Korktuğum oldu… En son Akşam’dan Tuğçe Tatari’ye dertlenmiştim; üzerine çok gidiyorlar, üzülüyordum diye. O benim ‘sanal’ koğuş arkadaşımdı, sadece o. “Bir kedi verin.” dedim; koca bakan çıktı, böyle bir talebimin olmadığını açıkladı. Vermezseniz vermeyin! Sizden bir şey isteyen sizden beter olsun!..
Ama o cesur kadın haftanın beş günü bir nefes, bir can, bir umut, bir güneşti Silivri, Hasdal, Maltepe’de çürütülenlere; illa da bana. Kadının halinden kadın anlar. Konuşmasa da, arada koca cam olsa da bir kaçamak bakış, bir gizli öpücük. Vitamindi, ağrı kesiciydi; sıcak aşımdı. Cuma günleri bile zor ayrılıyordum, hafta sonu iki gün yapayalnız kalma korkusu!.. Gözlerim doluyor: “Gitme.” diyordum, “Gitme.”! İki gün dayanamazken tümden gönderdiler. Yüreğimi kopardılar.
Yok; zalimleri, korkakları, kaypakları, yüreksizleri, ÖYM’lerin arkasına saklananları daha fazla sevindirmeyeceğim. Acımı içime akıtacağım. Sözüm öbür mahallenin kadınlarına:
İçinizde ana yok mu? Yürek, vicdan, cesaret!?
Her yeri ağarmış, bir ayağı çukurda zalimlerin, gözü doymazların, şeamet tellallarının yüzünden günahsız analar, bacılar, babalar, gençler zindanlarda çürütülüyor. Neredesiniz?
Haftanın 7 günü darbeci diyorlar bize. “Çıkmasınlar, çıkartmayın. İçeride gebersinler.” diyorlar. Daha dün geldi mahkemenin mutat ve matuf “tutukluluğun devamına” yazısı; “Deliller toplanamadığından…” Duyuyor musunuz? 15 ay olmuş, deliller toplanmamış henüz; ama onlar infazımızı yapıyor. Çünkü onlar zalim, çünkü onlar korkak, çünkü onların vicdanı kurumuş, çünkü onlar doymazlar ve çünkü onlar artık Allah’tan dahi korkmuyorlar. Ya siz, öbür mahallenin kadınları?… Neredesiniz? Bu taarruz altında zor ya; ya hukuken de masum çıkarsak? “Çalınan yıllarını nasıl vereceğiz?” diye de mi sormayacaksınız? Onlar Kandil’den gelenleri -üstelik: “Pişman değiliz.” dedikleri halde- alkışlayıp hazmettiler. Bizden işlemediğimiz suçlar için pişmanlık bekliyorlar; hatta içeride kendilerine hayır duaları okumamızı… Ya siz öbür mahallenin kadınları? Siz bu hali hazmedebiliyor musunuz?
Yok mu içinizde bir cesur yürek, bir ana, vicdanlı bir kadın; bir Ayşenur Aslan? Bize değil, bari ona sahip çıkın; dokundurtmayın. Yüreğini yaktılar, canını yakmalarına izin vermeyin. Lütfen!.. Camianın büyüğü: “Dolaylı dolaysız haksızlığa uğrayan, günahına girilen insanların her biriyle helalleşilmesi gerekiyor.” buyuruyor.
Peşin peşin söyleyeyim: hepsi toplanıp beni sırtlarında taşıyarak Sırat Köprüsü’nden geçirip Cennet’in kapısına götürse de günahıma girenlerle he-lal-leş-me-ye-ce-ğim!
Sevgili Ayşenur Aslan, sevgili ‘sanal’ koğuş arkadaşım; n’olur bana hakkını helal et!
Silivri’den kucak dolusu isyanlarımla…
Müyesser YILDIZ
8 Haziran 2012
Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/sanal-kogus-arkadasima-ve-oteki-mahallenin-kadinlarina-0906121200.html