İçeriğe geç

Bir sonraki S-400 testi nerede yapılmalı

“Nisan’da kurulumu tamamlanacak” denilen S-400 meselesi yılan hikayesine döndü.

S-400 testlerinin Sinop’ta yapıldığını 16 Ekim’de Reuters duyurdu. Bunu ancak bir hafta sonra, ilk olarak Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, ardından da Erdoğan doğruladı.

Resmi doğrulama öncesinde gerek ABD gerekse NATO’dan “ihtiyatlı” tepkiler geldi. Ancak bu defa NATO’nun tonu biraz daha netti. Şimdiye kadar, “ülkenin egemenliği ile ilgili” deyip, “ama”sını fazla detaylandırmayan Genel Sekreter Jens Stoltenberg, 22-23 Ekim’de düzenlenen NATO Savunma Bakanları toplantısından bir gün önce medyaya yaptığı açıklamada, Türkiye’nin bu sistemleri almasından endişe duyduğunu, bunların NATO sistemine entegre olamayacağını belirtip şunları anlattı:

“Ben alternatifler bulmaya yönelik çabaları destekledim. Türkiye ile ABD arasında Patriot bataryaları konusunda temaslar olduğunu biliyorum. Türkiye ile Avrupalı NATO müttefikleri arasında da Fransız-İtalyan hava savunma sistemi SAMP-T için temaslar oldu. Bu zor bir konu. Farklı müttefiklerin nasıl savunma sistemlerine sahip olacakları ulusal bir karar. Ama NATO için önemli olan bunların birlikte çalışabilirlikleri ve hava ve füze sistemlerinin entegre edilebilmesi. Rus S-400 sistemi için bu mümkün değil.”

Stoltenberg, Rusya’nın büyüyen füze programına karşı siyasi ve askeri tedbirler alındığını, NATO’nun hava ve füze savunmasını geliştirmeye yönelik çalışmaların sürdüğünü de vurguladı.

Aynı gün ABD’nin NATO Büyükelçisi Kay Bailey Hutchison da konuştu. ABD’nin, hatta tüm NATO’nun, Türkiye’nin S-400’leri satın alacağını duyurduğu 2017’den itibaren bunu önlemek için yoğun çaba harcadığını ve Türkiye’ye pek çok farklı savunma sistemi teklif edildiğini bildiren Hutchison, şöyle devam etti:

“Norveç sistemi, sonra SAM’ler, ki bunlar İtalyan ve Fransız yapımı, Amerikan Patriot’lar… Çok seçenekleri vardı. Ama onlar NATO ittifakımız içinde Rus sistemi olan S-400’leri denediler. Bu hepimiz için son derece sıkıntılı bir durum… Bu gelişmeler hiç iyi değil… Rusya’dan füze savunma sistemi almak ve bunu NATO ittifakımızın içine sokmak… Bu bir kırmızı çizgi. Bunda şüphe yok.”

GÜVENLİK KAYNAKLARI KİM, AKAR NE SÖYLEDİ

Sonraki gelişmeleri aktarmadan önce bir parantez açalım. Stoltenberg ve Hutchison’un açıklamalarından bir gün sonra şu oldu.

22 Ekim’de Hürriyet Ankara Temsilcisi Hande Fırat ve Yeni Şafak’tan Mehmet Acet, “güvenlik kaynaklarından” aldıkları bilgileri yazdı. Bunlar arasında, ABD’den gelen tepkilere cevap ve Sinop’taki test de vardı. Fırat ve Acet’in “güvenlik kaynakları” ile 21 Ekim’de görüştükleri belliydi. Ancak aynı gün, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Amerikan Bloomberg televizyonuna geniş bir açıklama yaptı. Sinop’taki testi, “Her savunma tedarik programı çerçevesinde deneme ve sistem kontroller yer almaktadır. Bu usüller tedarik programının bir parçasıdır ve tamamıyla teknik bir faaliyettir” sözleriyle doğrulayan Akar, şunları söyledi:

“S-400 tedariki bir tercih değil, zorunluluk olmuştur… S-400’ler milli sistemde müstakil olarak, NATO’da var olan S-300 gibi Rus menşeli silahların kullanıldığı gibi kullanılacaktır… Tam koruma ve kapsama için tüm katmanların ve sektörlerin dikkate alınması gerekir. İhtiyaca göre alternatif sistemler (Patriot, SAMP-T gibi) de alınabilir. Türkiye tüm müttefikleriyle alternatif üzerinde çalışmıştır ve çalışmaya hazırdır… Transferi, ortak üretim ve teslimat takvimi gibi garantiler verilirse ABD’den Patriot hava savunma sistemleri alınabilir. ‘Biz sattık ama Kongre onaylamıyor, teslimata izin vermiyor’ gibi yaklaşımları kabul etmemiz mümkün değil.”

