İçeriğe geç

Fırat’ın Doğusu Konusunda Erdoğan ve Akar Arasında Görüş Ayrılığı mı Var?

Obama “kandırdı”, bunu geçelim. Trump döneminde terör örgütü PKK’ya yapılan binlerce TIR’lık yardımı da.

Önce gün Washington Büyükelçiliği’mizde Cumhuriyet Bayramı resepsiyonu vardı. Resepsiyona ABD yönetimini temsilen katılan Dışişleri Bakanlığı Avrupa ve Avrasya işlerinden sorumlu Müsteşar Yardımcısı Matthew Palmer, Trump’ın, Erdoğan’a gönderdiği 29 Ekim mesajını okudu.

Trump mesajında, “1952’den beri NATO müttefiki olan ABD ile Türkiye ortaklığı önemli olmaya devam ediyor. Özellikle DEAŞ ile PKK’dan yönelen tehditleri ve terörün her halini yenilgiye uğratmanın da dahil olduğu ortak hedefler için birlikte çalışıyoruz” demiş.

Mesajın mürekkebi kurumadan bugün ne gördük ve duyduk; PKK’nın 2007’deki Dağlıca, 2008’deki Aktütün ve 2011’deki Çukurca saldırılarını yöneten, toplam 104 askerimizin katili Azad Simi’nin, ABD helikopterlerinde, ABD’li komutanlarla turladığını ve PKK/YPG’nin Deyrizor’da IŞİD’e karşı yapılacak operasyonlarının başına getirildiğini.

ABD’nin, ülkemiz ve aklımızla resmen alay ettiğinin resmidir!..

Sadece ABD mi?

Bu aralar pek sıcak ilişkiler kurulan İngiltere’nin tavrı da farksız.

Cumhuriyet Bayramı münasebetiyle Erdoğan’ın gazetesi Sabah’a konuşan Ankara Büyükelçisi Dominick Chilcott, çeşitli konularda açıklama yaptı.

Mesela röportajın başlığı, “Darbenin FETÖ tarafından yapıldığı konusunda bir şüphemiz yok” cümlesiydi, ama Büyükelçi’nin devamındaki sözleri şöyleydi:

“İngiltere, Türkiye’ye yardım etmek ve sorumluların adaletin önüne çıkmasını sağlamak için elinden geleni yapmaya hazır. Karşılaştığımız en büyük zorluk, bunun İngiltere’de bir yargılama süreci olduğu gerçeği. Bu kişilere yönelik önlemler, mahkemenin kabul edebileceği kanıtlara dayanmak zorunda. Bu açıdan bakıldığında, darbenin arkasındaki FETÖ/Gülencilerle başa çıkmaya yardımcı olmak konusunda bir sorumuz yok. Ancak bu, politik iradenin bir işlevi de değil.”

Büyükelçi, Kıbrıs ve Doğu Akdeniz’deki gelişmelerle ilgili olarak da, “İngiltere, Ada’da bir uzlaşma görmek istiyor. Doğu Akdeniz’de gözlenen gerilim bu uzlaşmazlığın ürettiği bir süreç. Kıbrıs çevresindeki doğal kaynaklar, her iki toplumun yararına kullanılmalı. Eğer durum böyle değilse bundan rahatsız oluruz” dedi.

İngiltere’nin, Yunanistan ve Rum kesimi gibi, Kıbrıs’ta İttifak ve Garanti Antlaşmalarının sona ermesini istediğini unutmuş olalım. Büyükelçi’nin Sabah’a konuştuğu gün ne yaşandı, biliyor musunuz? İngiliz savaş uçakları, Doğu Akdeniz’de az rezervi arama çalışmalarını sürdüren Barbaros Hayrettin sismik gemimizin yakınında uçtu. İngiliz uçaklarını, F-16’larımız önledi.

