İçeriğe geç

ERDOĞAN O İSTİHBARATÇIYLA GİZLİCE GÖRÜŞTÜ MÜ?

Referandum sürecinde MİT Müsteşarı Dr. Hakan Fidan’ın İmralı ile görüştüğünü ortaya çıkaran CHP Adana Milletvekili Tacidar Seyhan, çarpıcı bir iddiaya daha imza attı. Seyhan, Başbakan Erdoğan’ın, Yunan Milli İstihbarat Başkanı Konstantinos Bikas’la gizlice buluştuğunu öne sürdü.

Hafta başında Başbakan Erdoğan’ın cevaplandırması talebiyle TBMM Başkanlığı’na bir önerge veren Seyhan, geçtiğimiz aylarda Edirne Keşan’da bir otelde, İpsala’dan giriş yapan Yunanlı bir yetkili ile görüşüldüğü yönünde iddialar olduğunu belirterek, şu soruları yöneltti:

“Şapçı Prestije Otel’de bir görüşme yapılmış mıdır? Yapıldı ise kiminle görüşülmüştür?

Bu görüşmenin içeriği nedir? Görüşmenin Türkiye’nin Güneydoğu politikası ile ilgisi var mıdır?”

Defalarca tekrarladığı halde İmralı görüşmeleriyle ilgili soru önergeleriBaşbakan, Milli Savunma Bakanı ve Adalet Bakanı Sadullah Ergin tarafından halen cevaplandırılmayan Seyhan, bu dikkat çekici önergesine de kuvvetle muhtemel cevap alamayacak. O yüzden Seyhan’dan, elindeki bilgileri Odatv ile paylaşmasını istedik.

Şimdilik, Başbakan Erdoğan’ın “tatile çıktığı” söylenen bir dönemde gizlice Edirne Keşan’a gittiğini ve burada Yunan İstihbarat Başkanı ile buluştuğunu söylemekle yetindi. Biz de bu ipuçlarının peşine düştük. Başbakan Erdoğan’ın son 3 ayda iki “sır tatili” oldu. Bunlardan ilki Kanada Toronto’da Obama ile yaptığı görüşmeden sonra 30 Haziran’da ailesiyle birlikte çıktığı tatildi, nereye gittiği öğrenilemedi. Son olarak da 12 Eylül referandumunun ardından 21 Eylül’de tatile çıkan Erdoğan’ın gidişinin anlaşılamaması için makam aracı uzun süre İstanbul sokaklarında dolaştırıldı.

BİKAS KİM?

Seyhan’ın iddiasına göre, Erdoğan’ın görüştüğü isim Yunan Milli İstihbarat (EYP veya NIS) Başkanı Konstantinos Bikas. Önce bu kişiyi tanıyalım. Geçen yıl Yunan istihbaratının başına getirilen Bikas, bir diplomat. 1984 yılında Yunan Dışişlerine giren Bikas, Kanada Vancouver Konsolosluğu, Cezayir Büyükelçiliği Sekreterliği, Dışişleri Bakanlığı Sözcülüğü, Boston Başkonsolosluğu, Bağdat Büyükelçiliği ve son olarak Yunan Cumhurbaşkanlığı özel bürosu direktörü olarak görev yaptı.

ÖCALAN VE YUNAN İSTİHBARATI

CHP’li Seyhan’ın soru önergesindeki imasına göre, “Görüşmenin Türkiye’nin Güneydoğu politikası ile ilgisi” var… Böyle bir görüşme olduysa ve Seyhan’ın tahmini doğruysa, Yunanistan’la, Güneydoğu’nun, daha özelde Öcalan ve PKK’nın ne ilgisi olduğu sorulacaktır. Hemen cevaplandıralım:

9 Ekim 1998’de Suriye’den ayrılan Öcalan, Yunan istihbaratının yardımıyla gizlenip, buradan Kenya’ya götürülmedi ve Yunanistan’ın Kenya Büyükelçiliği’nden çıkarılıp, Türkiye’ye teslim edilmedi mi? Üzerinde de Rum pasaportu yok muydu?

Devam edelim; Öcalan’ın Yunanistan ve Kenya’ya götürülüp, saklanması üzerine bu ülkede dönemin yöneticileri hakkında açılan göstermelik davada eski Kamu Düzeni Bakanı Stelyos Papatemlis, “Öcalan ve Kürtlerin zaferi Türkiye’nin bölünmesine yol açacaktı. Şimdi K.Irak’ta kurulacak Kürt devleti, Türkiye’nin bölünmesi sürecini başlatacak” demedi mi?