Hande Fırat, “güvenlik kaynaklarıyla” yaptığı görüşmenin, S-400’lerle ilgili bölümünde, işte Bakan Akar’ın bu açıklamalarının özetine yer verirken, Mehmet Acet, ABD’den gelen tepkilere “kaynakların” şu tepkiyi gösterdiğini yazdı:

“2011 yılı itibariyle tehdit artık etrafımızdaydı. ‘Patriot’ları verin.’ dedik, vermediler. ‘SAM füzelerini verin.’ dedik, vermediler. 83 milyonun kaderi senin keyfine bırakılabilir mi?”

Bu tablo, S-400’ün alternatifleri konusunda sadece ABD-NATO ile Ankara arasında değil, Ankara’nın kendi içinde de ciddi farklılıklar olduğunu göstermiyor mu?

YUNANİSTAN VE ERMENİSTAN’DAKİ S-300’LER

Sinop’ta S-400’lerin testinin yapıldığı resmen doğrulanmadan önce, 20 Ekim’de Anadolu Ajansı, Yunanistan’ın elindeki S-300 hava ve füze savunma sistemini test etmeye hazırlandığına ilişkin bir haber geçti. Haberde, Yunanistan’ın planladığı test atışına NATO üyesi ülkelerin ses çıkarmamasına tepki gösteren güvenlik uzmanlarının, bunu “ikiyüzlü bir yaklaşım” olarak nitelendirdiği belirtilirken, dikkat çekici bir ayrıntı da aktarıldı. İddiaya göre, Yunanistan söz konusu test atışlarını Girit Adası’ndaki NATO’ya bağlı atış alanında icra edecekmiş.

Aynı gün Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev, 27 Eylül’den bu yana Ermenistan ordusunun kayıplarından söz ederken, “4 adet S-300 füze sistemini de imha ettiklerini” bildirdi.

Bilindiği gibi, Ermenistan da NATO üyesi, ama görüldüğü üzere ona da tepki gösteren yok.

ERDOĞAN’IN TEPKİSİNİN DEVAMI

Sinop’taki teste ABD-NATO cenahının gösterdiği tepkilere dönersek;

Cuma Namazı çıkışında konuşan Erdoğan, “Bu testler doğrudur. Yapıldı, yapılıyor” dedi.

NATO’nun değil, sadece ABD’nin tepkisi hatırlatılınca da şu karşılığı verdi:

“Amerika’nın bu yaklaşımı kesinlikle bizi bağlamaz. Çünkü biz elimizdeki bu tür imkanların testini yapmayacağız da neyi yapacağız? Herhalde bunu da biz kalkıp Amerika’ya soracak değiliz. Dolayısıyla biz sadece S-400 değil, bunun dışında birçok hafif, orta, ağır silahlar bunların içinde Amerika’dan aldığımız birçok silahlar da var, bunların da testlerini yapıyoruz. Bundan sonra da yine aynı şekilde yapmaya devam edeceğiz.”

Erdoğan şunu da vurguladı:

“Yunanistan’ın elinde S-300’ler var. Bırakın testleri, kullanıyor. Oraya böyle bir şeyi Amerika soruyor mu veya söylüyor mu? Yok. Yani burada özellikle Rusya’ya ait bir silah olması demek ki bu beyefendileri rahatsız ediyor. Biz kararlıyız, yolumuza da aynı şekilde devam ediyoruz.”

Erdoğan’ın bu açıklamalarına cevap veren isim Pentagon Sözcüsü Jonathan Hoffman oldu. Operasyonel bir S-400 sistemine sahip olmasının, “Türkiye’nin bir müttefik olarak ABD ve NATO’ya bağlılığıyla örtüşmediğini” savunan Hoffman, “ABD Savunma Bakanlığı, Türkiye’nin Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından teyit edilen 16 Ekim’deki S-400 testlerini mümkün olan en sert şekilde kınamaktadır. Biz, Türkiye’nin güvenlik ilişkilerimiz için ciddi sonuçlar doğması riskini ortaya çıkaran bu sistemi test etmesine karşı çıkıyoruz” dedi.

ABD Yunanistan’a, Ermenistan’a ses çıkarmayıp Türkiye’yi kınadığına, hatta tehdit ettiğine göre;

Hele de Yunanistan’ın S-300 test atışlarını Girit’teki NATO’ya bağlı atış alanında yapacaksa;

S-400’lerin bundan sonraki testinin öyle Sinop’taki gibi adeta gizli saklı değil, alenen İzmir’deki NATO Üssü, İncirlik, veya Malatya’daki Kürecik Üssü’nde yapılması iyi bir cevap olmaz mı?

Tabii bu çıkışların sebebi, muhalefetin, “S-400’ler ne oldu” sorularını bir süre daha geçiştirmek değil de S-400’lerin kurulumunu gerçekleştirmek ise!..

Sincan’dan açık cezaevindeki tüm dostlara kucak dolusu sevgiler…

Müyesser Yıldız

Sincan Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu

G4 Blok

Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/turkiye-ile-ilgili-oyle-kritik-bir-madde-var-ki-31102003.html

Kategori:Uncategorized