Akademisyen ve Yazar Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu suikastı davasına devam edildi. Ankara 28. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın bugünkü celsesinde tutuklu sanıklar Nuri Gökhan Bozkır, Tarkan Mumcuoğlu, Enver Altay ve Aydın Köstem duruşma salonunda hazır edilirken, Levent Göktaş ve Fikret Emek bulundukları cezaevinden SEGBİS’le bağlandı.
Bu celsede de İddianame Savcısı Zafer Ergün kürsüde yerini aldı. Dinlenmesine karar verilen tanıklardan da Zihni Çakır, Nizamettin Avşar, Erdoğan Toprak ve Ergun Poyraz’ın da hazır olduğu görüldü.
Mahkeme Başkanı’nın dosyaya gelen evrakları okumasından sonra Enver Altaylı’nın avukatı Dilara Yılmaz, sağlık gerekçesiyle gelmeyeceğini bildiren tanık eski Bakan Halil Şıvgın’ın zorla getirilmesini istedi.
Av. Yılmaz, dinlenecek tanıkların birbiriyle bağlantısı olması sebebiyle bugünkü celse bitimine kadar yayın yasağı konması, ayrıca Şengül Hablemitoğlu’nun da tanık olarak dinlenmesi talebinde bulundu.
Bunun üzerine Hablemitoğlu Ailesi’nin avukatı Ersan Barkın, Şengül Hablemitoğlu’nun da salondan çıkarılmasını isteyip istemediğini, bu durumda Hablemitoğlu’nun tanıklıktan çekilme hakkı bulunduğunu vurguladı. Av. Barkın yayın yasağı talebine ilişkin olarak da, “Yayın yasağını hukuken alsanız da anlamadığımız bir şekilde gece Fetullahçı hesaplardan buradaki haberleri alıyoruz.” dedi.
Mahkeme, Av. Dilara Yılmaz’ın taleplerinin ardından Halil Şıvgın’ın ifadesinin bir naip hakim tarafından ikametgâhında alınmasını kararlaştırırken, yayın yasağı ve Şengül Hablemitoğlu’nun tanık olarak dinlenmesi taleplerini reddetti.
Çakır’a Soru: MİT Mensubu mu?
Bugün ilk olarak Yazar Ergün Poyraz’ın tanıklığına başvuruldu. Ancak Aydın’dan SEGBİS’le bağlanan Poyraz sağlık durumunun uygun olmadığını, iyileştiğınde bizzat duruşmada hazır bulunup ifade vermek istediğini bildirince beyanı alınmadı.
İkinci tanık Gazeteci Zihni Çakır’ın ifadesi sırasında ise önemli ve dikkat çekici konuşmalar yaşandı.
Mahkeme Başkanı, Çakır’a yemin ettirdikten sonra yalan tanıklığın suç olduğunu hatırlatıp Hablemitoğlu’nun öldürülmesi konusunda bildiklerini anlatmasını istedi.
Çakır, bildiklerini tümüyle Nuri Gökhan Bozkır’dan öğrendiğini, Bozkır’ın o zaman sadece Tarkan Mumcuoğlu’nun adını verdiğini belirtip, “Bana anlattıkları gazete bilgisi miydi kendi bilgisi miydi, bilmiyorum; ama Sabah’tan Abdurrahman Şimşek ve Ferhat Ünlü’nün Enver Altaylı ve Mustafa Özcan’dan söz ettiğini söyledi.” dedi. Çakır, Mahkeme Başkanı’nın diğer bazı sorularını da şöyle cevaplandırdı:
Başkan: Nuri Gökhan Bozkır, “Benim anlattıklarım kurmacaydı. Bilgileri Zihni Çakır getiriyor, ben de yorumluyordum.” dedi. Hangisi doğru; sizin anlattıklarınız mı Bozkır’ın söyledikleri mi?
Çakır: Ben kendi araştırmalarımı Bozkır’a anlatmış olsam ifadelerimde buradaki dîğer isimlerden de söz ederdim. Bu isimleri Bozkır’ın yurt dışına firar ettikten sonraki ifadelerinde gördüm. Hatta Fikret Emek’in ismini görünce şaşırdım.
Bozkır: Size Fikret Emek ile ilgili ne anlattı?
Çakır: O dönem İstihbarat Başkanı olduğunu, çalışmalarda etkisinin olabileceğini söyledi. Doğrudan bir suçlamada bulunmadı, tahminde bulundu.
Başkan: Ukrayna’dayken Bozkır’la nasıl görüşüyordunuz?
Çakır: İnternet uygulamaları, Whatsapp, Telegram; sesli, yazısmalı şekilde.
Başkan: Dava dosyarını nasıl gördünüz?