Keza emekli General Rihardos Kapellos, “Çok sayıdaki yüksek rütbeli subayımız, Kürt silahlı mücadelesinin ikinci bir orduyu teşkil ettiğini düşünüyordu” itirafında bulunmadı mı?

Söz konusu duruşmada tanık olarak dinlenen Öcalan’ın Rozalin kod adlı sevgilisi Ayfer Kaya, dönemin Yunan İstihbarat Başkanı Stavrakakis ile tartışırken şunları anlatmadı mı?

“Bize verdiğiniz sözü tutmadınız. 8 saat tartıştık. Bize Avrupa ülkesine gideceğimizi söylediniz. Kenya lafını etmediniz, Güney Afrika lafını da etmediniz. Kenya, Avrupa ülkesi mi? Bize söylemediniz.’’

Stavrakakis de Kaya’ya, “Öcalan’la görüştüğümüz her an siz bizim yanımızda değildiniz. Ben ona Afrika ülkesine gideceğini söyledim. Onu önce Moskova’ya gitmeye ikna ettik. Uçağı ben kiraladım ve gönderdim. İkinci gelişinde de yeniden uçak kiraladık ve Kenya’ya gönderdik” cevabını vermedi mi?

Halen PKK’nın Yunanistan’da bir kampı (Lavrion) yok mu?

Özetle, Yunan devleti ve istihbaratı gırtlağına kadar PKK işinin içinde oldu ve olmaya devam ediyor.

İddia olunan görüşmede, acaba PKK ile mücadelede Yunanistan’dan destek istenmiş, mesela Lavrion kampının kapatılıp, buradaki PKK’lıların teslim edilmesi beklentisi iletilmiş olabilir mi? O zaman da şu sorular akla geliyor; Bunlar için niçin gizli görüşme yapılsın ki?.. Ve muhatabın, Yunan istihbaratı değil, gayet yakın ilişkiler içinde bulunulan Yunan Başbakanı Papandreu olması gerekmiyor mu?

ÖCALAN’IN YENİDEN YARGILANMASI

Meselenin Yunanistan’la ilgili bir başka boyutu da şu; Öcalan, İmralı’dan konuşmaya başladığından beri sık sık Yunanistan hakkında dava açılmasını istiyor. Çünkü yeniden yargılanıp, İmralı’dan çıkışının yollarından birisi olarak bunu görüyor. Kendisinin, Türkiye’ye tesliminin arkasında NATO, AB ile Yunanistan’ın, başta Kıbrıs, Ege ve Irak’taki “Kürt devletinin” tanınması olmak üzere bazı hesaplarının bulunduğuna inanan Öcalan, bu konudaki iddia, hesap ve beklentilerini çeşitli zamanlarda şöyle dillendirdi:

“Herhangi bir silahlı eylemim söz konusu olmadığı için örgüt üyeliğine ilişkin ceza maddesi uygulanmalıydı. Avrupa hukuku da böyle ele alıyor. Yunanistan ayağı önemlidir. Yunanistan’daki yargılama sonucunda beraat ettik ve böylece Yunanistan’a hukuki şekilde girdiğimiz ortaya çıktı. Yani Avrupa topraklarından yasadışı bir şekilde çıkarıldık. Hatta gazetelere de yansıdı. CIA uçaklarının binlerce kez Avrupa topraklarına girdiği ortaya çıktı. Benim durumum da bu kapsama giriyor. Eğer bu durum aydınlatılırsa, yargılamanın başından beri hukuksuz olduğu ortaya çıkacaktır. Bu durum Kenya sürecinden daha önemlidir…”

“Avrupa Birliği, bir avuç Kıbrıs için, Yunanlıların ufak bir talebini karşılamak için Kürt sorununu görmezden geliyor. 8 yıldır Kürt sorunu için herkesi oyalıyorlar. Hiçbir şey yapmadılar, Kürt sorununu adeta dondurdular. Komplo içinde bazı Avrupa devletleri ve Yunanistan’ın da olduğunu hep söyledim…”