İngiliz Büyükelçi’nin YPG’ye ilişkin görüşlerini gelince, şunları söyledi:

“Gerçekten çok karmaşık bir politika alanı bu. Türk hükümetinin, DEAŞ’a karşı mücadelede YPG’yi kullanmamızı istemediğini biliyoruz. Ancak gerçek şu ki, DEAŞ’la mücadeleye başladığımızda kendi kuvvetlerimizi sahaya sürmek yerine, yerel kuvvetlerin geniş ölçüde Suriye Demokratik Güçlerinin kullanılması en iyi seçenek olarak değerlendirildi. YPG ve PKK arasında çok yakın bir bağın olduğu çok açık, ancak DEAŞ’la mücadele bitene kadar bu araçsal ilişki sürecek. Türkiye de bu durumdan hoşlanmamaya devam edecek.”

İngiltere’nin YPG’ye terör örgütü saydığını sanıyorduk, değil mi?

Ya, yeni “stratejik müttefikimiz” Rusya?

20 gün önce Dışişleri Bakanı Lavrov, “ABD, Kürtler üzerinden Fırat’ın doğusunda sözde devlet kurmaya çalışıyor” deyince, o kadar mutlu olduk ki; Bırakın PYD/YPG’yi, Rusya’nın PKK’yı dahi terör örgütü saymadığını, YPG’nin Moskova’daki ofisinin faaliyete devam ettiğini bile unuttuk!..

-Ankara’da Kim Ne Diyor?-

“Müttefiklerimizin” söylem ve eylemleri böyle. Ankara’nın gündeminde de Fırat’ın doğusuna yapılacak operasyon var. Erdoğan son olarak, “Planımızı programımızı yaptık. Yakında terör örgütünün tepesine ineceğiz. Bir gece ansızın gelebiliriz” dedi.

Ancak yapılan açıklamalardan, ciddi bir kafa karışıklığı yaşandığı anlaşılıyor.

Şöyle ki;

Erdoğan 10 gün önce Moldova’dan dönerken, ABD Dışişleri Bakanı Pompeo ile Münbiç konusunu görüştüklerini belirtirken, buradaki teröristlerin Fırat’ın doğusuna geçmesi sözünün hâlâ yerine getirilmediğini belirtip, Türk ve ABD askerlerinin Gaziantep’teki eğitim çalışmasıyla “Bu kez bir mesafe alınmasının mümkün olduğunu ve yeni bir dönemin başladığını” söyledi. Fırat’ın doğusunun temizlenmesiyle ilgili olarak da şunları anlattı:

“Şu anda Fırat’ın doğusunda öyle ciddi manada rahatsız edici şeyler yok. Çünkü, Fırat’ın doğusu diye zikredilen yerlere şöyle ağırlıklı baktığımız zaman oralarda adeta çölü görürsün. Burada önemli olan şey Fırat’ın doğusunda Deyrizor’dur. Çünkü, orası bir enerji potansiyelidir. Onun bir şöyle havzası var. Orasıdır asıl yer… Çünkü, buradan terör örgütü ham petrolü çıkartıp ondan sonra belli yerlerde işlemesini yapıp buradan çok ciddi bir rakam, rant elde ediyor. Terör örgütü zaten oralarla kontaklı halde. Başta DEAŞ olmak üzere… Burada YPG ve PYD, bunlar ise buraya kısmen ortaklıkları vs. oluyor. Tabii Rakka’nın durumu var. Bunlar için önemli olan. Öbür tarafta şu anda yukarıya doğru baktığımızda Haseke, Kamışlı, buralar var ama bir de çöl diyebileceğimiz bölge var. Şimdi buralarda bunların nasıl bir yaklaşım sergileyeceklerini bilemiyoruz. Aşiretlerin de bu noktada tavrı var. Münbiç’te… Şimdi Rakka noktasında da tabi yavaş yavaş rejim burada puan kaybediyor, daha çok koalisyon güçleri puan kaybedecek. Fakat zaman lehe işleyecek diye düşünüyorum. Çünkü şu anda Amerika ve koalisyon güçleri de bu konularla ilgili olarak arkadaşlarımız da onlarla irtibat kurma gayreti içerisindeler.”

