Yorumsuz aktarıyorum.
Tarih 17 Nisan 2012 Salı…
Yer: TV-8, Erkan Tan’la Başkent’ten…
Konuk: 28 Şubat sürecinin Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı…
Demokrasi için, darbelere karşı nasıl mücadele verdiklerini; 28 Şubat’ta binlerce insanın fişlendiğini anlatıyor da anlatıyor.
Bir izleyiciden mesaj geldi. “Cemaatin adamı olduğu için mi böyle konuştuğunu” soruyordu.
Orakoğlu’nun kimyası bozuldu; öyle ki kendini zaptedemedi Erkan Tan’a şunu söyledi:
“O kişinin adını ver, araştıralım. Darbecilerle ilgisi var mı, yok mu bakalım!..”
Erkan Tan afalladı, konuyu değiştirdi; ama Orakoğlu pes etmedi. Yüzü kıpkırmızıydı, yeniden o mesaj gönderen kişinin adını istedi ve ekledi:
“Benim konuşmalarımı itibarsızlaştırmak için yazılmış bir yazı…”
Sadece şunu merak ediyorum: bildiğim kadarıyla Bülent Orakoğlu halen İstihbarat Daire Başkanı değil; emekli. Öyleyse Erkan Tan’dan o ismi alıp da nasıl araştıracak; yoksa istihbarat hala emrinde mi? Daha önemlisi, o kişiyi bulursa ne yapacak?!..
Kararlılığına baktım da: “İnşallah programdan sonra Erkan Tan’dan o ismi almaz.” dedim. Ya alırsa? Ya Erkan Tan vermek zorunda kalırsa?!..
* * *
Oda TV operasyonlarının ilk gününde atladığım bir şeyi Soner Yalçın’ın Samizdat’ında okudum. Meğer Orakoğlu, Soner Yalçın alındıktan sonra: “Gözaltına alınacak 5-6 gazeteci daha var.” demiş. Kimse de yalanlamamış. Nitekim 15 gün sonra bendeniz de dahil 9 gazeteci gözaltına alınmışız. Orakoğlu sadece sayıyı tutturamamış yani.
“İleri demokrasi”de katettiğimiz mesafeye bakar mısınız?.. Naklen fişleme teşebbüsü!..
Başbakan Erdoğan Oda TV operasyonuna gösterilen tepkiler üzerine: “Herkesin: ‘Neler oluyormuş bu ülkede?’ sorusunu sorması daha isabetli olacaktır.” demişti.
Sahi, bu ülkede neler oluyor?
Silivri’den kucak dolusu sevgiler…
Müyesser YILDIZ
17 Nisan 2012