin Kültür Bakanı Ertuğrul Günay’ı apar topar oraya gönderir. Sorun birkaç saat içinde çözülür.
Zubkov 3 gün sonra Ankara’ya gelir, Başbakanlık’ta görüşme yapılır. Ancak görüşme “gizli” tutulmaz, “Enerji başta olmak üzere ikili ilişkilerin ele alındığı” duyurulur.
O günlerde Putin’in Erdoğan’dan isteğinin, Fener Rum Patriği Bartholomeos’la görüşerek, “arabuluculuk” yapması olduğu konuşulur. Neyin arabuluculuğu mu?
ABD-AB-NATO üçlüsü, turuncu devrimler, NATO üyeliği, AB üyeliği yemleri ile Rusya’nın eski egemenlik alanları olan Orta ve Doğu Avrupa ülkelerini kontrolü altına alıp, Rusya’yı kuşatmaktadır. Bu kuşatmada, sözkonusu güçlerin “Ekümenik”, yani tüm dünya Ortodokslarının lideri sayıp, “Birleşik Avrupa’yı temsil ettiğine” inandıkları İstanbul’daki Fener Rum Patrikhanesi de devrededir ve sıra kiliselerin çok büyük bölümü Moskova Patrikliğine bağlı olan, “Turuncu devrimlerin” sembol ülkesi Ukrayna’dadır.
Ki, daha 2005’te Türkiye’ye resmi ziyarette bulunan dönemin Ukrayna Devlet Başkanı Yuşçenko, Patrikhane’yi ziyaret edip, Bartholomeos’un elin öpmüş, Bartholomeos da, “Ukrayna’daki Ortodoks kiliseleri hakkında görüştük. Orada yerel problemler var. Ortodokslar arasında bölünmeler var. Bunların nasıl giderilebileceğini konuştuk. Oradaki Ortodoksları Patrikhanemize getirdi. Bizim Patrikhanemiz, Ukrayna’daki Ortodoksların ana kilisesidir” demişti.
Peki, Bartholomeos’u ziyaret etmeyen ve elini öpmeyen tek lider kimdir; Putin. Ya, Fener Rum Patrikhanesi’nin “ekümenliğini” tanımayan kilise; Moskova Patrikhanesi. Fener’in, “Eşitler arasında birinci, ama ekümenik olmadığını” savunuyor.
İşte Putin’in, “arabuluculuk” ricası bununla ilgidir.
28 Temmuz’da Ukrayna’nın Başkenti Kiev’de, Rusların atası olan Kiev Prensliği’nin Hıristiyanlığı kabul etmesinin 1020’nci yıldönümü kutlanacaktır ve Ukrayna Devlet Başkanı Yuşçenko, törenlere Bartholomeos’u davet etmiştir. İddialara göre Zubkov, bundan rahatsız oldukları, törenlerin siyasi bir şov haline getirilmesinden endişe duydukları mesajını getirip, Erdoğan’dan, Bartholomeos’la görüşüp Kiev’e gitmekten vazgeçirmesini istemiştir. Erdoğan’ın, Bartholomeos’u ikna etmeye çalışacağını, ancak durumun zor göründüğünü söylediği belirtilse de Bartholomeos, üstelik Yuşçenko’nun uçağıyla Kiev’e gider, devlet başkanı gibi karşılanır. Fener Patriği, buraya 1648’den beri ilk kez gelmiştir. Bartholomeos’u bayraklarla karşılayan Ukraynalılar, bir anlamda Moskova Patrikhanesi’ne sırtlarını dönmüş olurken, Bartholomeos da Ukrayna ve Patrikhane bayrakları önünde, Moskova’ya mesaj verircesine, “Kiliselerimizin, birleşmesi için dua ediyorum. Bin yıl önce Konstantinopol tüm Ortodoks kiliselerinin anasıydı. Rusya Ortodoksluğu’na kaynaklık eden Kiev Ruslarının da ana kilisesiydi. Moskova Patriği II. Aleksios’la birlikte ayin yöneteceğimiz anı bekliyorum” der.
İstanbul’un Ortasında Lozan Çiğnenirken
10 yıl öncesine ait bu nottan sonra kısaca Fener Rum Patrikhanesi’nin, tarihte ve özellikle de Milli Mücadele döneminde Türkiye aleyhindeki vahim faaliyetlerinden dolayı Lozan’la belirlenen statüsünü de özetleyelim. Burası Fatih Kaymakamlığına bağlı bir Türk kurumudur. Patrik de Türk vatandaşıdır. Siyasetle uğraşmaması, diğer kiliselere karışmaması, sadece İstanbul’daki Rumların dini sorunlarıyla ilgilenmesi şartıyla İstanbul’da kalmasına izin verilmiştir.
