İçeriğe geç

PKK AFFI AKP’Yİ NİYE ZIPLATTI

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun “PKK’ya af” önerisi AKP cephesinde “şok” etkisi yarattı!.. En çok da “artık anaların ağlamasın” diye, “açılım”da sınır tanımayan, değil elini, gövdesini “taşların” altına koyan Başbakan Erdoğan kızdı. Bakın birden kimleri hatırlayıp, neler söyledi:

“Bu şehitlerimizin anneleri, babaları, kardeşlerinin feryadını kulak ardı edebilir misin? Bir defa bu tür bir genel affa ilk defa ben karşı çıkarım. Böyle bir hakkı ben kendimde göremiyorum. Nasıl sen böyle bir şeyi söylersin, bu yetkiyi kim verdi?.. Düşünce, fikir suçu, bunu konuşmak başka, ama bunun içine katilleri, teröristleri paketlemeye kalkarsanız başka bir şey… Sayın Kılıçdaroğlu’nun bir huyu var. Doğuda başka batıda başka, Tunceli’de başka İstanbul’da başka konuşuyor. Bizim böyle bir tıynetimiz yok. Van’da neyse Ankara’’da da o…”

Meclis Başkanı Mehmet Ali Şahin de dayanamadı, tartışmaya macun-tüp benzetmesiyle dahil olup, “İlgililer af sözcüğünü lütfen dokuz düşünüp, bir konuşsunlar” ricasında bulundu!..  Hükümet Sözcüsü Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, gündemlerinde af olmadığını açıkladı, Kılıçdaroğlu’nu gündemi saptırmakla suçladı… Enerji Bakanı Taner Yıldız’ın tepkisi Erdoğan’ınki kadar sert oldu; “Ülkenin toprak yapısının parçalanmasıyla alakalı gayret gösterenlere, biz olduğumuz müddetçe böyle bir af çıkarılamaz. Böyle bir şeye biz hükümet olarak müsaade etmeyiz. Bizler terörün bitirilmesiyle alakalı her türlü gayreti göstereceğiz. Ama bununda fahiş noktalara gitmesine kesinlikle müsaade etmeyeceğiz” dedi.

AKP Grup Başkanvekili Suat Kılıç ise Kılıçdaroğlu’nun maskesini Tunceli’de düşürdüğünü, çünkü “terörist başı Öcalan’ı da kapsayacak şekilde genel af vaadinde bulunduğunu” söyledi ve “Hayır oylarını artırmak uğruna terörist başı Öcalan’ı affetmeye değer mi? Bu gücü, bu yetkiyi nereden alıyorsunuz? Bağrı yanan milletimizin görüşüne, kanaatine başvurdunuz mu?” gibi çok can alıcı sorular sordu.

Hayırdır inşallah!.. Başbakan Erdoğan ve AKP’lilere ne oldu ki?

ABD’nin isteği üzerine 2003’te “Topluma Kazandırma Yasasını” çıkaran, üstelik daha önce “Pişmanlık Yasası” veya “Bazı Suç Failleri Hakkında Uygulanacak Hükümlere Dair Kanun” denirken, o ifadelerin PKK’yı rahatsız etmesi üzerine bu ismi koyan,

Topluma Kazandırma Yasa tasarısının gerekçesine, “Önceki düzenlemelerde örgütün lider kadrosu dışarıda bırakılıyordu” şikayetini yazdıktan sonra, dönemin İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu’nun ağzından, “Tepkileri de dikkate alarak, lider kadroyu kapsam dışında tuttuklarını” açıklayan,

2005’te Türk Ceza Kanunu değiştirilirken, Öcalan’ın hüküm giydiği 125. maddede “elverişli” bir değişiklik yapan, ama Öcalan’a yarayacağı ortaya çıkınca bunu apar topar iptal eden,

Terörle Mücadele Yasası’nın 6. maddesini değiştirip, Öcalan’ın “etkin pişmanlıktan yararlanmasına” yeltenen, CHP veya MHP değil, AKP iktidarı değil miydi?

Bitmedi… ABD, AB, Talabani, Barzani ve DTP/BDP’liler, “Kürt sorunu”nun çözümü için yıllardır sık sık “af” önerdi, öneriyor. Başbakan ya da AKP’lilerin onlara da böyle sert tepki gösterdiğini hiç duydunuz, gördünüz mü?

