28 Şubat operasyonunun hedefindeki isimlerden birisi de Genelkurmay eski Başkanı Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu. Neden? “28 Şubat 1000 sene devam edecek.” dediği için. Döne döküle herkes bunu hatırlatıyor. Tam ne söyledi; soran, araştıran yok. İşte o “suç delili”nin tamamı:
“28 Şubat bir süreçtir. 1923’te başlamıştır ve bu tarihten bu yana irticaya endeksli olarak sürmektedir. Bunu -irticaya karşı- müdafaa olarak kabul ediyoruz. 28 Şubat gerekirse 10 sene sürecektir. Bu gerekirse 100 sene, gerekirse 1000 sene devam edecek bir süreçtir…”
Hadi buyurun, buradan yakın. 1000’den önce 100, ondan önce de 10 var. Haklı çıktı; Başbakan Yardımcısı Arınç’ın övüne geldiği gibi: “28 Şubat 10 senede bitti.”!.. Daha nedir bu “1000 sene” edebiyatı?!..
* * *
28 Şubat sürecinde “PKK’yla işbirliği” iddiasıyla “andıçlanarak” mağdur(!) edilen Cengiz Çandar, o dönemin dış bağlantılarını anlatıyormuş.
“Andıçlanmak… PKK’yla işbirliği”, ne büyük iftiralar Allahım!.. İyi de Çandar’a ufak bir şey hatırlatsak, hatırlar mı acaba? Abramowitz’le “Türkiye’nin Dönüşümü”nü kotaran, birlikte kitaplar yazan kendisi değil mi? Dahası o çalışmalara ortak imza koyduğu isimlerden biri olan Princeton Üniversitesi uzmanı Heath W. Lowry, 28 Şubatçılar’ın o “andıcı”ndan sadece 3 yıl sonra şunu yazmadı mı?
“Mehmet Altan, Ali Bayramoğlu, Cengiz Çandar, Hasan Cemal gibi köşe yazarları ve Kemal Kirişçi, Doğu Ergil gibi akademisyenler Kürt sorunu hakkında bir gündem oluşturmuşlardır…”
Ah şu 28 Şubat’ın dış bağlantıları gerçekten sorgulansa!..
* * *
28 Şubat’taki iş ve işlemler için “MGK Kararı” deniyor. Doğru; da operasyondan 15-20 gün önce yaşanan ufak bir icraatı ilgi ve bilgilerinize sunayım.
Galiba Cumhurbaşkanı Gül’ün emriyle MGK internet sitesi yenilendi. Bu yenileme yapılırken de -ne tesadüf- 2002 öncesindeki tüm MGK bildirileri kaldırıldı. Yani Yeni Türkiye’nin, yeni MGK’nın tarihçesi bir anlamda 2002’den başlatıldı. Bildiriler yok, MGK görüşmeleri de “gizli” zaten. Demem o ki 28 Şubat-zedeler çok da o görüşme ve kararlara güvenmesin…
Kim takar MGK’yı ayrıca?!..
* * *
Tabii bu “hukuki” davaların nereye varacağını kestirmek güç. Mesela Genelkurmay Başkanlığı Kanunu’nu değiştirip ardından 2012’den önceki tüm faaliyetlerini “yasadışı” da ilan edebilirsiniz… Terörle mücadele bile resmen “suç” sayılır mı, sayılır!…
12 Eylül davası başladığında: “Mevcut Anayasa geçersiz kılınıyor. İster misiniz Anayasa’nın değiştirilemez, değiştirilmesi teklif edilemez maddelerinden böyle kurtulsunlar?” diye sormuştum.
Başbakan Erdoğan’ın 2007’de yeni Anayasa siparişini verdiği Prof. Ergun Özbudun, tam da bugünlerde: “İlk 3 madde 5 darbecinin iradesi.” deyivermiş. Hiç şaşırmadım!…
Türkiye’de her 10 yılda bir darbe geleneği bitmiş. Öyle diyorlar… Acaba? İşte 10 yıl ve bir darbe daha!.. Ama bu defa siyasi iktidara değil, toptan Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı!..
Üstelik bu darbenin altyapısı öyle 5-10 yılda hazırlanmadı. Tam tamına 100 yıllık hazırlık var!..
Silivri’den kucak dolusu sevgiler…
Müyesser YILDIZ
16 Nisan 2012