“Yunanistan kendi hukukunu ve AB hukukunu çiğnedi. Bu durumun ortaya çıkarılması gerekiyor. Eğer Yunanistan’da da sonuç alınamazsa, bu konuyla ilgili de Avrupa Adalet Divanı’na dava açılma yoluna gidilmeli. Avrupa Birliği’nin, Yunanistan’ın Avrupa hukukunu çiğnediğini görmesi gerek…”

PKK’ya ait Fırat Haber Ajansı, Öcalan’ın Suriye’den çıkışının bu seneki yıl dönümünde, o süreçte 17 gün boyunca Öcalan’ın yanında bulunan Yunan İstihbaratçısı Binbaşı Savvas Kalenderidis’le uzun bir röportaj yaptı. Dönemin Yunan İstihbarat Başkanı Stavrakakis ile Öcalan müzakerelerinin tercümanı olan, ayrıca Rusya, İtalya ve Kenya turlarında Öcalan’a refakat eden Kalenderidis, ilginçtir şunları söyledi:

“Yunan Meclisi’nde bir tartışma yapılsın ve komploda parmağı olan Yunanlar halka açıklansın. Öcalan’la ilgili olarak Yunanistan, insan hakları, iç ve dış uluslararası hukuku ihlal etti…”

Acaba Öcalan’ın yerli ya da yabancı avukatları, Yunanistan hakkında bizlerin henüz bilmediği bir dava mı açtı veya buna benzer başka önemli bir gelişme mi yaşandı? Erdoğan- Bikas arasında yapıldığı öne sürülen görüşmenin böyle bir boyutu olabilir mi?

GÜMÜLCİNE SEÇİMLERİ YA DA NETENYAHU KRİZİ

CHP’li Tacidar Seyhan’ın, “Görüşmenin konusu Güneydoğu’ydu” iddiasından hareketle bu tespitleri yaptıktan sonra başka bazı tahminlerde de bulunalım.

Yunan İstihbaratı’nın başı Bikas, Türk-Yunan ilişkilerinde şahin bir isim. Mesela Dışişleri Sözcüsü iken “Pontus soykırımı yapıldığını” söyledi. Dönemin Devlet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü merhum Dr. Yıldırım Aktuna’nın Batı Trakya’ya yaptığı ziyareti, “Tahriklerde bulunmak için geldi” diye değerlendirdi.

Malum, “Pontus” için önemli olan Sümela Manastırı Ağustos ayında törenle ibadete açıldı. Erdoğan-Bikas buluşmasının Haziran’da gerçekleştiği varsayılırsa, görüşme Sümela Manastırı, buradaki törenlere katılacaklarla ilgili olamaz mı?

Ya da Yunanistan’da 7 Kasım’da yapılacak yerel seçimler öncesi Batı Trakya’daki Türkler hakkında? Bakın 11 Ekim günü ne oldu; Yunan Dışişleri Bakanlığı’na çağırılan Atina Büyükelçimiz Hasan Göğüş’e, Gümülcine Başkonsolosumuz Mustafa Sarnıç için nota verildi. Sarnıç, yerel seçimler öncesi “azınlık”, yani buradaki soydaşlarımız lehine müdahalede bulunuyormuş, Yunanistan bundan rahatsızlık duymuş.

Son bir ihtimal de şu; Başbakan Erdoğan önümüzdeki günlerde Akdeniz İklim Değişikliği Zirvesi vesilesiyle yine Yunanistan’a gidiyor. Zirvenin konusu iklim değişikliği, ama Erdoğan daha gitmeden Türk-Yunan ilişkileri hakkında yeni bir paket açtı. Bir diğer boyutu, İsrail Başbakanı Netenyahu’nun bu zirveye katılıp, katılmayacağı. Başbakan Erdoğan, “Netenyahu katılacaksa, orada benim olmam söz konusu değil” resti çekti. Ondan sonra Netenyahu’nun orada olmayacağı açıklandı!.. Diplomatik ilişkilerde, hele böyle uluslararası zirvelerde, işlerin son dakikaya bırakılması mümkün olmadığına göre, Erdoğan-Bikas buluşmasının sebebi, “belki de bu konuda bir nabız yoklamasıydı” deyip, tahminlerimizi noktalayalım.

Müyesser Yıldız

Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/turkiye-ile-ilgili-oyle-kritik-bir-madde-var-ki-31102003.html

Kategori:Uncategorized