Çakır: Basından gördüm. Savcılığa sadece ifade vermeye gittim. Nuri Gökhan Bozkır’ın anlatımları dışında bir şey söylemedim.
Başkan: Bir arabanın fotoğrafının gönderilmesi var.
Çakır: Herhangi bir fotoğraf göndermedim.
Bozkır, “Tarkan Mumcuoğlu’nun arabası. 2000 model Volvo.” dedi.
Başkan: Tarkan Mumcuoğlu o dönemde Kazakistan’da olduğuna dair belgeler ibraz etti.
Çakır: Bu konu basına yansıyınca Bozkır’a sordum, ÖKK’da örtülü operasyonlarda böyle gizlemeler olabileceğini söyledi.
Başkan’dan sonra sanıkların Zihni Çakır’a sorularına geçildi.
Nuri Gökhan Bozkır, sözlerine, “Tamamen Savcı’nın yönlendirmesiyle benimle konuştuğunu siz de gördünüz. Volvo’nun resmini bana Whatsapp’tan gönderdi. Yalan söylüyor.” diye başladı. Sonrasında da şu konuşma yaşandı:
Başkan: Size cinayeti işleyen timde olduğunu söyledi mi?
Çakır: Hayır.
Bozkır: ÖKK’nın FETÖ raporuna ulaşmak için benimle kendisi bağlantı kurmadı mı? Doğruyu söylesin.
Çakır: Kendisi anlattı. Bir koli belge getirdi. İlk buluşmamız, konuşmamız Hablemitoğlu cinayetidir. FETÖ raporunun Levent Albay’da olduğunu, mutlaka ulaşacağını söyledi.
Bozkır: Kendisi MİT mensubu mudur?
Çakır: Ben MİT mensubu olsam yüce mahkemenizde bilgi belge olurdu. Gazeteci olarak da irtibatım olmadı.
Bozkır: Muhbir olarak?
Çakır: Hiçbir şekilde bağlantım yok.
Bozkır: “Bildiklerini yaz, gizli tanık yapacağız.” demedi mi?
Çakır: O Whatsapp yazışmaları ne derece doğru, bilmiyorum; ama “Gizli tanık yaparız.” demedim. Kendisi soğan TIR’ları davasından kurtarılmasını istedi. Savcılık bunun mümkün olmadığını söyledi.
Bozkır: Enver Altaylı ve Mustafa Özcan’ın isimlerini siz bana vermediniz mi?
Çakır: Bozkır bir senaryo kurgulamış. Şimdi bunları benim üzerime atarak kurtulmaya çalışıyor. Benim öyle Whatsapp yazışmalarım yok.
Bozkır: Kesinlike Enver Altaylı ile ilgili bir şey söylemedim; bilmiyorum da zaten. Mustafa Özcan’ı hiç tanımam. Kesinlikle söylemedim. Kabul etsin, etmesin; Whatsapp delilleri ortada. Gizli tanıklık teklifi sabittır. İfadeleri çelişkili. Neden MİT mensubu olduğunu da avukatlarım anlatacak. Ukrayna’dan getirildïğimde avukatımı arayıp MİT’te olduğumu bildirmiş. Ergenekon’da da Fikret Emek’i suçlamıştı.
Fotoğrafı Savcının İsteğiyle Gönderdiğini Kabul Etti
Sanık Fikret Emek ise Zihni Çakır’a daha çok Ergenekon kumpası süreciyle ilgıli sorular yöneltti.
Çakır’ın bazı cevapları üzerine Nuri Gökhan Bozkır’ın avukatlarından Emrah Yücel, Mahkeme Başkanı’ndan yalan ifadenin suç olduğunu hatırlatmasını istedi. Başkan, “Hatırlattım.” dedi. Ardından Av. Emrah Yücel, Çakır’a, Bozkır’la Whatsapp yazışmalarını ulaştırdı.
Yazışmaları incelerken Mahkeme Başkanı, “Fotoğrafı nereden aldınız, Savcılıktan mı? Tanığa ulaşamıyordur, sizden yardım istemiştir. Bu suç değildir.”
Daha önce bunu reddeden Zihni Çakır şu karşılığı verdi:
“Evet, bunu soran Savcılık. Ben Savcı Bey adına soruyorum.”
Sanıklardan Levent Göktaş, Çakır’a sadece ÖKK’nın 3 bin sayfalık FETÖ raporu hazırladığı bilgisini nereden aldığını sordu. Çakır, bunu Bozkır’ın söylediğini ama getirmediğini belirtti. Göktaş da ÖKK’nın asla böyle bir rapor hazırlamadığını, sözkonusu raporun MGK’ya sunulan PKK raporu olduğunu söyledi.
Savcıda Bylock mu Çıktı?
