İçeriğe geç

Dolmabahçe/NATO Atatürkçüleri!..

Şu devlete, millete saygıya bakın ki Tora Bora dağlarında saklanmak veya Raşit Dostum aşiretine sığınmak varken, uçarcasına Beşiktaş Adliyesi’ne geldi Kâşif Kozinoğlu. Meğer ölüme yatmaya gelmiş!..

Kozinoğlu’nun 7’si olmadan İnternet Andıcı davasından hakkında yakalama kararı bulunan Tümgeneral Mustafa Bakıcı’nın ‘firar’ ettiği, Rusya’ya kaçtığı haberi geldi. Ve birileri: “Gördünüz mü, savcılar (kaçma ihtimali var) derken, ne kadar haklılarmış. Kaçmazlar gerekçesiyle tutuksuz yargılanmalarını istiyordunuz; alın size kapak olsun!..” dediler ağızlarından sular akarak.

Oldu mu Paşa, yakıştı mı? Haydi Başkomutan’ın Atatürk’ü tanımıyorsun, aylardır Hasdal’da tutulan silah arkadaşlarını da mı düşünmedin hiç? Eğer gerçekten firar ettiyse söyleyeceğim tek şey var: yazıklar olsun!..

Belli ki Atatürk’ü hiç tanımayan, bilmeyen biri. Tanısa, bilse onun en iğrendiği şeyi yapar mıydı? Evet, Mustafa Kemal Paşa’nın en tiksindiği şey vatanı bırakıp kaçmaktı.

Enver Paşa ile Talat Paşa’ya kızıyordu; başta gelen sebebi ülkeyi 1. Cihan Savaşı’na sokmalarıydı. Ama “İmparatorluk’u bir felakete sürükledikten sonra her şeyi bırakıp gitmelerine” bundan daha fazla öfkeleniyor, sık sık şunu söylüyordu:

“Saadet ve musibetler hep bizler içindir. Mukadderatımız iyi veya kötü de olsa vatanı bırakıp kaçmaya hakkımız yoktur. Alnımızın yazısı ne ise ona razı olacağız. Kabahatli isek cezamızı çekecek; fakat bu topraklar üzerinde kalacağız.”

* * * *

Değerli meslektaşım Hüseyin Özalp henüz çıkan Ergenekon’da Atatürk adlı kitabında sahte, mason, kullanılan veya kullanıma hazır ile gerçek Atatürkçülerin o kadar güzel tasnifini yapmış ki!.. Özellikle Mason Atatürkçüler bölümüne dikkat derim… Dokunulmazlar onlar!..

Acaba bir de Dolmabahçe/Nato Atatürkçüleri’ni mi yazmak gerekecek? Sözde muhtıra, mücadele adı altında Türkiye’yi öğüten değirmene su taşıyanları ifşa için!..

* * * *

Söylendiğine göre Tümgeneral Bakıcı GATA’da yatmış. Taburcu olur olmaz da firar etmiş. Kabahatliyi arıyorlar. Bence kabahatli, “Gata/kulli” iddialarının peşini bırakıp şimdi de: “Gördünüz mü?” diyenlerdir. Ölüm döşeğindekilerin bile hastane içinde aldığı nefesin kaydını tuttular da onu niye izlemediler acaba?

İşte şimdi içime bir kurt düştü. Ege Ordu Komutanlığı’ndan tenzil-i rütbe ile EDOK Komutanlığı’na atanan Orgeneral Nusret Taşdeler de aranıyordu ve o da GATA’ya yatmıştı. Ne durumda ki? “Gata/kulli dedektifleri” en baştan onu da sıkı takibe almıştı; ama epeydir haber yok. Ne oldu ki?

Sahi, 1 Mart Tezkeresi öncesi ABD Başkanı Bush’la şu meşhur ‘at pazarlığı’nı yapan Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış ve Devlet Bakanı Ali Babacan’ın yanında o zamanlar Tümgeneral olan Nusret Taşdeler de mi vardı; yoksa ben mi yanlış hatırlıyorum? Genelkurmay Plan ve Prensipler Daire Başkanı’ydı galiba o zamanlar… Mahkemeye çıkıp en azından o pazarlıkları anlatsa fena mı olur?

* * * *

Gerçek Atatürkçüler Ergenekon/Balyoz adı altındaki operasyonların ABD-NATO merkezli ve millici güçleri tasfiye amaçlı olduğunda hemen hemen hemfikir.

NATO demişken; geçenlerde Hasdal’daki bazı askerler yeni bir cezaevine taşındı. Hadımköy’de eskiden NATO üssü olarak kullanılmış bir kışlada imiş bu yeni cezaevi. Ne tuhaf bir tesadüf; koca İstanbul’da bula bula eski NATO üssünü bul sen!.. Gerçek adrese teslimat mesajı mıdır yoksa?..

“Yoksa”sını duruşmaların seyrine göre yazayım en iyisi!..

Silivri’den kucak dolusu sevgiler,

Müyesser YILDIZ

19 Kasım 2011

Kategori:Uncategorized