İçeriğe geç

Erdoğan Sahip Çıktı… Özel Aramadı Bile!..

Başbakan Erdoğan’ın iş işten geçtikten sonra Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ’a ‘sahip çıkması’ daha çok tartışılacak gibi.

Tartışalım, ama ondan önce Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel’in eski komutanı, silah ve mesai arkadaşı için ne yapmadığını da bilelim. Öğrendiğime göre, Başbuğ’un tutuklanmasından sonra Özel ve mevcut kuvvet komutanları Başbuğ ailesini bir kez bile aramamış, “geçmiş olsun” diyen çıkmamış.

Bu süreçte Başbuğ ailesini arayanları da araştırdım: Hilmi Özkök ve eşi telefonla arayıp en azından geçmiş olsun dileklerini ve üzüntülerini bildirmişler. Bir de geçen yılki YAŞ’ta yaşanan kriz üzerine dönemin Jandarma Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Necdet Özel dışındaki kuvvet komutanlarıyla birlikte istifa eden Genelkurmay eski Başkanı Orgeneral Işık Koşaner’in eşi. Bayan Koşaner, Başbuğ ailesini evlerinde ziyaret etmiş.

Paylaşmak istediğim başka notlar da var:

PERŞEMBE GÖRÜŞMELERİNİN SEBEBİ

Malum, Başbakan Erdoğan ile Genelkurmay Başkanının mutad Perşembe görüşmeleri var. 22 Ocak 2009’da başlayan bu uygulamanın fikir babası Başbuğ’du. Tutuklanan askerlere sahip çıkmadığı için eleştirilen Başbuğ, o Perşembe görüşmelerinin neredeyse tamamında Başbakan Erdoğan’a yaşanan hukuksuzlukları anlatmış.

Ne garip; şimdi Başbakan Erdoğan, Başbuğ’un maruz kaldığı hukuksuzlukları millete şikâyet ediyor!..

EN ÇOK KİME ÜZÜLDÜ?

Başbuğ her bir tutuklamada çok üzülmüş. Ancak Korgeneral İsmail Hakkı Pekin’in tutukluluğu onu daha bir farklı etkilemiş. Pekin’in TSK’nın en parlak, başarılı, geleceği olan isimlerinden biri olarak görülmesinin ötesinde, çocuğunun ağır bir hastalığın pençesinde yaşam mücadelesi vermesi Başbuğ’u kahretmiş.

Sadece Başbuğ değil, Işık Koşaner’in de sahip çıktığı İsmail Hakkı Pekin, bu yılki YAŞ’ta emekliye sevkedildi. Kendisi halen Hasdal’da ve çocuğu da annesi de çok hasta!..

TUTUKLANACAĞINI KİMDEN ÖĞRENDİ?

Başbuğ Silivri’den Vatan Gazetesi’ne gönderdiği mektupta: “Tutuklanacağımı biliyordum.” diye yazmıştı ya, acaba nereden biliyordu? Galiba aylar önce bir gazeteciden duymuş!..

Yani tutuklanacağını bile bile ifade vermeye gitti ve tutuklandı!..

ERDOĞAN’A NİÇİN TEŞEKKÜR ETTİ?

Kendisiyle ilgili son açıklamalarından sonra Başbuğ’un, Başbakan Erdoğan’a “teşekkür etmesi” tepki çekti. Duyduğum kadarıyla sadece tutuklu silah arkadaşları, onların aileleri ve kamuoyu değil, yakın çevresinden de tepki gelmiş. Vuralım, ama dinleyelim; acaba Başbuğ niye teşekkür etti? Teşekkürün sebebi, Erdoğan’ın kendisine sahip çıkması, tutuksuz yargılanması gerektiğini söylemesi değil, Zekeriya Öz’ün yerine atanan Özel Yetkili Savcı Cihan Kansız’ın hazırladığı o 33 sayfalık iddiannameyi “çirkin, insaf dışı” bulması, kendisinin veya bir başkasının söylemesi halinde “adli makamlara hakaret, adil yargılamayı etkileme” suçu sayılacak hususları bizzat Başbakan’ın dillendirmesi. Erdoğan tam olarak ne demişti, bir kez daha okuyalım:

“İlker Paşa’mızla alakalı olarak ben yapılan benzetmeleri ve yakıştırmaları asla doğru bulmuyorum. Yani bir örgüt elemanıymış, bir örgütün mensubuymuş gibi bu tür yaklaşımları kesinlikle çok çok çirkin buluyorum. Türk Silahlı Kuvvetleri’nde Genelkurmay Başkanlığı makamına gelmiş bir insan için bu tür bir yakıştırmanın, bu tür bir benzetmenin doğru olmadığını ve insaf dışı olduğunu kesinlikle düşünüyorum…”

Görüldüğü gibi Başbakan Erdoğan açıktan savcıyı ve bu iddianameyi kabul edip, Başbuğ’u tutuklayan mahkemeyi eleştiriyor. İster misiniz bu sözlerinden dolayı Başbakan hakkında dava açılsın?!..

ERDOĞAN-CEMAAT ARASINDA ŞİMDİ DE BAŞBUĞ KAVGASI MI?

Başbakan’ın Başbuğ ve tutuklu askerlerle ilgili açıklamaları birçok kesim tarafından “doğru, ama geç kalınmış sözler” olarak karşılandı. “Timsahın göz yaşları… Hem ağlarım, hem giderim.” yorumları da yapıldı. Bugün gördük ki, ‘cemaat’te de hoş karşılanmamış. Hareketin önemli isimlerinden Hüseyin Gülerce’nin tepkisi diğerlerinden epeyce farklı. Erdoğan’ın açıklamaları için: “Devam eden bir davada, düpedüz yargıya müdahale.” diyen Gülerce, Başbakan’ın değiştiğini belirtiyor; bu değişimi ise “Cumhurbaşkanlığı seçimi” değil, harp ihtimaline bağlıyor. Gülerce’nin Erdoğan’a uyarısı da var: TSK’da zihniyet değişimi olmalıymış. Bunun işareti de Meclis açılır açılmaz TSK İç Hizmet Kanunu’nun 35’inci maddesinin değiştirilmesiymiş.

Acaba bu uyarıdan şöyle bir mesaj çıkarabilir miyiz: TSK İç Hizmet Kanunu değiştirilmeden, Başbuğ dahil hiçbir askere tahliye yok!..

ÜSTÜN HİZMET MADALYASI VERMEDİ Mİ, VEREMEDİ Mİ?

Başbakan Erdoğan’ın açıklamalarından Başbuğ’u sevdiği ve takdir ettiği anlaşılıyor. Bu durumda ortaya bir dizi soru çıkıyor.

AKP iktidarı hakkında Erdoğan’a göre bildiri, Gül ve bazı bakanları göre ise muhtıra yayınlayan eski Genelkurmay Başkanı Org. Yaşar Büyükanıt bile Üstün Hizmet Madalyası’na lâyık görüldüğü halde Başbuğ’a bu madalya verilmedi.

Acaba Erdoğan o zamanlar Başbuğ’u bu kadar ‘sevmiyor’ muydu? Öyleyse bugün fikri neden değişti?

Yoksa Erdoğan, Üstün Hizmet Madalyası verilmesini istiyordu da engeller mi çıktı? Öyleyse o engeller kimler veya neydi?

Silivri, Hasdal, Hadımköy ve Maltepe’ye kucak dolusu sevgiler…

Müyesser YILDIZ

8 Ağustos 2012

Kategori:Uncategorized