5 Kasım 2007’de Bush’la görüştükten sonraki günlerde Erdoğan şunları söylemedi mi:

“Öncelikli hedefimiz sınır ötesi operasyon değil, PKK’nın silahsızlandırılması”,

“Mahrem anlaşmalar ilan edilmez”,

“Pişmanlık Yasası, Terörle Mücadele Yasası, adına ne derseniz deyin, bu çalışmalardan beklenen sonuç o zaman alınamamıştı. Ama şu anda buna yönelik bir çalışmada netice alınabilir düşüncesinde olan görüşler var. Biz, bunların hepsine itibar ediyoruz… O zaman bir direnç ve defans oldu biliyorsunuz. Şu anda çok daha farklı bir noktadayız. Medyanın katkılarıyla daha iyi sonuç alabiliriz…”

Cumhurbaşkanı Gül ve Başbakan Erdoğan tarafından ağırlanan Talabani, “PKK’yla savaşmayacağız… Koşulsuz af olsun… Dağdan inecek gençler hapse değil, evlerine dönsün… Bu ve benzeri konuları Sayın Gül’le Ankara’da konuşmuştuk. Sanıyorum Sayın Gül’le, Türkiye hükümeti ve devleti gerekli tüm adımları atıyor, atacak” iddiasında bulununca, bizimkilerin verdiği karşılığı hatırlıyor musunuz?

Gül, “memnuniyetini” bildirdi, Erdoğan da, “PKK’ya silah bıraktırılmasını hem Ankara’da, hem Bağdat ziyaretinde görüştüklerini” açıkladı.

Dahası var… “Kürt ve Kürdistan açılımı”nın yol haritası niteliğinde olup, David L. Phillips’e yazdırılan, “Kürdistan İşçi Partisinin Silahsızlandırılması, Dağıtılması ve Yeniden Entegrasyonu” isimli raporun hazırlıklarına T.C. Dışişleri Bakanlığı katkı vermedi mi? Hem o raporda, hem MİT’in 2005’te hazırladığı planda, PKK’lıların “af” denmeden sessizce yurda dönmesi, sözde lider kadrosunun da Norveç’e gitmesi veya Irak vatandaşlığına geçmesi yok muydu?

Keza Türk Milleti’nin “genel affa” büyük tepkisi olduğu hatırlatılıp, bu “acı hap”ın, “PKK’lıların yargılanmasından vazgeçilmesi” ve “topluma kazandırma” şeklinde yutturulması önerilmedi mi?

KELİME SİHİRBAZLIĞI

Peki şimdi ne bu şiddet, bu celal?!..

AKP’nin, referandum üzeri “PKK’ya affı” ağzına almayacak kadar tecrübe kazandığını, bunu söylemeye yeltenenlere de elbette “haddini” bildireceğini söylemeye gerek yok!..

Ama gösterilen “hassasiyet”in çok ince ve önemli bir sebebi daha var…

Öcalan 2000 yılında açıkladığı 10 maddelik “demokratik çözüm” paketinde, “af” ifadesine karşı çıkıp, “Kim, kimi affedecek? Affedeni kim affedecek? Onların daha çok affa ihtiyacı olacak” şeklinde meydan okumuştu.

2003’te çıkartılan yasaya “Topluma Kazandırma” adının bu yüzden verildiğini, yukarıda söyledik. O günlerde AKP’nin Güneydoğulu bazı milletvekillerinin, “Yasanın onur kırıcı olmayan ve kimseyi rencide etmeyecek bir isimle çıkmasını” istediğini, bu isimlerin başında da Erdoğan’ın sağ kolu olarak bilinen Diyarbakır Milletvekili İhsan Arslan’ın geldiğini ekleyelim.

Anlattıklarımızın tamamı 2003-2008 arasında yaşandı… AKP, bugün itibarıyla artık umudunu kesmiş ve o “acı hapın”, “af” kelimesi kullanılmadan millete yutturulması planından vazgeçmiş olamaz mı?

Nerdeee?!.. “Kürt açılımı”nı törenle başlattığında, “gündemde af var mı?” sorusuna muhatap olan İçişleri Bakanı Beşir Atalay hiç kızmadığı gibi, şu cevabı verdi:

“Af olarak bir kavram ifade etmek istemiyoruz. İhtiyaç duydukça çözümle ilgili değişik adımlar atılacak…”

Ya, Cumhurbaşkanı Gül’ün daha birkaç gün önce yaptığı açıklamalar; “Önemli olan terörü bitirmek, yeni şehitler vermemek” gibi bir çıta koyup, “bunun için her yol ve yöntemin deneneceğini” söylemedi mi?

Merak edilen şu; Kılıçdaroğlu “genel af” değil de, “eve dönüş… topluma kazandırma” falan deseydi, acaba Erdoğan ve AKP’liler yine aynı tepkiyi gösterir miydi?!..

Sözün özü; Hani Soros’un unvanı, “para sihirbazı” ya, bizimkiler de bu gidişle “kelime sihirbazı” diye nam salabilirler!..

Müyesser Yıldız

Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/turkiye-ile-ilgili-oyle-kritik-bir-madde-var-ki-31102003.html

Kategori:Uncategorized