İçeriğe geç

PKK’nın “Şeker” Bayramı

Yol kesiyor… Milletvekili dağa kaldırıyor… “Yoldaşları” ile güle oynaya bayramlaşıyor. Tablo vahim ötesi.

“Kürt sorununda güzel şeyler olacak.” diyen, BDP’lilere jest üstüne jestler yapan Cumhurbaşkanı Gül, “şiddete, teröre, kana bulaşanlara herkesin mesafe koymasını” istiyor. “Terörle, şiddetle devletimizin asla hizaya getirilemeyeceğini” açıklıyor.

Oslo’da ‘müzakere masaları’ kurduran, bu masaya oturan devlet görevlilerine “kefil” olan: “Terörle mücadele, siyasi iradeyle müzakere ederiz.” deyip BDP’yi muhatap kabul eden Başbakan Erdoğan, BDP-PKK bayramlaşması üzerine: “Bize düşen: ‘Bu ne muhabbet?’ demektir.” demekten öte bir şey söyleyemiyor.

PKK ile müzakereler için, “MİT’in kendisine verilen görev çerçevesinde yaptığı görüşmeler” değerlendirmesini yapan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, bugün gözyaşlarını zor tutuyor. Bir muhalefet partisi lideriymiş gibi PKK-BDP’yi halka şikayet edip: “Bu buluşma, bombalama olayından daha kötüdür.” benzetmesini yapıyor.

Millet yıllardır görüyor ve söylüyor ki, “PKK, dağda çiçek toplayan çocuklar” değil… Yargı yıllardır ‘siyasi parti’ denilenin PKK’nın uzantıları olduğunu tespit edip kurulan her partiyi kapatıyor… Amma velakin AKP, “parti kapatmak çözüm değil” anlayışını benimsediğinden BDP, PKK adına ovada, Meclis’te at koşturuyor. Bu hatırlatmaların sebebi, AB’den sorumlu Bakan Egemen Bağış’ın yorumları. CHP’li Hüseyin Aygün’ün kaçırılması için: “Meğerse piknik yapmaya gitmiş.” diyen Bağış, PKK-BDP buluşması için de şöyle konuşuyor:

“İşte gördük. Meclis’te bu milletin imkanlarıyla, milletvekili sıfatı taşıyanların, aslında terör örgütünün vekili olduklarını ortaya koyarcasına gidip dağdaki büyüklerinin ellerini öpmeye çalıştıklarına beraber şahitlik ettik…”

Görüldüğü üzere iktidar mensupları PKK-BDP’ya ‘kızmakta’ bizi sollamış durumdalar. Ama bir dakika! Erdoğan’ın yakın arkadaşı, Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı’nın bundan 10 gün önce Vatan Gazetesi’nden Deniz Güçer’le yaptığı röportaja da bakalım ki, ondan sonra PKK ‘bayramı’na nasıl zemin hazırlandığını tam anlayabilelim.

Bakan Yazıcı: “BDP’nin gücü varsa kiminle konuşuyorsa konuşsun, silahları sustursun. Yapabilecekleri en önemli şey budur ve bence asıl başlangıç budur.” diyor. Deniz Güçer soruyor:

“BDP konuşsun derken, şunu mu öneriyorsunuz; Gidin Kandil’i, Apo’yu veya Avrupa’yı ikna edin?”

Yazıcı şöyle cevaplıyor:

“Ben isim vermiyorum. BDP o süreçte etkiliyse, bir gücü varsa, bir fonksiyon icra etmesi lazım. Gitsin o gücünü kullansın. Kiminle, nasıl kullanacaksa. Artık kiminle konuşursa. KCK diyorlar; Ahmet Türk’ün başkanlığını yaptığı DTK var. Nasıl yapacaksa yapsınlar. Nereye ne derler bilemem. Bir sürü adam, gazeteciler Kandil’e gidip konuşuyor. Herhalde o gazetecilerden daha rahat BDP’liler gider konuşur. Gitsin konuşsunlar konuşabiliyorlarsa.”

Böylesi bir ‘açık çek’ verildikten sonra Şemdinli’deki PKK-BDP buluşmasına şaşılmasına şaşmak gerekmiyor mu? Allah razı olsun(!) ki BDP’liler İmralı veya Kandil’de bayramlaşma yaparken yakalanmadı(!). Yoksa, biz Şemdinli’ye bakarken, oralara da giden oldu mu?

Eğer tepkilerde samimilerse; Ve millete Kurban Bayramı’nı da haram etmek istemiyorlarsa;

Başbakan Erdoğan’a düşen sadece: “Bu ne muhabbet!” demek değildir.

Ya da Yardımcısı Arınç, “şehitlerin kanlarıyla alay edildiğine, birilerinin ayağını denk alması gerektiğine ve bu vatanın sokakta bulunmadığına” inanıyorsa, acilen yapılacak şeyler bellidir:

BDP hakkında kapatma davası açılır…

PKK’yla kucaklaşanların milletvekilliği düşürülür…

Yeni Anayasa sevdasından derhal vazgeçilir…

Değilse? Toplumu ‘ikna’ etmek için “PKK ile baş edilemiyor” algısını oluşturma, milleti yılgınlığa sevketme politikası mı izleniyor sorusunu sorarız. Çünkü, Başbakan Erdoğan’ın baş danışmanı Ankara Milletvekili Yalçın Akdoğan geçen yıl “çözüm” için şöyle bir yol haritası çizmişti:

“Çözüm sürecinde sadece hükümetin ve Meclis’in ikna olması yetmiyor. Toplumun da ikna edilmesi gerekiyor… Milletin algısını, hissiyatını yöneterek, desteğini alarak yol yürümemiz gerekiyor…”

Silivri, Hasdal, Hadımköy ve Maltepe’ye kucak dolusu sevgiler…

Müyesser YILDIZ

20 Ağustos 2012

Kategori:Uncategorized