Geçtiğimiz günlerde yayınladığı “Uluslararası Medya Kuruluşlarının Türkiye Uzantıları” başlıklı raporla, “Fişleme” tartışmalarının odağına oturan Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) ile ilgili bir başka iddia daha gündeme geldi.
İddia o ki; “Yargı Reformu Strateji Belgesi”nin asıl mimarı da SETA’ymış.
En baştan başlayalım.
Erdoğan bu belgeyi 30 Mayıs’ta Saray’da yaptığı bir toplantıyla açıkladı. Açıklamasının başında da, “Uzun ve emek isteyen bir hazırlık döneminin ardından strateji belgesini kamuoyunun huzuruna getiren Adalet Bakanı Abdülhamit Gül ve ekibinin” yanısıra “Hazırlık sürecinde belgeye katkı sağlayan herkese” teşekkür edip, “Bu belge, Bakanlığımızın barolardan hukuk fakültelerine, akademisyenlerden medya mensuplarına kadar geniş bir yelpazede gerçekleştirdiği istişareler sonucunda ortaya çıkmıştır” dedi.
Reformlara AB istediği, dayattığı, takip ettiği için değil, milletimizin ihtiyacı olduğu için sahip çıktıklarını, AB kriterleri gözetilmiş olmakla beraber asıl milletimizin demokrasi, insan hakları ve adalet taleplerinin göz önüne alındığını da vurgulayan Erdoğan, konuşmasının bir başka bölümünde ise şunları söyledi:
“Bu reform belgesiyle, her ne kadar bize verilen sözler tutulmuyorsa da AB tam üyelik sürecine bağlılığımızı da ifade etmiş oluyoruz.”
-1 Gün Sonra SETA’dan Rapor-
Erdoğan’ın açıklamasından 1 gün sonra SETA, “Türk Yargı Adaletinde Reform Perspektifi ve Politikalar” başlıklı bir rapor yayınladı. Prof. Muharrem Kılıç imzalı 66 sayfalık raporun takdim yazısını da SETA Genel Koordinatörü Prof. Dr. Burhanettin Duran kaleme aldı. Adalet Bakanlığı’nın neredeyse 1 yıldır üzerinde çalıştığı belgenin, Türkiye’nin 2023 hedefleri doğrultusunda “güven veren adalet” ilkesiyle hazırladığını, “Yüksek mahkemeler, barolar, hukuk fakülteleri, sivil toplum örgütleri, hakim, savcılar ile avukatların yanı sıra ilgili diğer kurum ve paydaşların katılımıyla gerçekleştirilen geniş tabanlı bir müzakere neticesinde ortaya çıktığını” anlatan Duran, bundan sonraki süreçte öngörülen politikaların hazırlanacak olan eylem planı ile hayata geçirileceğini kaydetti.
Raporda, Erdoğan’ın açıkladığı belgenin baştan sona övüldüğünü belirtip, SETA’nın ikinci raporuna geçelim.
17 Haziran’da Nesibe Kurt Konca tarafından yapılan “Yargılamaya Egemen Olan İlkeler Işığında Yargı Reformu Strateji Belgesi” başlıklı 30 sayfalık bu analiz de övgü doluydu. Analizin sonuç bölümünden bir paragraf aktarmakla yetinelim:
“Türkiye’de yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı Anayasa ile güvence altına alınmış temel yargılama ilkesi olmasına rağmen geçen süreçte ‘vesayet yargısı’, ‘siyaset yargısı’ ve ‘FETÖ yargısı’ kavramları ortaya çıkmıştır. Bu kavramlar yargıya duyulan güvenin azalmasına sebep olmuştur. Yargıyla ilgili eleştirilerin ve tartışmaların odağında, yargıya duyulan güven sorunu bulunmaktadır. Yargı Reformu Strateji Belgesi çerçevesinde 2023’e kadar yapılacak çalışmalar esas olarak yargıya güven duyulması amacına hizmet edecek nitelik taşımaktadır. Bu çalışmalar suretiyle pekiştirilecek yargının görevini yerine getirdiğine ilişkin inanç toplumun tüm kesimlerinde yargıya duyulan güveni artıracaktır.”
-Merak Etmeyin Cumhurbaşkanı Arkamızda-
Erdoğan’ın açıkladığı “Yargı Reformu Strateji Belgesi”ni gerçekte SETA’nın hazırladığı iddialarının nereden çıktığına gelirsek;
18 Haziran’da SETA’da, bu belgeye ilişkin bir toplantı düzenlenir. Adalet Bakanlığı bürokratları, iktidar medyası temsilcileri ile hukukçulardan 70 civarında ismin davet edildiği toplantıda, 2 SETA uzmanı Erdoğan’ın açıkladığı o belgenin başlıklar halinde sunumunu yapar.
İddialara göre, katılımcılar, kendilerinden beklentinin ne olduğunu sorduğunda uzmanlar şunları söyler:
“Bu bizim ürünümüz. Çok sayıda akademisyenle, avukatla bire bir görüşmeler yapıp, biz katkı sağladık. Sizlerin de görüş ve önerilerinizi almak istiyoruz. Çalışmalar 2 ayda bitecek, Sayın Cumhurbaşkanına sunacağız.”
Bazı katılımcılar yargılamalardaki mağduriyetleri gündeme getirdiğinde de SETA uzmanları, “Selam Tevhid soruşturmalarında çok mağduriyet var” der.
Cezaevinde anneleriyle birlikte kalan çocukların durumu sorulduğunda ise uzmanlar, “Emin olun, iyileştirmeler yapılacak” cevabını verir.
Terör suçlarının kesinlikle reform kapsamı dışında tutulacağını belirten SETA’cılar, sık sık “Merak etmeyin Cumhurbaşkanı arkamızda, yanımızda” ifadesini de kullanır.
Koca Adalet Bakanlığı varken, Cumhurbaşkanlığında Hukuk Politikaları Kurulu oluşturulmuşken, “Yargı reformunu” bir düşünce kuruluşunun hazırladığına inanmak zor, ama en azından SETA’nın kendisini böyle “Devlet içinde devlet” gibi göstermesi bile başlıbaşına bir sorun değil mi?
Bir de; Erdoğan, bu reformların AB için değil, milletimiz için yapıldığını, ama bu arada “AB tam üyelik sürecine bağlılığımızı da ifade ettiğini” söylemişti ya, paketin Meclis’e gelmesi Sonbahar’a kalmışa benziyor.
Sebebi meçhûl; AKP ile MHP’nin tam bir mutabakat sağlayamadığı konuşuluyor.
Asıl sebep MHP’den ziyade AB’nin, “O belgenin tam üyelik sürecine bağlılığımızı ifade ettiğine” ikna olmaması, olabilir mi?
Müyesser YILDIZ
10 Temmuz 2019
Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/odatv-bomba-iddiayi-yaziyor-yargi-reformunu-da-seta-hazirladi-10071959.html