Diğer sanıklar Çakır’a soru yöneltmeyince avukatların sorularına geçildi.
Nuri Gökhan Bozkır’ın avukatları Hacer Ural ve Emrah Yücel’in soruları üzerine Zihni Çakır, Savcı Zafer Ergün’de Bylock çıktığına dair kendisine bir belge geldiğini, bunun üzerine yeni bir FETÖ kumpası endişesine kapılıp korktuğunu ifade ederek şunları anlattı:
“Bu belgeyi dönemin Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’e Whatsapp’tan gönderip sordum. Bu işte ya tezgah ya başka bir iş vardı. Yine üst düzey bır yargı üyesine sordum. Mor Beyin çıktığını söyledi.”
İrfan Fidan’ı Sevmem
Çakır, Nuri Gökhan Bozkır’ı dönemin İstanbul Başsavcı Yardımcısı, bugünün Anayasa Mahkemesi Üyesi İrfan Fidan’la görüştürdüğü iddiası sorulunca da şöyle konuştu:
“İrfan Fidan sevdiğim bir kişi değil. Yöntemlerini de beğenmem. Sevmediğim adamla irtibat kurmam mümkün değil.”
Tutuksuz sanık Mehmet Narin’in avukatı Vural Ergül, Ergenekon kumpası dönemindeki rolüne ilişkin sorular yöneltince Zihni Çakır, “Bu avukat 15 Temmuz’dan birkaç gün önce, ‘Zihni Çakır bavulunu topla.’ diye tehdit savurdu mu? Darbeyi destekledi mi?” diye konuştu. Mahkeme Başkanı’nın ve avukatların tepkisi üzerıne Çakır, “Aramızda husumet var; bunu anlatmaya çalışıyorum.” açıklamasını yaparken Mahkeme Başkanı, “Tanıkla avukat arasında husumet olmaz” dedi.
Av. Vural Ergün, Çakır’a Nuri Gökhan Bozkır’ın getirdiği kolide ne olduğunu sordu. Çakır, kolide bazı Suriye haritaları ile burada Ermeniler üzerine çıkarılmış tapular olduğunu, sıkıntı olabileceğini düşünerek bu tapuları da MİT’le çalışan bir arkadaşına verdiğini söyledi.
Firari sanıklardan Serhat Ilıcak’ın avukatı Özlem Barıner, Zihni Çakır’a inanmadığını belirtip özellikle 2015’te Çakır’ın ifadesini alan İstanbul TEM görevlisinin bulunup dinlenmesini istedi. Bu arada araya giren Nuri Gökhan Bozkır, bu polis hakkında bilgi verebileceğini söyleyince Savcı, “Kanunu oku. Soruşturma sürecinde görev alanları ifşa edemezsin.” diye tepki gösterdi.
Savcı’nın bu uyarısı üzerine Mahkeme Başkanı, “Bu sözlerinizi mütalaanız olarak algılıyoruz. Biz karar veririz, gerekirse belgeleri alırız.” diye müdahale etti.
Savcı Zafer Ergün ise avukatların, “Çakır, ifadesinde, ‘Enver Altaylı ve Mustafa Özcan’ın adını Nuri Gökıan Bozkır verdi. Sabah’tan Abdurrahman Şimşek ve Ferhat Ünlü’nün de yazdığını söyledi.’ dedi. Ancak 2015’te böyle bir haber bulamadık.” sözlerini manipülasyon olarak nitelendirirken Şimşek ve Ünlü’nün 2017’deki haberini delil olarak sundu. Avukatların tarihe dikkat çekmesi üzerine de, “Bu konuda defalarca konuştuğu için Zïhni Çakır karıştırıyor. 2015’te böyle bir haber varsa sanık avukatları dosyaya sunsun.” dedi.
Savcı Ergün, Zihni Çakır’a, “Sizinle kaç defa görüştük? İfadeniz dışında bir şey konuştuk mu? Bozkır’ın avukatı mı sizi aradı?” sorularını yöneltti.
Çakır’ın son soruya, “Evet o beni buldu” diye cevap vermesi üzerıne Bozkır’ın avukatı Hatice Ural, Çakır’ın kendisine ulaştığına dair telefon kayıtlarını Başkan’a gösterdi. Başkan da kalem görevlilerine bu kayıtların görüntüsünü aldırdı.