Bu sözlerden sadece 1 hafta sonra ise partinin il başkanları toplantısında, “Artık Münbiç’te oyalanmak yerine dikkatimizi ve enerjimizi Fırat’ın doğusuna çevirmekte kararlıyız. Fırat’ın doğusunda Türkiye tehdit ediliyor. Oralar bizim kırmızı çizgimizdir. Bu sözlerimiz son ikazlarımız olarak kabul edilmelidir” dedi.

İki gün sonra da TSK’nın, Fırat’ın doğusundaki Zor Mağar bölgesinde bulunan YPG/PKK mevzilerini bombaladığı bildirildi.

Medyamız bu gelişmenin, Erdoğan’ın “Fırat’ın doğusu kırmızı çizgimizdir” açıklamasının ardından yaşanmasına dikkat çekti.

Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı İlnur Çevik, “TSK’nın o bombaları ABD’ye dostça bir mesajdı” yorumunu yaptı.

Dün de Erdoğan, Fırat’ın doğusu konusuna değinirken, “Hatta geçtiğimiz günlerde terör örgütüne yönelik fiili müdahalelerimizi başlattık. Yakında daha kapsamlı ve etkili operasyonlarla terör örgütünün tepesine tepesine bineceğiz” diye konuştu.

Oysa Zor Mağar’daki terörist mevzilerin bombalandığının duyurulduğu gün devletin Anadolu Ajansı’nın geçtiği haberde şu bilgi vardı:

“Askeri kaynaklar, Fırat’ın doğusundaki terör örgütü PKK/YPG hedeflerinden sınır birliklerine açılan ateşe ve teröristlerin mevzi hazırlıklarına, meşru müdafaa kapsamında atışlarla karşılık verildiğini açıkladı.”

Biri Devletin Başı, diğeri devletin ajansı; Zor Mağar’daki bombalama Fırat’ın doğusuna yönelik operasyonun başlangıcı mıydı, meşru müdafaa mı?.. Ayrıca teröristlere karşı “meşru müdafaa” mı olur?.. Bunu söyleyen “askeri kaynaklar” kimlerdi?..

Bir başka ayrıntı;

Erdoğan, dün Fırat’ın doğusuyla ilgili plan ve programların yapıldığını bildirirken, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’dan şu açıklama geldi:

“Münbiç ile ilgili bir problemimiz var. Münbiç de bir takım ciddi sıkıntılarımız var. Bunun üzerine bir yol haritası yapıldı. Bu metin doğrultusunda Ekim ayına kadar daha sonra bir eğitim süreci geçti. Eğitim süreci tamamlandı, bugün yarın da müşterek devriye başlayacak. Bunun sonunda YPG’nin çekilmesi, çekildikten sonra Münbiç’teki ağır silahların toplanması ve sonunda da gerçek Münbiçlilerin, Münbiç’in yönetimine hakim olması. Yapılan plan, yol haritası bu. Bu istikamette ilerliyoruz, devam ediyoruz. Daha sonra tabii Fırat’ın doğusunun temizlenmesi söz konusu olacak. Münbiç’ten sonraki çalışma noktamız, çalışma alanımız olacak.”

Devletin Başı; “Artık Münbiç’te oyalanmayacağız. Hedef, Fırat’ın doğusu” diyor.

Devletin Milli Savunma Bakanı ise; “Önce Münbiç. Daha sonra Fırat’ın doğusunun temizlenmesi” şeklinde bir yol haritasından söz ediyor.

Hangisi doğru?!.

Bir de böyle duyura duyura operasyon mu olur?

Geçen yıl Afrin ve İdlib operasyonları konuşulurken, dönemin Başbakanı Binali Yıldırım bile, “Bir yere operasyon davul zurnayla yapılmaz” diye tepki göstermemiş miydi?

Müyesser YILDIZ

31 Ekim 2018

Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/erdogan-ve-akar-arasinda-gorus-ayriligi-mi-var-31101834.html

Kategori:Uncategorized