Ancak özellikle AKP iktidarı döneminde, Lozan’a aykırı öyle çok mesafe aldı ki!.. Bunu uzun uzadıya anlatmayıp, sadece 2007’de bazı Ortodoks kiliselerinin Patrikhaneye bağlanması operasyonundan sorumlu dönemin ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Nicholas Burns’un, “Gül ve Erdoğan’ın her ikisi de Ekümenik Patrikliği kuvvetli şekilde desteklediklerini söylediler” şeklindeki açıklamasını hatırlatmakla yetinelim.
Bugüne, özellikle son 1.5 ayda yaşananlara gelirsek;
1-3 Eylül’de Ortodoks dünyasını biraraya getiren ve 3 yılda bir düzenlenen Synaxis (Tanrı’nın sofrası) toplantısı İstanbul Beyoğlu’ndaki Aya Triada Rum Ortodoks Kilisesi’nde yapıldı. Fener Rum Patriği Bartholomeos’un başkanlığında düzenlenen toplantıya, dünyanın çeşitli yerlerinden gelen patrikler, patrik vekilleri ile din adamları katıldı. Rus Ortodoks Kiliseleri Patriği Kirill ise sözkonusu toplantıdan 1 gün önce İstanbul’a gelip, Bartholomeos ile görüştü. İstanbul Fener Rum Kilisesi’nde gerçekleşen 3 saatlik görüşmede, Ukrayna’da 3’e ayrılan Ortodoks kiliselerinin yeniden birleştirilmesinin konuşulduğu bildirildi.
O toplantının hemen ertesinde Ukrayna Parlamentosu’nda, Rusya’dan bağımsız Ukrayna kilisesinin kurulması konusunda Fener Rum Patrikhanesi’ne başvuru yapılmasıyla ilgili bir karar kabul edildi.
Peşinden Ukrayna Ortodoks Kilisesi, Rusya’dan koparak, “bağımsız” olacağı mesajını verdi. İlk destekleyen, Fener Rum Patrikthanesi oldu.
Bu gelişmelere çok sert tepki gösteren Rusya Ortodoks Kilisesi, Ukrayna kilisesi sorununun çözümü için Fener Patrikhanesi ile yürütülen diplomatik girişimlerin sonuçsuz kalıp, tükendiğini bildirirken, bir Türk vatandaşı olan Bartholomeos’u, “alçakça ve haince hareket etmek”, bir Türk kurumu olan Patrikhane’yi de “şeytani bir plana katılmakla” suçladı. Ardından, “Rus Ortodoks kiliselerinde ibadet esnasında Fener Rum Patrikhanesi’nin isminin anılmaması” kararı alındı.
İki kilise arasındaki tartışmaya Kremlin Sözcüsü Peskov da dahil oldu. Peskov, gelişmenin kaygı verici olduğunu, Moskova’nın Ortodoks dünyasının birliğini istediğini söyledi.
Ve 5 gün önce Fener Rum Patrikhanesi Sen Sinod toplantısında, Ukrayna Ordokos Kilisesi’nin, Rus Ortodoks Kilisesi’nden bağımsızlık talebinin kabul edilmesini kararlaştırdı.
Ukrayna Devlet Başkanı Petro Poroşenko, şu açıklamayı yaptı:
“Tanrı, Ukrayna halkının bağımsızlık mücadelesini gördü, dualarımızı duydu ve gayretimizi takdir etti. Fener Rum Patrikhanesi ve Patrik Bartholomeos, uzun süredir beklenen kararı verdi. Karar nihayetinde, Moskova’nın emperyal hayallerini ve şovenist fantezilerini yıktı.”
İşin ilginç yanı, medyamızın tüm bu gelişmeleri sadece “Ortodoks dünyasını karıştıran karar… Ortodoks dünyasında büyük bölünme” olarak görüp, sunması.
Oysa krizin tam merkezinde, Fatih Kaymakamlığı’na bağlı Türk kurumu olan Fener Rum Patrikhanesi ile bir Türk vatandaşı olan Bartholomeos var.
Birincisi; İstanbul’un göbeğinde Lozan’ın böylesine çatır çatır çiğnenmesi, bizi hiç mi ilgilendirmiyor?
İkincisi; Yeni “stratejik müttefikimiz” Putin, Türkiye’den, “Lozan’a uymasını” istese, hatta hatta “Bartholomeos’u Yunanistan’a gönderin” dese, ne yapacağız?
Hiç düşündük mü?
Müyesser YILDIZ
16 Ekim 2018
Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/rusyayla-da-papaz-krizine-hazir-miyiz-16101813.html
Odatv yeni link: https://www.odatv4.com/yazarlar/muyesser-yildiz/rusyayla-da-papaz-krizine-hazir-miyiz-148435