Hablemitoğlu: Beni Kuşattınız Korktum
Tanık AKP eski Milletvekili Ramazan Toprak’ın Savcılık ifadesini okuyan Mahkeme Başkanı, merhum Necip Hablemıtoğlu’nun MİT Müsteşarlığı talebini Recep Tayyip Erdoğan’a ilettiklerini ama menfi cevap geldîğini söylediğini hatırlatıp, “Bu ônemli. Çünkü Levent Göktaş’ın onu engel gördüğü için bu cinayete dahil olduğu söyleniyor. Yani cinayetten aylar önce Hablemitoğlu’nun Müsteşar olmayacağı anlaşılmış. Menfi cevabı başka kim biliyordu?” diye sordu. Toprak şu karşılığı verdi:
“Faruk Çelik, Halil Şıvgın ve ben biliyorduk. Seçimlere kadar milletvekili olması beklentisi vardı ama o da sessizce geçiştirildi.”
Şengül Hablemitoğlu ise Toprak’ın ifadesine çok sert tepki gösterdi. Hablemitoğlu şunları söyledi:
“Size hiç merhaba demek istemiyorum. Halil Şıvgın’ın da yüzde 90 engelli olduğunu bildiren raporu sunmamasını dilerdim. Çünkü Necip’in ne sizden ne ondan MİT Müsteşarlığı istemediği biliyorum. Aday gösterilmeyen birisinin kendisine Necip üzerinden itibar sağlamak istediğini anlıyorum. Bizimle görüşme talebi sizden geldi. Ne benim sizden evimi değiştirme talebim ne Necip’in milletvekilliği beklentisi sözkonusu ne de herhangi bir yayının çıkarılmaması taahhüdü var. Necip böyle biri değildi. Cenazeden birkaç gün sonra Halil Şıvgın’la beni davet ettiniz. Fazla kalmamak için kızımla geldim. Beni öyle kuşattınız ki, ifademde sizden bahsedemedim. Açıkçası korktum. İfadenizin benim nezdimde hiçbir değeri yok. Söyledikleriniz doğru değil. Necip Hablemitoğlu böyle biri değil. Sanırım siz de farkındasınızdır.”
Abdullah Gül de Dinlensin
Hablemitoğlu Ailesinin Avukatı Ersan Barkın da Ramazan Toprak’a, Halil Şıvgın’ın kendisi hakkındaki “FETÖ’cü olduğu için TSK’dan ihraç edildi” iddiası ile 2006’da Fetullah Gülen’le görüşmesini sordu.
Ramazan Toprak ABD’ye kursa gittiğinde, “Bu insanın neresi toplumu bu kadar etkiliyor?” diye görmek için Gülen’i ziyaret ettiğini ve “ABD’nin elinde gönüllü bir rehine var.” izlenimi edindiğini söylerken Halil Şıvgın hakkında şöyle konuştu:
“Uzun zamandır ağır şeker hastası. Hablemitoğlu’nun katlinden hemen sonra buluştuk. ‘Bana böyle belalı bir adamı niye getirdin?’ dedi. Sonra, baktı prim yapıyor, yakın arkadaşı olduğunu anlatmaya başladı. İlişkimi kestim. İfadeye çağırıldığında da peşime düşüp notlarımı istedi. Vermeyince tartıştık. Karakter kırılması var.”
Av. Ersan Barkın, Ramazan Toprak’ın merhum Hablemitoğlu’nu Abdullah Gül’le görüştürdüğünü hatırlatıp Gül’ün de tanıklığına başvurulmasını istediklerini bildirirken, Toprak’a, “Bu değerli bilgileri 14 yıl sonra ailenin bu konuda Necip Hablemitoğlu’nun notlarına ulaşmasına kadar neden paylaşmadınız, kendinize sakladınız?” sorusunu yöneltti. Toprak şu karşılığı verdi:
“Bir yere varmayacağını düşündüm. 14 yıl sonra geldiğimde dönemin Savcısı Necip İşçimen’e, ‘Adımı Şengül Hanım mı verdi?’ diye sordum. [Bu sırada Şengül Hablemitoğlu’nun başını salladığı görüldü] Şengül Hanım’ın bana kırgın olduğunu biliyorum. O zaman gerçekten bir şey bilmiyordum. Söyleyeceklerim speükülatif olurdu. Daha sonra parçaları birleştirdim.”
Savcı Zafer Ergün ise tüm HTS kayıtlarını çıkardıklarını belirterek Ramazan Toprak’a, Halil Şıvgın’ın mı kendisinin mi doğru söylediğini sordu. Toprak, HTS kayıtlarına bakılmasını isteyince de Savcı Ergün, “İkiniz maktüle markaj halindesiniz. Bazı trafiklerinize Enver Altaylı da dahil oluyor.” dedi.
Son olarak 1993’ten beri Enver Altaylı’nın şoförlüğünü yapan Nizamettin Avşar tanık olarak dinlendi. Ancak SEGBİS kaydı arızalanınca Avşar’ın sorgusu tamamlanamadı ve saat 23.15’te, yarın devam etmek üzere duruşmaya ara verildi.
Müyesser YILDIZ
15 Mayıs 2023